zaman tüneli
cemre baysel
maalesef televizyon sektörünün etiğinin olmayışı ile alakalı bir durumdan söz ediyorsunuz. reşit olmayan herhangi bir çocugun televizyon dizilerine ( ebeveynlerinin onayı olsa dahi) çıkartılması, bana kalırsa istismardır. hiç bir çocuk yetişkin hale gelmeden ve kendi karar mekanizması dahilinde hareket edebilecek olgunluğa gerçekten erişmeden ( bahsettiğim yaş düzeyi +25) televizyonlarda herhangi bir yapımda yer almamalıdır.
bahsettiğiniz hanımefendi, bildiğim kadarıyla daha ergen denilebilecek yaşta televizyon dizisi dahilinde sektöre adım atmıştır ve hala aynı çocuksuluğu ve toyluğu devam etmektedir. size televizyondan, oynadığı rollerde yansıyan bu. yine yaşıtlarına göre olgun bir duruş sergilese de, bir çok açıdan ( yeteneği, tavrı) henüz yeterince bu dünyanın yükünü üstlenebilecek düzeyde değil.
hoş! sektör şu an sadece çoluk çocuk kaynıyor. her yer 18/20/25 yaş arası çocukla dolu. nerede o eski eğitimli sanatçılar.. çogunun konservatuar eğitimi bile yok.. alakasız lisans bölümlerinden mezun olup, ajanslar üstünden oyuncu oluyorlar. bu ülkede oyunculuk yetenek değil, görsellik işi. azıcık eliniz yüzünüz düzgünse, anında oyuncu oluyorsunuz. bu yüzden çok takmamak lazım. eleştiri bile, onu hak edecek sisteme yapılır. ortada sanat ve onun bir sistemi mi var? zerre dizi izlemiyorum yıllardır. televizyonla sırf bu yüzden işim yok. kreş müsameresi izler gibi hissettiriyor tüm diziler. sadece zaman kaybı.
bahsettiğiniz hanımefendi, bildiğim kadarıyla daha ergen denilebilecek yaşta televizyon dizisi dahilinde sektöre adım atmıştır ve hala aynı çocuksuluğu ve toyluğu devam etmektedir. size televizyondan, oynadığı rollerde yansıyan bu. yine yaşıtlarına göre olgun bir duruş sergilese de, bir çok açıdan ( yeteneği, tavrı) henüz yeterince bu dünyanın yükünü üstlenebilecek düzeyde değil.
hoş! sektör şu an sadece çoluk çocuk kaynıyor. her yer 18/20/25 yaş arası çocukla dolu. nerede o eski eğitimli sanatçılar.. çogunun konservatuar eğitimi bile yok.. alakasız lisans bölümlerinden mezun olup, ajanslar üstünden oyuncu oluyorlar. bu ülkede oyunculuk yetenek değil, görsellik işi. azıcık eliniz yüzünüz düzgünse, anında oyuncu oluyorsunuz. bu yüzden çok takmamak lazım. eleştiri bile, onu hak edecek sisteme yapılır. ortada sanat ve onun bir sistemi mi var? zerre dizi izlemiyorum yıllardır. televizyonla sırf bu yüzden işim yok. kreş müsameresi izler gibi hissettiriyor tüm diziler. sadece zaman kaybı.
devamını gör...
bir tane ürünü kasadan geçirecek müşterinin öne geçme ricası
benim de acelem yoksa geri çevirmeyeceğim bir rica olur ama bir de hiç rica falan etmeden aradan çıkıp kasiyeri saçma salak sorularla meşgul edenler var işte onlar esaslı bir dayağı hak ediyorlar.
devamını gör...
bir tane ürünü kasadan geçirecek müşterinin öne geçme ricası
ideal şartlarda bir sepet ürün 1.5 dakikada ödenir geçer (ben olsam öyle oluyor)
ama o müşterinin soruları bitmez
yemek çekleri çalışmaz
kart pıanları çekilir, 5 tl eksik olur, iptal edilir baştam çekilir
barkodlar çalışmaz
ısıtıcının garanti belgesi eksik çıkar
yan kasalar sigara veya bozuk para isterler, ikisini istedikleri de oldu
kasiyerin değişim saatidir, sepetin yarısında değişmeye kalkarlar
ricadan çok, bir intihar tehdididir.
ama o müşterinin soruları bitmez
yemek çekleri çalışmaz
kart pıanları çekilir, 5 tl eksik olur, iptal edilir baştam çekilir
barkodlar çalışmaz
ısıtıcının garanti belgesi eksik çıkar
yan kasalar sigara veya bozuk para isterler, ikisini istedikleri de oldu
kasiyerin değişim saatidir, sepetin yarısında değişmeye kalkarlar
ricadan çok, bir intihar tehdididir.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın canlarım<3
devamını gör...
günaydın sözlük
pazartesi görünümlü salı dan hepinize selam eder , bugün enerjik kalkabilen insan evladı varsa onlarıda ayrıca tebrik ederim..
yukarıdakiler tüm güzel dilekleri yazmışlar.. onlardan işte*
ben daha sabah sabah dinleyecek şarkı bulamayanlardanım..
o zaman şöyle yapalım ve gün başlasın...
güneş kadar aydınlık
sıcağı kadar mutlu geçsin gününüz..
günaydınnn sözlük ahalisinin ince, narin ve dost canlısı ruhları
yukarıdakiler tüm güzel dilekleri yazmışlar.. onlardan işte*
ben daha sabah sabah dinleyecek şarkı bulamayanlardanım..
o zaman şöyle yapalım ve gün başlasın...
güneş kadar aydınlık
sıcağı kadar mutlu geçsin gününüz..
günaydınnn sözlük ahalisinin ince, narin ve dost canlısı ruhları

devamını gör...
bir tane ürünü kasadan geçirecek müşterinin öne geçme ricası
iskele de ki migros'ta kendi kendine barkod okutup kartla ödeme bankoları açılmış
yavaş yavaş alışıyom, güzel geldi bana bunlar
oyun oynar gibi, hem de' öne geçtim', 'sıra bekledim', 'görevli yerinden gitti', 'yeni kasa açın' vb. zorbalamalardan uzak...
sevdim.
yavaş yavaş alışıyom, güzel geldi bana bunlar
oyun oynar gibi, hem de' öne geçtim', 'sıra bekledim', 'görevli yerinden gitti', 'yeni kasa açın' vb. zorbalamalardan uzak...
sevdim.
devamını gör...
günaydın sözlük
düne ait her şey dün de kalmış,
artık yeni bir şey söylemek lazımmış,
yeni bir şey; rüzgar sert esiyor bu sabah, ferahlatan bir kuzeyli,
başkayeni bi şey yok, her şey aynı; dün gibi
işe gidenlere iş perileri yardım etsin, gün çabucak bitsin
gitmeyenler de bi iş bulup oyalansın,
ben çim kesecem sonra köpekle oynayacam, öyle bir geçer zaman ki;
günaydın sözlük
artık yeni bir şey söylemek lazımmış,
yeni bir şey; rüzgar sert esiyor bu sabah, ferahlatan bir kuzeyli,
başkayeni bi şey yok, her şey aynı; dün gibi
işe gidenlere iş perileri yardım etsin, gün çabucak bitsin
gitmeyenler de bi iş bulup oyalansın,
ben çim kesecem sonra köpekle oynayacam, öyle bir geçer zaman ki;
günaydın sözlük
devamını gör...
hayat gibi
acımasızsın, isyankarsın, vefasızsın riyakarsın
hem günahkar hem günahsızsın
hayat gibi.
hem günahkar hem günahsızsın
hayat gibi.
devamını gör...
toygar ışıklı
büyük sanatkardır.
devamını gör...
günaydın sözlük
4 gün bayram tatilinden sonra bugün işe gitmek oldukça zor olacak...
olsun..
siz yine de umutla bakın yeni güne..
güneş'i koyup kalbinize,
öyle çıkın yola.
"hayat zor" evet
lakin;
yaşanacak güzel günler var biliyorum...
kendi kıymetini bildiğin, ne kadar harika olduğunu farkettiğin ve kendine ona göre davrandığın bir gün olsun ...
bugün; kendine güzel bir gün ısmarla
içinde huzur, mutluluk, neşe, keyif, güzel düşünceler, sevinçler ve senin istediğin
tüm iyi şeyler olsun.
gün güzellikler getirsin herkese..
bugün hiçbir şey moralinizi bozmasın
günaydın dostlar...
olsun..
siz yine de umutla bakın yeni güne..
güneş'i koyup kalbinize,
öyle çıkın yola.
"hayat zor" evet
lakin;
yaşanacak güzel günler var biliyorum...
kendi kıymetini bildiğin, ne kadar harika olduğunu farkettiğin ve kendine ona göre davrandığın bir gün olsun ...
bugün; kendine güzel bir gün ısmarla
içinde huzur, mutluluk, neşe, keyif, güzel düşünceler, sevinçler ve senin istediğin
tüm iyi şeyler olsun.
gün güzellikler getirsin herkese..
bugün hiçbir şey moralinizi bozmasın
günaydın dostlar...

devamını gör...
kıvanç tatlıtuğ
büyük oyuncu oynadığı karakterlerden anlaşılır. ne kadar farklı karakteri oynayabiliyorsa o kadar ustadır. kıvanç'da da bu var. kesinlikle büyük oyuncudur. tıpkı türk sinemasının en iyi oyuncusu şener şen gibi.
devamını gör...
içimdeki kadın
bir britney spears kitabıdır.
allah kahretmesin. ben kitabı okumadım, kazıklı maria'nın kanalında izledim 2 videoyu. ya bu kadın hakkında da ne düşüneceğimi bilmiyorum. bazen bana o kadar dikte edici geliyor ki tarzı tavrı bir de sürekli aynı şeyleri konuşuyor gibi hissediyorum ve içim şişiyor. ama genel olarak içten bir şekilde doğal tepkilerini sergilediğini düşünüyorum orada odasında otururken. o yüzden bilmiyorum valla bu konuyu. neyse. 5 saatlik videoyu izlemek isterseniz buradan. bu kitabı okumaya ingilizcem yeter aslında ama sanırım aklımı yitiririm o yüzden okumayacağım. umarım. dayanamayıp okuyadabilirim.
aklım havsalam, hiçbir şeyim bu yazılanları almıyor. dünya starısın ve tutsaksın. her allahın günü kameralar önündesin, insanlara milyonlara seslenebiliyorsun, konser veriyorsun ve tutsaksın abi. insanlara "help" diyemiyorsun. gerçekten delirmemek işten değil.
bu tutsaklığı yaratanın kendi ailen olması daha da dehşet verici. yani benim annemle olan dertlerimi okuyan biliyordur, yazıyorum zaman zaman. ben britney olsaydım zannediyorum anamı, babamı ve kendimi öldürürdüm. insanlar böyle cinnet geçiriyor herhalde.
gerçeklik yaratımından bu yüzden iğreniyorum ya. bütün hücrelerimle iğreniyorum. ya ben narsist olduğuma inandırıldım ve bu yüzden de kendimden nefret ettiğim seneler geçirdim arkadaşlar. ayrıca bipolar bozukluk nedeniyle tabi mani atakları yaşıyordum ve depresif dönemler. yani bu arada benim mani ve hipomani ataklarım dışarılarda sürtebileceğim şekilde cereyan ettiyse hem benim için hem de etrafımdakiler için inanılmaz eğlenceliydi. bazen o anksiyete nöbeti ve paranoya şeklinde olabiliyor, onlar korkunç. depresyon zaten o hiç düşündüğünüz gibi bir şey değil. birçok insanın depresyon sandığı şey neşesizlik, keyifsizlik. yemin edebilirim buna. her neyse yani tüm bu durum beni de bir dönem karikatürize bir kimlik gibi yaptı insanların gözünde. benim de üzerimde tatlı sert ve şakayla karışık bi deli yaftası vardı. ya ben hayatımın inanılmaz korkunç bir döneminde iken ve şişkoluktan yürümeyi bile başaramıyorken ve inanılmaz bitikken tez danışmanım bana master teklifinde bulundu. yemin ediyorum adamın çok iyi bir anına denk geldiğime ve bana yardım etmek istediğine inanıyorum. ondan sonra da yaldır yuldur toparladım zaten. bazen o iyileşme süreci bi de artık daha aklıselim olduğunuz için müthiş kendinizi örselediğiniz bir şeye dönüşebiliyor bir süre. böyle bir zamanlardan çekti çıkardı adam beni yani. bir insan buna ne kadar minnet duyabilir tahmin edebilirsiniz. çok seviyorum hocamı, canım hocam ve çok minnet duyuyorum ama bu minnetin şu ayı gibi paragrafla çük kadar alakası yok. adam bana 30 senelik yaşamımda sen son derece normalsin diyen ilk insan. ya ben hatırlıyorum hocam ben narsistmişim, galiba öyle cidden falan dedim çok da yani üzgündüm buna, hiç sanmıyorum cemile, gerçekleri konuşuyon sen gibi bir şey demişti. ne zaman ki birileri bana deli diyor onun yanında hayır sisi hiç de deli değil gayet aklı başında bir insan diyor. zaten bunu ilk dile getirdiği anı asla unutamam yani, isyan etmişti siz bu kıza neden böyle şeyler söylüyosunuz diye. benim hayatımın en büyülü anlarından biriydi, yemin ediyorum buna. ben çünkü 5 yaşımdan beri tuhaf ve anormal olduğumu duyuyorum.
ve insan o kadar duygusal iniş çıkış ve aylarca süren depresyon arasında farkedemiyor ama, sizin yaşadığınız ve hatta hayatınız için risk olabilecek şeylerin (riskli davranış diyolar onlara arkadaşlar, ölme ihtimaliniz olan şeyler yapıyonuz, sadece kondomsuz seks değil bu. aşırı hız yapmak da öyle atıyorum. neyse.) bir şekilde fıkra gibi ve sanki insanların kendi anılarıymış gibi konuşması aslında çok yaralayıcıymış. böyle bir şey farkediyorsun ve wtf anasını satayım oluyorsun çünkü onlar yani ailen ve arkadaşlarındı ve şefkat bekliyorsun onlardan. halbuki sonra fark ediyorsun ki dostluk ve şefkat zannettiğin şey aslında bir şovu izlemek gibiymiş yani ve sen de ürüne dönüşmüşsün. neyse yani bunu hayatımda hissettiğim için de sözlükte de çok rahat şunu diyebiliyorum: biz burada birilerinin eğlencesiyiz, burası gerçeklik değil. ya gerçeklik bile o kadar kaygan ki artık yani.
off dün ex eniştenizle onun da kavgasını ettik. neymiş efendim aşk hikayemiz uydurmaymış. ulan götlek uydurma bile olsa, kurgu bile olsa ben seni ne güzel iyi, minnoş bi insan gibi kurgulamışım, o aramızdaki şey her neyse onu da bir bağ ve sevgi olarak kurgulamışım, oldu yani öyle bi çabam. sen ne yaptın dalyarak? 2 gram mutlu olurum korkusuyla anasını silktin, bi de gelmiş bana sanki hayatın sırrını verir gibi aptal aptal bunları anlatıp entelektüel laf ebelikleri ile orda bi duygusal mastürbasyon peşine düşüyor. iyi ki karşılıklı değildik ya saldırırdım adama muhtemelen, ona da delirdim. her neyse. hayattaki en korkunç şey gerçeklik algınızın sarsılması ve etrafınızdaki gerçekliğin de bükülmesi bence. benim bu bahsettiklerim ve yaşadıklarım bu kadının yaşadıklarının onda biri bile değil. bu kadın sistemli bir şekilde delirtilmeye çalışılmış, delirdiğine inanmaması bile mucize. inanılmaz bir psikolojik dayanıklılığı varmış, benim için allah falan yani şu an tüm bu yazılanlar gerçekse.
gerçekten regl ve de lamictal de birleşti ve ağlaya zırlaya izledim. günlerdir ağlıyorum. günlerdir acı çekiyom ve ağlıyom :d naaptım diye merak eden olduysa bunları yaptım. ex eniştenizle yaprak kürek muhabbetler ve britney için zırıldamalar :d.
düşünün bir insansınız ve her şeyinize başkaları karar veriyor her şeyinize. maria kadını öldürmediklerine şükrediyor, ben kadının kendini öldürmediğine şükrediyorum. gerçekten aklımı kaçıracaktım.
şimdi gidip tlc belgeselini de izleyeceğim ağlaya zırlaya. zaten konudan da saptım kendi dramama daldım bir anda. zihnim de çok dağınık. size de ilnk bırakıyorum, birileri daha bundan haberdar olsun istedim sadece: buradan
ya o kadar da empati kurabiliyorum ki kadınla bir yandan. vallahi aklımı yitireceğim :d.
allah kahretmesin. ben kitabı okumadım, kazıklı maria'nın kanalında izledim 2 videoyu. ya bu kadın hakkında da ne düşüneceğimi bilmiyorum. bazen bana o kadar dikte edici geliyor ki tarzı tavrı bir de sürekli aynı şeyleri konuşuyor gibi hissediyorum ve içim şişiyor. ama genel olarak içten bir şekilde doğal tepkilerini sergilediğini düşünüyorum orada odasında otururken. o yüzden bilmiyorum valla bu konuyu. neyse. 5 saatlik videoyu izlemek isterseniz buradan. bu kitabı okumaya ingilizcem yeter aslında ama sanırım aklımı yitiririm o yüzden okumayacağım. umarım. dayanamayıp okuyadabilirim.
aklım havsalam, hiçbir şeyim bu yazılanları almıyor. dünya starısın ve tutsaksın. her allahın günü kameralar önündesin, insanlara milyonlara seslenebiliyorsun, konser veriyorsun ve tutsaksın abi. insanlara "help" diyemiyorsun. gerçekten delirmemek işten değil.
bu tutsaklığı yaratanın kendi ailen olması daha da dehşet verici. yani benim annemle olan dertlerimi okuyan biliyordur, yazıyorum zaman zaman. ben britney olsaydım zannediyorum anamı, babamı ve kendimi öldürürdüm. insanlar böyle cinnet geçiriyor herhalde.
gerçeklik yaratımından bu yüzden iğreniyorum ya. bütün hücrelerimle iğreniyorum. ya ben narsist olduğuma inandırıldım ve bu yüzden de kendimden nefret ettiğim seneler geçirdim arkadaşlar. ayrıca bipolar bozukluk nedeniyle tabi mani atakları yaşıyordum ve depresif dönemler. yani bu arada benim mani ve hipomani ataklarım dışarılarda sürtebileceğim şekilde cereyan ettiyse hem benim için hem de etrafımdakiler için inanılmaz eğlenceliydi. bazen o anksiyete nöbeti ve paranoya şeklinde olabiliyor, onlar korkunç. depresyon zaten o hiç düşündüğünüz gibi bir şey değil. birçok insanın depresyon sandığı şey neşesizlik, keyifsizlik. yemin edebilirim buna. her neyse yani tüm bu durum beni de bir dönem karikatürize bir kimlik gibi yaptı insanların gözünde. benim de üzerimde tatlı sert ve şakayla karışık bi deli yaftası vardı. ya ben hayatımın inanılmaz korkunç bir döneminde iken ve şişkoluktan yürümeyi bile başaramıyorken ve inanılmaz bitikken tez danışmanım bana master teklifinde bulundu. yemin ediyorum adamın çok iyi bir anına denk geldiğime ve bana yardım etmek istediğine inanıyorum. ondan sonra da yaldır yuldur toparladım zaten. bazen o iyileşme süreci bi de artık daha aklıselim olduğunuz için müthiş kendinizi örselediğiniz bir şeye dönüşebiliyor bir süre. böyle bir zamanlardan çekti çıkardı adam beni yani. bir insan buna ne kadar minnet duyabilir tahmin edebilirsiniz. çok seviyorum hocamı, canım hocam ve çok minnet duyuyorum ama bu minnetin şu ayı gibi paragrafla çük kadar alakası yok. adam bana 30 senelik yaşamımda sen son derece normalsin diyen ilk insan. ya ben hatırlıyorum hocam ben narsistmişim, galiba öyle cidden falan dedim çok da yani üzgündüm buna, hiç sanmıyorum cemile, gerçekleri konuşuyon sen gibi bir şey demişti. ne zaman ki birileri bana deli diyor onun yanında hayır sisi hiç de deli değil gayet aklı başında bir insan diyor. zaten bunu ilk dile getirdiği anı asla unutamam yani, isyan etmişti siz bu kıza neden böyle şeyler söylüyosunuz diye. benim hayatımın en büyülü anlarından biriydi, yemin ediyorum buna. ben çünkü 5 yaşımdan beri tuhaf ve anormal olduğumu duyuyorum.
ve insan o kadar duygusal iniş çıkış ve aylarca süren depresyon arasında farkedemiyor ama, sizin yaşadığınız ve hatta hayatınız için risk olabilecek şeylerin (riskli davranış diyolar onlara arkadaşlar, ölme ihtimaliniz olan şeyler yapıyonuz, sadece kondomsuz seks değil bu. aşırı hız yapmak da öyle atıyorum. neyse.) bir şekilde fıkra gibi ve sanki insanların kendi anılarıymış gibi konuşması aslında çok yaralayıcıymış. böyle bir şey farkediyorsun ve wtf anasını satayım oluyorsun çünkü onlar yani ailen ve arkadaşlarındı ve şefkat bekliyorsun onlardan. halbuki sonra fark ediyorsun ki dostluk ve şefkat zannettiğin şey aslında bir şovu izlemek gibiymiş yani ve sen de ürüne dönüşmüşsün. neyse yani bunu hayatımda hissettiğim için de sözlükte de çok rahat şunu diyebiliyorum: biz burada birilerinin eğlencesiyiz, burası gerçeklik değil. ya gerçeklik bile o kadar kaygan ki artık yani.
off dün ex eniştenizle onun da kavgasını ettik. neymiş efendim aşk hikayemiz uydurmaymış. ulan götlek uydurma bile olsa, kurgu bile olsa ben seni ne güzel iyi, minnoş bi insan gibi kurgulamışım, o aramızdaki şey her neyse onu da bir bağ ve sevgi olarak kurgulamışım, oldu yani öyle bi çabam. sen ne yaptın dalyarak? 2 gram mutlu olurum korkusuyla anasını silktin, bi de gelmiş bana sanki hayatın sırrını verir gibi aptal aptal bunları anlatıp entelektüel laf ebelikleri ile orda bi duygusal mastürbasyon peşine düşüyor. iyi ki karşılıklı değildik ya saldırırdım adama muhtemelen, ona da delirdim. her neyse. hayattaki en korkunç şey gerçeklik algınızın sarsılması ve etrafınızdaki gerçekliğin de bükülmesi bence. benim bu bahsettiklerim ve yaşadıklarım bu kadının yaşadıklarının onda biri bile değil. bu kadın sistemli bir şekilde delirtilmeye çalışılmış, delirdiğine inanmaması bile mucize. inanılmaz bir psikolojik dayanıklılığı varmış, benim için allah falan yani şu an tüm bu yazılanlar gerçekse.
gerçekten regl ve de lamictal de birleşti ve ağlaya zırlaya izledim. günlerdir ağlıyorum. günlerdir acı çekiyom ve ağlıyom :d naaptım diye merak eden olduysa bunları yaptım. ex eniştenizle yaprak kürek muhabbetler ve britney için zırıldamalar :d.
düşünün bir insansınız ve her şeyinize başkaları karar veriyor her şeyinize. maria kadını öldürmediklerine şükrediyor, ben kadının kendini öldürmediğine şükrediyorum. gerçekten aklımı kaçıracaktım.
şimdi gidip tlc belgeselini de izleyeceğim ağlaya zırlaya. zaten konudan da saptım kendi dramama daldım bir anda. zihnim de çok dağınık. size de ilnk bırakıyorum, birileri daha bundan haberdar olsun istedim sadece: buradan
ya o kadar da empati kurabiliyorum ki kadınla bir yandan. vallahi aklımı yitireceğim :d.
devamını gör...
termal macun
laptoplar için w/mk değerinden daha da önemlisi viskozite değeri olan termal ısı iletim çözümü.
şöyle anlatayım: thermal grizzly kryonaut 12.5w/mk bir macundur, honeywell ptm 7958 sp ise 8.5w/mk bir macundur. buna rağmen laptoplarda birçok kullanıcıya honeywell ptm 7950 veya 7958 sp önerilir. çünkü bu macunlar hem yüksek viskozite oranına sahiptir hem de faz değişim özelliği sayesinde laptopların baş belası pump-out sorunun önüne geçer. diğer bir konu da ısı direncidir. ısi direnci ne kadar yüksekse macunun ömrü o kadar uzun olacaktır.
özetle viskozite ne kadar yüksek ısı direnci ne kadar yüksek, o kadar iyi.
not: işbu entry yazarı ayık kafa ile daha sonra detaya girecektir.
şöyle anlatayım: thermal grizzly kryonaut 12.5w/mk bir macundur, honeywell ptm 7958 sp ise 8.5w/mk bir macundur. buna rağmen laptoplarda birçok kullanıcıya honeywell ptm 7950 veya 7958 sp önerilir. çünkü bu macunlar hem yüksek viskozite oranına sahiptir hem de faz değişim özelliği sayesinde laptopların baş belası pump-out sorunun önüne geçer. diğer bir konu da ısı direncidir. ısi direnci ne kadar yüksekse macunun ömrü o kadar uzun olacaktır.
özetle viskozite ne kadar yüksek ısı direnci ne kadar yüksek, o kadar iyi.
not: işbu entry yazarı ayık kafa ile daha sonra detaya girecektir.
devamını gör...
meğerse
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
"sokaklar hep yangın yeri
öyle tercih eder kibrit tacirleri
üç ileri ve beş geri
hiç özlemedim sizleri"
buradan
öyle tercih eder kibrit tacirleri
üç ileri ve beş geri
hiç özlemedim sizleri"
buradan
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
sevmesen de olur.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının okumakta olduğu kitaplar
bu aralar haydar ergülen'i okumaya başladım. şiirleri çok güzel, özellikle de kızı nar'a yazdığı şiirleri çok sevdim ben. kıpkızıl saçlı bir kız çocuğu nar, adını da bu yüzden almış. 20 yıllık eşine yazdığı şiirleri de en az kızına yazdıkları kadar güzel, üstelik hala ondan "nişanlım" diye bahsediyor. gerçekten okunması gereken bir şair.
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
....
belki bende hata yaptım.
seni sevdim tek bir an pişman olmadan.
.....
gökhan türkmen - rüya
belki bende hata yaptım.
seni sevdim tek bir an pişman olmadan.
.....
gökhan türkmen - rüya
devamını gör...