batıya gitme hayali kurup suriyeli istemeyen tip

gerçekten güldüren tiptir.
herkes daha iyi bir hayat istiyor neticede.

batıya gitme hayali kuranlar genellikle üniversiteyi bitirip, veya orada okumak kaydıyla, yani kalifiye olarak gitmek istiyor.
gittiği yere kültürel olarak hızlıca entegre olmayı düşünerek gidiyor. bir değer olmak için gitme hayali kuruyor.

bir şekilde kaçak da olsa gidip, 6 çocuk yapmak, oradaki düzeni bozmak, kendi kültürünü zorla oraya taşımak için gitmek istemiyor.
vasıfsız biri olarak, gittiği ülkede vergiden muaf bir şekilde zengin olacağını düşünmüyor.
gittiği ülkede ilk seçimde oy kullanmak hayali yok bence.
ülkemizin değerli gençleri, gittiği her ülkede değer katacağını bilerek gitmek istiyor.

arada fark var...

biz memleket savaş halindeyken kaçalım sınırdan gizlice geçip dilenelim demiyoruz. imkan, varsa gidip işimizi yapalım diyoruz aynı şey mi allah, akıl fikir versin.

batıya gitmek isteyen oranın özgürlüğü ve rahatlığı için gitmek istiyordur yani oraya uyum sağlamak için. bize gelenlerin insanların huzurunu bozmaktan başka bi şey yaptıklarını görmedim daha.

batıya gitmek isteyenler ülkeyi ortadoğu'ya çevirenler sayesinde bunu istiyor olmasın? sen ülke vatandaşını insan gibi yaşat bakalım gitmek isteyen olacak mı?
sırf bok atmak için açılmış saçma sapan bir başlık.

linç yiyeceğimi bildiğim halde, başlık sahibine birazcık hak vereceğim konudur. arkadaşlar afganlar veya suriyeliler de gidelim orada ortalığı birbirine katalım gibi motivasyonlarla gelmiyorlar emin olun. ayrıca avrupa’da, birlik üyesi ülkeler arasında göçenler dahi az olsa da uyumsuzluk problemiyle karşı karşıya kalabiliyorlar. kuzey avrupalıların ispanyollara, italyanlara filan bayıldığını sanmayın. göç ve göçmenler dünyanın her yeri için büyük bir problem, beyaz türkler olarak gidip gönüllü asimile olurken dahi devletler sizi yük olarak görecek ve kültürel bir takım uyum problemleri yaşayacaksınız bir süre. ben devletin göçmenlerle ilgili politikasızlığından son derece rahatsız olmakla birlikte, daha iyi bir yaşam için gelen ve henüz geldiği yerin yaşam şartlarını bilmeyen insanların şahsına düşmanlık hissetmiyorum.

10 numara başlık. tanıştığım suriyelilerin çoğu kalifiye elemanlardı. adamlarla türkçe anlaşamadığımız için ingilizce anlaştık. çatır çatır konuşuyorlar... diploma demekki canlarını korumaya yetmemiş. tepelerinde yağan kimyasal bombalardan kaçıp buraya sığınmak zorunda kalmışlar. ama gelin görün ki insanlık bulamamışlar.
sahi insanlığınızı ne zaman kaybettiniz?.. işsizlikse ben de işsizim, kalifiyelikse emin olun sonuna kadar. lakin yolda kalmış hatta en basit yaşam hakkı olan nefes alması elinden alınan herhangi bir canlıya, istisnaları ne olursa olsun, rahatsızlığımı dile getiremem. yapmayın allah aşkına... kimse de kalkıp fikrimi değiştirmeye çalışmasın. rica ediyorum belki en çok beni mağdur ettiler ama onlar ne yaparsa yapsın insanlık anlayışımdan ödün vermeye hiç niyetim yok.

bir ülkeden başka bir ülkeye göçerken takip etmeniz bir takım hukuki prosedürler vardır. bu prosedürler gitmek istediğiniz ülke tarafından belirlenir ve nihai olarak sizin kriterleri karşılayıp karşılamadığınızı belirlerler ve sizi kendi toplumlarına alırlar. almaya da bilirler tâbi, sadece ilgili devletin tasarrufunda. hâl böyle iken türkler o kriterleri karşılamak için çabalarken, türkiye'ye kaçak yollarla gelenler sadece geliyorlar. çoğunun bir kimliği bile yok. mesela suriyelilerin diploma denkliği nasıl oluyor biliyor musunuz. büyük oranda olmuyor. çünkü diploma için teyit gerekiyor ilgili ülkeden teyit edilemiyor. ama yinede diploma geçerli kabul ediliyor. sahte olup olmadığı belli değil ama kabul ediliyor. ama aynı durumda türk bunu yapamıyor. bir anlamda senin diploman ile onun diplomasi ayni oluyor. ama belki sahte. bu yüzden türklerle türkiye'ye gelenlerin durumları bir değil.

benimdir gerçekten güldürürüm. bu arada batıya refah seviyeni ve vizyonunu arttırmak için gitmekle ülkende gerçekleşen olağanüstü bir durumdan kaçmanın aynı şey olduğunu düşünecek kadar nasıl sığır olabilir bir insan. biz de kendimizi komik sanıyoruz.

yahu böyle enteresan kıyaslamalara bayılıyorum. aynı şey mi şu an bizim yaşadığımızla bu? ülke sınırı kevgire dönmüş sapığı mı giriyor teröristi mi giriyor katili mi giriyor belli değil sen diyorsun ki "e sen de batıya gitme hayali kuruyorsun" başlığı açan arkadaş baya güldürdü beni.

hiçbir ülkeyi kendi alanım gibi sömürüp cahilliğimle topluluğu aşağıya çekmezdim btw.
hadi görmemiş barzo birisin iyi yaşam için geldin. e sömürdün yağmaladın kendi ülkenden farksız oldu şuan bi de yunanistan'a falan kaçtınız. pardon da (bkz: siz salak mısınız)