etnik kimlik genel olarak tüm sosyal bilimlerin bu alanla uğraşan dallarında, bir kişinin etnik iç grup üyeliği neticesinde kazandığı kimlik olarak tanımlanmaktadır. buna ilaveten, bir de sosyal kimlik vardır ki, literatürde bu da, etnik kimlikle kişinin özdeşleşmesinin olumlu bir sosyal kimlik edinmeye ve bunun sonucunda da kişinin kendine olan saygısını yükseltmeye çalışması şeklinde tanımlanmakta...bu pre-base olarak burada kalsın...

azınlık ise genel olarak, herhangi bir ülke içerisinde yaşayan ve etnik olarak içinde yaşadığı ülke ve de ülkenin ana kurucusu topluma kan yolu ile bağlı olmayıp, kültürel olarak da ana toplumdan farklı geleneklere sahip olan küçük topluluklar/minor societies olarak adlandırılan tebaa olarak tanımlanmaktadır. azınlıklar hem etnik hem de sosyal kimlik yönünden ülkenin genel tavrından bambaşka fraksiyonlara ve tutumlara sahip olabilirler ve olmaları da zaten beklenen bir şeydir. her ülke, azınlık problemlerini halletmek için amerikan devrimiyle, 1776, başlayıp fransız devrimiyle, 1789, devam eden çatışma akımını bastırmak, ülke içi birliği ve düzeni tesis etmek için çeşitli çözüm yolları geliştirmiştir.

bu çözüm yolları geliştirilirken, deneme yanılma yöntemleri, şiddet ve baskı, çeşitli özerklikler gibi duruma göre uygulanan metodlar denense de dünya ve insanlık inanılmaz şiddetli savaşlara ve yerel çarpışmalara şahit olmuştur. ww1 ve ww2 bu savaşların en görünen iki uzvudur. buraya kar olan açıklamalarım da burada bir buffer zone olarak kalsın...

yukarıdaki anlatmaya çalıştığım paragraflardan yola çıkıp, direkt olarak konuya bodoslama dalarsam, yıllardan ve geçmişteki yaşanmışlıklardan gelen acı tecrübeler nedeniyle ülke içerisinde yaşayan veya gizlenen minor toplumlarda sürekli bir korunma ve saklanma içgüdüsü hakimdir. bu nereye giderseniz gidin, gittiğiniz ülkedeki azınlıklarda gözlemleyebileceğiniz ortak mefhumdur. çünkü bu minor sosyeteler, alınganlıklarını o kadar diri ve taze tutarlar ki, bu durum tıpkı, aşı nedeniyle bir mikroba karşı bağışıklık kazanan vucuda benzemekten ziyade bir alerjik rinite benzer...

peki neden alerjik rinit yazdım? araştırdığım kadarıyla, alerjik rinit'in en belirgin sebebi, vücudun alerji kaptığı toz, akar, polen vb dış etmenlere karşı normalinden çok daha fazla tepki vermesi neticesinde, aslında zararlı olmayan bu maddeleri sanki zararlıymış gibi algılayıp, tüm gücüyle kendi varlığını bile riske atacak şekilde tepki vermesiyle sonuçlanan o ağır sürece bile isteye kendini sokmasıdır. işte azınlık psikolojisi de aynen böyledir. yaşadığı topluma kendi inandığı ve yaşattığı değerler gereği entegre olamayan minor toplumlar, normal olarak söylenmiş her sözü ve davranışı, şakayı vb her şeyi inanılmaz bir reaksiyonla algılayıp, bu tepkilerini tutunacakları bir meta olarak görürler.

şimdi, ne demek istediğimi örnekle detaylandırayım çünkü okuduğunu anlamayan ve hiç düşünme kapasitesini geliştirmeyen o kadar çok kişi var ki...tabi, bir de gerçek niyetlerini daima gizleyen şark kurnazı kriptolar vardır, onlar tam ortam karıştırıcıdır, ne kastedildiğini iyi anladığı halde, kafası basmayan kitleleri azdırmak için tahrik tekniğini kullanırlar...

x ülkesinde yaşayan ve etnik ve sosyal kimlik yönlerinden yaşadıkları x ülkesine herhangi bir ortak noktası bulunmayan y toplumu, kendi adının herhangi bir toplumsal meselede geçmesinden bile irritate olup kabuklarını sıklaştırır ki sanırsın alemin derdi kendileri olmuş...mesela dersin ki, bu x ülkemizin şu bölgesinin şu şehrinde y toplumu mensubu insanlar yaşamaktadır...bak denilen laf bu kadardır ama bu laftan sonra, y toplumu için ve o toplumu başka amaçlar için gazlayan kriptolar tarafından bir fırtına kopar...bunun üzerine o kadar fantezi kurarlar ki, yani insan şöyle düşünür..."yuh ulan, bunların akıl var mı, varsa nerede, harbiden bir beyinleri var mı yoksa öyle bir mekanizma yok mu, neyden ne çıkarmışlar...." evet, aynen böyle düşünülür çünkü denilen basit bir cümleyken, reaksiyon nerelere gitmiştir.

işte bunlar hep küçüklükten kaynaklanmaktadır ve herhangi bir derinliğe dayanmayan kök mefhumunun yoksunluğundan...çünkü anlatılmak isteneni anlayamayıp, ne kadar boş, anlatılanla hiç alakası olmayan şey varsa anlaşıldığı için, bunun izahı da olmaz. o yüzden bu y topluluğuna mensup bireyler de iç huzursuzluk ve kaos fazladır. daima yaşadıkları ana topluma bir anti-cepheden bakıp, mutluluğu farklı yerlerde arama iç güdülerini taşırlar. oysa, normal davranıp aklıselim düşünseler ortada hiçbir şey yok...aynı alerjik rinit'in mantıksız vücut tepkisinin yersizliği gibi lakin bu hiçbir zaman başarılamaz, hem kendi anlattığım iç etkenler hem de bu etkenleri sürekli kaşıyan dış etmenler nedeniyle...

son cümle, azınlık psikolojisi harbiden kötüdür ve hem bireyi hem de o toplumu yıpratır. bunun üstesinden gelebilmenin tek yolu ise, beyni çalıştırmak, beyni çalıştıran gıdalı ürünler tüketmek (bkz: ceviz, fındık, et, balık vs) ile kendini tüm bunların doğrultusunda aydınlatmaktır....
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"azınlık psikolojisi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim