zaman tüneli

mezhebçilikten ve yaşam tarızı keyfi korkusundan muhalefet edilen o kişi.

kendi ne ki muhalifleri de ne ola?
devamını gör...

eskiden hurdacılar sadece demir toplamazdı. elindeki önceki topladiklarindan seçmece yapar takas ederdi. seyyar plastikçilerden farklı olarak canlı para da verirlerdi. çocukken internet kafeye gitmek için sokak sokak dolaşıp aramışlığımız var bizim de.
devamını gör...

bir şeyin parçası olma duygusu. ait olma hissi. peki bu size ne getiriyor?
coşku ve gerginlik arasında sürekli gidip gelen bir mizaç. dengesizlik, aşırılık eğilimi, strese karşı yüksek duyarlılık. endişe ve güvensizlik.
dijital bağımlılığın size getirdiği duygular bunlar. peki bütün bunların karşılığında ne alıyorsunuz?
hiç.
devamını gör...

sen önce kur'an'ın mensuplarını düzelt gakko.

kur'an'a iman edip içindeki ayetleri reddeden sözde müslümanları düzelt.

luayiklikle kur'an ayetlerine şelh koyup, tersini savunan müslüman(!)lardan geçilmiyor ortalık.

adamlar; faizi, zinayı, kumarı, içkiyi yasaklayan kur'an yolunu terk edip, tefeci, tekelci, köleci, kerhaneci bir düzeni savunuyorlar. nefisleri akıllarını almış.
devamını gör...

fileli çorap eski moda kii
hala giyenler var mı?
simli yıldızlılar var çok tatlılar
devamını gör...

aftık bu dosta sunnilikten 4 karı ayarlayın. yoksa kafayı sıyıracak.. o zaman daha kadınlar hakkında yazmaz. evet.
devamını gör...

efenim, şu başlığı sol framede görünce, bir süre düşündüm; bir insan evladına hangi motivasyonla böyle bir başlık açma ihtiyacı hasıl olabilir diye ve yüz senaryonun doksanı madde etkisinde yaşanıyordu. kalan senaryolar için ise "geçmiş olsun" denir.

sabah sabah...
devamını gör...

bencee yerleri ayrı. simdi nasıl ayırt edelim. ama siyah külotlu çorap her zaman bir sıfır önce bence. fileli çorap daha bir varotik üstteki yzarin dediği gibi. yakışana güzel tabii.
devamını gör...

ağzını koyup vakumlasın
devamını gör...

ortak ceo’su ted sarandos geçen yaptığı açıklamada demiş ki barbie ve oppenheimer vizyon etkinliği netflix’te de aynı etkiyi yaratırdı. bi de bunun oğlu editörmüş ve de dediğine göre lawrence of arabia filmini telefondan izlemiş… büyük ayıp etmiş… o filmin hakkı samsung akıllı buzdolabı ekranında izlenmek…

adam tek başına sinemayı bitirmeye niyetli .
devamını gör...

papa'nın gelmesinden yurdum atayistleri ve goministleri bile rahatsız oldu. bu sevindirici bir şey. ama munafıklar durumdan rahatsız değiller, ilginç!
devamını gör...

soğuktur ankara. ankaralı olmayan ankara'yı sevmez. gri der. bok atar. gerçek ankaralılar çok dost canlısı insanlar bu arada. sınırsız gibi önünüze serilen aspavasıyla meşhur olmasi gerçekten ilginç.
devamını gör...

peçeteyle silmek daha uygun gibi geliyor aslında.

sümüğünü yerim senin, senin burnun mu akıyo sümüklüm! deyip burnunu silmeye varım.
devamını gör...

bu soğuk kış günlerinde insanın içini ısıtan, mart-nisan-mayıs-haziran aylarında çekilen fotoğraflardır.

bu tür başlıklarda mevsimi haricinde de geçmişte çektiğim, eski fotoğrafları paylaşmayı seviyorum.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bizim şirkette kömüşini köyünden bir mehmet vardı. (evet kömüş ini ankara'nın bir köyü). bizim mal patron bu mehmet'i yarım milyonluk makinenin operatörü yapmıştı. demiştim "hacı bu herif bu makineden çocuk sahibi olur. buraya en az iki yıllık bir teknik okulu mezunu alalım." tabi o iş para.
neyse bir değil iki çocuk sahibi oldu. iki kere isviçre'den teknik eleman getirdik. her sefer beş bin frank. mehmet'in suçu yok. kapasite o kadar. onu oraya koyanda kabahat.
en nessri sima olarak da mehmet'e benziyor. oyun şekli de. ama onda kabahat yok. onu transfer eden, maaş veren, takıma koyanda. en nesri bu kadar. mal bu, malzeme bu. oynadığı takım da fenerbahçe.
devamını gör...

kolıma öyküleri'ni okuyana kadar soğuğu ve soğukla mücadeleyi en iyi anlatan yazarın jack london olduğunu düşünürdüm ama bu kitap hepsini ezip geçti...

kolıma'da çalışma kamplarında yaşadıklarını anlatıyor yazar. 58. maddeden hüküm giymiş siyasi suçlular olarak tüm insanlıklarının, haysiyetlerinin ayaklar altına alındığı, açlık, soğuk ve ağır çalışma şartları altında esasen nasıl da ölüme gönderildiklerini anlatıyor.

şalamov'u şöyle bir araştırdığımda ufak bir şok geçirdim açıkçası. aklımın ve yüreğimin asla almadığı şartlarda 17 sene hayatta kalabilmiş olması müthiş bir dirayet, yaşama isteği ve umut göstergesi.

kitap kısa hikayelerden oluşuyor. her biri apayrı etkileyiciydi. birkaç tanesi aklımda çok daha fazla yer etti. onlardan biri kumanya adlı bölüm. ağaç kesme görevi ile 10 günlük kumanya verilip bir kulübeye gönderilen tutsakları anlatıyor ama kumanya 10 günlük mü belli değil, istedikleri görev ise müthiş bir güç gerektiriyor. yaşlılık, irade ve kadercilik üzerine çok güzel diyalogların olduğu bir hikayeydi.
kazan enjektörü adlı hikaye de bana bizim türk askeriyesinde savaş toplarının ceza almasını hatırlattı. tabii burada olay yukarıdaki güya çok bilgili yetkililerin gerçek yüzünü göstermesiydi. yoldaş kazan enjektörünü çok güzel kınadı yoldaş müdür.
kancık tamara'daki ufak ilahi adalet hikayesi de beni etkileyen bir bölüm oldu. o kadar vahşet ve sefaletin içinde o insanların hayatta kalmak için umuttan başka tutunacak bir şeyleri olmadığını düşününce tüm yaşananlardaki rolü önemli gibi geldi.

okurken her an üşüyüp açlık çektiren bu kitap kesinlikle hiç unutamayacağım kitaplar arasına girdi. tavsiye edilir. puanım 9/10.
devamını gör...

mis gibi bir pazar olsun..

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tour de france'ı 7 kez kazandıktan sonra dopingli olduğu ve kan dopingi amaçlı bir suç çetesini manipülasyon, iftira ve şantajlarla idare ettiği ortaya çıkan abd'li bisikletçi lance armstrong'un aslında bir sahtekar olduğunu ilk şampiyonluğundan itibaren anlayan ve onunla mücadele eden irlandalı spor gazetecisi, adil bir insan. neden adil bir insan dediğimi ve bu suç çetesiyle mücadele ederken maruz kaldıklarını kendi ağzından şu röportajında okuyabilirsiniz.

sotanintercumanlari.blogspo...
devamını gör...

muhtemelen kiliselerdeki, evlerdeki, kütüphanelerdeki incillere dokunmamıştır. çünkü oralardakiler kişisel maldır.
devamını gör...

fantastik evren şöyle bir 100 -150 yıl ve öncesiyse han bayağı bir pis kokuyordur. pire ve tahtakurusu doludur. yerlerde tükürük, balgam, ne ararsan vardır. insanlar en son doğdukları gün yıkanmışlardır. düşünün ki bundan çok değil 30 yıl öncesine kadar çoğu evde sadece pazar günü yıkanılırdır. iç çamaşırı değiştirme sıklığı 28 günde birdi tüik'e göre. tuvalet kağıdı 1900 yılında bulundu. musluklardan (musluk varsa tabi) akan su dereden kalkmış musluğa gelirdi.
bugünkü kafayla orada olmayı pek istemezdiniz gibi geliyor bana.
ha bira bardakları da pek yıkanmazdı.
devamını gör...
daha fazla yükle

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim