zaman tüneli

2 sezon izlemiş olduğum türk dizisidir. olaya biraz farklı yönlerden bakmaya çalıştım. muhtemelen biraz saçmalayacağım, şimdiden okuyucu arkadaşlardan özür diliyorum. "her b*ktan analiz kasmayalım." mesajları istiyorum.

çukur dizisini izlerken aslında fark ediyorsunuz ki bu sadece bir mahalle hikayesi değil, modern bir feodalite anlatısı. koçovalı ailesi, mahallenin derebeyi; halk da onların serfleri gibi. mahallede devlet yok, polis yok, adalet sistemi yok. her şey koçovalı ailesinin ellerinde. idris baba, halkın koruyucusu ve lideri. bu, feodal sistemdeki lord ve serf ilişkisini birebir yansıtıyor. lord, kendi topraklarında yaşayan halkı korur; halk da bu koruma karşılığında ona sadakatle bağlı kalır. çukur’da da "çukur evimiz, yamaç babamız" gibi sloganlarla bu sadakat sürekli vurgulanıyor. ama feodal düzenin karanlık bir yüzü var: ihanet edenin vay haline. çukur’da da bu böyle. koçovalılara ihanet eden ya mahalleden sürülüyor ya da ağır şekilde cezalandırılıyor.

bu, feodal sistemin "sadakat ve itaat" temellerine dayandığını gösteriyor. yani koçovalılar, halkı koruyor ama bunun bir bedeli var. işte tam bu noktada karakuzular devreye giriyor. karakuzular, çukur mahallesine girip kendi düzenlerini kurmaya çalışıyor. ama onların düzeni, koçovalılarınki gibi değil. koçovalılar için mahalle bir yuva, halk bir aile gibi. karakuzular içinse mahalle sadece bir ekonomik kaynak. uyuşturucu ticareti, insan kaçakçılığı gibi faaliyetlerle mahalleyi sömürmeye başlıyorlar. halk onlar için birer araçtan ibaret. bu açıdan bakınca, karakuzular, feodal düzenin tarihsel düşmanı olan kapitalist düzeni temsil ediyor. marx’ın "kapitalist sistem, her şeyi metalaştırır" dediği noktaya birebir uyuyorlar. mahalle halkı, karakuzular için bir "meta" haline geliyor. bu, koçovalıların "koruma ve sadakat" temelli düzenine tamamen ters.

koçovalılar ve karakuzular arasındaki çatışma, aslında iki farklı toplumsal düzenin çatışması. bir yanda geleneksel feodal düzenin koruyucusu olan koçovalılar var, diğer yanda modern kapitalist düzenin temsilcisi olan karakuzular. bu çatışma, tarihsel olarak feodalite ve kapitalizm arasındaki geçiş sürecine çok benziyor. örneğin, 14. ve 15. yüzyıllarda avrupa’da feodal düzen zayıflamaya başladığında, kapitalist düzen yavaş yavaş yükselmeye başlamıştı. feodal lordların yerini, ekonomik gücü elinde tutan burjuva sınıfı aldı. karakuzular da bu burjuva sınıfını temsil ediyor gibi. onların amacı, mahalledeki sosyal bağları yıkıp yerine ekonomik çıkarlar temelli bir düzen kurmak.
çukur mahallesi halkı, bu iki güç arasında sıkışıp kalıyor. bir yanda koçovalılara olan sadakatleri, diğer yanda karakuzuların baskısı. bu durum, tarihsel olarak da feodalite ve kapitalizm arasındaki geçiş süreçlerinde sıkça görülmüş bir şey. halk, ya güçlü olana boyun eğiyor ya da sadık kalmayı seçiyor. örneğin, rusya’da serfler, 19. yüzyılda özgürleştirildiğinde, çoğu eski lordlarına bağlı kalmaya devam etti. çünkü kapitalist sistemdeki belirsizlik onları korkutuyordu. çukur’da da benzer bir durum var. mahalle halkı, karakuzuların baskısı altında ezilirken bile koçovalılara bağlı kalmayı tercih ediyor. çünkü koçovalılar, her şeye rağmen bir düzen sağlıyor. karakuzular ise bu düzeni tamamen yok ediyor.

bir de karakuzuların kendi içindeki düzen var. koçovalı ailesi, aile bağları ve hiyerarşi üzerinden ilerliyor. idris baba lider, yamaç veliaht. ama karakuzular tamamen çıkar ilişkileriyle hareket ediyor. liderlik korku ve şiddet üzerinden sağlanıyor. yani bir yanda "baba figürü" olarak idris koçovalı, diğer yanda "patron" olarak karakuzuların lideri. bu fark, aslında iki farklı toplumsal düzenin temel farkını ortaya koyuyor: biri aile ve sadakat üzerine kurulu, diğeri çıkar ve güç üzerine.
çukur dizisi, bu yönüyle sadece bir suç draması değil, aynı zamanda toplumsal düzenlerin çatışmasını anlatan bir metafor gibi. koçovalılar, feodal değerleri temsil ediyor; karakuzular ise kapitalist düzenin acımasız yüzünü. mahalle de bu iki düzenin savaş alanı. "orta çağdan günümüze: feodalite vs kapitalizm" diye özet geçilebilir. sonuçta çukur sadece bir mahalle değil, aynı zamanda bir sistemin aynası. modernleşen dünyada geleneksel değerlerin nasıl tehdit altında olduğunu görmek açısından bu çatışma oldukça anlamlı bir metafor sunuyor.
devamını gör...

kimseyi tanımıyorum burda. bunun haklı gururunu yaşıyorum.
devamını gör...

#3650625
bir: (bkz: twilight sparkle): birçok sebeple inanılmaz bir senkronizasyon olacak aramızda. lahmacun ile bunu gördüm ancak biraz önce sütlaç için sütlü pilav dedi bu yazar. ben de demiştim aylardan bir gün. bu uyumla çok pis yerle bir edemeyeceğimiz kimse olmayacaktır.

iki: (bkz: charlotte ritter): nahif kalbinin altındaki asi ve nokta atışı hamlelerini yakından bakan görecektir. akıllı ve çevik. kıvrak zeka. neyse daha fazla övmeyeyim öhöm hshsj.

üç: (bkz: imera fera): bize bir şey olmaz ama yaralarımızın sarılması gerekebilir. iki işi bir arada götürebilme kabiliyetine sahip olup hem yaralarımızı saracak hem de düşmanı karmaşık kelimeleriyle zihinsel anlamda etkisiz hale getirecektir.

şimdilik listem budur.
diğer arkadaşlarım alınmasın yazmadım diye çünkü siz rahat uyuyn diye biz savaşacağız anlatabiliyor muyum??? sizi koruyacağız.
devamını gör...

suçta karanlık alan, suçta siyah sayılar, karanlık sayılar ifadeleri ile aynı anlamı içerir.
gerçek suç sayısı ile bilinen suç arasındaki farklardır. istatistiklere çeşitli sebeplerden dolayı yansımaması, suç veya suçluların karanlıkta kalmasıdır.
eğer tanım kısaca oturduysa şimdi suç ve suçluların gizlenmesi yani karanlıkta kalması ve bu sebepten siyah sayıları oluşturan durumları konuşabiliriz.
birinci durum mağdurun şikayette bulunmaması veya bulun-a-mamasıdır.
mağdurun şikayette bulunamadığı olaylar özellikle cinsel istismar konularında yaşanır. (en çok aile veya akraba içi şiddet/istismar)
toplumumuzda cinsel istismara uğramış bireyin 'kirlenmiş' olarak görülmesi, yaşadığı olayı bilen kimsenin onu artık insan yerine koymaması, failin mağdurun akrabası olması sebebiyle ağzını açmaması yönünde uyarılara maruz kalması, mağdurun yapılan eylemi normalleştirmesine sebep olacak bir ortamda bulunması, yaşamıyla tehdit edilmesi, yaşadığı durumun küçümsenmesi ve etrafındaki kimselerden destek görmemesi sonucunda mağdur şikayette bulunamayabilir.
bir diğer durum ise polislerin suç kaydı oluşturmamasıdır. rüşvet alan, suçu bizzat işleyen, çıkar gözeten, olayı küçümseyen (genellikle taşrada) polisler suç kaydı oluşturmayabiliyor.
aynı zamanda hukuk devletlerinde siyah sayıların ya da karanlık alanın zayıf olması gerekir, bu sayı ve alanın görülme sıklığı ve hukukun doğru uygulanışı ters orantılıdır.
ufak bir ekleme: türkiye'de tanımadığı insanlar tarafından istismara uğrayan kadınlar suç duyurusunda bulunduğunda kendi ismi, soy ismi, adresi, telefon numarası gibi bilgilerin suçlu ile paylaşılması (belgeler ile) sebebi ile şikayette bulunmuyorlar. bir kere denk geldi fakat şikayet oluşturursam beni bırakmayacak ve devlet benim arkamda durmayacak düşüncesi ile kendilerini korumaya çalışırlar. bu da yine siyah sayıların artmasına sebebiyet verir çünkü sadece fail ve mağdur bilir.
devamını gör...

harika bir ezgidir. zira bizi, safeviyye’ye götürecek bir söz barındırır.
devamını gör...

"her s*kkoluk da bir şey olmasın. ay ne salo insanlarsınız"
- bob marley
devamını gör...

şah hatayi’nin çaldıran yenilgisinden sonra uzun bir overthink süresinin olması.
yaşamını yitirmesinin ardından on yaşındaki evladının hükümranlığa geçmesi.
zevcesinin osmanlı’ya esir düşme hikayesi doğru mu gerçek mi
zülfikar nerede, kıyamette mi zuhur edecek.

bu sezon dertlerim bunlar.
devamını gör...

il, el, bölge, belde, yöre, yer... (tüm bunları ne ara geçtik..) dimi.. tonton ve tembelliğiye ünlü şairimizin, sırf uyak sevdası uğruna mı bilmezden gelelim..
devamını gör...

şu var derdi merdi bir kenara bırakınca...

beyninizdeki seslerle savaşmayı bırakınca o uyku nasıl geliyor...

ip elini acıtıyorsa, onu bırakmalısın...

*
devamını gör...

"benim de mi düşüncelerim olacaktı,
ben de mi böyle uykusuz kalacaktım.
sessiz, sedasız mı olacaktım böyle?
çok sevdiğim salatayı bile
aramaz mı olacaktım?
ben böyle mi olacaktım
?" *
devamını gör...

"sen bilirsin"
sıfır risk taşır. her şekilde sorumluluktan kaçmak anlamına gelir.yaptığın işin doğru veya yanlış olmasında benim payım yok demektir.
senin bedenin senin kararın ...
devamını gör...

televizyonun ekranının ciddi kısmı dantel örgü tarafından kaplanmışsa bu kombinasyona dantelevizyon denir.

hep belgesel izlenen televizyonlara ise entelevizyon denir.

alın şimdi bu bilgilerle ne yaparsanız yapın. *

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

“ girdim âdem cismine kimse ne bilmez sırrımı
men o beytullâh içinde tâ ezelden var idim”
devamını gör...

“ kadın için bir suç olan ve ağır yasal, toplumsal sonuçlara yol açan şey, erkekler için bir şan ya da en kötüsü zevkle taşınan hafif bir ahlaki kusur olarak kabul edilmektedir.”

f. engels
devamını gör...

ıveta mukuchyan - hayastan jan / հայաստան ջան

devamını gör...

en sevdiğim insanlardan biri artık hayatta değil.
kendimi anlatmak istiyorum, benimle konuşsun istiyorum ama bunun mümkün olmayacağı düşüncesi delirtiyor. umarım öbür dünya dedikleri gerçekten vardır ve biz orda konuşabiliriz.
devamını gör...

sistemin aslında bütünsel emek/emekçi düşmanlığının, sezonsal dışavurumu. o nedenle piyango turizm emekçisine isabet etmiş gibi görünüyor.. kurtulmak yok tek başına.. ya hep beraber ya hep beraber...
devamını gör...

lilit pipoyan - gulo

devamını gör...

sirusho - pregomesh | սիրուշո - պռեգոմեշ

devamını gör...
daha fazla yükle

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim