beyin göçü

yapmakta haklı olunan şeydir. bunun yapılması her ne kadar ülke açısından zarar verici olsa da suç bunu yapanlarda değil bunun yapılmasına neden olanlardadır.

ne yazık ki bir ülkenin kaliteli bireylere değer vermediğini gösteren haklı bir eylemdir. türkiye için çok üzücü olsa da desteklediğimdir. tek bir hayatımız var ve onca emek verip edindiğimiz bilgileri ve yetenekleri eğer başka bir ülkede çok daha iyi şartlar altında sürdürebileceksek kalmak anlamsızdır.
bir gün ülkemiz için gerekli olmamasını dilediğimdir.

genelde ilkokullarda "üniversite ve eğitim yolları ile yurt dışına gitmek" gibi kısa bir tabirle anlatılan korkulması gereken bir olaydır.
düşünen beyinleri, sorgulayan beyinleri kaybetmenin tek getirisi; cahil, her gördüğünü inşaat buldozeri izliyor gibi bakan bir toplum elde etmek olur.

ülkenin en büyük sorunlarındandır. haberlerde gördüğüm üzere liseye kadar düşmüş. vah halimize...
ilgili haber

askerden dönünce direkt yapacağım şey. hatta kışladan çıkıp direkt havalimanına bile gidebilirim.

türkiye de yaşayan her gencin hayali.

beyinsizlerin hüküm sürdüğü yerde tahammül sınırlarının aşılması neticesinde terk-i vatan eyleme zarureti.
ötekileştirmenin belirginleşmesiyle artmakta, din yobazlığıyla ivme kazanmakta, ırkçılık ile zirve yapmaktadır.

bence çok büyük bir mesela. kendi ülkelerinde değer görmediğinden ya da imkanların olmamasından sebep başka bir ülkeye göç etmek. fakat hayatının tamamını farklı bir ülkede yaşayıp alanında etkiler bırakmak mı yoksa kendi ülkene dönüp, ülkene yatırımlar yapmak mı?

beyni olanın yaptığı göçtür. böyle bir ülkede yaşamak için beynini aldırmış olması gerek insanın.

2019 yılında 330 bin 289 kişi gerçekleştirdiği olay.

`türkiye'nin en çok göç verdiği yaş grubu 25-29 yaş arası olarak kayıtlara geçti. `

kaynak

ülkemi ve milletimi sevdiğim için hep erteleyip duruyorum..bazen basıp gitme isteği duyuyorum ama bilmiyorum, değişik ruh halleri yaşıyorum. bir tek şundan eminim, ülkemi, değerlerimi, tarihimi ve milletimi gerçekten seviyorum

bir ülke için en büyük kayıptır. devlet bir insanı en küçük yaştan belli bir yaşa gelene kadar aşıyla, bedava ders kitabıyla, öğrenim bursuyla, hastanede tedavi olduğu doktoruna maaş ödeyerek sağlığını geri getirip okuldaki öğretmenine maaş ödeyerek bir nevi yatırım yapar. sizi büyütüp bu yaşa getiren bir devleti bırakıp başka devletlere gitmek sizi büyüten devlet için büyük kayıpken diğer devlet için büyük kazançtır. bende dahil olmak üzere gençliği buna yönlendiren sebepleri çözmezsek ülkece batışımız yakındır.

beyin benden göçmüş.

bu covidden sonra beynim kalırsa yapmayı istediğim eylem

vücudun geri kalanının pek önemli olmadığı, beyin sayesinde yapılan göçtür.

eylülde göçüyorum buralardan. bir genç olarak ne yapmak istesem önüme koca duvarlar çekildi. saçma sistemler, adaletsizlik, eşitsizlik, hukuksuzluk canıma tak etti. lgbt birey olarak, öğrenci olarak, kadın olarak hakkımı aramaya çıktığımda brutalize edildim, taciz edildim, tutuklandım. katillerim serbest bırakıldı, ormanlarım parsel parsel yok edildi, havam fabrika bacalarıyla, suyum atıklarıyla zehirlendi. sistemin çarkları içinde ezildim, büzüldüm. bu düzen içerisinde yaşama alanım kalmadı. içinde büyüdüğüm, vergilerimle beslediğim devletimin bana vermediği desteği ecnebi italyanlardan gördüm. gittiğim okulun parasını almayı bırak, üstüne bana binlerce euro burs verecekler. içimde bir burukluk, vatanımı bırakıp gitmenin utancı olmaz olur mu, tabii var! ama benim de mutlu ve özgür yaşamaya hakkım yok mu? dolayısıyla evet, gidiyorum. geri dönmeyi de hiiç planlamıyorum! masterımı da avrupada bir yerlerde yapar paşalar gibi hayatımı idame ettiririm. keşke böyle olmasaydı, türkiye anadoluda ve ortadoğuda bilimin, gelişimin, adaletin elçisi olarak bir deniz feneri gibi parlayabilseydi, ama nasip değilmiş. ya da buna nasip demesek daha iyi olur, bizim milletimizin vizyonu bu kadarmış ki kendine bunları layık görmüş. hepsi sağlıcakla kalsın, ben kendimi bu batan gemiden kurtarıyorum.

2022 yılında kendi mesleğimle kısmet olursa gerçekleştirmeyi planladığım olgudur. gidebilirsem değil arkama bakmak daha tatile bile türkiyeye gelmeyi düşünmüyorum.

adettendir

not: data scientist

yapılan her göç beyin göçü değildir diyerek katkı sağlamak istediğim başlık.

zira pizza satıcısı olmak için avrupaya yüzerek dahi gitmek isteyenle lisztomania gibi master yapmak gibi bir amacı da olan şekilde göç etmek isteyen bir değildir.

bu yüzden her göçene beyin göçü diye bakmayınız. bazılarının beyni zaten göçmüş olabilir.

sedat peker'in artık herkesin malumu haline gelen kanlarıyla duş alacağız dediği 1128 akademisyen bu kapsamda ele alınabilir. aralarında şahsen tanıdığım akademisyenler de var. solcu olabilirler ama vatan haini olarak ilan edilecek insanlar da değildirler.

zaten sedat peker de pişman oldu ve korku iklimi yaratmak gerekiyordu o nedenle söyledim dedi.

yapmaya çalıştığım şeydir. ocak ayında belli olacak. yüksek lisans tezimi savunduktan sonra doktora için hem çalıştığım alanı yakından görmek için hem de burada yeterince imkan olduğunu düşünmediğimden ülke değiştirmek istiyorum. çünkü burada gerçekten lisansüstü eğitime verilen önem gerçekten çok az. bir yandan araştırma yapmanız, literatür taramanız, dil öğrenmeniz ve yazmanız istenirken diğer yandan da öğrenci yalnız bırakılır. desteklenmeyen öğrenci iş arar durur. hem ekonomik sorunları hem de akademik kariyerini kafasına takan öğrenciden de tam verim alınamaz. hamallıktan garsonluğa çoğu şeyi yaptım hala da yapıyorum ne alanımda bir iş bulabiliyorum ne de bir destek. en son kyk kredisi aldık o da son iki ayı vermeden kesti ortada kaldık. gerçekten türkiye'de akademik kariyer hedefliyorsanız paranızın olması gerekiyor bu gerçek.