zaman tüneli

ya sanki ihtiyacım varmış gibi, benden şöyle saçma şeyler istemeyin*

bir meslektaşıma denmişti bu. beni çalıştığım yerde genellikle sevdiklerini duyuyorum, ne kadar doğru bilmem. genellikle kaosa girmeden tatlı dille çok mesafeli şekilde idare ediyorum insanları ama bazıları daha ketum ve sert davranabiliyor karşısındakine, belki de başkaları kadar sabırlı değillerdir yeterince. aynı işi yapsam da bu farkı görebiliyorum. açıkçası bilemiyorum, herkes kendisine göre haklıdır ama böyle tepkisel cümleler hoş olmuyor. kimseye denmemeli.

futboldan anlayan herkesin (eski futbolcular da buna dahil) türkiye'de en iyi diyecekleri forvettir.
gerçekten muazzam golleri vardı.
kafa vuruşu desen var, şut desen ceza sahası dışından onlarca golü var.
bitiricilik desen o da var.
ama milli takımda terör örgütü mensubu vatan haini yavşak oynatılıyordu.

böyle diyene,
maaşımı 33 milyona(u: ülkedeki çalışan sayısı bölünce 0,0036 çıkıyor.
al şu 1 lirayı, maaşımdaki 277 aylık vergini sana geri ödeyeyim) diyorum.

anlamıyor, şaşırmıyorum*
anlasa zaten bu lafı etmediği pozisyonda olurdu.

yetenek olarak en iyi türk forvetlerden olabilir. zamanında o da beşiktaş forvetleri gibi gs lobisine yenik düşerek millî takıma çok az çağrılmıştır.

hayatında hiç kitap okumamış insan tipi var kendisinde aynı hacıosmanoğlu gibi..
ama iyi hoca gibi.

gülerken çok tatlıyım..

her hâli. sürekli izleyesim geliyor. telefonun her yerinde fotoğrafı var. kilit ekranı, ana ekran. cüzdanda fotoğrafı var. eve gidip yemek yerken bile izliyorum. bir şeyler izliyoruz, o ekrana bakıyor, ben ona. oğlum ne güzel yaratılmış be. doyamıyorum izlemeye. mesela bazen satranç oynuyoruz, bilerek hatalı hamle yapıyorum, gülümsüyor, nasıl hoşuma gidiyor o gülümseme. yemek yaparken dans ediyor mesela. veya kitap okurken saçlarını yana alışı var. bak özledim. yine özledim. neyse ki yaklaşık üç saat sonra yanında olacağım. gidip biraz daha izleyeyim.

genelde rüzgara karşı işeriz ama hayırlısı bakalım*

kaliteli iç çamaşırı
underbros ve blackspade iyidir, tavsiyedir.

ben bu konuda şöyle bir yerdeyim:

adı sizi yanıltmasın temelden palavra. çalışana maaş "veriyor görünmek" için bile, merkez bankası matbaasına para basmak için, 24 saat yetmiyor, neredeyse yangın çıkacak. ne temel maaşı.. (temel'i bırak dursun inanmayıp gülüyor.)

bir şeye odaklanması.
öyle dursa bile izlerim yani çünkü sevmişim sonuçta.

son derece şeker insanlardır. buraya afro türk bir teyzemiz ile yapılan yayının linkini bırakıyorum.

arkadaşın yüzünden manyağı oldum az önce.
bir şey var dedi, ona da manitası sormuş.
demek ki manitası öğrenci, öf pis sapık.
neyse, dur bakalım dedim.
ne soruymuş be?! ama yaptık, mühendislere tekrar öpücük.

(bkz: asgari ücret)

b mi c mi ya?
böyle kararsız kalmayı sevmiyorum öf.
yani bugünümün içine etti bu konu, taaaaaa 17 saniyeden beri bunu düşünüyorum.
a'yı eledik.
d ve e şıkları söz konusu bile değil.
e kaç doğru kaç yanlışı götürüyor?
arkadaş ben bu işlere kafa yora yora 3 üniversite bitirdim.
tekrar bunları düşünmek istesem gider öğrenci olurdum.


derkeeen, hmmm b diyerek doğru şıkkı işaretlemenin mutluluğu var.
yep.

üzmeyin kendinizi. medya kuruluşlarının tamamı şahsım cumhuriyeti'nin ihaledarları tarafından, kamu bankalarından alınan ve ödenmeyen kredilerle satın alınmış durumda.

benden 1 milyon çıkar.

kötünün iyisi bir film. ortada kalmış. son dönemde çıkan kötü filmlere bakıldığında aralarından sıyrılabilir. yönetmeni ve oyuncusu nejat işler'e altın portakal kazandırmıştır.