zaman tüneli

kendi kendine kapanıyordu, ilgili ayarları telefon ayarlarından düzelttim yine de çözüm olmadı. bir de bildirimdeki ilerleme çubuğu donuyordu. zam da gelince hesabı silip youtube premium'a geçtim.

chp'li değilim ama bunda bir gariplik görmedim. kreşten bir çok çalışan insan faydalanıyor, kent lokantasından da öyle.

sizin küçümsediğiniz ufak detaylar bazı insanların hayatında büyük kolaylıklar sağlıyor.

hem mega proje dediğin nedir? 2200 tl ödeyerek kullandığın otoyol mu? yıllık 1 milyon yolcu garantisi verip hedefi tutturamayınca hazine garantisi verilen köprüler mi? yoksa kuşların bile uçmadığı yerlere yine yolcu garantili havaalanları mı?

mega projeye bak, hepsinde vatandaşı koparıyorsun o da yetmiyor insanların para ödemeden aldığı hizmetleri küçümsüyorsun.

tam bir... neyse. hepimiz biliyoruz zaten cümlenin devamını.

artık yüzünü bile görmediğim eski dostlarımla aile hesabımızı bozmaya kıyamadığım için nadir kullandığım uygulama. youtube da çok takılan biri olarak youtube music daha kolayıma geliyor.

e tamam işte ülke menfeatleri için ab ile iyi ilişkiler içinde olmalıyız diye düşünmüştür.
bu kadar içerde kaldığı yeter, ab ile ters düşmeyelim artık çıksın bu herif demiştir.

madem silemiyoruz devam..

sanıldığının aksine uygulama bazında piyasayı domine etmiyor. %30 luk bir payı var o da yani hep değil. 28 ler 25 ler görüyor. bu algı neden var bilmiyorum. yani spotify mitini yok etmek lazım. kullanışlı mı evet ama rakipleri de sağlam.

spotify'a bu kadar tapınmayalım rica ediyorum.

tulum peynirli roka salatası.

güle güle...
başka ne denir ki.

granola, bozulmasın diye tükettiğim meyveler ve yoğurdu karıştırarak bir şeyler hazırladım.
kasemi de geçen gün kırdığım için mecburen oda arkadaşımın plastik bardaklarından bir tanesini çalarak onun içine koydum.
kendi bardağımı da kullanabilirdim gerçi ama yine her zamanki gibi kahve vardı onda.

bu yoğurtlu granolanın da yarısını yurdun kedileri yedi zaten..
baya kıtır kıtır yediler..

yine de yurt koşullarında adam olana çok bile diyerek konuyu kapatıyorum.

artı olarak bu meyvelerin arasında yaş incir bile vardı..
zenginliğe bakar mısın.
onu da geçtim badem sütüm bile var,heyttt bee.
nazar boncuğu istiyorum, lütfen, tisikkirlir.

edit: fotisini atamıyorum çünkü midemde.

şöyleli bi anne menüsü yaptım..

bir değil bissürü kedi. ^.^

meselesi olanlar ne yapmışlar, olmayanlar ne yapmışlar...

onca erkeğin baktığı ilk şeyi tahmin edemem ama ben neye bakıyorum söyleyebilirim. aslında duruma göre değişiyor ama sadece iki duruma göre, çok karmaşık, kalabalık değil durumlar yani.

kadını gördüğümde yüzü bana dönük ise yüzüne bakarım. kadını gördüğümde sırtı bana dönükse poposuna bakarım.

23 yılda yapılan mega projeleri, icraatları görmez, göremez.

çocuklarım acıktığı için gecenin üçünde bolonez soslu makarna yapmıştım. şekilcilik yapıp şarabı su bardağında mi içiyorsunuz demeyin. öğrenci evi burası!

işi çok zor olan çocuktur. örnek bir akranı olmaz, dağ-taş nası öyle duruyor der yine kıyaslarlar. işi çok zor olan çocuktur.

babeylibalabuladabamburleylibapbup

müzikte;

fade in: bir şarkının başlarında sessizlikten kademe kademe normal volüme ulaşılana kadarki ses artırımına denir.

fade out: bu ise şarkı sonlarında normal volümün git gide azaltılması numarasıdır.

metallica'nın en sevdiğim parçasında bu ikisi de kullanılmaktadır.

(bkz: orion)



fade in, fade out'a göre çok daha az kullanılan bir "audio trick"tir.

benim aklıma, [daha önce düşünülmemiş olabilecek bir fikir bırak] başlığındaki ilk tanımda bahsettiğim gibi bir şey gelmişti demin. bu hiç kullanılmamış bile olabilir.

herkes ve hiç-kimse için bir sözlük