zaman tüneli
top benim oynatmıyorum diyen zengin çocuğu
zengin çocuğu değildim ama topumla oynatmadığım için bana ana avrat söven, bana kafayı takan urfalı bebe aklıma geldi nedense. yıllar sonra tekme tokat kavga etmiştik. zaten belalı bir tipti babasının tüfeğiyle adam kovalamışlığı vardı.
devamını gör...
yazarlardan yazarlara sorular
fotonuzu paylaşma amacınız nedir?
devamını gör...
moby dick
herman melville eseridir.
hala nasıl elimde kaldığını anlamadığım kitaptır. bana kalırsa kaptan ahab bir antikahraman olarak karşımıza çıkıyor ve intikam hırsının yolculuğunu izlerken avcılığın doğasını anlatıyor. sadece bir macera değil felsefe kitabı olarak nitelendirilebilir bence.
özellikle beyaz renge özel bölümün yazılması bile kitabın gücünü ortaya koyuyor. ben her ne kadar avcılığa övgü kısımlarını atlamış olsam da kaptan ahab gibi bir karakterin intikam hırsıyla aslında insanın bazı şeylere karşı tutumunu değiştirmesi gerektiğini anlıyorsunuz.
bu kitap macera dışında felsefi yönleriyle tartışılması gereken bir eser. mesela bir insan intikam duygusuyla hareket etmeli midir?
hırslarımız gerçekten ne işe yarıyor? hırslarımız bizi kör edebilir mi?
daha da önemlisi gerçekten doğaya karşı zafer elde edebilir miyiz? onun efendiliğine soyunan insan köle olduğunu fark edebilir mi?
bir amaç kötü de olsa peşinden koşmalı mıyız?
hala nasıl elimde kaldığını anlamadığım kitaptır. bana kalırsa kaptan ahab bir antikahraman olarak karşımıza çıkıyor ve intikam hırsının yolculuğunu izlerken avcılığın doğasını anlatıyor. sadece bir macera değil felsefe kitabı olarak nitelendirilebilir bence.
özellikle beyaz renge özel bölümün yazılması bile kitabın gücünü ortaya koyuyor. ben her ne kadar avcılığa övgü kısımlarını atlamış olsam da kaptan ahab gibi bir karakterin intikam hırsıyla aslında insanın bazı şeylere karşı tutumunu değiştirmesi gerektiğini anlıyorsunuz.
bu kitap macera dışında felsefi yönleriyle tartışılması gereken bir eser. mesela bir insan intikam duygusuyla hareket etmeli midir?
hırslarımız gerçekten ne işe yarıyor? hırslarımız bizi kör edebilir mi?
daha da önemlisi gerçekten doğaya karşı zafer elde edebilir miyiz? onun efendiliğine soyunan insan köle olduğunu fark edebilir mi?
bir amaç kötü de olsa peşinden koşmalı mıyız?
devamını gör...
yazarlardan yazarlara sorular
niye beni sevmiyorsunuz?
devamını gör...
top benim oynatmıyorum diyen zengin çocuğu
toptur. patlayacaktır hayat yolunda bir gün.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
devamını gör...
güne bir ilahi bırak
kaside-i bürde (al-burdah).
insana neşe ve gönül rahatlığı veren güzel bir eser.
devamını gör...
yunanca şarkılar
kürkçü dükkanı..
*
*
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
devamını gör...
hatşepsut (yazar)
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
devamını gör...
archers
90'larda sek içerdik bunu mugda yudum yudum boğazımız yanar hoş olurduk. sex on the beach'in kalbi olan likör olup ilk zampara seyfettin veya çılgın bediş dizisinde duymuştum yayayaee koko camboo şarkısı eşliğinde hep..
devamını gör...
sex on the beach
archers, votka, portakal ve nar suyu haricinde biraz limon suyu ve biraz da tonik koyarak yaptığım kokteyl. roxy gece kulübünün favorisi olup şişeyle satılarak shot shot içilir mekanda.
devamını gör...
zampara seyfettin filmindeki archers kokteyli
filmde archers istendiği vakit yapılan bar kokteyldi böyle turuncu yeşilimsi renkli olup.. hep tarifini merak etmişimdir acayip güzel görünüyordu.
archers da şeftali likörüdür ve 90'larda bayağı popülerdi ülkede başka dizilerde de şişesini görürdük. sex on the beach'in de damar içkisidir.
archers da şeftali likörüdür ve 90'larda bayağı popülerdi ülkede başka dizilerde de şişesini görürdük. sex on the beach'in de damar içkisidir.
devamını gör...
instagram keşfeti pavyon gibi olan erkek
acil temizleyin kızlar görürse boku yersiniz
devamını gör...
öpüşmeli yiyişmeli fotoğraflarını sözlüğe atan yazar
(bkz: ali ayşe'yi ağızdan öpmüş)
devamını gör...
friendzone
dertsiz insanların dert yaratma çabası gibi geliyor. biraz dışarı çıkın, hayata karışın, ne dertler olduğunu göreceksiniz. kız seni arkadaş olarak görüyormuş. vay anasını dünyanın sonu galiba.
devamını gör...
blacksad
klasik ölüm olayının baş karakterimizin sevgilisi ve onun en yakın koruması olan bir başka insanın başına gelmesi ile başladı bu ciltte olaylar. türkçe okumadım ben ingilizce okudum. bu sebeple elbette biraz zorlandım bilmediğim kelimeler ve yapılardan ötürü ancak polisiye seviyorsanız ve hayvanlarla ilgili bir çizgi roman istiyorsanız ikisi birarada bir çizgi roman bu.
dedektif katili arar ve anıları aklına gelirken başına çeşitli olaylar gelir. en azından ilk ciltte bir polisiye klişe yumağı tamamen kurulmuş. diğer serilerini de okudukça anlatırım ancak başlamak istiyorsanız bence ilk kitap iyiydi şimdilik.
roman özellikle fransız çizgi romancılığında çok önemli bir yere sahiptir. her sayfa suluboya ile yapılmış bir şaheserdir.
dedektif katili arar ve anıları aklına gelirken başına çeşitli olaylar gelir. en azından ilk ciltte bir polisiye klişe yumağı tamamen kurulmuş. diğer serilerini de okudukça anlatırım ancak başlamak istiyorsanız bence ilk kitap iyiydi şimdilik.
roman özellikle fransız çizgi romancılığında çok önemli bir yere sahiptir. her sayfa suluboya ile yapılmış bir şaheserdir.
devamını gör...
konuşmanın imkansızlığı üzerine bir diyalog
ne zaman okuduğumu bile hatırlamadığım bir kitap. her sayfanın sadece yarısı doluydu. ben okurken o boşlukların yazar tarafından özellikle bırakıldığını ve bizim de onları doldurmamızı istediği için bir çeşit etkileşim yaratmaya çalıştığını düşündüm.
kitap aslında kısa ve bir saat falan sürüyor okuması ama okuduktan sonra aynı kişi olmuyorsunuz. iki insanın birbirini asla anlayamayacağı üzerine iki kişinin tartışması olarak başlıyor ve bitiyor. sizin de kafanızda bir soru bırakıyor.
gerçekten iki insanın birbirini anlaması mümkün mü? bu soruyla düşünüp çeşitli yollara çıkıyorsunuz.
kitap aslında kısa ve bir saat falan sürüyor okuması ama okuduktan sonra aynı kişi olmuyorsunuz. iki insanın birbirini asla anlayamayacağı üzerine iki kişinin tartışması olarak başlıyor ve bitiyor. sizin de kafanızda bir soru bırakıyor.
gerçekten iki insanın birbirini anlaması mümkün mü? bu soruyla düşünüp çeşitli yollara çıkıyorsunuz.
devamını gör...
kaptan singleton
daniel defoe kitabı.
talihsizliklerle başlayabiliriz hayata ve muhtemelen hepimizin başına gelecek birçok şey var bu hayatta. iyi ya da kötü bu hayatı yaşıyoruz. yetim ve öksüz olan bob singleton'ın hayatına ve kaptan oluşuna kadar geçen serüvenine konuk oluyoruz bu kitapta. önsözde belirtildiği gibi
korsanlar kralı kaptan avery'nin cesaret dolu maceraları'ndan esinlenme çokça var ki onu da aynı yazar yazmıştır ama kitabımızda singleton bulunduğu kıyıda biriyle tanışır ve onunla çalışmaya başlar ve daha sonra bir sebeple gemiden atılır arkadaşlarıyla. bu süreçte de hayatta kalmayı ve insanlarla anlaşmaya çalışıp kendini geliştirir. bunu da korsanlık yoluyla yapar ve doğada gerek avlanarak gerekse yardım alarak ilerlerler. bu ilerlemeler sırasında çeşitli yerlilerle yeri gelir anlaşır yeri gelir anlaşamaz ancak bir süre sonra ülkesine dönüp tekrar yollara çıkar.
karada başladığı maceraları bu sefer denize devam birinin yardımıyla. gerektiğinde akıllı mantıklı hareket etmek önemlidir. bu sebeple yanınızda bulunan insanları dinlemek ve yapacaklarını görmek gerekir. bob'da bunu buluyor ve dostuyla devam ediyor hayatına.
kısacası gidecek yeri olmayan insanların hayatta kalmak uğruna yapmadıklarının kalmadığı bir dünya bu kitap ve sonunda... özellikle ara verilmeden yani bölüm bölüm yazılmamasından dolayı kaldığım yerlerde zorlandığımı itiraf etmeliyim. roman çok mükemmel bir roman olmasa da ve beni özellikle çokça sıksa da yine de belli şeyleri görmek için güzel bir romandı. genelde eleştirilmiş olsa da edebiyatı etkilediği bir gerçek. siz kaptanımızla bir tanışın ve hikayesini dinleyin. bazen bir dost kaderinizi değiştirebilir.
talihsizliklerle başlayabiliriz hayata ve muhtemelen hepimizin başına gelecek birçok şey var bu hayatta. iyi ya da kötü bu hayatı yaşıyoruz. yetim ve öksüz olan bob singleton'ın hayatına ve kaptan oluşuna kadar geçen serüvenine konuk oluyoruz bu kitapta. önsözde belirtildiği gibi
korsanlar kralı kaptan avery'nin cesaret dolu maceraları'ndan esinlenme çokça var ki onu da aynı yazar yazmıştır ama kitabımızda singleton bulunduğu kıyıda biriyle tanışır ve onunla çalışmaya başlar ve daha sonra bir sebeple gemiden atılır arkadaşlarıyla. bu süreçte de hayatta kalmayı ve insanlarla anlaşmaya çalışıp kendini geliştirir. bunu da korsanlık yoluyla yapar ve doğada gerek avlanarak gerekse yardım alarak ilerlerler. bu ilerlemeler sırasında çeşitli yerlilerle yeri gelir anlaşır yeri gelir anlaşamaz ancak bir süre sonra ülkesine dönüp tekrar yollara çıkar.
karada başladığı maceraları bu sefer denize devam birinin yardımıyla. gerektiğinde akıllı mantıklı hareket etmek önemlidir. bu sebeple yanınızda bulunan insanları dinlemek ve yapacaklarını görmek gerekir. bob'da bunu buluyor ve dostuyla devam ediyor hayatına.
kısacası gidecek yeri olmayan insanların hayatta kalmak uğruna yapmadıklarının kalmadığı bir dünya bu kitap ve sonunda... özellikle ara verilmeden yani bölüm bölüm yazılmamasından dolayı kaldığım yerlerde zorlandığımı itiraf etmeliyim. roman çok mükemmel bir roman olmasa da ve beni özellikle çokça sıksa da yine de belli şeyleri görmek için güzel bir romandı. genelde eleştirilmiş olsa da edebiyatı etkilediği bir gerçek. siz kaptanımızla bir tanışın ve hikayesini dinleyin. bazen bir dost kaderinizi değiştirebilir.
devamını gör...