#netflix dizisi
#popüler diziler
#final yapan diziler
2019-2021 yılları arasında, 3 sezon 24 bölüm olarak yayımlanmış türk dizisidir.
atiye, sevdiği erkekle evlenmek üzeredir fakat göbeklitepe'ye yaptığı yolculuk onu ailesinin geçmişiyle ilgili bilmediği mistik bir yolculuğa çıkaracaktır.
atiye, sevdiği erkekle evlenmek üzeredir fakat göbeklitepe'ye yaptığı yolculuk onu ailesinin geçmişiyle ilgili bilmediği mistik bir yolculuğa çıkaracaktır.
uluslararası izmir film festivali (2020) - en iyi dijital dizi / en iyi kadın oyuncu [beren saat] / en iyi erkek oyuncu [mehmet günsür] / en iyi yönetmen [gönenç uyanık], [ozan açıktan]
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "yere düşen dondurma" tarafından 12.11.2020 15:58 tarihinde açılmıştır.
21.
izlerken beren saatin kötü oyunculuğundan dolayı baygınlık geçirdiğim dizi. yıllarca aşk-ı memnudaki donuk karakter olan bihter'i çok iyi canlandırdığını düşünüyordum meğerse kadın oynamıyormuş kendisi gibi davranıyormuş
devamını gör...
22.
3. sezonunda saç baş yolduran, mardin, göbeklitepe, kapadokya ve dara'nın bile 'mekanlar' olarak beren saat'ten daha fazla oyunculuk sergilediği, mükemmel görüntüler, leş gibi bir olay örgüsü ve kötü senaryo nedeniyle vıcık vıcık klişe repliklere boğulmuş bir netfliks dizisi. farklı oyuncular ve senaryonun hakkını vermeye gönüllü bir yönetmenle uçabilecek bir diziyken, beren saat'in mıymıylığı ve mehmet günsür'un bitse de gitsek halleri nedeniyle direkten dönmüş gibi bir his bırakıyor. atiye'nin kız kardeşi ve eski nişanlısının hikayesi de harcanmış.
devamını gör...
23.
dünyayı (bkz: beren saat) 'in yönettiğinin ispatı olan dizidir.
çünkü bu hanımefendinin oyuncu olabilmesinin mantığa uygun başka hiçbir sebebi yok...
ayrıca bugüne kadar izlediğim en boş, bomboş dizidir. rezalet kelimesinin anlamını allahuekber dağları'na çıkarabilmiş olmaları açısından çok başarılıdır.
3 sezon için, ömrünüzden 16 saat alır...
uyku sevmeyen, uyku ile arası olmayan bir insan olarak 16 saat uyumanızı tavsiye ediyorum.
16 saat tavanı izleyin hatta...
daha verimli geçecek bir 16 saat olacaktır sizin için...
çünkü bu hanımefendinin oyuncu olabilmesinin mantığa uygun başka hiçbir sebebi yok...
ayrıca bugüne kadar izlediğim en boş, bomboş dizidir. rezalet kelimesinin anlamını allahuekber dağları'na çıkarabilmiş olmaları açısından çok başarılıdır.
3 sezon için, ömrünüzden 16 saat alır...
uyku sevmeyen, uyku ile arası olmayan bir insan olarak 16 saat uyumanızı tavsiye ediyorum.
16 saat tavanı izleyin hatta...
daha verimli geçecek bir 16 saat olacaktır sizin için...
devamını gör...
24.
“bütün temaları (islam/kuran, astroloji, antik buluntular, mitler), hiç birbirleri ile alakası olmasa da farketmez, boca edersek beynelmilel bir iş yapmış oluruz hacı” düşüncesinin neticesi bir dizidir.
yani tırt…
yani tırt…
devamını gör...
25.
ilk 2 sezonu beğendiğim, en azından merak uyandırıcı ve sürükleyici bulduğum fakat 3. sezonun hakikaten rezalet olduğunu düşündüğüm dizi. ha gözümüz gönlümüz açılsın maksadıyla metin akdülger hatrına izlenir mi izlenir tabii.
devamını gör...
26.
çok iyi oyuncular (herşey göreceli) için anca zar zor bitirebildiğim 3. sezona sahip netflix dizisi. unutulmaz bir seri olabilecekken o nasıl bir senaryo, bittiğine seviniyorum.
devamını gör...
27.
dark'ı izlediniz mi, ondan bir cacık anlamadan araklanmış dizi, büyük saçmalık. seneler önce ismi lazım değil baya meşhur korku serisi çekmiştik, ekipçe komedi çeker kıvamdaydık, o bile bu kadar utanılası değildi. yahu siz sevişme sahnesi ve çıplaklık koyunca, sanat yapmış ya da sınırları zorlamış olmuyorsunuz, yok yere ergenlere iş çıkarmış oluyorsunuz, o kadar. filmde mistik hiçbir unsur olmadığı gibi göbeklitepe ile ilgili de son derece saçma bir algı yaratılıyor. sayenizde kimse arkeolog olmak istemeyecek bundan böyle ve 7yaşımda geçmiş bahar mimozaları 'nda gözlüklü, sivilceli haline aşık olduğum mehmet günsür, 30 sene sonra bendeki yerini kaybetti... hayallerimin katilisiniz eyyy atiyeciler...
devamını gör...
28.
çok beğenerek izledim ama kusurları da görerek tabi ki. mesela 2. ve 3. sezon arası geçiş keskin bıçak gibi. ölenler gelmiş. berenle mehmet birleşmiş. nasıl olduğunun hiç bir cevabı yoktu. biterken mutlu son çalışmışlar ama bir sezon daha olmalı 2 ve 3ün arasını göstermeliydi
devamını gör...
29.
türk dizileri içerisinde önemli bir yere sahip olduğunu düşündüğüm dizidir.
neden bu kadar acımasız tanımlar var anlam veremiyorum. 10 sene öncesine kadar (bkz: selena)izleyen insanlarız. avrupa ve amerika yapımlarıyla kıyaslamak doğru değil. bu bakımdan gelecek yapımlar için çıtayı yükselttiğini düşünüyorum.
diziye gelirsek, ilk sezonu çok heyecanlandırsa ve beklenti içine soksa da devamı gelmiyor maalesef. 3. sezonu tamamen çöp olarak görüyorum. yine de ülkenin tarihi, doğal ve mistik alanlarını kullandığı için çok sevindim ben. göbeklitepe, kapadokya, mardin ve özelllikle nemrut sahneleri çok hoşuma gitti. beklentinizi selena, sihirli annem ve bez bebek'ten iyi bir dizi olması olarak belirlerseniz, ki zaten öyle başka dizi mi vardı sanki, gayet tatmin olursunuz.
neden bu kadar acımasız tanımlar var anlam veremiyorum. 10 sene öncesine kadar (bkz: selena)izleyen insanlarız. avrupa ve amerika yapımlarıyla kıyaslamak doğru değil. bu bakımdan gelecek yapımlar için çıtayı yükselttiğini düşünüyorum.
diziye gelirsek, ilk sezonu çok heyecanlandırsa ve beklenti içine soksa da devamı gelmiyor maalesef. 3. sezonu tamamen çöp olarak görüyorum. yine de ülkenin tarihi, doğal ve mistik alanlarını kullandığı için çok sevindim ben. göbeklitepe, kapadokya, mardin ve özelllikle nemrut sahneleri çok hoşuma gitti. beklentinizi selena, sihirli annem ve bez bebek'ten iyi bir dizi olması olarak belirlerseniz, ki zaten öyle başka dizi mi vardı sanki, gayet tatmin olursunuz.
devamını gör...
30.
üçüncü sezonunu bu gece itibariyle izlediğim ve beren saat'in kendisini oynadığını düşündüğüm dizidir. ınstagram'daki postlarına yazdığı uzun ve karmaşık açıklamaların aynısı dizide de mevcuttu. atiye'nin repliklerini beren saat yazıyor olabilir burdan ona mesajım çok iyiydi bir daha olmasın. her genç kızın düşlerini süsleyen ve pek bir sevdiğim mehmet günsür'ün ise bu diziye geçerken uğramış gibi bir havası var. sanki istediği ücrette anlaşamamışlar da bu kadar paraya bu kadar oyunculuk kardeşim diyerekten kasıtlı olarak oynamamış gibi hissettim. rakip diziler ya da rakip internet platformları tarafından tutulmuş da olabilir... evet tarafından.* dizinin en iyi oyuncusu bence metin akdülger'di. kendisinin hem oyunculuğunu sevdim hem de diziye çok yakıştığını düşündüm. bebeksi sarı saçlarını tarama gereği duyduğum sahneler de olsa kendisini gün geçtikçe daha da geliştirdiğini düşünmekteyim oyunculuk konusunda. keşke diğer başroller de oyunculuklarını tam manasıyla gösterebilselerdi. oyunculara yorum yaptıktan sonra diziyi de değerlendirmek isterim. ilk sezon fena değildi aslında ancak 2. sezonda mantık hatalarını pek fazla barındırmaktayken özellikle de 3. sezonda kim, nerde, hangi dünyadayız, geldik mi hissiyatı uyandırdı bende. sezonların arası çok kopuk keşke daha anlaşılır şekilde çekebilselerdi. yine de ben kurgunun çok yaratıcı olduğunu düşünüyorum. keşke oyuncular arası diyaloglar daha güçlü olsaydı da kurgu daha güzel işlenebilseydi genel anlamda diyaloglar çok zayıftı. sürekli aynı şeyler tekrarlandı. atiye ve erhan arasında ''babanın güvenlik şirketi yok mu'' muhabbetinden yer yer kusmak istedim çünkü çok fazla tekrar edildi ve aşırı mantıksız bir olay. (bkz: tel tokayla kapı açmak) çok uzattım farkındayım ancak biraz da övmek istiyorum ben atiye'yi. çoğunlukla olumsuz yorum yapmama rağmen diziyi bir yandan da çok beğendim. türkiye'de ilk kez yapılan bilim kurgu/fantastik kategorisindeki bir dizi bence bu işi iyi kotardı. üstelik dizide göbeklitepe, nevşehir, mardin gibi kültürümüzün önemli yerlerini görebilirsiniz. bulunduğumuz coğrafyayı tanıtıyor olmalarına çok sevindim doğrusu. netflix gibi uluslararası dijital bir platformun ülkemizi yurtdışında da göstermek için güzel bir fırsat olduğunu ve bunun da iyi değerlendirildiğini düşünüyorum. kimi sahnelerde kadın karakterlerin giyimleri bizim kültürümüzü yansıtmakta bizden bir şeyler taşımaktadır bu nedenle bu açıdan da tebrik etmem gerekiyor. çekimin kalitesini, kadrajı, çekimin yapıldığı yerleri çok beğendim çoğu zaman katmak istedikleri o etnik hava bana çok geçti. dizinin jeneriğini de gün içinde dinlemekten keyif aldığımı söyleyebilirim. izlenmelidir, yerli olduğu için şans verilesidir. ancak beklentiyi yüksek tutmamak gerekir. türkiye'de yapılacak daha iyi bilim kurgu/fantastik dizilerin önünü açmış ve iyi bir biçimde yapılabileceğini göstermiştir.
devamını gör...
31.
netflix'in ikinci türk dizisi.
konusu güzel, kadrosu güzel, pr ı güzel bir diziye nasıl s.çılırın hikâyesi atiye.
çok önyargısız başladım diziyi seyretmeye. yazılan onca "birinci sezondan sonrası çöp" yorumlarına bile "belki sizin anlamadığınız bir şey vardır" dedim. ama bu kadar insanın bir bildiği varmış.
neyse yine de birinci ve ikinci sezonun hakkini vereceğim. evet ben ikinci sezonu da sevmiştim.
*her şeyden önce beren saat'e bir paragraf açmalıyım. bu kadın konusunda acayip kararsızım. yani ne hissedeceğimi tam çözemedim yıllardır. ilk dizisinden, son dizisine kadar hep aynı ses tonu, aynı mimik, aynı mıyıl mıyıl konuşmak, aynı tuhaf yürüyüş. hiç ilerlemedi. bir tek bu hali bihter'e yakışmıştı kabul. ama bu tavır başka hiçbir role uymadı. kararsız kalma nedenim de, kadın bir şekilde yakışıyor ekrana, oluyor ama olmuyor. garip.
göbeklitepe efsanelerine ciddi meraklı birisi olarak konu benim için ilgi çekiciydi, yoksa fantastik dizi/film sevmem. göbeklitepe merkezli farklı ve gizemli konu birinci sezon çok güzel işlenmiş. hareket, heyecan, merak hepsi çok iyiydi. ikinci sezon boyut değişimiyle hareket ve heyecan baya yavaşladı aslında ama konu hala sürükleyiciydi. mantık hataları, saçmalamalar elbette vardı ama tolere edilemeyecek kadar değildi. o yüzden çok rahat üçüncü sezona geliniyor. geliyorsun ve sonra diyorsun ki " gelmez olsaydım."
üçüncü sezon okul müsemeresi. öyle yapay, öyle klişe dram, öyle gereksiz. duygu yok, heyecan yok, içsel yolculuk var sadece. içsel yolculuklar hep sıkıcıdır zaten bence. efektler beşinci boyut'tan hallice. sadece neye bağlayacaklar, nasıl sonlandıracaklar diye izlenebilirse izlenir ki o da sarmadan ya da hızlandırmadan mümkün değil.
ikinci sezonu revize edip, bir şekilde final yapsalardı süper diziymiş derdik ama malesef. yine de dediğim gibi birinci sezonu için vakit varsa ayrılır.
konusu güzel, kadrosu güzel, pr ı güzel bir diziye nasıl s.çılırın hikâyesi atiye.
çok önyargısız başladım diziyi seyretmeye. yazılan onca "birinci sezondan sonrası çöp" yorumlarına bile "belki sizin anlamadığınız bir şey vardır" dedim. ama bu kadar insanın bir bildiği varmış.
neyse yine de birinci ve ikinci sezonun hakkini vereceğim. evet ben ikinci sezonu da sevmiştim.
*her şeyden önce beren saat'e bir paragraf açmalıyım. bu kadın konusunda acayip kararsızım. yani ne hissedeceğimi tam çözemedim yıllardır. ilk dizisinden, son dizisine kadar hep aynı ses tonu, aynı mimik, aynı mıyıl mıyıl konuşmak, aynı tuhaf yürüyüş. hiç ilerlemedi. bir tek bu hali bihter'e yakışmıştı kabul. ama bu tavır başka hiçbir role uymadı. kararsız kalma nedenim de, kadın bir şekilde yakışıyor ekrana, oluyor ama olmuyor. garip.
göbeklitepe efsanelerine ciddi meraklı birisi olarak konu benim için ilgi çekiciydi, yoksa fantastik dizi/film sevmem. göbeklitepe merkezli farklı ve gizemli konu birinci sezon çok güzel işlenmiş. hareket, heyecan, merak hepsi çok iyiydi. ikinci sezon boyut değişimiyle hareket ve heyecan baya yavaşladı aslında ama konu hala sürükleyiciydi. mantık hataları, saçmalamalar elbette vardı ama tolere edilemeyecek kadar değildi. o yüzden çok rahat üçüncü sezona geliniyor. geliyorsun ve sonra diyorsun ki " gelmez olsaydım."
üçüncü sezon okul müsemeresi. öyle yapay, öyle klişe dram, öyle gereksiz. duygu yok, heyecan yok, içsel yolculuk var sadece. içsel yolculuklar hep sıkıcıdır zaten bence. efektler beşinci boyut'tan hallice. sadece neye bağlayacaklar, nasıl sonlandıracaklar diye izlenebilirse izlenir ki o da sarmadan ya da hızlandırmadan mümkün değil.
ikinci sezonu revize edip, bir şekilde final yapsalardı süper diziymiş derdik ama malesef. yine de dediğim gibi birinci sezonu için vakit varsa ayrılır.
devamını gör...
32.
beren saat'in oyunculuk yapamadığı dizidir. abartıldığı kadar yoktu. ikinci sezonu aşırı sıkıcıydı, hiçbir şey birbirini tutmuyordu, ben de üçüncü sezonunu izlemedim çünkü artık sarmıyordu ve diziyi gereksiz uzatmışlardı hem yukarıda da denildiği gibi sürekli birilerinin savrulmasını izledik.
spoi
ben en çok cansu'nun atiye'nin sevgilisiyle yatmasına kızdım. ya sen ablana nasıl ihanet edebilirsin çift kaşarlı tost kadın? melisa şenolsun'u da hiç sevmem. zorla izledim o kadının olduğu sahneleri. oyunculuk hiç yapamıyor buna eminim...
spoi
dizinin ilk sezonu merak duygusu da uyandırdı, ne yalan söyleyeyim... ama eksikti bir şeyler. konular tam oturmadı mı yoksa ben mi anlamadım bilmiyorum. yine de iyi yönleri de var tabii. artık herkes göbeklitepe'nin ne olduğunu öğrenmiş oldu. bir de bazı insanlar google'a ,"atiye dizisi gerçek mi?" falan yazmış. kardeşim sence ışınlanmak gerçek mi? bir düşün bakalım hadi.
spoi
dizi başlar başlamaz atiye sevişiyor. netflix ile anlaşma mı yaptınız? ilk sahnede sevişme olmazsa yayına sokmayız mı dediler? bizim bu ülkenin senaristleri bayılıyor hemen milleti seviştirmeye. böyle yapınca çok izlenileceği falan düşünülüyor herhalde. avrupa özentiliği midir nedir...
spoi
yine de genel olarak izlenebilir bir dizi olduğunu düşünüyorum. bana hiç hitap etmedi çünkü ben durdurup durdurup "lan şimdi bu ne alaka?" diye soruyordum ama gerçekten ilk sezonunu çok sevmiştim. "atiye artık bir şeyleri aramaktan vazgeç, mecnun bile leyla'yı bu kadar aramadı" dediğim de oluyordu. ayrıca bu dizi bir kitaptan uyarlama bu arada. kitabını okuyan varsa sevip sevmediğini merak ediyorum.
dünyanın en karışık tanımı olduğu için özür dilerim. aklımda çok fazla şey var ve cümleleri toparlamayı beceremedim. bu yazar aşık olduğu için cümle kurmayı unutmuştur. teşekkürler.
spoi
ben en çok cansu'nun atiye'nin sevgilisiyle yatmasına kızdım. ya sen ablana nasıl ihanet edebilirsin çift kaşarlı tost kadın? melisa şenolsun'u da hiç sevmem. zorla izledim o kadının olduğu sahneleri. oyunculuk hiç yapamıyor buna eminim...
spoi
dizinin ilk sezonu merak duygusu da uyandırdı, ne yalan söyleyeyim... ama eksikti bir şeyler. konular tam oturmadı mı yoksa ben mi anlamadım bilmiyorum. yine de iyi yönleri de var tabii. artık herkes göbeklitepe'nin ne olduğunu öğrenmiş oldu. bir de bazı insanlar google'a ,"atiye dizisi gerçek mi?" falan yazmış. kardeşim sence ışınlanmak gerçek mi? bir düşün bakalım hadi.
spoi
dizi başlar başlamaz atiye sevişiyor. netflix ile anlaşma mı yaptınız? ilk sahnede sevişme olmazsa yayına sokmayız mı dediler? bizim bu ülkenin senaristleri bayılıyor hemen milleti seviştirmeye. böyle yapınca çok izlenileceği falan düşünülüyor herhalde. avrupa özentiliği midir nedir...
spoi
yine de genel olarak izlenebilir bir dizi olduğunu düşünüyorum. bana hiç hitap etmedi çünkü ben durdurup durdurup "lan şimdi bu ne alaka?" diye soruyordum ama gerçekten ilk sezonunu çok sevmiştim. "atiye artık bir şeyleri aramaktan vazgeç, mecnun bile leyla'yı bu kadar aramadı" dediğim de oluyordu. ayrıca bu dizi bir kitaptan uyarlama bu arada. kitabını okuyan varsa sevip sevmediğini merak ediyorum.
dünyanın en karışık tanımı olduğu için özür dilerim. aklımda çok fazla şey var ve cümleleri toparlamayı beceremedim. bu yazar aşık olduğu için cümle kurmayı unutmuştur. teşekkürler.
devamını gör...
33.
sadece ilk sezonunu izlediğim; beren saat ve mehmet günsür gibi isimlerin başrolde olduğu 24 bölümden oluşan türk dizisi.
hep aynı sembolü çizen atiye ve göbeklitepe macerası konu edinilir.
gerilimi hissettiren bir diziydi.
hep aynı sembolü çizen atiye ve göbeklitepe macerası konu edinilir.
gerilimi hissettiren bir diziydi.
devamını gör...