zaman tüneli

paris’te sonbahar arka fonda çalan şarkı
?

sapyoseksüelim

stiletto giymeyen kadın da ne bileyim…
stilettodur rujdur ojedir
bunlar kadınlığın alameti farikalarıdır hep
yoksa benden ne farkı var

lüzumsuz konuşmuş mansur yavaş. köpekleri öldürmek yerine kısırlaştırmak ve onlarla birlikte yaşamaya çalışmak daha sağlıklı. dünyamıza anlam katan canlılardanlar. birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekirken öldürmek çok insafsızca.
yukarıda doomlord nickli yazarımızın da belirttiği gibi köpeklere gelene kadar daha nice halledilmesi gereken sorunumuz var.

saçma ama sarıyor
bеnim penam senin gitarına alışır mı?*

asla giyip de yürüyebileceğim bir ayakkabı değil. günlük hayatlarında bile giyebilen kadınlara aşırı özeniyorum. bende hiç o dişil enerji yok.
ben sadece özel günlerde birkaç saatliğine normal bir topuklu ayakkabı giyebiliyorum. bünyem daha fazlasına alışamadı hiç.

ülkeyi düzgün yönetiyor mu? çalıyor mu? çalmıyor mu? terör ile mücadele mi müzakere mi ediyor?

bunlar daha önemli.

kendimi tanıyor isem ben uyum arıyorum gbi geliyor bana.
ilgiyi de karşımdaki arıyor dolayısıyla.

bu lafa ayri uyuz oluyorum çok seviyorsan evde besle ulan merhametli olmak ne zamandan. beri suç oldu gücü yetse yapar zaten yapan cok insan var avrupa diyorlar o ödendiğiniz avrupa çoluk çocuğa bomba yağarken sadece oturdu izledi biz onlar gibi değiliz

(bkz: eş cinsel)

adam haklı. bir tarafta hasta olup olmadığı belli olmayan saldırgan köpeği bir tarafa da evladınızı,eşinizi,ananınızı ,babanızı vb. koyun. hangisini seçersiniz?

daha kaç cana mal olacak. şu mama lobilerinin oyununa gelmeyin.

'kirpiğin ok gözün hançer yaralıyım ben, düz ovada vuruldum bahtı karalıyım ben'
söz, müzik sezen aksu'ya ait... uzak şehir dizisi için bestelemiş ve hediye etmiş.

belkiler, keşkeler ve neyseler

mmm şeyy... bilmiyorum. sorunlarıma karşı ancak karıncanın su taşıma hikayesine özdeş bir mücadele şansı tanınıyor bana. ve ben gerçekten o suyu da taşıyorum, tarafım belli olsun...

b.b king'den gelsin o zaman

buradan

önce bi ağlarım tabii. hemen. hiç bekletmem gözyaşımı. öyle zorluğa falan gelemem ben, hemen duygusal kriz moduna girerim.

sonra yardım isterim. kim denk gelirse. fark etmez, kim işime gelirse tabii.

o da olmadı, hemen kaçarım. "dünya yansa umurumda olmaz" havasına girerim. öyle ilgisiz.
ama içten içe ağlarım, o hiç bitmez.
sonra birden, "neyse ya" derim. sorun çözülmemişse de alışırım.

(bkz: eşcinsel ülke)

vergilerimin gittiği yeri görünce içini kaplayan huzur…

yalnız utangaç apocuya doomlord reiz' in çok fena sapladığını görüyoruz başlıkta.

daha önce buna benzer bir başlıkta suç istatistiklerini söyleyip buna niye öncelik vermiyoruz demiştim görmezden gelmişti. (ben sokak köpekleri konusunda yabanileşmiş ve saldırganlaşmış olanların itlaf edilmesi taraftarıyım.)

bir de hala itlafı savunanlar şunun farkında değil, sağda solda dağda kaçak kalmış köpekler şehirdekiler temizlendikten sonra çok daha fazla üreyip eski popülasyonu x2 ile çarpacak sorun zaten bu. bilim diye bir şey var lan? ama işte bunlar sorsan solcu sosyalist ama asıl yüzleri cehaletleri ile ortaya çıkıyor. adam bilimin ne söylediğini değil rasyonel düşünmeyi değil katliam savunuyor. gerçi bu da normal inandıkları ideoloji 150 milyon insan öldürdü ama kötü olan hitler değil mi?


köpeği geçtim hamamböceği kadar faydasız olan insanlar gelip böyle saçma sapan konuşuyor da. konuşamıyor çünkü adamın tek bildiği küfür hakaret. ha ben bu adama niye hakaret etmedim bugüne kadar (etmem de) zamanında beşiktaş çarşı grubunun tümer için yaptığı besteyi bırakıyorum aşağı. sebebi para değil yalnız.



küfür bile hak edene edilir küfür etmeye değmeyecek biri için nefes tüketmeyin.