ağır yaşamlar

spor yaparken izliyorum. normalde spor yaparken canım sıkılır, bir noktadan sonra tamam derim bu kadar yeterli, bu yürüyüş beni 4 sene idare eder. ancak bu programı izlerken spor yaptığım zamanlardan beri her yürüyüş saatlere yayılıyor, asla yeterli gelmiyor, resmen onlardan biri olmaktan korkuyorum. ve bazen ağlaya ağlaya spor yapıyorum üzülüp ki ben nasıl psikolojik bir ruh hastasıyım, hiç bilemiyorum.

çok üzücü. yaşamları gösterilen çoğu vaka cinsel istismara uğramış ya da sevgi açlığı çekmiş. içlerinde oluşan o sevgi açlığını yemek yiyerek doldurmaya çalışmışlar. yiyecekler bir tür madde bağımlılığı haline gelmiş. yaşama şansları %5. 300 kilolardan 80 kiloya düşmeye çalışıyorlar yaşamak için falan. çok zor ve sahiden çok iç acıtıcı.

tüm bunlar sonrası şu sonuca ulaşabiliriz sanırım. çok yememek lazım.

tlc’de yayınlanan ve obez insanların zayıflama süreçlerini ele alan program.
katılan insanların hemen hepsinde ağır çocukluk travmaları mevcut. bu sebepten ötürü terapi görmeden kolay kolay diyete uyamıyorlar. ben burada zayıflamaya çalışan insanlara değil onların yanındaki dangalaklara sinirleniyorum. bir adam var şu anki bölümde. adam 400 kilo olmuş hala daha yemeyi kesemiyor. doktor “35 kilo ver de gel” diyor, adam 45 kilo alıp geliyor falan. geri zekalı kız arkadaşı da “ay bikaç kez kaçamak yaptı sadece nasıl olur” diyor. adam yerinden kıpırdayamıyor bile, sen ne versen ona muhtaç. vermesene salak insan!



edit: başlık varmış zaten görmedim. sorry!

eğer en az 10 bölüm izlediyseniz sizlerle naçizane bir tespit paylaşmak isterim. bu programda hayati tehlike yaşayacak kadar kilolu olan bu arkadaşlarımızın bu hale gelmesinde çok etkin olan iki durum var. izlediğim bölümlerden ciddi anlamda anladığım bu iki madde :
1.) anne baba ayrılığı , boşanmanın çocuk üzerindeki travması
2.) çocukluk-ergenlik istismar travması.
bunu fark ettiğimde küçük bir araştırma yaparak aslında obezite ile mücadelede, adli vakaların psikolojik destek devreye girdiği an ortaya çıktığını gördüm.
dünyanın obezite haritasına bakarak bu durum hakkında bir harita çıkarmak da mümkün mü merak ediyorum.

anlaşılacağı üzere ağır yaşam yaşayanları yüzde doksan dokuz nokta dokuzu yatakta yaylanıp ölümüne pizza yiyor, hem de gerçek manada.

hiçbir şey öğretmedi ise bunu öğretmiş olması muhtemel.

bu entry'ye genellikle programın içeriyle ilgili bilgiler girilmiş ama ben de sizlere naçizane birkaç bölüm önerisinde bulunmak istiyorum.

assanti kardeşler : sorunlu ebeveynlere sahip, zor şartlarda büyümüş iki erkek kardeşin zayıflama serüvenine (!) beraber şahit oluyoruz.

zsalynn'in hikayesi kocasının zayıflamasını istemediği bu kadın kocasının tüm psikolojik şiddetlerine rağmen kızı için zayıflamaya çalışır.

christina'nın hikayesi çocukluktan beri kardeşlerine bakmak için anne rolü üstlenen christina'nın eşinin desteğiyle beraber zayıflama serüvenini anlatır.

bir dönem çok izlediğim bir tlc programıdır.

çağımızın en büyük hastalıklarından biri olan obeziteden mustarip insanların hayatta kalmaya kadar vermeleri üzerine tuhaf doktor nowzaradan’dan yardım istemeleri konu edilir.

dublajlı izlediğiniz zaman nowzaradan’ın boynuna astığı ve altından olduğu iddiaları ile bir dönem gündem olan stetoskopu ile kapıyı açıp “ melaabaaa” diyerek içeri girmesi dikkat çekici ve eğlenceli olsa da hemen ardından 300 kiloyu aşmış hastaya “ bir aya kalmaz ölürsün” demesi arasındaki tezat çarpıcıdır.

yukarıda bir tanımda da söylendiği gibi bu tür bir obezite sorunu ile uğraşanların büyük bir çoğunluğu ya cinsel istismara uğramış ya da ihmal edilmiş insanlardan oluşmaktadır. yemek yemeyi bir kaçış, bir unutma yöntemi olarak kullanan insanlardan.

ve bu insanlar sürekli nowzaradan’ın houston, texas’ta bulunan hastanesine gelmek için günler süren acılı ve sancılı yolculuklar yapmak zorunda kalır.

ailelerinden biriler sürekli olanlara yemek getirir. sürekli fast food kaçakları yaşanır bu yardıma ihtiyaç duyan insanların hayatında.

başarılı olanların sonraki hallerini gösteren bir program daha yapılmış olsa da başarısız olanların akibetini tahmin etsek de kesin olarak emin olamayız asla.

insanın kendine : yok ya ben taş gibiyim dediği kısa anlar . izleyip bir süre kendime aşık oluyorum sonra victoria secret çıkıyor ben ağır yaşam oluyorum.

bilinçaltımı kötü etkileyen program. ya ben de sistematik bir şekilde kilo almaya başlarsam ve bunu alırken fark etmeyip iş işten geçerse düşüncesi ciddi ciddi aklıma geliyor. sonra sürekli dikkat etme modu. zor be.

açken izlenmemesi gereken programdır.
evde ben hariç kimse izlemiyor. ben de genelde laf dinlemeyip kafa tutanları seviyorum. çok eğlenceli oluyor.
nowzaradan da durur mu yapıştırıyor lafı.
vahşi gibi görünmek istemem tabi. keşke hepsi sağlığına kavuşsa.

tlc ekranlarında yayınlanan, aşırı kilolu bireylerin zayıflamaya karar vermeleri ve bu süreçte yaşadıklarının gösterildiği bir programdır.
iran asıllı amerikalı obezite cerrahı doktor nowzaradan kendini, sert üslubu ve altın kaplamalı steteskopu ile morbid obez hastaları zayıflatmaya adamıştır.
amerika'nın her eyalatinden houston/teksas'a gelen hastalarına önce mide ameliyatına girecek seviyede zayıflamalarını tembihler.
sonraki görüşmesinde yeterli kilo vermiş olan hastalarını ameliyat eder, vermeyenleri azarlar. kilo vermeleri için gerekli uyarıları sertçe yapıp evine geri yollar.
ameliyattan sonra önemli miktarda kilo veren hastalarının sarkan derilerini de yeni bir ameliyatla alır.
doktor now, kiloları nedeniyle hareket kabiliyetini yitirmiş ya da yitirmekte olan kişilerin son umududur.
bireylerin kilo alma nedenlerini de gördüğümüz programda en dikkat çekici nokta, psikolojik olarak ağır travmaların kilo alımını arttırdığı ve zayıflama sürecinin tek bir kişinin gayreti ile değil, tüm ailenin katkısı ile başarıldığıdır.
programın her bölümünde başka bir obezite mağdurunun zayıflamaya giden yolculuğunu izleriz, bunların arasında 250-300 kg ağırlığındaki kişilerin, yerlerinden hiç kalkamadığı hatta yattığı yatakla hastaneye taşındığı, aynı ailede birden fazla obez kişinin bulunduğu, ailesinden birini obeziteden kaynaklı sağlık sorunları nedeniyle kaybeden kişilerin hayatını izleriz.
kilo almak nasıl bir süreç bilinmez ama çok miktardaki kiloyu vermenin çok sancılı, ağrılı ve acılı oluşuna şahitlik ederiz.
programın yapımcılığını doktor now'un oğlu yapmaktadır.

son dönemde aldığım kilolardan bir şekilde haberdar olan tlc yönetimi nereden nasıl buldularsa benim telefon numaramı buldular ve gelecek hafta için benimle bir randevu talep ettiler bu program için. ben de kabul ettim.

şans dileyin arkadaşlar. zengin oluyorum.

son birkaç gündür bu programı izliyorum. izlediğim tüm bölümlerdeki vakalar cinsel istismara uğramış ve çevresi (özellikle annesi) tarafından ihmal edilmiş, dolayısıyla kaçışı yemekte bulmuş insanlar. fakat bazıları inanılmaz azimliler. onlar kilo verdikçe izleyip gurur duyuyorum adamlarla. böyle düzenli düzenli spor yapıyorlar, kilo verdikçe hareket kabiliyetleri artıyor falan... tam yürüyüş bandında yürürken izlemelik program.

bu programı ilk çıktığı zamanlarda çok izledim o zamanlar daha iyiydi bana göre. şu aralar izleyemiyorum. yine de insanlara bir umut vermesi açısından güzel bir program türü. program sayesinde bir kişi bile kurtulsa o durumdan yeter. tabii amerika'da bu tür insanlar biraz aşırı var. rahat bir yerden sonra zarar veriyor işte böyle. çoğu psikolojik acılarından kaçmak için yese de bana göre bu tek sebep değil.