zaman tüneli

istediğini istediği zaman yapabilen doymuş bir çift, beş parasız ve basit yaşayan çiftte imreniyor. sıkıcı bir evliliğe sahip olan bu ikili, karşısındaki çiftin hayat coşkusunu taklit ederek mutlu olabileceklerini düşünüyorlar. filmin sonunda komik duruma düşen bir karı kocaya şahit oluyorsunuz.
oyunculuklar iyi, izlenir.

ukrayna savaşının başında amerikan gazteleri bunu araştırmıştı.
"fonlama" olarak sayılırmı bilmiyorum ama ciner grubu yayınları çin kaynaklarından feeding alıyormuş.
diğerleri hep batılı ülkelerden feeding alıyordu.

bahsettiğin şey yalnız türkiyede değil batı medyasında da böyle, çini son zamanlarda daha çok araştırmaya yöneldiler. onlar çinliler hakkında makaleler yazıyor, bizim abd'den feeding alan yayınlarda benzer yada aynı şeyleri çevirip basıyor.

çok sevdiğin, çok değer verdiğin, uğruna canından vazgeçebileceğin biri yaşatıyorsa normaldir. psikolojik olarak destek almak gerekebilir..

allah kimseye yaşatmasın. bunu senden hiç beklemezdim diyebileceğiniz bir erkek/kadın size bunu yaşatabilir.. insan ne kadar istese de kendini üzer yani. kolay değil. sarsılmamak imkansız..

allah'ım sen bizi böyle insanlarla sınama. amin.

(bkz: açacağın başlığı sekeyim)

ekim bitti, kasım da bitti, aralık da bitecek. sonra bazı insanların hayatımızda bulundukları son yıl olan 2025 sona erecek ve hiç beklemediğimiz bazı insanlar sonsuza dek bu yılın takvim yaprakları arasında kalacak.

burgonya tipi kadeh ile içilirse aroması ve kokusu daha iyi hissedilir..

konu gene dönüp dolaşıp okan'a gelmiş. 10 maç iyi form yakalayınca hemen geçiliyor mu okan. kadrosu daha uygun diye bu hesap yapılıyorsa samsun'un hocasını tutun getirin, onun kadrosu daha mütevazı, adam 2 senedir ligde 3. sırada, şuan konferansta da lider. karabağ teknik direktörünün elit hocalar kategorisine girmesi lazım mesela.

zamanında iyi golcüydü, şuan hocalığı fena gitmiyor da hele bir durun bakalım. çok çabuk gaza geliyorsunuz. en son ünal karaman'a çekiliyordu bu muamele, sonra havayollarında unutulan eşyalar reyonuna kalktı.

içen erkeklerin cinsiyetçi şakalarla karşılaştığı içecektir.
çünkü rose şarap içen erkek tuvalette allığını da tazeleyebilir*

aklıma takılan bir ihtimaldir. özellikle son dönemde bazı medya kuruluşlarında çin'in insansı robotlarından, geliştirdikleri teknolojilerden bahsediliyor sıklıkla.

bu durum bana pek masum gelmiyor. hele kimi kanallar, günümüzdeki çin gibi çin güzelleyen programlara yer veriyorlar.*

akıllara da çin'in, ülkemizdeki bazı medya kuruluşlarını fonluyor olma ihtimali geliyor maalesef.
çünkü, çin'in bu konuda ciddi pr çalışması yaptığını biliyoruz.

umarım yanılıyorumdur. ancak öyle ise, yani çin, medyamızın bir kısmını fonluyor ise yazık gerçekten.
ve ciddi ölçüde kaygı verici.

dilerim öyle değildir ve ben yanılıyorumdur. ancak son dönemde medyamızdaki çin övgüsü pek hayra alamet değil.

aşırı tepki göstermemek ayrı erol evgin gibi sakin karşılamak, duygusal olarak sarsılmamak ayrı.. bunları birbirinden ayırıyorum ben..


biz erkeklerin aldatılabileceğimizi ve bunun bizimle alakalı değil karşımızdaki kişinin karakteriyle ilgili olduğunu anlamamız gerekir.. ve şiddet bir erkeğe asla yakışmaz..
şiddete başvuracak kadar zavallı, aciz, canavar olanlar ise ihanet edenlerden de kötüdür...

ben kesinlikle şöyle derdim
benden ayrılabilirdin. niye bana bunu yaşattın. senin çok kötü bir karakterin varmış, artık seni görmek istemiyorum. keşke hiç hayatıma girmeseydin...

başıma böyle bir şey gelse çok incinirdim. çok dertlenirdim. aptal yerine koydu beni deyip sinirimden ağlardım. evet tepkim aşırı sert olmazdı. içimde depremler yaşasam da bunu çok göstermezdim.

allahım kimseye yaşatma. çok kötü bir şey bu. düşüncesi bile çok acı.

genellikle kırmızı şarabın tadını ve boğazda bıraktığı hissiyatı sevmeyenlerin tercih ettiği şaraptır. kendine has içici grubuna sahiptir. kırmızı şarap seven birinin pek tercih etmeyeceği, içtiği zaman da istemsizce "bu şarap mı?" demek zorunda kaldığı şeydir.

(bkz: biri şunu silksin)

hayatımın anlamı olan işimin başındayım, başka ne olabilir ki zaten :)

herkesin iyi niyetli olmadığını, gizli, saklı diye bir şey olduğunu bilmek, kendisinin ve çevresindekilerin özel hayatının gizliliğine önem verebilmek, herkesin her şeyi bilmesine gerek olmadığının farkında olmak, insanlara sürekli özel hayatıyla ilgili soru sormamak, kolayca kandırılabilen saf bir insan olmamak.

ümit ünal tarafından yönetilen 2024 yapımı yerli gerilim filmi.
başrolde ise nejat işler, fatih artman, öykü karayel , selen uçer, deniz ışın bulunuyor.

hiçbir beklentiyle başlamadığım, sadece zaman öldürmek sebebiyle* izlediğim filmlerden biri oldu.

konu olarak ise istanbul'daki kalabalık şehir hayatından uzaklaşmak için ege kıyılarındaki 'evcilik' adındaki bir otele tatil için gelen bir çiftin yaşadığı gerilim anlatılıyor.
bu gerilimin çıkışı ise otelde çalışan bir diğer çiftle aralarında geçen bir dalga konusundan kaynaklanıyor.

bu dalga geçtikleri konunun derinine inildiğinde sosyal sınıf çatışması vb. konular ortaya çıksa da konunun iyi bir şekilde işlendiğini düşünmüyorum kendi açımdan.
bir de filmde anlam veremediğim çok fazla sahne vardı, benim cahilliğimden midir bilemem.

yine de izlemesi belki keyifli olabilecek bir film, sadece dediğim gibi konu çok daha iyi bir şekilde işlenebilirdi.

özür dilemeyi bilmek

"yok artık" diyerek, endişelenerek girdiğim yerden mutluluk ve rahatlıkla ayrılıyorum. hiç olmayan endişeyi yaratıp sonrasında rahatlama hissini yaşattığın içi teşekkür ederim, farklı bir deneyimdi.

zeytinburnu sahil yolu (kennedy caddesi) - 20 mayıs 2025

empati yapabilmek