aşk acısı çekenlere tavsiyeler

adam akıllı çekin aşk acınızı. iyice yüzleşerek, kendinizi kontrollü dağıtarak ama karşı tarafa yansıtmayarak. yansıttığınızda elinize bir şey geçmiyor. hele mesajlarınız çok utanç verici oluyor. rezil ve itici olduğunuzla kalırsınız.

iyice çekin, şeritlere dikkat. kapı pencere açıksa hemen dağılıyor.

eve tivibu baglatin, bırak sevgiliyi, günün stresi bile kalmıyor.

aşık olunan kişiden nefret ederek geçer. kişiden kişiye değişir yollar ama bir şekilde etmek lazım. nefret etmek deyince tabi ki onun olduğu yerlerden kaçmak, adını anmamak, onunla yaptığını şeyleri yapmamak, onun her şeyine karşı çıkmak gibi çocukça, saman alevi gibi körükleyici bir nefret değil.

gün gelir ki "ben bunun nesine aşık oldum lan?" demeyi öğrenirsiniz ya da "benim aşık olduğum kişi bu değildi." lafını acınızı bastırmak için değil gerçek anlamda içinizden gelerek diyebilirsiniz.

bir şekilde ya siz değişirsiniz ya da o.
en rahatı uzun süre o kişinin yakınında olmakla olur zaten.
zamanla onun olduğu ortamlarda rahatsız olmamaya, onun söylediklerinden etkilenmemeye, onun için başka herhangi bir kimse için yapmayacağınız şeyleri yapmamaya başlarsınız.

bununla tabi ki ondan zamanında hoşlandığınız gerçeğini yok edemezsiniz ama bu onu unutamadınız anlamına asla gelmez.
yani önemli olan zamanında aşık olduğunuzu bilmeniz değil bunun sizi rahatsız edip etmediğidir.
ve bir gün gelir ki kendisine diyemeseniz de kendinize rahatlıkla diyebilirsiniz ki: "bence artık sen de herkes gibisin."

insan insanı unutturur. her gün pilav yerseniz böyle olur.

montla sıç.

geçmez, yaşanır.

möngke tengriyin küçüdür ya ds hebele hübele diye bağırarak, bir adet boz ayı ile güreşerek, dala kuş gibi tüneyerek... vs


neyse keşke tek derdim aşk olsa idi..

nefret etmekle de geçmez. aşık olduğunuz kişiden buz gibi soğumanız lazım. aslında ne kadar itici, ele gelmez, iğrenç biri olması lazım gözünüze anca böyle soğursunuz. nefretle aşk kardeştir.

onun doğru kişi olmadığı anlaşıldığı an *

benimki genelde yaklaşık yarım yıllık bir sürede zaman aşımına uğrayıp kendini imha ediyor ancak son tecrübemde, aşk bile olduğundan emin olamadığım bir hissin yok olması, karşı taraftaki kişinin bana saygı duymadığını çok net hissettiğim anda oldu. bıçak gibi kesildi her şey. çok şeyi affedebilirim, affettim de. ama her ne sebeple olursa olsun belli sınırları geçen, kibrini sezdiğim insan benim için bitiyor. çok şükür diyelim..

nasıl geçer diye düşünmeyecek kadar zaman geçtikten sonra geçer. aklına gelmez, kalbin sızlamaz, özlemezsin... hatırlamazsın , varlığını armazsın o zaman geçer. yani zamanla ,çokca zaman sonra.

zamanla geçer. geçmiyor aslında ama zamanla bir daha yanmayacak şekilde külleniyor diyelim.

çekmeyin.

bir takım can yakıcı acılar.

tavsiye vermek ve almak gibi kolay şeyler olsa keşke.

herkesin kendi yolu ve çizgisi var. umarım herkes o vazgeçme eşiğine mümkün olduğunca çabuk ulaşır.*

kelin ilacı olsa kendi başına sürer.

sezen aksu dinleyin. zamanın ilaç olduğunu, hayatın bir şekilde akıp gideceğini, zamanla acının azalacağını unutmayın. bol bol ağlayın.

lütfen tavsiye vermeyelim bedava. eğer ücretli olursa kıymetli olur diye düşünüyorum.

insan zannımca kişileri değil anıları sever, anılara aşık olur.

tabii bu platonik aşklar için geçersiz bir hükümdür, platonik aşklarda ise aşık olunan şey insanın kafasında yarattığı ideal kadın/erkek kişisidir ve bu kafamızda can verdigimiz kişiyi uzaktan belki tanıdığımız belki tanımadığımız bir insanın bedenine koyarak can vermek isteriz.

eğer anılara aşık isek ileride daha doğru kişilerle daha iyi anılar yasayabileceğini kabullenebilirse, platonik aşık ise kafasında oluşturduğu ideal kişiyi birinin bedenine yüklemek yerine o ideal kişiye uygun birisini aramaya koyulmak kalp sarsıntısını geçirecektir

amma uzun konuştum he, aşk tavsiyeler alarak bitirilmez, aşk kendinin değerini fark etmek ve kendine saygı duymak ile başlar

bir araya gelemeyeceğimiz insanları sevmekten vazgeçmeliyizdir.

görünen köy oradadır, palamut gibi belli bu aşkın sonu hüzün kokuyor.

yapma güzel kardeşim. bile bile lades denir mi?

artık olan olmuş, zamanın kollarına bırakmalı kendini.

mesela ben aşk acısı çekmek için aşık olurum.

derim ki,

+hanımefendi aşk acınız yoğun oluyor mu?
-oo süründürürüm. aşk acım pistir.
+