zaman tüneli

kızlarla yaptığımdır.
normal sözlük kız arkadaşlıklarım hep böyle başladı.
birkaç güzel kız yanıma kar kaldı (gerçekten sıfır ironi)
diğerleri de insanın her yerde insan olduğunu hatırlattı, görevlerini tamamlayıp yok oldu. buna hayat denir. gerçeği de sanalı da böyledir. böyleymiş.

bu kesinlikle maddi bir beklenti ile, ek gelir düşüncesi ile yapılmaz efenim. bunun amacı, başta ekşiciler olmak üzere, zekaları ile ünlü her kesime kanada övmektir. çiftler arasında yaygın bir olay. tekrar ediyorum, asla ek gelir kaygısı yok. çünkü kanada'da garson olarak 4. günden iphone aldı mertay bey. eşi selin hanım da transatlantik aldı. bu nedenle youtube kanalı açarak bu mutluluklarını paylaşıyorlar. izleniyor da bunlar bayaa.
kanada'da migros alışverişi bölümüne hastayım. 1 kanada doları ile sepetleri dolmuştu. hatta 10 cent geri verdi kasiyer. tüm dana almıştı mertay bey. bu tür şeyleri izlemeye taparım.

saatlik mi yoksa günlük mü kiralanıyor?

çıkış noktasında gayet diğer isimler gibi olan bazı isimler zamanla kültürel olarak lanetlenmektedir.

şaban, kezban ve şimdi meriç...

bunlar mesela lanetlendi. kalıbımı basarım mesela bir senede 1.000 kişi çocuklarıma bu isimlerden birini koyayım diye düşünüyorduysa, malum lanet yüzünden en fazla 10 kişi koyuyordur günümüzde. (oransal olarak bir tahminde bulundum sadece.)

bu bana koyuyor mu? koymuyor. ismimi çok seviyorum ve böyle bir laneti yok. gerçi solcuların sahiplendiği bir ismim var ama bana ne. bir anarşist olarak bana daha bile fazla yakıştığını düşünüyorum özgür adının. sol, özgürlük vermez. yani o da sizi yöneten bir düzendir. ekonomi yönetimi babında sol'u severim de yani diğer yönlerden dibine kadar anarşistim.

neyse...

şaban'ı inek şaban lanetledi.

kezban da sanırım 2000'lerin başlarında falan lanetlendi. 90'larda böyle bir şey var mıydı bilmiyorum.

meriç ise herhalde 2010'larda falan lanetlendi. hatta ben bu sözlükte öğrendim böyle bir şeyin olduğunu. ahahaskjdhaskjdh. belki de çoğu kişinin hala haberi yoktur da oğullarına meriç ismini koyuyordur hala bir sürü kişi. yani en az lanetlisi meriçtir bunların herhalde ama gelecek ne gösterir bilinmez.

bu kadar fazla ayakçının burada bulunması garip geldi. ayrıca bu lanetin tek kurbanının, ben olmadığımı tekrar hatırlattı.

(bkz: anılar düştü peşime)
(bkz: yalnızlığı anla)

sözlük ayak faşisti kaynıyormuş.

bu aralar gitmek istediğim şehir. gitmeyeli çok uzun zaman oldu

parafili ile yönelim çok başka şeyler. yönelim, bir insanın diğer bir insana ilgisi gibi basitleştirebiliriz sanırım. farklı cinsiyete ya da aynı cinsiyete yönelik olabilir.

parafili dediğimiz şey, spesifik ve normalde cinsellikle ilgisi olmayan bir şeyden, bir vücut parçasından ya da aklınıza gelmeyecek değişik bir şeyden cinsel bir haz duymak olarak özetlenebilir. "bundan bi şey olmaz ki, bu muymuş" diyebileceğiniz bir şeyden, "oha lan o kadarı da hayvanlık, sizin bu yaptığınızı insan insana yapmaz" denebilecek kadar geniş bir spektrumu var.

yönelim doğuştan gelirken, parafili hem doğuştan gelebilir hem de sonradan oluşabilir diye hatırlıyorum. beynin çalışma mekanizması hala tam olarak çözülemediği için, bu konularda varsayımdan çok öteye gidilemedi bildiğim kadarıyla.

mevzular fazla çokomelli olduğu için ezbere çok fazla şey yazmak istemiyorum. boş bir zamanım olursa bilimsel bir şeylerle editlerim.

iyi, kötü, heyecanlı, stresli, mutlu, üzgün, sinirli, kırgın, bunalmış, ağlarken, gülerken, yemek yerken, sigara içerken, çalışırken, uyurken günde en az 3 defa her biri minimum yarım saat olmak üzere; eniştenizi ararım. başka soru?

ilk defa tanışıp sabaha kadar mesajlaşılıp, görüşüldüğünde muhabbet ede ede sabahlayınca evlilikle bitiyor bilin istedim.

tokat yöresinde çakma kısıra benzeyen bir yemek.
yani yeniyor sanırım, ben yemedim.

beklenti ile gerçek arasında dağlar kadar fark var. bizim ayaklarımız gibi, lağım faresi kokusu kesinlikle yok. azıcıkta olsa, yüz ekşitecek bir yapıda olmasını bekledim. isteği arttırmak dışında, farklı bir hissiyatla karşılaşmadım.

anlıyorum dendi bana bugün hey yavrum hey siz sarı papatyaylan övünün. ben de derim sana sarı papatya sanki hic duymadığın şey.

an lı yo rum dendi diyorum başka iltifat istemem.

meriçlerin predator ve ayılar karşısında maalesef şansı yok,

günlerden bir gün üstüme meriç atan bir tane yazarımsı vardı. sonra meriçi ile kafa iznine çıktılar, bir kaç gün sonra meriçi geri döndü gene laf sokmaya çalıştı böyle alakasız yerlerden sen hayırdır dediğimiz de önce nickini değiştirdi şimdi kafa izninde görünüyor.

anladığım kadarıyla da yerini bir tane kezopatra çiçeği almış. neyse canım hele bulaşsın gel hele gel der hayata küstürürüz onuda.

daha bakunin okumadan anarşik falan komik oluyor arkadaşlar yapmayın.

tabii ki siz kezopatraların meriçlere ihtiyacı var buna itiraz etmiyorum tek başınıza birey olamadığınız için sizin için kavga edecek kerizler aramanızdan doğal bir şey yok. sonuçta bazı şeyler omurga işidir. sağda solda feministim diye gezinip iş evliliğe gelince mehir diyen kezopatra ile kendisi hakkını arayamayan bunu da meriç üstünden yapan feminist kezopatra arasında karakter olarak benim için fark yok.

edit: lan böyle laf sokmalı daha zormuş lan.

bugün şöyle bir mesaj aldım.
"iyi bayramlar beni buradan da engellerseniz sevinirim.
falan filan nickli kişiyim. ekşiden"

"tamam hallediyorum, iyi bayramlar. "

jfjdjdkd
asaletle engelletti kendini adam. attığı gol olsun.p

windows'ta, cmd (komut istemi) üzerinden çalışan bir betik dosyası uzantısı. basit ama tehlikelidir. öyle her bat'a tıklamamak lazım. sistem ayarlarını değiştirir, bir şeyler karıştırır. internet üzerinden indirilmesi, *exe kadar tehlike arz eder.

benim gibi hem kafası hem kanı yörük bir adam için sılaya en yakın yer.

bilmiyorum; belki doğduğum şehir olduğundan, belki en sevdiğim insanların önemli bir bölümünün orada olmasından, belki anıtkabir ya da başkent...

yarın sana geliyorum ankaram!

(bkz: sarı papatya)

devamında da gömdü sanırım.
bilemenko.