15 temmuz 2016 darbe girişimi

insanlar unutmasın, nemalanmaya devam edelim diye her yerin adına 15 temmuz sözünü eklediler sağolsunlar. sanki kendi destekledikleri adamlar yapmamış gibi mağdur da onlar oldu

benim sahil partilerim meşhurdur.
hava kararmadan hemen önce başlar, gece yarısına kadar sürer.

o gün de, sahilde müthiş bir organizasyon düzenlemiştim.

15 kişi vardı...
yaş ortalaması 50-55.
ve alayı da muhalif.. ama öyle böyle değil. tam muhalif!
rakı nasıl içiliyor bir görseniz...
su gibi!

neyse işte biz takılıyoruz, sazlı sözlü...
bir telefon geldi bana rahmetli babamdan; ''oğlum, bir şeyler oldu... darbe gibi ama anlamadık henüz..''

o an, verdik kendimizi radyolara tv'lere...
internette bakınıyorum ben de, neler olmuş diye...
kafalar nasıl güzel ama...

kafalar o haldeyken bile, tek bir kişi çıkıp da; ''ohh, iyi oldu bunlara'' demedi, biliyor musunuz?
coşku ve sevinçten ziyade, panik havası hakimdi bizlerde...

böyle bir girişimin, iyi sonuçlar doğurmayacağını biliyordu herkes...
normalde herkes bilir de, 4-5 duble rakı içmişiz... düşünün!
ve tekrar söylüyorum; muhalifliğin everest tepesi'nden bir kitle!

hey gidi...
o geceyi dün gibi hatırlıyorum...
düz yolda 20 metre yürüyemeyecek halde olmamıza rağmen, bu darbe girişimine kimse olumlu yaklaşmamıştı...


velhasıl...
şimdi konuşuyor ya hani yandaş kitle; ''siz, darbeyi desteklediniz'' diye...
nasıl gülüyorum, bir görseniz..

alkol bile gaza getirememiş, destek vermemiş bu darbe girişimine..
siz daha neyden bahsediyorsunuz?

bazıları tiyatro diyor 15 temmuz için.. olayın içinde neler var bilmiyorum ama gözle görülen bir gerçek varki o da yüzlerce şehit verdiğimiz...
onlarca insan tiyatro diyerek mi canını ortaya koydu ?
belki işin aslını asla bilemeyeceğiz ortaya çıkmadıkça
ama ailesini geride bırakan şehitleri lütfen bu tiyatro kelimsesinin dışında bırakalım , çünkü hepsinin evinde arkasından ağlayan yetimleri var
bizler tiyatro derken onlar şehitlerinin mezarına gidip ağlıyorlar...

tiyatro diyeni şehitlere hürmetsizlikten silivri'ye postalamak lazım.

dünya'nın kendisi zaten kocaman bir tiyatro.

15 tane muz tiyatrosu mu yani

bir hatırlatma:(bkz: reichstag yangını)
alman faşizminin başlaması için alman parlamentosu’nun yakılması gerekiyordu. almanya parlamentosu reichstag 27 şubat 1933 gecesi yakıldı.
hitler, azınlık hükümetindeydi. 5 mart 1933 tarihinde genel seçim vardı ve hitler tek başına iktidar olmak için elinden gelen her şeyi yapıyordu.
yangın, hitler’e sadece tek başına iktidar değil sonsuz da bir güç verdi.
hitler, parlamentodan yasama yetkisini 4 yıllığına kendisine devredecek bir yetki kanunu çıkarmasını istiyordu. fakat bunun için anayasanın değişmesi gerekeceğinden 2/3 çoğunluğa ihtiyaç vardı.
reichstag yangını sonrası hindenburg’a imzalattığı kararnameyi burada da devreye soktu ve nazilerin parlamentodaki sayısal üstünlüğü ele geçirmesine yetecek sayıda muhalif milletvekilini tutuklattı. tasarı oylandı ve yıkıldığı güne kadar hitler diktatörlüğünün meşru temelini oluşturacak olan yetki kanunu oy çokluğuyla kabul edildi. artık hitler hem yasayan hem de yürütendi.
hal böyleyken yargıyı da ele geçirmesi fazla uzun sürmedi.
bizde de benzer bir durum yaşandı,15 temmuz'da türkiye'de tbmm, amerikancı-dinci vatan haini fetö isyancıları tarafından bombalandı.türkiye'de olağanüstü hâl ilan edilerek, tüm yasama ve yürütme yetkisi bakanlar kurulu ve cumhurbaşkanı'nda toplandı.
şimdi, 15 temmuz, türkiye'de hitler rejimi kurmak için zemin hazırlama operasyonu muydu?
bu soruya cevap bulmak için 26. dönemde tbmm’de araştırma komisyonu kurulur ama komisyon temmuz ayında kurulmasına rağmen akp tarafından çalıştırılmamış ve çalışmalarına ancak ekim ayında başlayabilmiştir. oybirliğiyle kurulmuş olan komisyon, başkanlık divanı bütün partiler tarafından oluşturulabilecekken akp tarafından oluşturulmuş, komisyonun çoğulcu, şeffaf biçimde gündemini oluşturması ve çalışması da engellenmiştir.
işte kafa karışıklığının asıl sebebi budur.



brezilyalı karikatürist carlos latuff, türkiye’de yaşanan darbe girişimini çizdi.
latuff, film mesajı vermeye çalıştığı karikatürde filmin adının sahte darbe olarak, başrol oyuncusunu da cumhurbaşkanı erdoğan olarak yansıttı.

yüzüklerin efendisi üçlemesinden daha kısa sürmüştür evet.

özetle: danışıklı dövüş, ya da kontrollü darbe denebilir. bu sayede akp kendi sivil darbesini yaparak, bütün kadroları ele geçirebilecek güce ve kudrete sahip olmuştur. ohal dönemi ve 2017 referandumu ile ülke şahıs devletine dönüştürülmüştür.

siyasi ayağı halen çıkarılmamıştır. benim bir tahminim var ama neyse.

allah şehit ve gazi ailelerine sabır.
youtube.com/shorts/yUQHdI7E...

halkın karşı durması nedeniyle akâmete uğrayan girişimdir. halk, 15 temmuz 2016 tarihinde bağımsızlığına ve cumhuriyete yönelik gerçekleşen menfûr girişimi hayatını istihkâr ederek engellese de maalesef, darbe teşebbüsü bahane edilerek halkın özgürlük alanlarını genişletme yerine bilâkis, daraltma siyâseti takip edildi ve tek adamlık rejiminin taşları döşendi.

önceki gün bir televizyon kanalında bilgi ve düşüncelerini paylaşan gazeteci müyesser yıldız, 15 temmuz darbe girişimi olayına dair dava süreçleri ile ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu. 15 temmuz darbe kalkışması ile ilgili görülen ana davaların 6 ay gibi kısa zaman içerisinde bitirildiğini ve yargıtay aşamasına geldiğini, halbuki günümüz türk yargısı içinde basit bir çekişmeli boşanma davasının bile 3 yıl kadar sürebildiğini, bu davaların yeterli bir tahkikat yapılmaksızın siyâsî iradenin tercih ve takdirine uygun şekilde sona erdirildiğini anlattı. özellikle, darbecilerle uzun bir süre birlikte bulunduğu sırada neler yaşandığı noktasında önemli bilgilere sahip olan ve ana davalarda tanık olarak dinlenmesi talep edilen hulusi akar'ın dinlenmesine gerek görülmemesi gibi hatalı örneklerle dolu yargılamaların sonunda kararların verildiği, bu tespitler arasında yerini aldı. yine bu tespitler içinde; ana davalardan hâlen şehit olanların âilelerinin davasının devam ettiği, fakat siyâsetçilerin bu davaya hiç ilgi göstermediği, bu davada şehit olan insanların ölüm nedenlerini ortaya koyan otopsi raporlarının bile dosyada bulunmadığı, bu insanların şehit olmalarına neden olan mermi çekirdeklerinin hangi silahlardan çıktığına dair balistik inceleme raporlarının aradan 6 yıl geçmesine rağmen hâlen olmadığı yolundaki bilgiler, gerçekten hem üzücü hem de sarsıcıydı. gazeteci müyesser yıldız'ın olaya dair ifadelerden çarpıcı örnekler paylaştığı yazısına buradan ulaşılabilir.

saatlerce darbecilerle aynı havayı soluyan hulusi akar'ın akıncı üssü'nde ve sonrasında neler yaşandığına dair tatmin edici ve şüpheleri giderici beyanları alınmadıkça, olay tarihinde mit müsteşarı'nın neden bulunamadığı, sayın cumhurbaşkanı'nın darbe girişimi ile ilgili kendisini bilgilendirmeyen, (zira olaydan saat 20:00 sıralarında haberinin olduğunu, bunu da eniştesinden öğrendiğini belirtmişti) mit müsteşarı'nı neden görevden almadığı, 1. ordu komutanı'nın veya genel kurmay başkanı'nın tüm birliklere kışlalardan çıkmamalarını bildiren emirleri neden yayımlamadıkları gibi sorular açıklığa kavuşmadıkça, 15 temmuz darbe teşebbüsü olayı, öncesi ve sonrasında yaşanan gelişmeleriyle birlikte sorgulayan ve düşünen insanların nezdinde dâimâ tek adam idaresine geçiş amacına mâtuf bir bahâneden öte anlam taşımayacaktır.

darbe teşebbüsü, 16 temmuz 2016 tarihinde tamamen bastırılmış iken anayasa'ya aykırı şekilde 20 temmuz 2016 tarihinde olağanüstü hâl ilân edilmesi, olağanüstü hâl üzerinden cumhuriyet idaresi kurumlarının khk'larla dizayn edilmesi, binlerce insanın olağanüstü hal khk'ları sebep gösterilerek, hukuksuz şekilde, içeriği ve çerçevesi belirlenmeyen, yoruma açık ''iltisak'' kavramı ile meslek ve işlerinden çıkarılması, tutuklanması, anayasa'da olmayan bu yetkileri kullananların iş ve işlemlerinin yargıya konu olmaması, olağanüstü hâl şemsiyesi altında suç işleyen kamu görevlilerinin mâlî, hukukî ve cezâî sorumluluklarının kaldırılması, pek çok gazetecinin mesnedi olmayan iddialarla hukuksuz şekilde tutuklanması, aslında 15 temmuz menfur darbe teşebbüsünün, halkın kendi kendini hukukun üstünlüğü ilkesine göre yönettiği kuvvetler ayrılığı prensibine dayalı çoğulcu parlamenter sistemi kaldırmak için kullanışlı bir vasıta olarak istimâl edildiğini ortaya koyuyor. ve zaten ekran karşısındaki siyâsetçisinden, yargı mensubuna varıncaya kadar yetki sahibi insanların kendi ağızlarından bunları dinliyor, öğreniyoruz.

15 temmuz milli birlik ve demokrasi günü olarak adlandırılıyor. benim anlayamadığım ise milli birlik ve demokrasi günü'nün ardından demokrasinin ve milli birlik ve beraberliğin nasıl hızla ülkemizi terk ettiğidir. bu nedenle, milli birlik ve demokrasi gününden ben bir mutluluk sebebi görmüyorum. bilâkis, bu günün khk hukuksuzluklarına ve zulümlerine evrilen uygulamalarla ibret ve üzüntü ile hatırlanacağını düşünüyorum. eğer bu ülkede milli birlik ve beraberlik samimi şekilde isteniyorsa, hâin darbe girişiminin bilinen, bilinmeyen, açıkta olan, gizlenen, korunan-korunmayan tüm fâillerinin türk yargısı önünde âdil yargılama ilkelerine göre hesap vermeleri, suçu açıkça sabit görülenlerin en şiddetli şekilde cezalandırılmaları, mâsumların ise derhal aklanmaları ve onlara çektirilen sıkıntıların, hakkâniyet prensibi dikkate alınarak maddi-manevi tazminatlarla bir ölçüde giderilmesi ve itibârlarının iâde edilmesi gerekiyor. hâin darbe girişimi sırasında hayatlarını kaybeden şehitlerimize allah'tan rahmet diliyor, şehit yakınlarına, gâzilerimize sabır ve dayanma gücü temenni ediyorum.
televizyon programından parça videolara buradan, buradan ulaşılabilir.

bu olaya tiyatro diyenlere şehitlerin aziz hatırasına hakaretten soruşturma açılıp cezaevine atılmalıdırlar.

prime time'da yapılmaya çalışılmış darbemsi.

darbe değil darbe tiyatrosudur. bu kanıtlarından biri, melih görtçek'in ankara belediyesine ait hafriyat kamyonlarını enkazla doldurup tam zamanında askeri, özellikle tank birliklerinin önüne çektirmesidir. yüzlerce araç. bunların yerlerinden çıkıp enkaz döküm alanlarına gitmesi, kamyonlara enkaz yükletip geri dönmesi, "vaziyet" alması, darbe işinin çok önceden bilindiğini gösterir.
bir diğeri fatih tezcan denilen insanımsının darbeden 12 saat önce yandaşlara "sizden silahlarınızı isteyen güvenlik güçlerine silahlarınızı vermeyin ve bu gece ne olursa olsun evden çıkın" diye attığı twitlerdir.
bir diğeri, erol olçok ve oğlunun arka arkaya öldürülmeleridir. bu ancak sniper ateşi ile mümkündür veya o hengame içinde birileri bunları yakın mesafeden vurmuştur. sebep: çünkü o gece insanlar sokağa çıktığında ellerinde matbaada basılmış binlerce pankart vardı. a ko p'nin pr işlerinden sorumlu kişisi erol olçok'tu ve belli ki çok önceden bu pankartları, oğluyla birlikte ya da bilgisi dahilinde hazırlamış. sesleri kesildi.
bir diğeri binali yıldırım'ın da defterinin dürülecek olması. koruma polisinin uyanıklığı sayesinde yırtmış binali. nitekim daha sonra "en kötü projemiz 15 temmuzdu" diye ağzından kaçırmıştır.
en önemlisi de bu darbe girişiminin siyasi ayağının araştırılmasının akp ve koldaşı mhp oylarıyla engellenmesidir. partimize darbe girişimi olacak ve ben hangi siyasilerin bu girişimin içinde olduğunu öğrenmek istemeyeceğim. peh.

15 temmuz'a tiyatro denmesi doğru bir yaklaşım değildir. öncelikle şehit olan insanların hatırasına saygısızlıktır. ancak bu ifadeyle ne kastediliyor onu da anlamak gerekiyor. tiyatro ifadesi insanların rol yaptığı anlamında söylenmemektedir. tiyatro denmesinin sebebi hükümetin ve devlet bürokrasisinin üst düzey isimlerinin darbeyi önceden haber aldığı, ancak bilinçli şekilde önlem almayarak fetöcülere suçüstü yapma amacıyla bu teröristlerin darbeye teşebbüs etmelerine izin verdikleri, bu sebeple de şehitlerimizin hayatlarını kaybetmesine neden oldukları iddiasıdır. açıkcası fetöcülere suçüstü yapmak için tam darbeye teşebbüs ettikleri anda yakalama stratejisi gayet mantıklı ancak işin kontrolden çıkmış olma ihtimali yüksek. bu konuda net bir şey söylemek ise doğru değildir çünkü mahkemelerde deliller açıkça ortaya koyulmuyor. muhalefetin mecliste bir araştırma komisyonu kurulması önerileri de mecliste sürekli reddediliyor. bu durumun detayları ve gerçekler ancak seçim sonrası hükümet değişikliği olursa tarafsız bir komisyon kurulup yapılacak araştırmalar sonrasında ortaya çıkarılabilir.

15 temmuzda ölenler şehit de, 18 martta, 30 agustosta ölenler şehit degil mi? madem o zaman da okutsana selayi camilerde? ama olmaz degil mi? 15 temmuz bi tek size karşı yapıldı çünkü diegil mi? az kaldi, sabrin sonu selamet..

genelkurmay başkanının düğünde yakalandığı, cumhurbaşkanının hakkındaki gelişmeleri eniştesinden öğrendiği bir garip girişim.

(bkz: yersen)

bu olay tiyatro.
bu tiyatroda ölenler de b… yoluna gitmiş kerizlerdir.

tiyatro demeyelim de kurgu diyelim.. hatta ninja kaplumbağalar daha gerçekçi gibi sanki

15 temmuz darbe çıkışımı (bkz: argumentum ad populum)

aziz milletimizin feraseti ve inancıyla gerçekleştirilemeyen terör eylemidir.

fetöcüyüm diyemeyen de buna senaryo, oyun, kontrollü darbe falan diyor. yazık yazık. 252 tane vatan evladı şehit oldu. utanmak? bu da mı yok sizde?
evde ağlayarak sözde trt bildirisini dinlediğinizi biliyoruz. yüreği yeten yine dener, sonuçları görür.

ulan darbeden medet umacak kadar mı küçüldünüz? ahlaksızlık.
o gün insanlara tükürük yağdırmadı uçaklar, mermi yağdırdı. sakız fırlatmadı bomba fırlattı jetler.

neyse, içinizde ufacıkta olsa vatan sevgisi olmasını diliyorum.