zaman tüneli

''mesela 70 inde bile zeytın dikeceksın. öyle çocuklara kalır diye değil. yaşadım diyebilmen için''
geç kalmak yoktur, yeter ki 3 temel gereksinime muhtaç olmayın.

hanımını her şeyin üzerinde seven bir erkeğe nasip olabilir diye düşünürüm.

(bkz: viski)

ayyy allah korusun. gerçekten şunlarla muhatap olmak çok zor.
ne anlıyorlar ne anlamaya çalışıyorlar
hiç sevmem

iyi pazarlars.

dostonun ustalık eseri, deneye deneye buldu sonunda.

sadece türkiye’de tartışılacak versus. edirne’yi geçince bu kıyaslamayı yapıp milleti kendinize güldürmeyin.

sözlükte yabani olmasa da bir kaç hayvan var.

gayet doğal bişey bence. insan biraz esneyebilmeli mutlu olduğu yerde. kedi bile mutlu olunca karnını açar. uzanır iki seksen. biz niye yapmayalımkine. ama şu da var ki şımarıklığı ego ile yaapacak düzeye gelince işler tehlikeli boyutlara ulaşır.

e hayvanat bahçesine gidince karşılaştıklarımız sayılmıyor mu yani? xd
köyde boz ayı tilki ve geyik görmüştüm.
aa şey bir de her gece balkonumuzun karşısındaki elektrik direğine baykuş geliyordu.

ülkenin devlet politikası. sosyokültürel yapısı.

sığ düşünceli vatandaş elde edersek, derinde gizlediklerimiz ve aramızda bölüştüklerimiz görülmez!

bir öldürüyor, öteki süründürüyor.

adı lazım değil, baş harfi r. *

ayy malum kişi sayısı o kadar çok ki. o anki duruma göre değişiklik gösteriyor.

tanımlara bak. jdkfkgg koca ülkeye seçip başımıza yıktığınız enkazdan üç harfli der gibi bahsetmeyin allasen ajsjs *

biz de içiyoruz. çay içiyoruz. uyumadan evvel de süt içeceğiz.

bizim yaşlı teyzelerin, hoşuma giden standart hale gelmiş bir duası vardır. ağır bir kaza ile birlikte ölüm gelse "allah ölümün bile hayırlısını versin" derler. bu giriyi görünce aklıma direkt o geldi: allah troll'ün de hayırlısını versin!

sahilde çay satan bir esnafın tüpünü gördüm zınk diye. gittim. rica ettim. yansın ortalık dedi. yaktık nargileyi. eşler dostlar ile mini bir sözlük zirvesi. herkese keyifler.

şu kelimeyi her gördüğümde istemsizce kahkaha atıyorum.
sebebi ise askerde bir arkadaşın lakabını hurdacıya çıkarmıştım çocuk hayata küsmüştü.
adam dış işlerinde gayet ciddi bir görevde çalışıyordu.
günlerden bir gün hep birlikte muhabbet ederken ağzımdan çıkan "oğlum sen hurdacıya benziyorsun lan" sözcükleriyle birlikte arkadaşın da kabusu başlamış oldu.
oyun oynarken "hurdacı şöyle hurdacı böyle " diye geziyorduk.
işi komik yapan kısım, adamın yaptığı işle lakabının zıtlığının yarattığı mizansen. adam gerçekten hurdacı olsa komik olmazdı.
komutanlar bile "hurdacı gel lan buraya" diye çağırıyordu iyi başını yakmıştım çocuğun.