drama
8.3 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

katarsis gibi bir arınma etkisi oluşturan nuri bilge ceylan filmi. film vardır 90 dakika sürer ama akmak bitmek bilmez. film vardır 188 dakika sürer ama 90 dakika sürmüş gibi akıp geçer. işte ahlat ağacı da böyle bir film. ilk filmlerinde oldukça sessiz ve içe kapanık yol izleyen yönetmen ceylan kış uykusu filminde olduğu gibi ahlat ağacı filminde de dışa açık bir tarz uyguluyor ve uzun diyaloglara yer veriyor. esas olarak, bu yoğun diyalogların başladığı bir zamanlar anadolu'da filmiydi ve buradan sonraki filmlere bir köprü oldu. yönetmen ceylan, bir mekan seçiminde oradaki sinematografiyi ve kadrajı daha net görüyor. mesela mayıs sıkıntısı filminde anlattığı sonbaharı ve ağaçları nasıl güzel anlatmışsa, aynı sonbahar ve ağaçları burada da gayet güzel anlatıyor, çünkü fotoğrafçı geçmişi de var. örnek verirsek filmin esas oğlanı sinan karasu rolündeki doğu demirkol'un kitaplarla dolu çekyatlı odası, yazar rolündeki serhan keskin ile köprü üzerindeki uzun ve hararetli tartışma sahnesi, eski sevgilisi rolündeki hazar ergüçlü ile buluştuğu ağacın altı görüntüleri, adeta hafızada bir fotoğraf izlenimi bırakıyor. filmde baba ile oğul ilişkisi var, bu ilişkinin çatışmalı, gelgitli tarafı olsa da duygusal yanı da ağır basıyor. murat cemcir'in canlandırdığı baba figürü önceleri güvenilmez, at yarışı batağına düşmüş bir profil çiziyor. sinan'ın annesi rolündeki bennu yıldırımlar, babası ile severek evlenmiş bir kadın. maddiyatı elinin tersi ile itelemiş ve aşk evliliği yapmış ve tekrar olsa aynı adamla evleneceğini belirtiyor. ama babanın, kasabada sevilen sayılan bir öğretmen olmasının yanındaki o kumar tutkusu babayı ailesinden koparıyor, yalnız ve izole olmuş bir noktaya savruluyor. tabi, aynı babası sinan'ın beklediği ve sonunda yayınlanan, okunmayan, satılamayan kitabını okuyan tek kişi oluyor. baba, burada olumsuz profilden olumlu profile geçiş yapıyor. filmin finalindeki kuyu metaforu ve sinan'ın kuyuyu kazmaya devam etmesi, dededen başlayan, baba ile devam eden ve sonunda toruna geçen ve zorluklarla ilerleyen mücadeleye devam mesajı veriyor.
devamını gör...
filmi o kadar çok izledim ki doğu'nun bazı replikleri, doğu'dan daha çok ezberimdedir. film, nbc sinemasında benim adıma ilk 3'e girmez. ama yine de çok başarılı buluyorum. nbc sinemasına nazaran iki farklılık da barındırıyor bence.

ilki, filmde kullandığı oyuncular. murat cemcir ve doğu demirkol aslında komedi oyuncuları. iki komedi oyuncusuna dram türünde bir filmde başrol vermek büyük cesaret. ikisinin de role hazırlanma sürecini gerçek anlamda merak ediyorum.

ikinci farklılık da sinematografi bence. evet, nbc filmlerinde hep iyi sinematografiler görürüz. ama bu filmdeki gerçekten başka. köyde geçen sahnelerde sinematografi çok iyi. özellikle filmin finali, nbc sineması için sinematografinin en özel örneği bence.
devamını gör...
ahlat ağacı nbc'nin taşra-merkez eleştirisi yaptığı filmlerinden biri. taşra nerede başlar nerede biter sorusunu akla getiren bir yapıt. kapitalist sistemde dünya sistemi denilen bir model var. bu modele göre merkezde yer alan ülkelerin dış ticaret açıkları da daha düşüktür. taşrada (çevrede) yer alan ülkelerde ise durum tam tersidir ve dış ticaret açığı vardır. böylece merkez taşraya yani çevreye göre daha bağımsız hareket eder. şerif mardin de bu görüşü türk siyasetine uyarlamış. mardin, osmanlı kalsik döneminde meydana gelen saray çevresi ve göçebe halk arasındaki farkın (siyasal, sosyal, dini, ekonomik) cumhuriyet sonrası döneme de sirayet ettiğini vurgular. halk, eğitim imkanlarından yoksun, taşraya hapsolmuş, kendi içinde kapalı bir sistem oluşturmaktadır. eğitim ve ekonomideki bu farklılığa nazaran dini kurumlar merkez ile çevre arasında çevreye daha yakın bir konumdadır. halk dini anlamda kendini daha rahat ifade eder. filimde bu durum öğretmen-imam diyaloglarıyla devam eder. imam veysel, sinan'ın dedesinden aldığı borcu ödememesi buna örnek gösterilebilir. yazarın ve sinan'ın tartışması da aydın-halk çatışmasına diğer örnektir.

osmanlı'nın daha sonraki dönemlerinde ise sosyal, ekonomik ve dini kurumlarda çeşitli çürümeler meydana gelir ve imparatorluk yıkılır. ahlat ağacı filmindeki ipin kopması da bu çürümeye yapılan bir göndermedir. sinan ise taşralı olup da taşrayı; öğretmen olup da öğretmen olan babasını, beğenmeyen bir gençtir. ancak babası, onun kitabını okuyan tek kişidir. burdan da günümüz türkiyesi'nin cumhuriyet'in devamı olduğunu ancak fikir çatışmalarının da sürmekte olduğunu anlıyoruz. sinan günümüz türkiyesini temsil etmektedir. babası cumhuriyet dönemini; dedesi ise osmanlı dönemini temsil etmektedir.

diğer yandan ülkemizin siyasi arenadaki yalnızlığına, dış politikanın güvensiz ortamına vurgu yapan 2 nokta var:
1.si filmin ismi de çeşitli anlamlar barındırmaktadır. ahlat ağacı, armut cinsi yabani ve yalnız yetişen bir ağaçtır. bu da ülkemizin siyasi arenadaki yalnızlığına vurgu yapmaktadır.
2. nokta da sinan'ın parasının ev halkı tarafından çalınmış olması yani güvensizliğe yapılan vurgu oldu. sinan'ın annesinin anlattığı köpek anısını da güvensizliğin karşıtı olabilecek sadakate vurgu yaptığı görüşündeyim.

sinan'ın kuyuya bakarak kendisinin intihar ettiği izleniminin verilmesi de içinde bulunduğu çıkmazı vurgular. sinan taşra üniversitesinde öğretmenlik okumuştur ancak işsizdir. yazar olmak istemektedir ancak kitabını babası dışında okuyan olmamıştır. *kendi içinde bir bunalımdayken ve intihara vurgu yapılırken iş gerçeğe biner ve bir anda sinan'ın babası ağacın altında ölmüş vaziyette tasvir edilir. bu da her ne kadar cumhuriyet olarak buhranlı günlerden geçmiş olsak da refaha erdiğimiz anlamına gelebilir.

uzun ama sürükleyici, merak uyandırıcıydı. izleyin, izlettirin :)
edit: bu yazıyı bir makaleden derleyerek oluşturdum.
devamını gör...
bir nuri bilge ceylan filmidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
filmin senaryosunu da yönetmen nuri bilge ceylan, ebru ceylan ve akın aksu birlikte yazmıştır. film cannes film festivalinde palme d'or adayı olmuştur.

filmde tuhaf bir şekilde hem nuri bilge ceylan hem de zeki demirkubuz filmlerinde oynamayı başarmış olan doğu demirkol, ahmet kural ile yollarını ayırdıktan sonra daha kaliteli işler yapmaya başlayan murat cemcir, kamera arkası görüntülerinde nuri bilge ceylan'ın kendisine olan tavrı epey tepki toplayan bennu yıldırımlar, ki bu kamera arkası sahnesi var bunlar dizisinde de giray altınok tarafından işlenmiştir, hazar ergüçlü, her rolün altından kalan serkan keskin, tamer levent, öner erkan, kubilay tunçer, kadir çermik ve senaristlerden biri olan akın aksu rol almıştır.

filmde sinan isminde genç bir edebiyat tutkunun mezun olup köyüne döndükten sonra kitabını bastırmak için para bulma girişimini izleriz. bu esnada babasının kumar tutkusu da epey sorun yaratır. sinan'ın bir yazar olan süleyman ile karşılaşmaları ise onun kibri ile yeteneğinin çakışmasını anlatması açısından önemlidir.

bu filmin çekimleri benim de üç sene çalıştığım ve nuri bilge ceylan'ın memleketi olan yenice'de, uzun süre zaman geçirdiğim çan'da ve yaşamakta olduğumuz çanakkale'de gerçekleşmiştir.

kitabevinin çekildiği yer barlar sokağında bulunan troia kitabevidir ve bence çanakkale'deki en kötü kitabevi de burasıdır.

şahsen çok sevdiğim nuri bilge ceylan filmlerinden biridir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"ahlat ağacı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim