zaman tüneli

3 film boyunca en sevdiğim sahnesi nazgûllerden kaçtığı sahnedir.



yaptığı büyünün elfçesi


türkçe meali

ay bu neeeeee…

pek bilenine denk gelmemiştim bu zamana kadar ama hakkında girdi bile olmaması üzücü. abea adlı gruba ait bir şarkıdır, bir zamanlar bu ülkede gençler böyle şarkılar yapıyordu.

buradan

çocukken çok zıpır olduğum, tabiri caizse "düz duvara tırmanan" cinsten olduğum için bolca olan şeydir. sırasıyla;

-sağ bacak kaval kemiği, sokakta düşüp kaldırıma vurdum.

-sol kol, yanık izi. ütü yaktı.

- sağ kaşımın üstünde, balkonda mermere vurmuştum.

-çenemde, apartmanda düşmüştüm.

sık sık yaptığım şey.


çünkü bi şeyler yemeden ağlamamı durduramıyorum..

atı alan üskürdan geeçtüüüüüüüüüü.
bay kemal ne diyeyim ben sana ya la ??????????????????????????????????????????????????????????????????????

ha birde verin yetkiyi görün ananızın...................................... da var da ?
zaten inandığımız falan yoktu ama maalesefki bu memleketin yarısı da buna inandı.
netice ? hatice...........................................................................................

inşallah erkeğin direkt kendinden bahsediyordur, handjob falan değildir

ananı da al git.
keşke bunu diyen kişiye de sözlük diliyle kalbimiz seninle diyebilseydik.

arkadaşım kızına bu ismi verdi. tabi tek v ile yazdırdı ama burada arven başlığı nickaltına yöneliyor.

anlamını soran yaşlılara kitapta geçiyor diyor. aman ne güzel adıyla yaşasın allah bağışlasın falan diyorlar. hangi kitap diye sormuyorlar. işte oylarıyla çocuklarınızın geleceğine yön veren seçmen kitlesi bu. doğurmayın, doğurtmayın.

farenjit. bütün meslektaşlarımın farenjitine vocalzone ferahlığı dilerim.

ayak fetişini bir nebze anlarım ancak buna tarantino bile burun kıvırır.

böyle şeyleri hiç yapamıyorum. 10 yıl önce ne yapıyordum ben hatırlamıyorum. 3 ay öncede sıkıntı oluyor artık. geçmiş hiç yaşanmamış gibi kısmındayım sanırım. ne tuhaf*

"dün yemek yemişsen dün yemişsindir" açılımlı nicki ile geçmişi geçmişte bırakmamızı, her daim önümüze bakmamız gerektiği düsturunu salık veren bilge, kadim, ulu bir yazar. buraları şenlendirecek, buralar da şenlenecektir.

öz güven patlaması yaşayan kadındır herhalde.
derdi ne ola ki?

1.sınıfa falan gidiyodum, okulumuzun bizi tiyatro etkinliğine götürmesi olayı vardı. ben çok istiyorum diye abimle beraber gitmemize izin verilmişti, o da benden iki yaş büyük. o yıllar iletişim bu kadar güçlü değil tabii, tiyattoya giden otobüslerin kaza yaptığıyla ilgili bi dedikodu yayılmış, bütün veliler ayaklanmış apar topar geri götürdüler bizi. otobüsten inince annemi gördüm, abime sarılıp senin yüzünden oğlum da ölecekti dedi bana. şu dünyada kimse için hiçbi değerim olmadığı gerçeği ilk o gün yüzüme vurulmuştu. hala sık sık yaşıyorum bu döngüyü. sahne farklı, oyuncular farklı ama o his hep aynı. "kimsesizlik..."

canım çocukluğun, sana sımsıkı sarıldım, senin benden başka kimseye ihtiyacın yok..

uzun zamandır beklediği fırsat önüne gelmiş olan gayretli, mücadeleci futbolcu.. unutulmasın ki okan buruk ilk sezon şampiyon olurken kazımcan sol bek oynuyordu ve istikrarlı bir performansla o sezon kendisinden bekleneni vermişti. bugün de kazımcan'a forma şansı geldi.. ve çocuk kendini hiç salmamış, yatmamış, çalışmış. aferin.. bazen sakatlıklar forma şansı bekleyen oyuncuların formayı kapmalarına sebep olabilir. kazımcan'ın göstereceği performanslar eren elmalı'yı 3. sol bek durumuna düşürebilir.. bu işler belli olmaz.

bizim ilçeyi chp yönetiyor. kadın zehirleyip zehirleyip kökünü kuruttu köpeklerin, zehirleyip öldüremediklerini de götürüp ak partili belediyelere atıyor.
biz chpli belediye başkanımızdan memnunuz.
poetika, allaha şirk koşan ateist, danimarkadaki çamur falan gibi tipler chpli ayağı yaparak, chpden insanları uzaklaştırmaya çalışan ak partililer zaten...
kadın tam bir avrupa belediyeciligi yapıyor.
aynen paris sokakları gibi tek kedi köpek yok.

ayakla ilgili her fetişin iğrenç olması.

başlık başıma. niye kaçtın yazar? ne ayak?