zaman tüneli

multidisipliner bir duayen, dersine de yalnızca bir kez katılabildiğim hocaların* hocası. walter benjamin'in evini gezerken çalışma masasını koruyan şeridin üzerinden atlamış, benjamin'in eşyasına dokunarak gözyaşı dökmüştür. rivayete göre, diğer ziyaretçilerin güvenliğe "yav burda bir deli var, merhumun eşyalarına dokunup ağlıyor" diye şikayet etmesi üzerine güvenlik, "kendisi walter benjamin'i kendi diline kazandıran adam, ellemeyin takılsın" demiştir. türkiye'de iletişim veya iletişim çatısı altında akademik çalışma yürütmüş, okumuş birinin doğrudan ya da dolaylı, kendisinden etkilenmemiş olması imkansızdır.
devamını gör...

ha gayret, kadınların hangi pozisyonda sevişmesi gerektiğini de söylersek tamamdır bu iş.
bir o kaldı.
kiminle evleneceğine karıştık.
nasıl doğuracağına da karıştık.
artık sıra pozisyonda!
devamını gör...

baştan belirteyim; evli değilim, baba olmadım ve muhtemelen olmayacağım da.

kararın kadınlara bırakılması fikrine de saygı duyuyorum. konuyla ilgili pek bilgim de yok açıkçası.
sadece hepimizin göz bebeği chat gpt’ye sordum o da cevapladı:



dsö, sezaryen doğumların yalnızca tıbbi gereklilik durumlarında uygulanmasını ve gereksiz sezaryenlerin önlenmesini önermektedir. bu yaklaşım, anne ve bebek sağlığını korumak ve sağlık sistemlerinin etkinliğini artırmak amacıyla benimsenmiştir.

daha fazla bilgi için dsö’nün resmi açıklamasına buradan ulaşabilirsiniz.



türkiye durumlar nedir peki gpt?




dünya sağlık örgütü (dsö), sezaryen doğum oranlarının %10–15 arasında olmasını önermektedir. bu oran, tıbbi gereklilikler dışında yapılan sezaryenlerin anne ve bebek sağlığına olumsuz etkilerini en aza indirmeyi amaçlamaktadır. ancak türkiye’de sezaryen oranları bu önerinin oldukça üzerindedir.


• 2023 yılı itibarıyla, türkiye’de sezaryenle gerçekleşen doğumların oranı %61,5’tir. 
• özel hastanelerde bu oran daha da yüksektir; bazı kaynaklara göre %78,1’e ulaşmaktadır. 
• kamu hastanelerinde ise sezaryen oranı daha düşüktür; örneğin, 2016 yılında devlet hastanelerinde bu oran %38 olarak bildirilmiştir. 

bu yüksek oranlar, dsö’nün önerdiği ideal sezaryen oranının (%15) oldukça üzerindedir ve türkiye’yi dünya genelinde en yüksek sezaryen oranlarına sahip ülkelerden biri yapmaktadır.





peki bu oranların bu kadar yüksek olmasının yaratacağı problemleri her bakımdan değerlendirir misin?



türkiye’de sezaryen oranlarının %60’ların üzerine çıkması, dünya sağlık örgütü’nün önerdiği %10-15’lik ideal aralığın çok üzerinde bir düzeye işaret ediyor. bu durumun tıbbi, ekonomik, psikolojik, sosyal ve halk sağlığı açısından çok boyutlu sorunlara yol açtığı bilimsel olarak da ortaya konmuştur.

aşağıda bu durumun oluşturduğu sorunları bütüncül bir şekilde ele alıyorum:



1. tıbbi sorunlar

anne sağlığı açısından:
• cerrahi komplikasyon riski artar: kanama, enfeksiyon, anesteziye bağlı komplikasyonlar (örneğin tansiyon düşüklüğü, baş ağrısı), iç organ yaralanmaları (mesane, bağırsak) gibi riskler normal doğuma göre çok daha yüksektir.
• iyileşme süreci uzun ve zorlu olur: dikiş, ağrı ve hareket kısıtlılığı nedeniyle annenin bebeğe adaptasyonu gecikebilir.
• doğurganlık üzerindeki etkiler: rahim duvarında skar dokusu oluşur (özellikle istmosel), bu durum ileride kısırlık, düşük veya dış gebelik riskini artırabilir.
• gelecek gebeliklerde risk: rahim rüptürü (yırtılması), plasenta previa veya akreta (plasentanın anormal yerleşimi) gibi hayatı tehdit eden tablolar daha sık görülür.

bebek sağlığı açısından:
• solunum problemleri riski artar: doğum kanalından geçmeyen bebeklerde akciğerlerdeki sıvı yeterince atılamadığı için solunum sıkıntısı (ttn – geçici takipne) gelişebilir.
• bağışıklık gelişimi gecikebilir: vajinal doğumda bebek annenin vajinal mikrobiyotasıyla temas eder; bu flora bağışıklık sisteminin temelini atar. sezaryen bebeklerde bu geçiş olmaz.
• emzirme başarısı daha düşüktür: doğum sonrası geciken temas ve annenin ameliyat sonrası hareket kısıtlılığı emzirmeyi olumsuz etkiler.



2. psikolojik sorunlar
• doğum travması: anestezi altındaki doğumda annenin “aktif katılım hissi” olmaz, bu durum travmatik deneyim, yetersizlik hissi ve depresyonla sonuçlanabilir.
• postpartum depresyon riski artar: sezaryen geçiren annelerde doğum sonrası depresyon ve anksiyete oranı anlamlı olarak yüksektir.
• bebekle bağ kurma zorluğu: ilk ten tene temasın gecikmesi, bağlanma sürecini olumsuz etkileyebilir.



3. sosyal ve kültürel sorunlar
• toplumsal normların değişimi: “sezaryen daha kolay” ya da “doğal doğum tehlikeli” algısı toplumda normalleşir, bu da gereksiz sezaryenleri artırır.
• kadınların doğum hakkı zedelenir: bilgilendirilmeden, hızla yapılan sezaryen kararları, kadının bedenine ve doğum deneyimine yabancılaşmasına neden olabilir.



4. ekonomik sorunlar
• sağlık sistemine maliyet: sezaryen, doğrudan 2-3 kat daha pahalıdır. hastanede kalış süresi, ameliyat odası kullanımı, ilaçlar ve komplikasyon tedavileri toplam sağlık harcamalarını artırır.
• işgücü kaybı: annenin iş gücüne dönmesi gecikir, emzirme ve bakım süreçleri uzar, bu durum ekonomik üretkenliği azaltır.
• özel hastane teşvikleri: bazı sağlık kurumları ekonomik nedenlerle sezaryeni teşvik edebilir; bu etik sorunlara ve sağlık eşitsizliklerine yol açar.



5. halk sağlığı ve politik sorunlar
• epidemiyolojik dengesizlik: artan sezaryen oranı, toplumsal sağlık göstergelerinde yapay iyileşme izlenimi yaratabilir ama uzun vadede mortalite ve morbiditeyi artırabilir.
• sürdürülebilirlik sorunu: her nesilde daha çok kadının sezaryen doğum yapması, sonraki nesillerin vajinal doğum şansını azaltır ve spiral bir artışa neden olur.
• acil durumlara hazırlık zayıflar: gerçek tıbbi zorunluluklarda sezaryen altyapısının aşırı kullanım nedeniyle aşınması, gerçekten ihtiyaç duyanların zarar görmesine neden olabilir.

devamını gör...

twitter da gördüm. bir grup toplanmış, dem in bildirisini okuyor. bir yerde dem in bildirisizde "sokaklarda faşistler var" gibi bir şey söylenmiş.

bunun üzerine grup bu sloganı attı.

ne güldüm. 1960 model bolşevik kırmaları hala (bkz: yeni cesur dünya) yı anlamamış. devam, çok güzel. aynı 1960 modeller, z kuşağına da demediğini bırakmamıştı. dinozor diyemiyorum bunlara. dinozorun kemikleri duruyor hiç olmazsa. bunların stalin in in heykeli bile kalmadı. belki kuzey kore de vardır.
devamını gör...

türkiye'de herkesin acelesi var.
adam hiç sevmediği işine gidiyor, sağlı sollu makaslar bilmem neler...
akşam sıkıntıdan götünü kaşıyacağı evine gidiyor, aman tanrım o ne öyle önündekine tampon yapıyor.

sakin olun biraz ya.
ambulans şoförü değilseniz, 2 dakika geç gitmenin size kaybettirdiği hiçbir şey olmaz.
yol verin.
keyifli keyifli kullanın arabalarınızı.
sonra saçma sapan şekilde o 2 dakika için saatlerce (belki günlerce) serviste arabam yapılsın diye beklersiniz.
devamını gör...

gel de mahzuni'yi vur hele hele

devamını gör...

işte bunlar hep (bkz: amateur)
devamını gör...

günaydın canım sözlük.
bugün öyle anı ya da hikaye yok.
kuru göt gibi bir günaydın.
yoo, keyfim yerinde.
sadece kahve çok lezzetli olmuş, ona pek ara veresim gelmedi.
sonra şey yaparız.
devamını gör...

usta kısmının, bozuk olan eşyayı elleriyle şöyle karpuz tutar gibi yokladıktan hemen sonra dillendirdiği replik.
devamını gör...

çok sevdiğim bir tool şarkısı.
devamını gör...

aha ingilizcede en sevdiğim kelimelerden biri.
sözlükten baktığınızda türkçesi methiye olarak görünse de bence bu doğru bir çeviri değildir. eulogy tam olarak ölen birinin ardından yapılan konuşmadır.
bizde bu gelenek olmasa da hristiyanlar'da var. cenaze için kilisede ya da cenaze evinde toplanıldığında ölen kişinin yakınlarından biri onun hakkında bir konuşma yapar. genelde anılar ve övgüler içerir bu konuşma ve bu konuşmaya eulogy denir.
benim bu kelimeyi sevmemin tek sebebi okunuşunun hoşuma gitmesi. yuloci. çok tatlı.*
bir de bir şarkı sözü bırakmasam olmaz.

is it romantic how all my elegies eulogize me?
i'm not cut out for all these cynical clones,
these hunters with cell phones.

taylor swift - the lakes


burada eulogy, fiil haliyle kullanılmış eulogize yani övmek.
hemen öncesinden gelen elegy kelimesi ise ağıt anlamına gelir.
devamını gör...

corona virüsü yüzünden yaygınlaşmış, hala alışamadığım ve kullanmayı sevmediğim bir ödeme şekli olarak her seferinde seve seve "temassızı kapalı" diye cevapladığım soru.
devamını gör...

yine kim nerede neyini gösteriyor yaaa of bitmedi şu 1 kere görüntülenebilir videolarınız*
devamını gör...

bismişah
allah allah
vakitler hayır ola, hayırlar feth ola, şerler def ola.
müminler şad-u abat ola.
her dilde bir dilek, her gönülde bir murat vardır.
dilde dileklerimiz, gönülde muratlarımız kabul ola.
nefes pir nefesi ola.
gerçeğe hü, mümine ya ali.
devamını gör...

-var
-şuraya lütfen

diye devam eder.
benim asıl takıldığım konu şu:
örneğin restorana gidiyorum, acele işim var hesabı kasada halledip gideceğim.
pos cihazının üstünde temassızı olanları öyle bir tutuyorlar ki asla tutarı görmüyorum.
ben artık 1000 liraya mı kartı okuttum 20bin liraya mı hiçbir fikrim yok.
fişi bekliyorum doğal olarak.
devamını gör...

günaydın sözlük,

güne pozitif başlama girişimimiz yine başarısızlıkla sonuçlandı.

uykusuz, aksi, lanet..

günlük mood;

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tam üç kere günaydın demeye çalıştım ama esnemekten ağzım ikiye ayrıldığından beceremedim.
sabahın köründe bu enerjiyi nereden buluyorsunuz? insan hem şaşırıyor hem takdir ediyor. belki azcık da kıskanıyor.
devamını gör...

(bkz: et ete değecek aga)
devamını gör...

devamını gör...

günaydın "ulan bu sigarayı içiyoruz ama bırakmak lazım" diyen bağımlı arkadaşlarım.
devamını gör...
daha fazla yükle

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim