babanın sevilmeyen huyları

ne işiniz olursa olsun çay istediklerinde koymak (bkz: demlemek) zorundasınız.

1941 yılında doğmuş bir adam benim babam. insanlar artık onun hatırladığı gibi namuslu olmamasına karşın, o hala aynı saflıkta insanlara inanabiliyor. tabi bunun ev halkına da zararları olabiliyor.

aksi bir ihtiyar. inatçı. yardım kabul etmekte zorlanan biri.

paraya pek kıymet vermediğinden savurgan, o yüzden yanına görece az bir harçlık veriyoruz; aksi takdirde arkadaşıma verdim, şunu aldım, şöyle yaptım diye bir tomar parayı kaybetmiş şekilde karşımıza çıkabiliyor.

aramızda aşırı yaş, hatta çağ farkı olduğundan ötürü birbirimizi anlamakta zaman zaman güçlük çekebiliyoruz.

ben doğduğumda bile babam yaşlıydı, o yüzden hep acaba babama bir şey olur mu korkusuyla büyüdüm. allah nice uzun yıllar versin bize. belki çok yansıtamıyor olabilirim ama seni seviyorum baba.

hiç bir şeyi kendilerinin yap(a)maması (gözlemleyebildiğim bütün babalar için geçerlidir.)

kendi istediği prototipte bir insan olmamı istemesi.

ölmesi...

kendisiyle aynı fikirde olmayanlarla hiçbir şekilde anlaşamaması, sabit fikirli, aşırı sinirli biri olması, psikolojik, fiziksel şiddet uygulamaya hakkı olduğunu düşünen zorba biri olması yani kısaca, narsist olması.

öküz gibi yiyip kendine dikkat etmemesi ve odama girip durduk yere bana nutuk çekmesi olabilir.

anlamadığı bir şeyi tamir etmeye ya da tadilat yapmaya başlıyor yapamayınca bana bağırıyor.

hatasını kabul etmemesi özür dilemeyi becerememesi ve bu özellikleri hiç yontmadan bana geçirmiş olması...

sanırım alkolik olması. bide hiç hayatımda olmadığı için eksikliğini hiç hissetmemek. yani bilmediğiniz birşeyin eksikliğini hisedemezsiniz

kendinden çok başkalarını düşünmesi.

lüksü sevmesi ve bana yanında para harcadığı zamanlar dışında sevmiyorum. bu da ortalama 360 gün falan ediyor.
birlikte kuzu gömdüğümüz ya da bir avm alışverişi yaptığımız zaman seni sevebiliyorum baba! (
bkz: sorry not sorry)

beni erkek sanması. *

yeme içme ve min. kıyafet dışındaki şeyleri ihtiyaçtan saymaması. (bkz: baby boomer)

şapırdatarak yemek yemesi ve dişlerini gıcırdatması.

yaşaması.

aşırı atarlı. sıkıyorsa siyasi görüşüne laf et. direk kellemizi alır *

aynı şeyi 50.000 kere sorması, akşamları ışık kullanımına karşı olması ve evde terliksiz gezmesi.

bu üçü birleşince her akşam en az bir kere ödümü patlatıyor. evin içinde ruh gibi gezmesinin ardından bir anda yanımda kendisini bulmak hoş olmuyor.

anneye bazı konularda büyük haksızlıklar yapması

olmaması.