zaman tüneli

buna girmek için, vpn ile cebelleşenleri gördüğüm başlıktır. internete goodbyedpi demeniz yeterli. ne para ödüyorsunuz, ne de vpn gibi interneti yavaşlatıyor.

benim için insanlara bakış açımı anlatmaya çalışmanın başı çektiği şeyler.

sadece tayyipçilere değil, genel olarak herhangi bir konuda herhangi biriyle hayata baktığımız pencerelerin farklı olduğunu hissettiğim anda tanışmak, konuşmak ve anlaşmak için uğraşmıyorum. eskiden detaylıca konuşalım, birbirimizi anlayalım, mantık çerçevesinde tartışıp orta yolu bulmaya çalışalım diye düşünürdüm. ama insanların büyük çoğunluğu her konuda nuh deyip peygamber demiyorlar. yani kıymetli vaktimizi boşa harcamaya gerek yok. şunun şurasında milyarlarca yıllık evrende 70-80 yıl anca kalacağız, bir ilerleme kaydedemeyeceğiniz kişilerle vakit kaybetmeye gerek yok bence.

orta/alt gelirli aile çocukları olarak ortaokul&lise dönemi arkadaşlarımızla birlikte içerken sürekli dinlediğimiz şarkıydı. ne güzel tribe girerdik be.

mutluyum ki o dönem bu şarkıyı beraber dinlediğim arkadaşlarımın ikisi hariç diğerleriyle sürekli görüşebiliyorum.

duygusal bi top olmak üzereyim allahıma.

-hem şavşatlı, hem öğretmen, al al al, bunu da al!

baklava yedim. ev baklavaları yedim ben şu an hareket etmekte zorlanıyorum. burada o eski bayramlar ama ben nalları dikmek üzereyim yarabbim yardım et susuyorum su bile içemiyorum yer yok midem çatlıcak benim yalnızca baklava da yemedim sarma baklava çörek baklava et baklava şeklinde yedik bu haldeyiz.

adettendir diye devam ettirmek istyeceğim başlık.
yeaaav kimse farkında değil halbuki şurda kendi başımıza dalgamıza bakmaya çalışırken aklı olup da müdahale edeyim mi diye 2-3 insanı da yav ne gerek var dallanıp budaklanmasın diye tutuyoruz.
aslında melting bacımın yaptığı gibi doğru anda işaret etmek lazım.

insan dolabiliyor hocam, anlatabiliyor muyum?
şimdi yeri geliyor boktan bi dersin finali dert oluyor insana, böyle barut dolu fıçı oluyor. yeri geliyor işte tatsız haberler alıyor. manitasından ayrılmış oluyor, bir şey bir şey.

şimdi birileri de kendi şımarıklığını şurada çizeceği boktan imaj uğruna suratına suratına çarpmaya kalkınca bi noktada duramıyorsun. işte insanlık hali de, yaaani ağlayanlara insanlık hali.

insanlık da ediliyor aslında bakma.
bacılarım iyi niyetli. melting bacım akıllı, onun gibi çıkarıp vurucan masaya ne varsa ne yoksa :d
ama işte etikler metikler sen ona uyma canımlar falanlar filanlar...

çok tatlısınız.

işte hemcinsi linçlenirken susan abla o linç kendine dönünce ağlar.
dmlerde bok atan ulu orta itin toştoşuna sokulunca bana iftira ettiniz diye ağlar.
bu işler böyle, ağlamayana meme yok.
insanların kutsalları ayak altı edilir kendisine sus dendiğinde bana sus dediler diye ağlar.

yav ama bence şık durmuyor ben söyleyeyim.
o mağduriyet konforlu, bu gün ikinci kez söylüyorum ama zayıf da.
cidden. yakışmıyor kimseye.

abi hakkaten mağdur olan da arada kaynıyor. o da enteresan.
çaylaklara dm kapatma diye bişi varmış sağ olsun 2 yazarın aklına geldi uyardı, pat kapattık.
bilseydim ben uğraşır mıydım 2 gün boyunca şahsıma ve anama sövülmesiyle :d
şşş, kapı arkalarında kaç kişi ilgi o...pusu sisi dedi? çakallar sizi. *
iş damlarda sekmeye gelince heeeerkes kadın dostu herkes feminist. kadınlara yapılan zulümden eeeen çok erkekler rahatsız.
zulüm hali hazırda söz konusuyken de millet kapı arkasında tv sesi açıyor.
sonra da fırlıyolar ortalığa "kadınlar da erkekleri öldürüyor" diye.

hemen toplumsal bi yere bağladım.
duyarımı kastım, sjwliğimi yaptım.
öberim herkesleri.

güzel olana yapılır...onu daha da güzel yapar, cilalar, parlatır... ama boş tenekeye ne yapsanız parlamaz, güzelleşmez, ağzı bozuk bir fadime olarak çürür...

cem baba sözleri çok kısa sürede yazdığını söylemiş. hatta orhan gencebay şarkılarından ilham aldığını da eklemiş. böyle hiperaktif zekaya sahip bir adamın oradan bunu çıkarmasına şaşırmadım.

keşke rahmetliyle karşılaştığımda sırıtmak yerine bu şarkıyla ilgili konuşabilseydim. hatta işçiler ve işçilikle ilgili genel bi' sohbet olsun isterdim.

işçisin sen işçi kal. ah b'abi.

şu ana kadar yok,görmezden geliyorum açıkçası.
ama bu son zamanda bir kaç tane olacak gibi,çünkü iş çığrından çıktı.

meriç meriç diyeeee nicesinee saldırdım
benim sadık kankim maçooo adaamdır

muhabbet kuşu yerine şundan alıp bakmak isterim. acaba ömürleri ne kadar.

kadınları delirten bir aura sağlar.

ben osman diyorum mesela hoşlanmadığım kişiye. sonra bir daha osman diyorum. hayır ben osman değilim dedikçe, osmansın sen diyorum adama. ben tolga diyor, yok osman'sın sen diyoruz.
o kişinin osman olmasını seven dostlarım beni destekliyor. favcı yengeler destekliyor. günlerce, aylarca osman diyoruz adama. çünkü osman kesin o.

bir kadının bu duruma nemlenme kapasitesinden elektrik bile üretilir. kadın olsam van gölü'ne dönerdim, iyi ki değilim. çekici bir çapkınlık yöntemi. bulanları yanaklarından öpüyorum (yumuşak tek bir öpcük)

doğu karadeniz’de hâlâ sol görüş hakim aslında.
hatta artvin denince kime sorsanız insanların solcu oluşu bilinir. hopa’da bir ara ödp ve işçi partisi yükseliyordu ama mevcut belediye başkanı da chp’den şuan.

yaz aylarında gemi olan transformer. suya bi daliyomuş 3 ay çıkmıyomuş öyle diyolar

kadın olduğum halde bunu en son bir kadın için kullandığımdan bu yana 3 sene geçti ve hikayenin sonunda.

o kadın benim ağzıma etti..

“türkiye'de artık yapmaya enerjinizin kalmadığı şeyler”

bir noktadan sonra insanın ruhu tükeniyor. türkiye'de yaşamak bir bakıma sürekli düşük pil modunda gezmek gibi. sabah başlıyorsun güne, kahveni içip “bugün her şey güzel olacak” diyorsun ama daha apartman kapısından çıkmadan birkaç volt daha kaybediyorsun. çünkü bu ülkede bazı şeyleri yapmak, karadelikte çırpınmak gibi. enerji giriyor, sonuç çıkmıyor.

mesela…

1. malum kesime malum partinin aslında dinci olduğunu anlatmaya çalışma çabası.
sanki herkesin gözleri var ama görmek için değil, sadece bakmak için. “bak, adamların bütün söylemi din üzerinden, şeriat üzerinden.” diyorsun. karşındaki ise “ama yolları da onlar yaptı” cevabıyla, beyninin sağ lobuna gaz beton döküyor. insan ister istemez “ben bunu kendime niye yapıyorum?” diye düşünüyor.

2. “yahu bu zamlar normal değil” demek.
ekonomik gerçekleri anlatmaya çalışıyorsun. tüik rakamlarıyla, dolar kuru grafikleriyle konuşuyorsun. ama karşındaki, “dış güçler yapıyor, reis savaşıyor” diyor. enflasyon, enformasyonla yeniliyor. sen de susup markette üç parça ürüne bin lira verirken gülümsemeyi öğreniyorsun.

3. işe girince her şeyin düzeleceğine inanmak.
iş buluyorsun, seviniyorsun ama maaş kiraya yetmiyor. kirayı ödüyorsun, yemek kartıyla günü kurtarıyorsun. sosyalleşmek mi? o artık bir lüks, haftada bir dışarı çıkmak için evde üç gün makarna yiyorsun. “işe girdim ama hayatım hala perişan” hissi artık sadece sana özel değil, bir kuşağın kaderi.

4. kadınlara sokakta rahatça “gülümse” deme hayali kurmak.
çünkü ya tacize uğrarsın ya da “senin aklınla alay ediyorlar” diye içinden bir ses seni uyarır. güvenlik, özgürlük ve huzur, sokakta giydiğin kıyafet kadar sorgulanır hale gelmişse, artık sadece yorulmazsın, utanırsın da.

5. sosyal medyada bir şeyleri düzeltme umudu taşımak.
bir haber paylaşıyorsun, altına “hemen araştırdım, doğru değilmiş” diyen yorumlar geliyor ama kaynak? yok. algı operasyonu diye bir kalkan var ya artık, ne söylesen sekip geri dönüyor.

ayrıca sosyal medyada sürekli birileri için adalet aramak. belli sayıda tweet atılmayınca öldürülen kadının hakkını kimsenin korumaması, ülke sorununu gündeme taşıyıp siyasilerin halk için bir kaç kanun çıkarmasını sağlamak vs vs..

6. “yurtdışına gitmeden burada bir hayat kurabilirim” demek.
kafanda bir ev, bir bahçe, sade bir yaşam hayal ediyorsun. ama sonra bakıyorsun ki istanbul'da bir 1+1 daire, avrupa'da bir kasabada müstakil ev parası. “burada kalacağım” diyorsun, sonra zam haberi geliyor, “acaba almanya'da bulaşıkçılık mı yapsam?” noktasına yine geliyorsun.

?

kıssadan hisse: küp ve delik hikayesi

bir zamanlar, elinde bir su küpü olan bir adam varmış. her gün o küple köyün tepesindeki çeşmeden su taşıyormuş. ama küpün dibinde küçük bir delik varmış. adam yıllarca bu küple su taşıyıp dururmuş ama su her seferinde yolun yarısında azalırmış.

bir gün bir çocuk demiş ki:
— amca, niye başka bir küp almıyorsun?
adam gülmüş:
— çünkü bu delik, bana her seferinde taşıdığım şeyin değerini hatırlatıyor. ama artık su hiç kalmıyor çocuk. yeni küp alma zamanı geldi.

türkiye'de yaşıyorsan, o küp biziz. su, umudumuz.
delik her gün biraz daha büyüyor. ve bir noktada, yeni bir küp almadan bu yük taşınmaz hale geliyor.

?

belki de artık yapmaktan vazgeçtiğimiz şeyler değil mesele.
belki artık neden yapmamız gerektiğini sorguladığımız bir dönemdeyiz.
çünkü enerji sınırlı, zaman kıymetli, sabır ise tükeniyor.

ama yine de, yazmaya, konuşmaya, anlatmaya devam ediyoruz.
çünkü delik küpte su taşıyan son kişiyiz belki de...

kendi halinde, sakin bir yazar.

hakkında bu kadar yazılınca başına bir şey geldi sandım. neyse ki, hamsterlar öksüz kalmamış.

hoş bir yazar.

türkiyede devrim ve devrimcilik ile özdeşleşen,teoriyi pratik ile harmanayan öncü kişilik.türk devrimci hareketinin en kitlesel yapılanması dev yol,en etkili yapılanması dev sol mahir çayan geleneginin devamı niteligindeki oluşumlardı.