zaman tüneli

akli üretimin olduğu hiçbir mesleği bitiremeyecek yapay zeka sadece rekabet edecek. gelecekte en çok talep doktorluk mühendislik öğretmenlik avukatlığa olacak ve arzın değeri arşa çıkacaktır.
devamını gör...

valla milletçe, ikiyüzlülerin hakettiği özel tutumu biz onlara gösteremezsek, onların kendilerine hak gördüğü özel davranışlarından şikayete de hakkımız olur mu emin değilim..
buyrun top 'siz'de... mızıldanmayın..
devamını gör...


"don quijote’nin babası gibi görünsem de, üvey babası olan ben, adetlere uyup, başkalarının yaptığı gibi neredeyse gözlerimden yaşlarla, oğlumdan göreceğin kusurları affetmen veya görmezden gelmen için sana yalvarmayacağım, sevgili okur. sen onun ne akrabasısın, ne arkadaşı; ruhun kendi bedeninde; gayet yetenekli, hür bir iraden var; evindesin ve kralın vergilerin efendisi olduğu kadar, sen de evinin efendisisin; bilirsin, herkes kendi evinde kraldır. bütün bunlar, seni her türlü saygı ve mecburiyetten azade kılıyor; kısacası, hikâye hakkında, kötü söylersen karalanmaktan, iyi söylersen ödüllendirilmekten korkmadan, istediğini söyleyebilirsin."



don kişot'un önsözünde bu cümlelere yer veriyor cervantes, ileri görüşlü bir insan olduğunu gözler önüne sererek. yarın bir gün gelecekte çaylaklıktan kurtulur da bir sözlükte don quijote hakkında olumlu ya da olumsuz düşüncelerimizi özgürce dile getirmek istersek peşin peşin izin veriyor bizlere.

ben de ne bir kaç beğeni ile ödüllendirilme hevesine ne de nick altına saldırılması korkusuna sahip olarak la mancha'lı yaratıcı asilzade don quijote, bizim dilimizdeki seslenişimiz ile don kişot hakkında düşüncelerimi dile getireceğim.

öncelikle şunu belirteyim ki ben iyi yürekli alonso quijano hayranıyım, siz onu don quijote olarak tanırsınız.

bu ayrıntıyı dile getirdikten sonra konumuza geçebiliriz;

büyük büyük dedem gerçeği gördüğü şekli ile kabul eden bir realistti, babam ise aydınlanmacı değer yargıları olan bir modernist ben ise modernitenin değer yargılarını hiçe sayan bir postmodernistim. üçümüzün ortak özelliği avlu yanındaki tarlarının olduğu yere ev yapılması yönünde bir fikre sahip olmamız ve bize ait olduğu söylenen realist, modern ve postmodern tanımları hakkında en ufak bir fikre sahip olmamamız.

bu tanımlar, içinde yaşayan insanların bir çoğu tarafından pek bir önem arz etmemektedir. ancak bazen biri çıkar, yaşadığı çağın üzerindeki olumlu etkilerini anlamış ve olumsuz yönlerinden etkilenmiş, bir asilzade. bu etkinin sonunda da asilzadenin zihni; büyüler, savaşlar, düellolar, yaralar, iltifatlar, aşklar, işkenceler ve inanılmaz saçmalıklarla dolar kimi zaman. işte o an bu saçmalıkların arasından bir şovalye olarak yükselir asilzade.

değişimi görmüştür görmesine bu şovalye ama değişimi görmek tek başına çağı anlamak için yetmez. savaştığın çağ şekil değiştirip yenilenirken yıllar önce kazılmış bir siperde, ata yadigarı silahınla siperden kafanı çıkartmadan ateş ederek kazanamazsın bu yeni çağa karşı. kafanı kaldırıp siperden dışarı baksan artık orada kimse olmadığını görürsün, dünya değişmiştir.

ancak bu şovalye orta çağ defterinin artık kapandığını kabul etmek istemez ve girilen yeni çağı görmezden gelir. işçi kavramının yitip gittiği bir çağda mücadeleyi proleter bir devrimde arayan, yurtdışından emekli bir altmış sekiz kuşağı olur bazen, bazen geleneklerinin şaşmaz doğrularını zedeleyen batıya karşı facebook üzerinden titre mesajları veren bir ülkücü.

kendine yeni düşmanlar yaratır zihninde, eski düşmanlarına benzettiği ama onlarla alakası olmayan varlıklara savaş açar. zihninde kurduğu bu yeni düşmanları ile savaşırken, düşmanları görmeden gündelik hayatlarına devam eden insanlara nefret kusar.

kendisi siyaset batağında çırpınırken, sizi dünyaya karşı sorumsuzca davrandığınız yönünde eleştiren büyüklerinize bakın, sizden bekledikleri ırkınızı yüceltmek, dünyaya eşitlik getirmek ya da inancınızı korumak yönündeki isteklerini düşünün. savaştıkları şeylerin birer yel değirmeni olduğunu göreceksiniz. zihinlerindeki düşmanlar eskiden kalan ve yeni yaşadığımız çağda artık yerleri olmayan devler ve ejderhalardır.

elbette yaşadığımız çağa karşı tamamen duyarsız önündeki samanla doyan ve doyumu ona mutluluk veren birer rocinante olun demiyorum. yalnızca değişimi görüp, kendiniz değişmekten korkmayın çağa ayak uydurun ve mücadelenizi ona göre verin unutmayın ki la mancha'lı yaratıcı asilzade don quijote kitap bittiğinde gerçeği bu kadar geç fark ettiği için üzgün olduğunu belirten aydınlanmış iyi yürekli alonso quijano olarak hayata veda eder.

unutmayın bu çağ sizin, geçmişle savaşmak yerine geleceğinizi inşa etmeye çabalayın.
devamını gör...

ankara'dan başlayıp yavaş yavaş tüm yurda yayılan ve sokak canları (!) konusunda iktidarın attığı en akıllıca adım.
okul bahçeleri, okul önleri, yaya yolları, parklar, çocuk parkları, dükkan önleri, karayollarının kenarlarında zaten var olan yasakların artık uygulanacağını, uymayanları önce para cezası ile cezalandırılacağını, tekrarında hapis cezası ile "tazyik" edileceğine yönelik karardır. böylece hem buralardaki saldırgan sokak iti sayısında azalma olacak, yiyecek peşinde koşmadığı için kediler enerjilerini çiftleşmeye harcayıp ortalığa yarısı ölecek kedi yavrusu saçmayacaklar. (yiyecek bulma dahil çevre baskısı olmayınca bir çift kediden yedi yılda beş ila sekiz bin kedi üreyebiliyor)
hem de can besliyorum diye kaldırım kenarlarına yoğurtlu bakla, ıspanak, kuru fasulye dökülmeyecek. dün x'te birisi kadayıf koymuş yola, yanına da kuru fasulye.
bundan en büyük zararı haydar özkan gibi ıbancılar zarar görecek. zaten en çok sesi de o ve güttüğü insanlar çıkartıyor.
hayvan beslemek isteyen a) apartman sakinleri izin veriyorsa evine alır b) kendisi gibi can(!) severlerle bir araya gelip barınak kurar orada besler.
devamını gör...

palm yağı ve invert şeker deposu.
16 gram protein alayım derken 24 gram sağlıksız yağ ve 28 gram invert şeker alıyorsunuz vücuda.
bir yumurtada 13 gram protein var, koca paket şeyin karşıladığı proteini 2 yumurta karşılıyor.
devamını gör...

alım gücü yükselecek ve zengin hissettirecektir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

iki buçuk sene öncesinden...
devamını gör...

birçok yazarda (bkz: ne oldu ya foton gitti) durumu olmuş. sıkılan çok kişi oldu belli ki ama nüfusun arttığını da görmek mümkün gündem tarafı gayet kalabalık olan sözlük
devamını gör...

minecraft'ta bir gecede yapabileceğiniz kadar küçük bir şehirde yaşadım ben, daha sonra büyük bir şehre gitme umudu ile üniversiteye hazırlandım. insan zekasının, hayalleri önünde bir duvar gibi durduğunu elimde tuttuğum otobüs biletindeki turay turizm yazısına bakarken fark ettim. küçük bir şehirden başka bir küçük şehre gitmeye hak kazanmıştım.

daha sonra o küçük şehirden de ayrılıp şehirlerin en büyüğüne istanbul'a gittim. şatranç tahtasında g.tün g.tün ilerleyen bir piyon gibiydim karşıya geçmek ve değerli bir taş olmak istiyordum, yaşadığım şehirde beni korkutan kalelere ve erzincan'da adım başı karşıma çıkan atlara aldırmadan ilerledim. yenilme tehlikeleri atlattım.

bir şekilde karşıya geçmeyi başardığım zaman, oyunun sonu gelmişti ve üzerime doğru hızla gelen bir filin altında ezilip yenildim. yapılacak tek şey vardı geri dönmek ve yeniden başlamak. ben de büyük bir şehirden küçük bir şehre geri döndüm, burada herkes piyon, herkes yalnızca ileri doğru yılda bir kare ancak ilerliyor. artık aklımda vezir olmak yok, ileri gitmek de yok, geri gitmeme de sistem izin vermiyor.

küçük bir kentte; şah yok vezir yok fil yok, en fazla evlerin önünde şarhoş atlar var.
devamını gör...

çok güzel olmaları ve kocalarının da dayanamayıp sürekli cinsel ilişkiye girmesinden dolayıdır.
devamını gör...

insanlığın en büyük icatlarından biriydi. malesef onu da bozdular.
devamını gör...

sözlükte duvar yazıları eğlenceli.. en azından güldürüyorlar.. da..! sözlükteki zır cahil oldukları ayan beyan belli bir kısım 'davar yazıları' can sıkıyor..
('ahkam kestiğin konuyu bilmiyorsun, bilmediğini dahi bilmiyorsun. destan uzunluğunda yazıp üç-beş klişe kof sloganı gereksiz literatüre boğunca gerçeğin değişeceğine mi inanıyorsun' diyeceğimiz yazı ve sahiplerinden söz ediyorum.)
biz duvar yazılarını okuyup eğlenelim hiç olmazsa.. anlayanlar anladı.
devamını gör...

israel, abd, hindistan ve birleşik arap emirlikleri gibi ülkeleri ya doğrudan hedef alan ya da onlardan biriymiş gibi davranıp sabote etmeye çalışan hesapların büyük kısmının qatar, türkiye, suudi arabistan, pakistan, mısır gibi ülkelerden yönetildiğini ortaya koymuştur.

"ağğbi en kral maga'cı benim, nebraskalı trump'çıyım, damarımı kessen wasp akar ama siyonizm çok kötü" diyen ibibikler aslında pakistanlıymış. nick fuentes denen naziyi ön plana çıkartan hesapların "tamamı" abd dışından bu arada.

(bkz: beşinci kol/@çürümüş şeyler var danimarka krallığında)
devamını gör...

bu yasağın uygulanacağına inanan varsa cennette köprü satıyorum.
devamını gör...

bulaşık yıkarken sağ bacağını sol bacağının baldırına koyarak durduğu an.
devamını gör...

probis'i alın, buzluğa atın
yarım saat dursun.
çıkarın
yiyin
sonra da bana teşekkür edersiniz.
devamını gör...

sohbette söz sırasının kendisine geçmesini beklemek yerine, gerçekten karşısındakileri dinliyor olması.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kafamızı milletin apışarasından kurtarıpta milletlerin gelişmişlik, hayat standartları, kalkınma hızları ile de mi ilgilensek acep.. :)
çünkü gerçekler ve tehlikenin aslında nerede olduğunu ancak o zaman görebiliriz...
(2-3 milyonluk israil, bu zihniyet sahiplerinin yüzmilyon hatta milyarını döve döve dayak manyağı yaptı. ama birileri hala yatakodası faaliyetlerine kitlenmiş.. birde millete akıl verme iddiasında..anlayan beri gelsin.)
devamını gör...

haşlanmış yumurta.
haşlanmış patates.
devamını gör...
daha fazla yükle

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim