zaman tüneli

sonra düşüneceğim.

sanki ''sensiz geçen günleri '' şarkısından araklamış gibisin yada ilk defa aşık oldun.

tam 16 yıl olmuş. yüzlerce kez birbirlerini öldürüp davayı bitirme şansları varken, hepsi tek bir mermiye bakarken, sadece kenan’ın ölebileceği 150 senaryo varken çekip çekip uzattılar, biz de hiç rahatsız olmamışız. tekrar izleyince bi tık sıktı. 64. bölümdeyim. anladım ki eyşan öyle böyle değil çok büyük şeymiş.

günümüzde yayınlanıyor olsaydı sosyal medyadan linçlenir, rtük’ten törpülenir bişeyler olurdu. daha çok konuşulurdu ama iyi konuşulmazdı.

bi de bade işçil ne kadar güzel kadınmış ya. baktıkça bakası geliyor insanın. tevfik de (gerçek adını unuttum) dizideki en iyi oyuncu bence. başrol olmadığı için kimse dikkat kesilmiyor sahnelerine. adam gülünce gülüyorum, ağladığında veya sinir krizi geçirdiğinde aynısını yaşıyorum. sahneyi izleyiciye aktarmak tam olarak bu bence. ali’yi bile ünlü etti bu sektör de cengiz ve tevfik’i sığdıramadı içine. yazıklar olsun.

tek başıma yemek yemek, kahve içmek çok huzur veriyor.
oldukça kalabalık bir çevrem var. ailem, arkadaş çevrem, kuzenlerim hepsiyle de iletişimim iyidir ama kendi yerim başka be :))
bunun psikolojideki açıklaması ne acaba?

japonya 2011 de yaşanan 9 şiddetinde deprem sonrası yaşadığı tsunami sonrası, coğrafya kaderdir demeyip 936 km uzunluğunda 9 milyon ağaç dikti.

umarim yapılaşma harici bizde de aynı şeyler uygulanır. ağaç kesmek yerine !!!

çok kendi halinde bir yazarımız. yer yer ibretlik tesiptleri de var.

saçma cümle.

insanların kendi kararları ve aktif olarak sorumluluk almaları kaderlerini etkiler. yoksa kuzey kore ve güney kore arasında bu kadar fark olmazdı. ya da abd-meksika sınırında birbirine komşu olan şehirler arasındaki makas bu kadar açılmazdı.

bu sözün arkasına saklanmak tembellik ve aymazlıktan başka bir şey değildir.

sevdiğiniz/seveceğiniz işi seçmek bi anlam ifade etmez çoğu zaman. o işi yapana kadar sevip sevmeyeceğinizi bilemezsiniz çünkü. mesela matematik seven ama ezber sevmeyen biri gidiyor doktor olacam diye tıp yazıp 6 yıl latince ezberlemeye uğraşıyor. zaten daha o dakika sevmemeye başlıyor doktorluğu ama iş imkanı, maaşı, 6 yıl uğraşması sonucu bırakamıyor da. ben hayvanları çok severim diye veteneriner olacam diyor, inek doğurtmaya çağrılınca tiksiniyor. o yüzden demem o ki sevdiğiniz seveceğiniz işi sallayın, yapabileceğinizi düşündüğünüz işlere yönelin. "ya herkes yapıyo ben de yaparım nedir yani?" gibi düşünmeyin. siz herkes değilsiniz, sizler eşsiz birer kartanesi, özel bi şahsiyetsiniz. nice malın yaptığı işi siz beceremezsiniz. sonra da kendinizi gerizekalı gibi hissedip hayata küsersiniz bak benden demesi.

yetkinliklerinize göre iş seçin.

bugün keyfi ve neşesi yerinde yazar.

tuncay şanlı'dır.
2008 avrupa kupası maçlarında kaleci volkan'ın çek santrforu koller'e çakması sonucu oyundan atılması ve oyuncu değiştirme hakkının da kalmaması sounucu son sekiz dakika milli takımımızın başına geçmiş ve gol yemeden maçı bitirmiştir.

baba tahliye..

sebepsiz yere 23 mart 2025'te recep tayyip erdoğan ve avanesi akp tarafından hapse atılan geleceğin cumhurbaşkanı.

sandıkta akp'yi ve recep tayyip erdoğan'ı tam 4 kere yenmesi ve cumhurbaşkanlık seçim anketlerinde birinci çıkması nedeniyle kendisine uydurma suçlamalarla saldırıldı, bileğinin hakkıyla kazandığı diploması bile iptal edildi.

23 senedir ülkeyi abd'nin desteğiyle yöneten recep tayyip erdoğan ise sınıfta kaldı. ülkedeki tüm kurumlar ciasal islamın pençesinde kıvranmakta, hak, hukuk, adalet, eğitim, insan hakları vs. konularında ülke can çekişmekte.

ve ekrem imamoğlu halen hapiste. suçsuz yere. hatırlatmak istedim.

belki bu entry, yazdığınız karı kız tavlama entrylerinin içinde kaybolacak ama yine de kenarda dursun sevgili sivilceli ergenler.

tanju okan şarkı sözü

dudaklarımda bir ateş
avuçlarımda alevsin
sensiz yalnız sensiz içim
ilahımsın sevgilimsin
sen benim her şeyimsin

"erken yazan temsilci olur" kriterli haberci ve haberlerin haber! anlayışlarına muhtaç bir sözlük, iyi bir şey mi.? kendi adıma emin değilim..

kış gelse de kargalaşsa
muhtar hayırdır sen?
ne bu başlıklar?
iyi misin?

arkadas yakinimdır.

o dudaklar yine yaz geldi de bülbülleşiyor
o yanaklar ne güzelde açılıp gülleşiyor
gülüyorsun (gülüm) sana bülbül bakarak imreniyor
o yanaklar ne güzelde açılıp gülleniyor

ente mevlana. fensürna alel kavmiş kafirin.

fışkiyeden canlı yayın bekliyoruz. son durum ne.

dinsel kabule göre bile allah, kendi yaratıp kaderlendirdiği kişilerin bir kısmını "niye" kendine dost, ötekilerini "neden" kendisine düşman yapsın.. her şeyi kendisi belirleyip bildiğine göre, böylesi saçma bir davranış, onun mükemmel kusursuzluğuna yakışır mı.?
(bundan da, sadece kendisini 'allah dostu'! ilan eden uyanıkların bu yalandan nemalanabileceği anlaşılamıyor mu.)