500t

sanılanın aksine en uzun hat değildir. en uzunu 139a (üsküdar-ağva) hattıdır.

birkaç kez kullanmış olduğum iett hattıdır. çok zorluydu, yaşam savaşı mı verdim yoksa toplu taşıma mı kullandım emin olamamıştım indiğimde. bundan beterini her gün 34as'de yaşıyoruz tabii orası ayrı hikaye.

benim lise boyunca kullandığım hattır. bir kere erzak koyan teyzelerden dolayı sıkış sıkış yolculuk yaparsınız. metrobüs bu hattın yanında melek gibi kalır çünkü en azından metrobüste bir tık olsa da medeniyet mevcuttur, 500t'de hiçbir zamana rastlamayacağınız bir manzaradır. bir rivayete göre ise, bu otobüslerin pis olması tamamıyla sefer sıklığı ve süresinden kaynaklanmaktadır. yani bu otobüsü temizlemeye vakit ayırmak mümkün değildi. şimdilerde ise daha insani koşullara sahiptir, onu da belirtmek isterim.
son söz olarak, bu hat istanbul'un kalbidir eğer kaldırırlarsa istanbul ölür.

binme şerefine nail olduğum, insana dünyada eşi benzeri hissedilmeyecek duygular tattıran otobüs hattı.

(bkz: nuh'un gemisi)

pasaportla binilen iett aracı. 4 kilo bagaj hakkınız vardır. adeta yan sanayi gebze aracı gibidir (bkz: öz gebze) böyle çocuk yaşlarda bi gün kavacık’tan 500t’ye binicem. bilen bilir, kavacık’ın o allah’ın belası kavşakları bitmek bilmez. kilometrekarelik alanda firavun hapishanesi yapmış şerefsizler. ulan dönüp dönüp aynı yere çıkıyorum, o zaman üst geçit falan da yok. sorduk ordaki meşhur simitçiye, dedi genç burdan biniceksin. tamam dedik gelen araca bindik. hava da soğuk, biner binmez çöktüm arkaya, fena bi uyku bastırdı. paşalar gibi uyurken, bi ses geldi: kardeşim hadi boşaltıyoruz aracı. abi neresi burası ya, dedim. gebze’ye geldik kardeşim dedi. harbi mi dedim. harbi mi mi dedi. sonra bi baktı bana şöyle, merak etme 10 dkya tekrar kalkacak bu araç dedi. allah’ın belası simitçi sayesinde başka memleket görmüş olduk işte...

istanbulda yaşayan her canlı 500t’yi tadacaktır.

bir arkadaşıma "bostancı'da binip kavacık'ta iniyorum, 3 durak gidiyorum" dediğimde; "3 durak için otobüse mi biniyorsun" demişti. 3 durağın arasının 20 km olması dışında mantıklı bir argüman.

şehir efsanesinin tanımını yapan otobüs hattı. binlerce beyaz yakalı ve öğrenciyi evlerine ulaştırmış, bunu yaparken de çok "ah"lar almış ve almaya da devam edecek hattır aynı zamanda.

sıranın en önünde olsam bile en son binebildiğim ya da binemediğim otobüs hattı. ya ben çok naziğim ya da insanlar bu işin sırrına ermiş. ama sık geçmesi hasebiyle iyidir, candır 500t. iki yaka arasında ulaşımı sağlaması mükko olaydır.

difüzyon ile çalışır.

bir uçtan bir uça 73 km. yol yaptığı bilgisi verilen otobüs hattı. 139a ile kıyaslanmış. kıyaslandığını görmek beni üzdü açıkçası. en uzun mesafeyi gitmek değil önemli olan. gidilen mesafedeki şartlar. harem-şile, ağva yolu ne kadar uzun olursa olsun. 500t'nin yolu daha çetin ve daha zordur.

ayrıca köprüden önce ineceğim derseniz şoför bir kart okutuyordu ve tek bilet ile binebiliyordunuz. hala devam ediyor mu bu uygulama bilmiyorum

bugün kullanmış olduğum otobüs hattıdır.
cevizlibağ - tuzla şifa mahallesi arasında hizmet verir. yalnız bu hattın güzergahını çizen aklıevvel'e ne desem azdır.
zira rotasına göre: cevizlibağ'dan (aslında kalkış noktası zeytinburnu metrobüs'tür ama ilk durak cevizlibağ olarak geçmektedir) çıkar, sırasıyla; topkapı, edirnekapı, halıcıoğlu'nu geçer ve hasdal - okmeydanı bağlantısını kullanır, oradan tem'e uzanır. türk telekom stadyumundan geçer, 4. levent'e sapar, oradan da fsm köprüsüne bağlanır ve karşıya geçer. fsm'den sonra kavacık köprüsü, onu da geçtikten sonra e-5'e bağlanır (tabi yol açıksa en az 15 - 20 dakikada varırsınız e-5'e) ve güzergah boyunca kozyatağı, maltepe, kartal, pendik ve tuzla'ya kadar devam eder, en sonunda da istanbul sınırındaki şifa mahallesinde rotasını tamamlar.
tüm güzergahı e-5'ten olsa abartmıyorum, en az 35-40 dakika süre kazanılmış olur. (ki böyle bir süre istanbullular için bir nimettir.) o yüzden bu hattın rotasını çizen kardeş, sana selamlarımı gönderiyorum buradan.

üzerinde güneş batmayan nadide otobüs hattı... bekar bin çocuklu in konseptinde...

. . . yeni hamileyken bindi son durağa gelmeden doğum yaptı gibi bir şehir efsanesine sahip otobüs hattı.

ucuza istanbul turu

istanbulu turlayan otobüs hattıdır. ay'a gidecek araca 500t ismi verilebilir.

son durağına kadar giden hiç kimse geri dönemedi...

ben buna hayatimda bir kere bindim, sanirim tuzla taraflarindaydi. kadikoy caddebostan tarafina gider demislerdi, neyse. telefondan film acmistim, tam inerken film bitmek uzereydi. en son bu duyguyu sehirlerarasi otobus yolculugunda yasamistim. yolculuktan artik umidi kesiyorsunuz, tam filmin en heyecanli yerinde ineceginiz yere geliyorsunuz. bir seyden vazgectiginde onun olmasi gibi. 500t bence kesinlikle budur.

rivayete göre bir kişi koyunuyla otobüse binmiştir.