aşk nedir sorunsalı

üremek.
üreyememek kısır olduğuna delalettir.
eğer kısırsan ve aşıksan birazda rus salatası olmalıyı denemek elzemdir.

evrimin eşek şakasıdır. çoğalalım diye başımıza örülen bir beladır. sevgi candır, sevgi hoştur, sevgi güzeldir. aşk baş belası bir şeydir. *

bence insanın ömründe bir kez olan, uğruna her şeyi yapabileceğin, en güçlü duygulardan biri. yaşarken bir rüyadaymış ya da bir filmde başrolmüşsünüz gibi hissettirir, her şey sizin etrafınızda dönüyordur. ama aynı zamanda çok fazla hata yapmaya da sebebiyet verir, üzüntüler de daha ağır geçer. aklı başında aşk yoktur o yüzden. şahsen, şuanki aklımla şimdi tekrar aşık olmam ve istemem de.

olağandışı yaşam.

aşk her şeydir her şeyyyyy.

iş yerinde otururken arkadaşların sen ne boş boş gülüyon la sırıtıyon demesidir.

bir nevi kimya ki alimi yoktur, tecrübe ettikçe biriken cahilliktir aşk

iki ucu boklu değnektir.

odisseia'da ne diyordu: aşk çok defa güzel olmıyan şeyleri güzel gösterendir.

vay anasını sayın yazarlar.

(bkz: girdap)

götüne deniz suyu kaçmışlar çok iyi bilir, hava mis, deniz lokum gibi olduğunda bile hava bi döner, deniz patlar.
ve hiç yoktan bir girdap çıkar ortaya, büyük olur, küçük olur / ama illa ki çıkar benim hayatımda/, o girdabın içinde kalırsın, iraden dışı savrulmaya, bir sarmalın içine çekilmeye başlarsın, bir müddet sonra anlarsın içinde olduğun durumun önemini, kurtulmak istersin, belki birileri sana el uzatır, belki sen bir şeylere tutunmak istersin ama aslında gözün ve kalbin hâlâ o girdaptadır, lan geri zekalı öleceksin işte, kurtar kendini?

yok, bazen o girdap öyle güzel olur ki, bir an gelir kendini tamamen ona bırakırsın.

ve şanslıysan ölürsün.

birisinin bi şeyine bişey bişey* demişti celal hocam bilemiyorum artık.

potansiyel enerjidir. a noktasından b noktasına varmaya yarar ancak yolculuk bittiğinde o da biter. yerden yüz metre yüksekte duran bir cismin potansiyel enerjisi vardır, aşağı düşerken kinetik enerjiye dönüşür. düşünce sert zemine de çarpabilir yumuşak ve elastik bir zemine de. cismin aşkın bitişinde dönüşeceği şeyi kırılganlığı ve zeminin özelliği belirler. kırılmazsa yeniden zıplar ve yeniden potansiyel enerjisi olur.

ben aşkı tanımlarım da siz anlamazsınız.
bir ben var benden içeru. diyim gerisini siz düşünün.

hem çok basit hem de inanılmaz derecede karmaşık bir şey. kimi zaman bir tebessümde gizlidir, kimi zaman bir dokunuşta. birini düşündüğünde kalbinin hızlı atması, onun mutlu olmasını kendi mutluluğunun önüne koymaktır. bazen huzur, bazen delilik. mantığı alt üst eden bir his.

bir labirent olabilir belki.
bir labirentte olduğunu biliyorsun öncelikle. ilerlemek sureti ile eninde sonunda mutlaka çıkabileceğini de biliyorsun. tuzaklar var mesela seni yaralayacak olan, seni yavaşlatacak olan. senin ağırlaşmana sebep olan yükler de var mesela.
onları da biliyorsun.
bazen güneş vuruyor tependen yanıyorsun, gece oluyor üşüyor ve korkuyorsun. bir rüzgar esiyor sonra ferahlıyorsun, sonra o rüzgar ayaz'a çekiyor donuyorsun. bu değişken durumları da biliyorsun mesela.
ama çıkmak istemiyorsun.
o yolu bulabileceğini biliyorsun ama bulmak istemiyorsun!
hayat gibi işte...kocaman bir labirenttir aşk. istediğin zaman sonlandırabileceğini bilirsin ama bunu yapmazsın. zibilyon tane sebepten ya da bir kaç sebepten dolayı bunu sonlandırmayı seçmemektir aşk. bağlı olmak, bağlı kalmayı istemektir.

kimine bir oyun kimine amaç.

oyun gibi görenler insanları kendine aşık etmeye bayılır. özellikle giderken ardından bakılması onların tek amacıdır, hele bir de sürekli deli gibi etrafında gezin üff tadından yenmez.

amaç olarak bakanlara ise kendini inandırmak zordur bu sefer çünkü tek amacı hayatının aşkıdır.

hayatın mazereti.

insanların birbirini tamamlama isteği. bir değer tanım da yoğun hormonal durum.

nasibi olana dünyada cennetin kapısını aralayan, nasibi olmayanın da kalbini dağlayan duygu.

güçsüzün, güçlüye yenik düşmesi.