ataşehir'de samuray kılıcı ile öldürülen kadın

başta kadınlar olmak üzere akıl sağlığı yerinde olan herkesin birer tabanca edinmesi gerek. bireysel silahlanma reformu gelmelidir.

tam bir deli, akıl hastası odasına kapatılması şart.

sokakta yürüyorsun manyağın teki kılıçla saldırıyor.. başka bir manyak seni takip ediyor tacavüz etmeye çalışıyor veya ediyor.. kafede yol istedigin yabancı uyruklu şahıs seni dövüyor yüz felci oluyorsun .. kamera kayıtlarından tespit ediliyor fakat kim olduğu belli değil.. adam ortadoğuda katil ama gelmiş türkiye de şehrin göbeğinde geziyor..
bu ülkede adalet nizam hak hukuk belli bir zümre için var arkadaşlar oda sadece onların menfaati doğrultusunda..
kısaca kendi tedbirinizi alın.. hasta bir insanın tedavi yerine dışarıda olması dahi ülkenin her açıdan ne derece kokuşmuş olduğunu gösteriyor..

tnm : özellikle kadınlarımızın genel olarak insanımızın biber gazı , bıçak gibi şeyler taşımasını gerektiren çok üzücü olay.

aynı ülkede gerçekleşmiştir…

ben izleme gafletinde bulundum siz izlemeyin ve buraya da taşımayın lütfen.
idam değil bu tip yaratıkları santim santim kesmek gerek….

lütfen görüntüleri buraya taşımayın.

edit: kesinlikle şizofren değil!
gayet planlı yaklaşıp kadının sağından ilk hamleyi yapıyor ve öncesinde de katana’yı saklamak için pardesü gibi bir şey kullanıyor.
cezai ehliyeti tam ve ailesi de yargılanmalı.

deli numarası yapıyor sanırım ama yemezler bence.
samuray kılıcı, saldırgan hayvanlar gibi şeylerin hep ruhsata bağlanması en azından 1 heyet raporu ile belgelenmeli diye düşünenlerdendim yoksa sonuç böyle oluyor.

(bkz: başak cengiz)

naif insan için cehennemdir bu vatandaşını koruyamayan ülke.

istanbullu(anadolu yakası sahilyolu tarafındayım) olan beni şaşırtmayan eylemdir. bu rezalet şehir gittikçe tımarhaneye, kocaman bir köye ve körfez savaşı sonrası arap şehirlerine dönmeye başladı. ilk fırsatımda taşınıp, sivilce gibi uzun binalarından ve leş insanlarından kurtulmak istiyorum. ankara, muğla ve balıkesir’den birinde güzel iş bulursam 2022’den sonra sadece arada sırada gezmeye gelip sonra da defolup gittiğim bir yer olacak istanbul. yok kadıköyüymüş, beşiktaşıymış cidden bakın bu şehrin romantize edilen yerleri dahil güzel hiçbir yeri, hiçbir nüansı yok. istanbul romantizmi yapanlar ya istanbul’u sadece tvden izliyordur ya da özel şoförü vardır. orta direk ve yoksul kesim için rezalet bir şehir artık.

geçenlerde "açık kadınlar öldürülünce üzülmüyorum" diyen çok "dindar" bir kadının videosunu izlemiştik. bu olay için ne düşündü acaba, merak ediyorum.

ne demişti martin niemöller:



bu aptal siz biz davasını bırakıp birlik olmadıkça teker teker "avlanmak"tan kurtulamayacağız. bazılarının onu anladığı gün umarım sıra yukarıdaki paragrafta bulunan son cümleye gelmiş olmaz.

kan donduran olaydır. gencecik bir kızın sokak ortasında tanımadığı bir adam tarafından sadece yapabildiği için öldürülmesidir. allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. rabbim böyle insanları herkesten uzak tutsun inşallah

artık öldürebilmek için tanımaya bile ihtiyaç duymuyorlar, bir sebebe ihtiyaç duymuyorlar. canlarının istediğini istedikleri nedenle yapıyorlar çünkü hiçbir caydırıcı yaptırım yok. yarın öbür gün psikolojisi bozuk biri beni öldürebilir, hiç tanımadığım biri kendince güçsüzüm ve canı sıkılıyor diye bana istediğini yapabilir. bütün bunlar her geçen gün şiddetini artırarak devam ediyor. okuyoruz üzülüyoruz bir sitem, devam ediyoruz. bu düzeni bozamiyoruz, sesimizi duyuramıyoruz, kimseyi, hiçbirimizi kurtarmıyoruz. devam ediyoruz ne acı.

en üst seviyeden ceza alır ama giden gitti bu saatten sonra ne faydası olur.

yandaş basın liderliğinde iğrenç bir propagandaya alet edilmek istenen merhum. bak bak hiç tanımadığınız, hiçbir düşmanlığınızın olmadığı biri sizi de her an öldürebilir endişesini nasıl pompalıyorlar. hem de çalışan kadın üzerinden yan mesajlarla. tv'de ana haber bültenleri vahşetin görüntülerini yayınlıyor bir yandan bu vahşetin seyrini ayrıntılarıyla anlatırken spikerler.

başak cengiz için her insan gibi üzgünüm. ruh sağlığı yasasını yıllardır çıkartmayanlaraysa alabildiğine öfkeliyim. ama ailemdeki tüm kadınlar çıkacak lan sokağa. işine de gidecek. başka şehirde okuyacak da çalışacak da. yok öyle birilerinin arzu ettiği üzere eve kapanmak! yok öyle gittiği her yerde başına bir erkek dikmek kadının.

ek: saçma sapan, bilimsellikten uzak bir ruh sağlığı yasası çıkartmak için de kullanıyor olabilirler bu vahşeti.

bu ülkede haybiye yaşıyoruz bu satırları yazarken bile elimin nasıl titrediğini az çok tahmin ediyorsunuzdur sadece elim değil kalbim titriyor her zerresiyle. ödüm kopuyor, ya o kadınlardan biri biz olursak şu an o kadının yaşadığından çok yarın öbür gün benim başıma bu gelir mi düşüncesiyle baş başa kalıyorum başta bu düşünce bana çok bencilce gelmişti kendimi kötü hissetmeye başlamıştım ama şu an fark ediyorum ki hayatta kalma mücadelesi veriyorum bir nevi ,korkuyorum gerçekten insanların bu kadar çok acımasız oluşu beni çok korkutuyor,insanların diğer insanları umursamaması beni çok korkutuyor ülkede adaletin olmaması beni çok korkutuyor şu an her bir kadın ciddi anlamda şans eseri yaşıyor ciddi anlamda her isteyen , her kadınları savunmasız gören, onlara cinsel objeymiş gibi yaklaşan her insan ki onlara insan demek de pek doğru gelmiyor bana ,canı isteyen istediği bir kadını istediği yerde istediği şekilde öldürebiliyor.sonra da vahşet deniyor, cinayet deniyor, tecavüz deniyor , önlem lafını daha duymadık, hapis lafını duymadık ,idam lafını duymadık duymayacağız gibi de duruyor duymayacağız çünkü o kadar normal bir hal aldı ki bir kadının öldürülmesi artık insanlar paylaşmıyor bile kadınların ölümü bu ülkede normalleştirildi çünkü bir kadının ölümü gündemi değiştirmeye bile yetmiyor yazık gerçekten çok yazık (bkz: umarım en acı şekilde sonuna kavuşur)

zanlının eşgali buymuş.
bu yarın öbür gün serbest bırakılır, ataşehir civarında yaşayanlar bu profili beynine kazısın.

onun eşgaline sokayım ben! lan isterse aşırı yakışıklı olsun ne fark eder? bir insanı katletti mi katletti, benim gözümde en kral onun bunun çocuğudur.

moderatörlerim kendimi tutamadım biraz argo tanımım kusura bakmayın artık.

oorrsss... çocuğu, o samuray kılıcını senin g.tune sokmak lazım, yahu assınlar şunları yeter artık ya.

zanlının hastaneye sevkini reddeden bir savcılığın, soruşturmasını yürüttüğü cinayette hayatından olan merhum.

bu nasıl olabilir lan? ailenin beyanına göre bu zanlı 14 yaşından beri tedavisi süren biri. teşhis ve tedaviye dair belgeleri sunmuştur avukat olan annesi herhalde.

hukuk fakültesi mezunu bir yetkili çıkıp diyor ki bana göre hastanelik bir durumu yok. şaka gibi lan. aileye sövdü durdu herkes niye hastaneye yatırmadınız diye tamam da şimdi aileden çıktı mevzu; herif tutuklu. e yine hastaneye yatırılmıyor.

şaban vatan'ı akıl hastanesine sevk ettiren de aynı ülkenin adli makamları bu arada. benim bildireceğim kanaat ile savcının bildireceği kanaat arasında ne fark var arkadaş: konu psikiyatristlerin konusu.

ek: yakınlarından birine suç işlemezden önce vasi olabilmek için kişilerin başvuracakları yer de yine bu ülkenin adli makamları. uzmanlardan oluşan bir kurulun raporuna göre karar veriliyor yine. bana göre, bence sen akıllısın demiyor hakimler.

cezasını çekmesi için hastaneye yatırılmamış. zira erkeğe saldırsaydım karşılık verirdi, ben de kurbanımı kadından seçtim, diyebilecek kadar akli melekeleri yerinde biri.