zaman tüneli

portakal sulu sulu
içi vitamin dolu
adana, kozan dörtyol
git ağaçtan ye bol bol

bir hışımla geldim "kim lan o ağzı bozuk? kim saldırıyor fahri kankama" diye.
meğer kendisiymiş. * elleşmeyin dayıma kendiyle bir sorunu var kesin galiba belki umarım muhakkak halledecek.

tövbe tövbe rüyama girse çığlıklarla uyanırım.

insansın sen. geç kaldığım için mahcubum. teşekkürler yetersiz ama bildiğim kelimeler bunlar. özel birisin ayağına taş değmesin.

külliyen yalan.

yada araştırma yapılırken ben şehir dışındaydım.

nasıl biri olursanız olun, aşk insanı işte böyle maymun yapar ve değil piyano çalmayı, ne besteler yaptırır. aşk insanı her şey ile karıştırır, siz seçersiniz hangi eseri nasıl bir canlıya yaptıracağınızı...

(bkz: bu da benim nickim hüsnü)

(bkz: naruto dayı)

edit: *

yorum farkını ortadan kaldırmaları lazım. yaptıkları şeylerde tamamen haklı olsalar bile, insanların içine kuşku düştü bir kere. bunu düzeltmek çok zor bir şey.

isim verip rencide edeceğim. sabata nickli arkadaş sözlüğün içinden geçti uzunca bir süre. ben yaptıklarının kurallara uygun olduğunu düşünmüyorum ama vardır belki bir açıklama. diyelim ki, uygundu. kurallara uyarak huzursuzluk çıkartmak serbest mi mesela? öyleyse, kralını yaparım çünkü. kuralları esnetmek, başıma iş çıkartmadan yetkili/yönetici sinirlendirmek konusunda bir markayımdır. çok göz önünde olan bir örnek olduğu için onu tercih ettim. eminim ki, kurcalarsak farklı konularda birkaç örnek daha çıkartabiliriz.

benim bireysel olarak bir derdim olmadı şimdiye kadar. ilk girdiğim zamanlarda birkaç girim silinmişti mesela. niye silindiğiyle ilgili herhangi bir bilgi yoktu. çok önemsemediğim için kurcalamadım ama belki düzenleyip, canlandırmak isteyeceğim. belki, itiraz edeceğim. böyle küçük örnekler bulunabilir, çoğaltılabilir.

ben şuna da tamamım. yönetim kadrosundan birisi çıkıp, "işinize geliyorsa kardeşim, burası böyle yönetiliyor. bugüne kadar böyleydi, bundan sonra da böyle olacak. beğenmeyen çeker gider" derse, bu da bir açıklamadır. beğenmeyen gider gerçekten.*

insanların derdi, odada bir fil olması ve moderasyonun fili görmezden gelmesi. abi kocaman fil, nasıl görmezsiniz diye isyan etmelerine ben kendi adıma hak veriyorum. başıma bir şey gelmediği için, pek kurcalamıyorum ama yarın başıma gelirse, ben de ortalığı ayağa kaldıranlara katılırım. böyle de yavşağım zaman zaman.

neyse, konumuz o değil. keşke, kararlarınızda bir standart olsa ve kararlar gerekçeleriyle beraber uygulansa diye özet geçiyorum. sevgiler, capelo.

en son gittiğimde her yer çarşaflı ninja kaynıyordu. durum hala öyleyse bilemezsin tabii.

tck 86

konum bildiriyorum.

gördüm seni canın beni çekti.

tam yaşadığım yer memleketim olsun diyorum ama beni buraya bağlayan bir şey yok.

güzel kadınlar da yok mesela.bizim macır kızları var ama maşallah onların da burnu arş-ı âlâda.

kuran diye bir kitap varken zaten ilim bilimde neymiş? aç kuranı, orada herşey yazıyor zaten.

ühühü ben ezik asosyal değilim ühühü.*

en nihayetinde " bugünün bilimi yarının efsanesidir " gerçeği var ortada. faraza 500 sene sonra bugün, bilim diye inandığımız şeylere götüyle gülecek insanlar.

bilimin geldiği nokta da zaten bi hırrım değil.korona döneminde gördük gözle bile görülemeyen bir mikrop bütün dünyayı esir aldı.

insanlık tarihinin en aydınlık çağı denen 20.yüz yılda dünya tarihinin görüp görebileceği en büyük iki savaş oldu ve 100 milyona yakın insan öldü ve ya sakat kaldı. doğaya verdiği zarardan bahsetmeye bile gerek yok.

velhasıl bilim düşmanlığı yapmaya gerek yok velakinnel dübür; yani çok da şeetmemek lazım azı karar çoğu zarar bu pok yiyenin..

fırçayı, boyayı bıraktım, paydos ettim... ağrım var.