zaman tüneli

“darmadağınık kafamın içi, galiba bu yolculuk isterisi
o kadar gitmek ki unutmak güzergahın ayak izlerini”

galatasaray taraftarı yapalım tadında bir şeyler bekliyordum destan çıktı.

hem sözlükte, hem de gerçek hayatta kafa iznine ihtiyacım var.

yetti artık.

bilinmesi gereken gerçek.

vardır, yoktur; inanırsınız, inanmazsınız; orası sizi bağlar... inansanız bile sizin tanrınızdır. inanmıyorsanız mesele yok zaten.

ancak dostunuz olmadığı kesindir.

hem sigara içiyorum hem de her türlü alkollü içecek. bunların bağımlılığı olduğu doğru; peki ya bunları eleştirenler cep telefonlarından gönüllü olarak ne kadar uzak kalabiliyorlar?

uludağ sözlük'e penisini çekip atmış ve uçurulmuş.

her geçen gün daha da yaşanmaz hale gelen berbat şehir.

toplu taşıma berbat. hem otobüsler yetersiz, hem de kızılay'dan aktarma yapmak zorundasın.

arabana binsen günün her saati her yer trafik. eskisi gibi de değil, istanbul'a taş çıkartan cinsten. kısaca iki ucu boklu değnek.

ev fiyatları ve kiraları istanbul'a kafa tutuyor, hatta geçti bile sayılır.

şehre daha su verilemiyor, zırt pırt sular kesiliyor.

insanını yaşatmamak için yemin etmiş, dışarıdan gelindiğinde bile insanın içini daraltan bir hale bürünmüştür.

ankara'da yaşayanlara başarılar dilerim.

onur şan - giderim kırağınan

onur şan yaşamını bir şarkıyla idame ettirdi. yaş 45'e dayandı fakat silfanlımdan bir türlü vazgeçmedi.

sözlük moderasyonu ise ortalama bir dil bilgisine sahip olmamakla birlikte, tek kelimeyle hayatlarını idare edebilme potansiyeline sahip.

kimin alacağı meçhul versus.

kelly rowland feat. nelly - dilemma

ben her şey ve herkesten sıkıldım
gidiyorum.

ali reyiz viskisini içer kıpkırmızı olur ortalıkta gezerdi, sado çıtayı biraz daha yükseltti. öyle ki tinercilerin bile diline düştüler. sıradaki başkan ne kullanacak acaba, daha üstü ne olabilir ki.

''gül mevsimi tez geçer, li-li
ha-li-li ha-li-li, fincanlım
kavuşak sağlığınan, li-li
şanguk şerili, güllük perili silfanlı'm''

aşkımı sonsuz bir hayâle bağladım
sabahsız geceler durmadan ağladım
ayrılırken ona verdiğim çiçeği
hüzn ile gülerek bir takışı vardı

seyit şöhret uğruna bir yapım şirketiyle anlaşılır. her şey önüne serilir. durağı bırakır, taksiye çıkmaz. ancak zamanla anlar ki bunlar boş işlerdir. paradan istediği şevki alamaz ve durağa geri döner.

onurun tuvalette yazdığı
halili halili fincanlımdır
ne sinir oluyorum bu adama

çok anlamlı bir sözdür

kendisiyle çok iyi sözlük dedikodusu yapılabileceğini düşünüyorum. *