zaman tüneli

#3645346
az önce güldüm. gülümsedim desem yeridir aslında. sayılır inşallah. durduk yere kolpaci durumuna düşmeyelim.

ya kendine hakim olamazsan?
ya sadece kavga edip ağzını burnunu kırabilecek iken, ya da sadece dayak yetip kurtulabilecek iken karşı tarafta ki o kişiyi kevgire çevirip hem onun hem de kendi hayatını bitirirsen?
ya yanlış anladıysan!
ya manipüle edildiysen?
ya o an akli meleklerin yerinde değilse? (sarhoşsun mesela)
bilemiyorum...
sinir sisteminize ve hislerinize ya da duygularınıza nasıl olur da bu kadar güvenebiliyorsunuz gerçekten bunu anlamakta güçlük çekiyorum.
silahın, aslında o kadar da varolmayan yapay bir cesaret mekanizmasını sisteminize yüklemesinden nasıl oluyor da korkmuyorsunuz gerçekten anlamıyorum.

sıcak çikolatanın soğuk, hatta buzlu içilen versiyonudur.

bir babam ve oğlum repliği

hiç gelemiyorum vedalara. dizlerimde derman biter, boğazım kurur, gözüm yaşarır, çenem zangırdar. bir cümle çıkmaz dilimden. çocukken de böyleydim. *

az önce sevdiğim bir ağabeyim aradı, uçuyor saat ikide, 6-7 ay gelmez, son cümleleri kuramadım, zar zor allah'a emanet dedim, ne kadar anladıysa artık.

zaten kuran'da bize mesajını göndermiştir. hem de kıyamete kadar koruyarak.

bu arada hatırlatalım; gerçek din sadece kuran'dadır:

www.kurandakidin.com/

zabanan aç karna yağ gibiymiş mübarek.

bu savaşla beraber bağımsızlıklarını kazanmışlardır.

tanım saçmaymış gibi oldu ancak her bağımsızlık savaşı sonunda bağımsızlık kazanılıyor mu bilmiyorum. ya da ismine bağımsızlık savaşı demiyorlardır belki. isyan deniyordur o zaman.

bu arada bizim mücadelemize de ingilizcede "bağımsızlık" savaşı deniyor ama bazı tarihçilere göre bu yanlış. çünkü onlara göre, biz zaten bağımsızdık, ama işgal edilmiştik. işgalciler vardı vatanımızda ve biz bu düşmandan, işgalcilerden kurtulduk. dolayısıyla bu bir "kurtuluş" savaşıdır diye yorumluyorlar.

neyse efenim yine nerden nereye getirdik konuyu. vallahi celali isyanlarına kadar anlatasım vardı ama konuya dönelim. bu savaş neticesinde 63 yıl önce dün*, bağımsızlıklarını kazanmışlar.

kutlu olsun.

miras kaldı ama istemedim... lakin öğrenme niyetim var...

o zamana kadar silahım, kelimelerimdir...

umarım birgün karşılaşırız ve iki kadeh birşeyler içip, iki lafın belini kırarız.
selam olsun muhterem.

atış yapmak hedef vurmak vs bunlar ciddi manada ilgimi çekiyor. tüm bunlardan hevesimi almak için o havalı tüfek vs dedikleri şeylerle ilgilendim ama silah taşımak beni aşar. taşıyan da beni tedirgin eder.

akıl kıl üstündedir derdi annem. ne kendime ne de bir başkasının aklına fikrine öyle bir tehlike altında güvenemem. sevdikleriniz üzülür her şeyden önce ve
bir anda yok edebilir, yok olabilirsiniz.

şiir
nereye gidilir bilmediğim
bir durakta
beklediğimdir
orada
dilime dolanmış
sarmaşıktır
o

temmuzun ilk haftasını devirmek üzere olduğumuz halde bu sene allah'a şükür istanbul'da geçen senelere göre havaların biraz daha iyi gitmesidir. en son çocukluğumda böyle iyiydi havalar. tam tadında sıcaklar...

ama bir kötü haberim var,
önümüzdeki hafta sıcak hava dalgası geliyormuş... bu iyi olmadı.
arabistan üzerinden sıcaklar gelmedikçe aslında bizim iklimimiz güzel.

nodus tollens

ya bırak, zoruna mi ciddi? *

silah taşıyan yazar illa ki vardır ama ben silahın terbiyesinin zor olduğunu düşünüyorum. ban göre iş değil tabanca taşımak. hiçbir da zaman ilgi alanıma girmedi. askerde üzerime zimmetli bir adet mg3 ile bir adet g3 haricinde silah da kullanmadım.

arivederci!!!

sadık, güvenilir kimseye denir. o kişi, dürüsttür, merttir.
benim onlara, onların bana sadık olduğu ilişkilerim var.
sadık insana her şeyini emanet edebilirsin. bir gün onun da sadıkaneliği terk edebileceği ihtimalini bilerek...

necdet tekin, 1947 doğumlu türk bir siyasetçi olup 57. türkiye hükümeti'nde dsp'den milli eğitim bakanı olarak görev yapmıştır. necdet tekin, 22 mayıs 2022 tarihinde iyi parti'ye katılmıştır.