zaman tüneli

bu arada istilacı bir tür aslında kediler, bir çok canlı türünü neslinin yok olmasında sorumlu ama umurumda değil, o kadar tatlılar ki birer vahşi avcı olduklarını görmezden gelebilirim. evet hayvan ırkçılığı yaptım az önce, kabul ediyorum.

haydi bakalım geldim.

erkeklerle beraber kadınlara da hayırın dümdüz hayır olduğunu öğretmek. özellikle başlıktaki tanımları okuyunca bu düşünce daha da somutlaşıyor.

bu konuyla ilgili kamu spotu tadında dizi bölümleri bile çekildi. hala dünyada hayırı evete çevirmekle ilgili eğitimler(?) satılıyor. yani bu da olmayıversin arkadaşlar. hayır, hayır olarak kalsın.

yeterli önemi görmeyen canlı. heykelleri dikilip geçit töreni filan düzenlenmeli.

tamam da neden arkama 4 tane tarantula koydu ki.

#3518594
hajshs. bal küpü beğenmiş kadar oldun hem de boş ver oturmuşun kendine tanım beğenmişin sen de neymiş yani hiç.

şimdi profiline dalıyorum inşallah yeni tanımlar girmişsindir de favlaya favlaya okurum seni. kocaman sarıldım.

eskiden kediye, köpeğe karşı bir garezim yoktu, hatta severdim ama maalesef ki türk insanı bir şeyi abartmadan duramaz ya, artık hayvan konuşulan ortamda durmak istemiyorum. bir şeyin bokunu çıkarmazsanız olmaz zaten. kedinize bir, köpeğinize iki. sanki kedi sevince insanlık erdemlerinin hepsi tamamlanmış oluyor gibi bir akım oluştu.

akla düşünce açıp dinlenir tabi o ayrı ama hiç akılda yokken, hiç beklenmedik bir anda bu melodi çalmaya başladığında öyle bir boşluğa düşürür ki...
yaşanmış acı tatlı ne varsa en sivri yeri ile en hassas noktanıza dokunur.
oysa ki sadece birkaç basit notanın kendini tekrar etmesinden başka hiçbir şey değildir

kadınların saçlarından daha çok önem vereceği şey olacaktır. kurdeleler filan bağlarlardı, iyice paskırtırlardı tüylerini.

balkonda keko oturuşuyla sigara içiyorum ve çok konforlu hissediyorum. bunu yazarken olduğu gibi.

kafalara gel

hımmm demek öyle.

hadi bakalım.

salamanca's get six.

hayir demek sadece sevdigimiz ve ilgisini ondan bekledigimiz adama nazlanmaktir

dün baya sohbet ettik. temsili beni çiz bakem dedim. aha bunu verdi.

arada sırnaşırken ağzıma sokuyorlar. sizi görünce sevindiğini kalkmış haldeki kuyruğunun ucundaki o titreşimden anlayabilirsiniz.

efsane piyanist ve bence en iyi bach yorumcusu olan (bkz: glenn gould)'u dinliyorum şu an ve bundan söz edeceğim biraz. eser bu.
bach'ın en önemli eserlerinden birisi olan goldberg varyasyonları'nın öyküsünü biliyor musunuz?

bir diplomata uyuyabilmesi için her gece çembalo* çalmakla görevli olan johann goldberg için yazılmıştır bu eser. eserin konu ve 30 varyasyondan oluşması akla iki olasılığı getiriyor. ya bu elçi uyumakta güçlük çeken birisiydi,ya da goldberg her gece iki üç bölümünü çalarım böylece ne çalayım diye düşünmeye gerek kalmaz diye bach'dan mümkün olduğunca çok bölüm istedi. doğal olarak bu eseri dinlerken* akla önce şu gelmeli.
bach bu eseri bestelerken ne hissetti? varyasyon tekniğindeki ustalığını mı konuşturdu yoksa her ölçüde uyumaya çalışan bir adamı mı düşündü?
diğer açıdan şu da önemli. siz bu eseri dinlerken neler duyarsınız?
eserin bestelenme nedeni havaya girmenize engel olur mu?
peki bu amaçla bestelenmiş bir eserin günümüzde en çok seslendirilen bach bestelerinden birisi olduğunu söylesem?

evet bach müthiş bir bestecidir ancak neredeyse her eserinin de bir işlevi vardır. oğlunun eğitimi için yazdığı org eserleri, eşi için yazdığı eserler, kilise görevleri, özel dersler,evlenme törenleri, özel siparişler,paskalya...
onlarca nedenden dolayı "yaşadığı döneme uygun olarak" eserler ortaya koymuştur bach. yani, çağının ötesinde ya da ilerisinde yazan sanatçı kavramı diye bir şey söz konusu değildir.*
o, eserlerini yaşadığı döneme uygun ve görevli olduğu yerlerde kullanmak amacıyla yazdı. çalışarak üretti.
ve tüm tanımlamaların ötesinde, tınılarını sonsuz kıldı.

(bkz: hoşkin)

sayımız azalıyor, yakında kimse oynamayı bilmeyecek.

bir kızın size hayır demesi naz yapıyor demek değildir.ısırarcı olduğunuz zaman sülalenize küfür yiyorsunuz.