zaman tüneli

bunu rakı diye içinle arama mesafe koyarım .
onu içen lohusa şerbeti de içer,üzüm şırası da.

kim dedi sana hepsini dene diye.

bazen garip, bazen saçma sapan olaylardır.

misal en yakın arkadaşımla, halasıyla tartıştığım için şu an görüşmüyoruz*
hayır, bir de onu korumaya çalışıyordum.

edito: olay da şu kız sarhoş olduğu için yolun ortasına atladı karşıdan kamyon geliyor, kolundan tutup çektim biraz da azarladım. halası diyor ki "bizim ailede sarhoş olana kimse karışmaz istediği kadar saçmalar" halacım kamyonun çarpmasına izin vermediğim için kusura bakma ya

edito 2: herkesin de yollarda bitmiş*

benim bir beklentim yok ben daha 2008 beklentilerimden alacaklıyım.

nostaljik esintiler taşıyan minimal tasarımlı bir stüdyodur. bir kanal d bir star tv stüdyosu değildir tabi.

kafam rahat, dertsiz tasasız tertemiz bir yıl geçireyim, yeterli.

muhtemelen yakın gelecekte israel de bu bebeklere sahip olacak.

"abd kongresi’nde sunulan iki partili bir yasa tasarısı, iran’ın nükleer silah programını yeniden başlatması halinde israil’e b-2 hayalet bombardıman uçakları ve 30 bin librelik sığınak delici bombaların verilmesini öngörüyor"

kaynak

iddialar somut olarak gerçekleşirse, abd'nin yeni dış politikasıyla uyumlu olacaktır.

doğuştan güzel burunlu olan insanlara her zaman imrenmişimdir.
bir ara estetik olayına da fazla kafayı takmıştım ama zamanla şu anki burnuma alıştım.

yandan bakınca ağrı dağına, önden bakınca erciyes dağına, kuş bakışı bakınca kızılkaya dağına benzeyen ufacık tefecik* bir burnum var.
aynen, gayet karakteristik ve gayet coğrafi bir burun.

yandan bakmayın be sizde, napalım yani..

bu başlık akışa düşmeden yazmayacaktım sana.
sana günlerdir beni ne kadar üzdüğünü anlatsam ayların hatrı kalır. o kadar üzgünüm ki bunu kelimelerle nasıl ifade edebilirim bilmiyorum. bize çok yazık ettin, hem de öyle böyle değil.
ben senin çabasızlığına, beni umursamamana çok kırgınım. emeklerime, bunca çabama çok üzülüyorum. günlerdir ağlama-üzüntüden kusma- yorgunluk döngüsü içinde yaşıyorum. evet, zor bir süreçten geçiyorsun ama bana bu haksızlığı yapacağın anlamına gelmiyordu.
bugün, kendimi seçmek zorunda bıraktın beni.
beni kaybetmekten hiç korkmadın. direndim bu zor zamanında arkamı dönmemek için ama sen beni görmedin. bunca çabamı, sevgimi görmedin.
günlerdir telefonu açmanı bekliyorum. ben miyim bunların suçlusu? neden benden çıkardın bütün öfkeni? neden bizi bitirmeyi seçtin? ben 2 aydır her gün bağırışını, kızmalarını yutuyorum. daha fazla alttan alacak gücüm kalmadı. kendimi seçmek zorundaydım çünkü hayatımın hiçbir döneminde bu kadar değersiz hissetmemiştim. beni değersizlikle sınarsan beni bulamazsın. sen beni kadere bıraktın. insan sevdiğini hiç kadere bırakır mı a canım?
o gün hastaneye geldiğimde son sarılışımızmış, hissetmiştim. ondan ağlayarak gittim yanından.
pişman olacağını biliyorum, bu bana yapılmazdı.
anlayacaksın hatanı ama bu bencilliğini bir kenara bırakırsan anlayacaksın. senin için gecenin bir yarısı bunca yol geldim, gözümle iyi olduğunu görmek için ama onda bile ayrılığın hazırlığını yaptın bana. ayrılmam için her şeyi yapıp, beni ayrılmakla suçlayacaksın. ne diyeyim, sana yakışan da bu..
beni gözden çıkarmışsın işte.
bugün bir aramanı bekledim, “hayır bitmeyecek, iyileşince beraber olacağız.” demeni bekledim. annenin beni ikna etmesini değil.
haziranda nişanımızı yapacaktık, şimdi beni ortada bıraktın. sana yeni yıl hediyesi olarak en sevdiğimiz fotoğrafımızı puzzle yaptırmıştım, laf arasında “bana puzzle alır mısın canım çok sıkılıyor.” dediğin için anlamlı olsun istemiştim.
bugün sevgimi, aşkımı, saygımı kendimle beraber götürüyorum. bir daha açılmamak üzere bu defteri kapattım.
biz illaki karşılacağız ama artık yüzümde sevgi yerine hayal kırıklığı göreceksin.
ne bileyim, en çok ettiğim duanın en büyük dersim olacağını ben de bilememiştim..
bize çok yazık ettin.. bana özellikle.. bunu ağlamadan anlatamıyorum. herkes “ayrıl, kendine saygın olsun” derken seni savunduğum için kendimden özür diliyorum.
ha bu arada bir helallik bile aldırmadın bize, ben helal etmiyorum. sen zaten beni görmüyorsun, hakkımı helal etmemin de önemi yok .
hoş kal , iyi kal ama bensiz.

belki bütün mutluluklar sahtedir.

kusursuzluk, her betimlemenin veya içerisine dahil olan her şeyin sorunsuz ilerlemesi midir, yoksa sorunlu olmasına rağmen her şeyin başarıya ulaşması mı? eğer ilkiyse teknik olarak hiçbir durum kusursuz olamaz çünkü kusursuz olabilmesi için ikilem olmaması şarttır. yok eğer ikincisi ise düşünülen veya gerekli olan her şeyin yapılabilir olması şarttır.

teknik olarak kusursuz olmak imkansız. tabii kağıt üzerinde:p

beni de sinir edendir.

hani balonu şişirip ağzını hafif çekersiniz de hava sıkışarak viuuuuvv diye ses çıkarır ya, bu adamın da öyle bir sesi var. kilolu insan osuruğu gibi, mesela ismail türüt osuruğu. hiç duymadım ama sanırım öyledir.

telefona koruyucu camı tam hizalı kabarcıksız taktığım an.

para . olmadı dolgun maaşlı yeni iş. olmadı hiç tanımadığım karun kadar zengin bir akrabanın tüm mirası bana bırakarak ölmesi. o da olmadı yerde göreceğim şans eseri bir piyango biletinin tutması. hiç biri olmayacaksa şu anki iş yerim tüm çalışanların hakkını tazminatını versin batsın yıkılsın. sahibi de maaşla çalışsın ama bana verdiği maaşla çalışsın.

bakış açısına göre anlamı pek hoş olmayan yerlere varabilir. bilemiyorum altan.

fer adlı dizinin başrol oyuncusudur. rolünün hakkını veriyor gerçekten de.

kendisi 6 temmuz 1985 istanbul doğumludur.

burun önemli ya. bir insanın yüzünü yüzde elli değiştiriyor. nasıl oluyor anlamıyorum ama önemli.

2016 dan beri borcunu ödemeyen adam şimdi mi ödeyecek alüminyum.

tahammül edemediğim seslerden biri.. bir ajdar iki cem adrian.. yemin ederim gerçek söylüyorum..

bi lavug daha var böyle garip bi adı var şimdi aklıma gelir bi dakika,
üç dakika düşündüm, tabii siz bunu göremediniz, ama sonunda buldum..

mabel matiz.. bu herifin sesi de aynı şekilde insanın tüylerini diken diken ediyor..
allahım katlanılmaz sesler yemin ediyorum, bırak şarkı söylemeyi, yanımda konuşsalar "sus" sesin rahatsız ediyor! demek zorunda kalacağım tipler.

iğrenç sesler.

başrollerini melisa sözen ve ertan saban'ın paylaştığı bir dram ve suç dizisidir. gain'de yayınlanmaktadır. an itibariyle imdb puanı 6,6/10.