zaman tüneli

yine şiir okuma fetişi sahibi erhan güleryüz....

ben harcamıyorum. bizim ki sistemsel değil alın teri diyerek lafımı da atayım. bir saattir dert anlatıyorum. yarısından fazlası duruyor. sevdiğim ne rozet varsa aldım saklamıyorum da. bir tek yeşil mahlas için gereksiz harcamamaya çalışıyorum. sözlüğü ara ara çok boşluyorlar. sınav zamanları geldi bir ay çekeriz bu dertleri en az. ondan sonra belki biraz düzeltirler.

en sevdigim sozu:
-her seyin farkinda olmak amansiz bi hastaliktir.

ha benim beynim yok. tik tik. bos. ben arkadaslar icin yazdim;)

kapadokya’dan selam hala yollardayım. ne bitmez çilem varmış pardon yolum*. buralar çok soğukmuş ya. sissy’e sorar mısın berem hazırsa artıkın alabilir miyim çok ihtiyacım var şu an*

kızlarının mirasına konmak için onları öldürmeye çalışan üvey baba(alt katmanında babydoll'u kiliseden afaroz eden peder) büyük kızına yani babydoll'a iftira atarak onu akıl hastanesine yollamasıyla başlayan filmdir. filmin bir nevi id, ego, süperego misali 3 katmanı vardır. en üst katmanı akıl hastanesi olup bir alt katmanı moulin rouge misali bir randevu evi en alt katmanı da steampunk temalı bir fantastik diyardır. bu fantastik diyarda kızlar charlie's angels misali kılıçlarla tüfeklerle aksiyondan aksiyona girerler cyborg robotlarla ejderhalarla kapışırlar. hatta kızlardan birini de çarlinin meleklerinden lucy liu oynamaktadır. kendilerine öğüt/briefing veren aynı zamanda en üst katmanda otobüs şoförü olan yaşlı amca da çarli amcaya bayağı göndermedir.

filmde pixies'in where is my mind yani fight club şarkısının bayağı ruhsal dokunuşlu bir versiyonu olup, aynı şekilde white rabbit şarkısının da aynı kişiler tarafından coverı vardır.

filmden çıkarılmış 2 sahnesi vardır bunlardan birinde high roller isimli yakışıklı abinin babydoll ile tanışmasıdır ki öpüşürlerken aynı kişi olan doktor lobotomize uygulamaktadır kızcağıza.. (malum o sahne filmin ruhunu bozmaktadır yani çıkarmakta iyi etmişler) zaten madam gorski doktor olup alt katmanda randevu evi mamması olup, o hastaneyi yöneten tacizci o.ç'de alt katmanda pezevenktir.. benim en beğendiğim hatun olan blondie'nin grubun en korkağı olması da moralimi bozmuştur. rocket'ın ölümü ise beni en çok üzen ölüm olmuştur filmde.. babydoll fantastik şekilde samurai cyborglara girerken bir üst katmanda nasıl bir dans sergiledi de herkes hayran oldu onu çok merak etmişimdir bunun yanı sıra keşke o kısımları da çekselermiş bence o kadar iyi aksiyon hareketleri yapan biri gayet iyi dansçıdır.

filmden çıkarılmış diğer sahne de moulin rouge misali olan love is drug şarkısıyla olan müzikalli sahnedir böyle adamlar arasında kavga çıkmaktadır binanın arkası olan çöplük tarafında birbirlerine girerler o kısımlar süperdir.

son şarkının girişi kelebeğin ömründen uzun sürdü. ne biçim hayat?

sarı sitelerden birine 2. el bi televizyon koymuştum, aynı gün alıcı çıktı televizyona. adam televizyonu almak için geldiğinde aynen şu dialog geçti aramızda:
+abla televizyonu 700e koymuşsun ilana
-evet doğrudur
+ikram var mı
-ayran var abi içersen
+....
-getirim mi?
(bu olayın kahramanı benim çünkü ikram ne demek bilmiyodum.)

selam tekrardan, yeni dinliyorum çark mark noluyo ya. ben yoldaşın şu çarkına çomak sokayııııım, sokarım sizin yerinize de. konuk kim abi paranoyak deli mi

fotoğraf bayağı yeni, 20 günlük filan. sözlük yazarlarının fotoğrafları başlığına da atmıştım.

kapak fotomdaki klasik müzik albümüne de hayranım. böyle bana kendimi iyi hissettiren bir albüm ve günümüzde görmezden gelinse de esasen barok döneminin çok önemli ve özgün bir klasik müzik kompozitörünün eserlerinin 2006 kayıtlı bir yorumlanışı.

rozet olarak da şahane dizi the x files'ı seçtim.

valla analizini bilmem de uyumlu oldu bence yeşil renkler filan. *

analizi de yapılır ya. rozetimdeki karakterler mulder ve scully böyle göklerden gelen uzaylıları falan arıyorlar ya. benim kazağım da onların göğünün rengi. yani ben uzaylıyım. işte ben analiz yaparsam ortaya böyle şeyler çıkıyor arkadaşlar. * ama profil fotomdaki dibinde oturduğum yapı gayet antik görünümlü ve bu 1700'lerden gelen, kapak fotomdaki klasik müzik kompozitörü francesco venturini'nin eserlerinin antikliğiyle de belirli bir uyum sergiliyor bence.

10000 olamadım gitti ya tüh karalar mı bağlayalım....
aman karma dediğinde aklıma sadece tarkan-karma albümü geliyor.

bence sen tool dinleme. sende o grubu dinleyecek kulak zarı yok.

#3516854 kudüs'ün kralı ıv. baldwin'i gördükçe içime hüzün doluyor.

kuğucugum ben hiç çark çevirmedim. beğenenler sağ olsun karma puanım çok fakat cimrilikten elim harcamaya gitmiyor.

feci başarılı, tam bir müzisyen diyebileceğim, çok iyi bir sanatsal dehası olan brooklyn doğumlu ve brooklyn ruhunu yansıtan bir hiphop sanatçısı.
zaman zaman parçalarının "bismillahirrahmanirrahim" ile başladığını görebilirsiniz, kendisi anlayabileceğiniz üzere müslümandır (19'lu yaşlarında müslüman olduğunu okumuştum, genç yaşlarda islama döndüğü bilgisi zaten her yerde yazıyor).
ayrıca inanılmaz duygusal bir insan evladıdır kendisi. toplumsal farkındalık açısından da çok fazla uğraşmış bir kişidir. çoğu şarkısında mesela (bkz: umi says), harika sanatçı kişiliğini kullanarak istediği şeyi efsane söz seçimleriyle anlatabilmiş birisidir.

selda bağcanın "ince ince bir kar yağar" parçasından sample almışlığı vardır (bkz: supermagic)

hele şükür anladın.

kendi puanına bak şimdi bir hafta sonra anlarsın tam söylemek istediğimi. çark yok şuan zaten. direkt göze batıyor.

puanın 133k şu saat itibarı ile haftaya denkleşirsek görüşürüz.

çoğaltılabilir elbet ama gratis indiriminde bitmeyen kasa sırasını sabırla bekleyip alışverişi tamamlayabildiğin an. bonus olarak omleti tek parça halinde ters yüz yapabildiğin anda da büyük bir iş başarmışsın hissi geliyor.*

18 bin alem içinde böyle nasıl söyleyim en dipte olanı burası sanırım. dünya. birtakım şeyler bilmece gibidir bu alemde. perdeler arkasında olan biteni göremediğimizden buradan başlarız. başlangıç burasıdır. yaşar gideriz. giderkende bir şey götüremeyiz. dünya'nın esprisini erken anlamak avantaj bu bakımdan. sahip olmak değil şahit olmak için buradayız. o sebeple bu aleme pek önem vermez çoğunluk. sıradan yaşar gider. işte bu sıradan yaşam çok kısada olsa insanı telaşlandırır. hep bi tamamlayamama, tamamlanamama korkusu. oysa ki bu uzun yolculuk yeni başlamıştır ama insan bu iki durak arasına mümkün olduğunca her şeyi sığdırmaya çalışır. bu yüzden ölümsüz olmayı ister, tabi istekler zamanla değişir. biz ölümsüz olmayı arzularken dünyanın yok olmak için var gücüyle dönmeside bi acayip. doyamadığımız tek şey muhabbet aslında şarkıda söylendiği gibi muhabbet doyulmaz bir pınar. zaten bu dünyadan bekâ aleminede sevgi ve muhabbetle gidilir. bu söylediklerim herkesi kapsamıyor münakaşa istemem.

o cepheden bu cepheye koşuyoruz ömrüm seferler de geçti ya.

ayrıca sen kendini kimler ile kıyaslıyorsun patagonyalı asldkaslkdaslkd

μεθυσμένος στους δρόμους γυρνάω.. *

canlıdan dinleyelim bu sefer de.

bu parça çalmadıysa rica ederim.

önceden söylenilen ve bildiklerimizin hepsi yalanmış: "huzur isyanda..!"
( yakında artık, sokaklarda bol miktarda böyle logolu doblolar olacak gibi.. :)