zaman tüneli

bu saatte ickili olmadigimiz yoktur

malum sözlükteki (bkz: stüdyo ghibli tarzı uludağ sözlük yazarları) başlığı normal sözlük'ten araklanmıştır. evet bu başlık normal sözlük'tekinden daha sonra açılmış.

online sayısıyla da, içerdiği bilgiyle de, kalitesiyle de, trendleriyle de artık normal sözlük, uludağ sözlük'ten büyüktür. 2020 yılında kurulan sözlük, 2005 yılında kurulan sözlüğe her alanda fark atmaktadır.

uludağ'daki fakelerimin ifşa olmaması için asla yapmadığım şey.

aynı zamanda üçüncü dünya savaşının çıkıp çıkmayacağına dair oy kullanılacak seçim olduğunu düşündüğüm gelecekteki seçim.

karolenj imparatoru şarlman, 25 aralık 800 tarihinde, tam da noel gününde imparatorluk tacını papa'nın elinden taktı ve yönettiği ülkenin adı roma imparatorluğu oldu. bu merasim, vatikan katolik kilisesinin seküler-laik hükümdarlar üzerindeki üstünlüğü temsil ediyordu. batı roma mirasçısı toplumlar hiçbir zaman tam olarak kilise hakimiyetini kabul etmedi ve taraflar arasında sürekli çatışmalar oldu. ünvanı ne olursa olsun yöneticiler, papa'ya karşı gelmeye devam ettiler.

bunlardan birisi de alman imparator henry idi. tarihe "gang nach canossa" olan geçen olayda önce papa'ya aykırı hamleler yapıp karşı hamleler gördü, sonra da ayağına kadar ailesi ile birlikte giderek kendini küçük düşürdü.

ingiliz kralı aslan yürekli cordelius richard da alman kralı barbarossa da vatikan'a karşı gelen isimlerden. martin luther, incili almancaya çevirip katedral kapısına asana kadar epeyce mücadeleler yaşandı.

18. yüzyılın son çeyreğinde fransa başkentinde başını jakoben hukukçuların çektiği bir grup isyan başlatır ve kral boyun eğer. bir süre sonra kralın başı, kendi adamlarının tasarladığı giyotin aletiyle kesilir. ardından soyluların ve din adamlarının ve bunların ailelerinin katledildiği veya idam edildiği terör dönemi başlar. video, fransız devrimi 1989

jakobenler kafası kesilecek din adamı ve aristokrat kalmayınca birbirlerinin kafasını keser. en sonunda saint-just ve robespierre idam edilir. bir süre sonra yönetimi darbe ve entrika ile ele geçiren napolyon kendisini imparator ilan eder. papa'nın tacını ben takayım teklifini reddeder ve kendi taç merasiminde tacını kendisi takar. devir artık değişmiştir.

tacını kendi takan napolyon, tacı papa'dan alan kutsal roma-cermen imparatorluğunu ortadan kaldırır. fransız üstünlüğünü kendine yediremeyen almanlar gaza gelip birleşir ve bismarck liderliğinde fransa dahil bazı ülkelerin içinden geçerek alman kayzerliğini kurarlar.

o ülkenin başbakanı, sosyal devlet ilkesinin kurucusu bismarck 1872 yılında katolik kilisesi ile ters düştüğünde şunları söyler:

"elbette, iki dünyevi güç arasında olabilecek türden zorlayıcı eylemlerden burada söz edilemez. katolik kilisesi'nin yakın zamanda ilan edilen doktrinleri göz önüne alındığında, herhangi bir dünyevi gücün, en azından alman imparatorluğu için kabul edilemez bir ölçüde ve şekilde kendini yok etmeden bir uzlaşmaya varmasının imkansız olduğunu düşünüyorum. korkmanıza gerek yok, canossa'ya asla gitmeyeceğiz, ne fiilen ne de ruhen."

14 mayıs 1872

bu açıklama sembolik olarak alman laikliğinin başlangıcı sayılabilir. fransa içinse dreyfus olayını beklemek gerekecekti. suçluyorum

ya dur gözünü seveyim. zaten sadece burayla zor başa çıkıyoruz...

eylül akşamı şarkısı böyle yazılmıştır

ne olduğunu kavrayamadığım bir kavram. evet ayrıldık ve görüşmicez . belki öldüm ,öldün ,gittin , kaldın,sustun,sustum her birinde ayrıldık. ne hissetmem lazım ki, üzülemiyorum evet gidebilir diyorum ölüm bu diyorum ,bence mantıklı da üzülememek diyorum ama benden başka kimse öyle demiyor. ağlamam mı lazım yada kalbimin sıkışması yahut birilerinden nasihat mı dinlemem gerek? nasıl üzülebilirim , bilmiyorum. üzülemiyorum diyorum gülüyorum onu da beceremiyorum. üzülmek dışında her şeyi yapıyorum. üzülürüm bende diyorum sonuçta ruhum güneşten incinir üzülmeyi de unutuyorum. bakıyorum ,bekliyorum gelmiceğini biliyorum seni de beklemiyorum , neyi bekliyorum bilmiyorum.

ülkenin özeti olan fıkraya ev sahipliği yapan sorunsal.
fıkra şu "türkiye bir hukuk devletidir..."
ama gülmüyor gülemiyoruz.

ucuz atlattım ama bana pahalıya patladı ama neyse => şeklinde kullanımı olan kelimedir

fener alır gibi

ülkemizde dublajı yücelten oyundur

zayıf kalan tarafı destekleyip , dengeleme için demokratlar kazansın demiştim ama yok... göçmen sorunu çözülmeden demokratlar hiç seçim kazanmasın mümkünse. kitlesel göçler bir ülkeyi mahvetmiyor , doğrudan intihar sebebi oluyor. günümüzde kitlesel göçlere asla ihtiyaç olmadığı gibi sonucunu hep birlikte görüyoruz. peki o sırada demokratlar ne yapıyor? hala aynı tas aynı hamam devam ediyolar. güya kimlik savunması yapıyolar ama tek yaptıkları kimlik savaşlarını körüklemek.

the passenger

bu konuyu açan malların çenesini yormak.

mesih gelecek ve yeryüzü cennete dönüşecek. bazı kötüler yaptıklarına oranla cezalarını cehennemde çektikten sonra cennete varacaklar, muhtemelen ben de bu ekip arasında olacağım. işşallah çok fazla ceza vermezler, denetimli serbestlik falan...

bence insan türünün üst-paleolitik çağdan bu yana kendine söylediği en güzel yalan, öldükten sonra da varolacağı... umarım bir gün ben de bu yalana inanırım.

sözlüğü günlük gibi kullananlara özel başlık. bugün de böyle bitti, yarın var mı bilinmez.

şu saatleri harbiden tarzını beğendiği için takan insanlar var… kimsenin zevkini shame’lemiyorum ama bu tasarımlar aşırı berbat. saat mi takıyorsun oyuncak mı belli değil.
her zamanki gibi zenginin malı züğürdün çenesini yordu.
t: bir saatimsi markası.

bu akımın çok fazla karakteristik özelliği var. mazlum ve mağdur olmadıkları halde öyle olduklarını iddia etmeleri ve bu zırvalara dayanarak sınırsız suç işleme yetkisine sahip olduklarını zannetmeleri ve bunu da fiili olarak uygulamaları. yaptıklarını da suç olarak görmüyorlar ve suçu kurbana yüklüyorlar. victim blaming

"pkk’lı terörist bese hozat:

“biz suç işlemedik ki af isteyelim.” link

şu videolu açıklamada tıpkı hamas militanları gibi kendilerine soykırıma maruz kaldıklarını iddia ediyor. video

bu aynı zihniyet, abd'de bindiği toplu taşıma aracında afrikalı bir zenci tarafından boğazı kesilerek öldürülen ukraynalı mülteci kadının katilinin serbest kalması için sosyal medyada kampanyalar başlatmıştı. yine aynı zihniyetteki yaratıklar 7 ekim 2023 katliamını günlerce coşkuyla kutlamış, terörle mücadeleyi ve teröristlerin imha edilmesini kriminalize etmişti, hala devam ediyorlar.

bakkaldan sakız çalmaktan soykırıma uzanan bir perdede sınırsız suç işleme ve suçlarının bedelini ödememe gibi bir anlayışları var. pedofili keltoş mişel fuko sağolsun gaza getirdi bunları...

bir keresinde girdiğim tanıma ekleyeceğim video linki yerine başka bir video linki paylaşmıştım. neyse ki o zamanlar girdilerim harbiden okunuyordu da duyarlı bir yazar arkadaş uyarmıştı:>