binyamin netanyahu

bunu süleyman ve davut ile bir tutmak değil sadece islam, yahudiliğe göre bile şirktir aq.

kesin iran'a da kiros'a duyduğu sevgiden bomba atıyordur.

ortadoğu ülkelerini rezil kepaze etmekte olan ülkenin başkanıdır.

şimdi diyecekler çocukları öldürüyor bla bla bla.

arkadaşım siz savaşı ne zannediyorsunuz? savaşta onur mu var? savaş kazanmak için herşeyi yapmaktır ne eksik ne fazla. savaşta centilmenlik arayan tek toplum biziz lan! bu şerefsiz de bunu 1 üst seviyeye taşıdı işte. teknoloji vs bela okumak ve dua etmek versusunu teknoloji kazandı bu kadar.

zelenski'nin, dünyanın en nüfuzlu ülkelerinden birini yöneten versiyonu. faşist yahudi.

150den fazla babanın genini taşıyan bir fahişe evladı.

sürüngen.

"hard power olmadan soft power olunmuyor," tiviti atmış.



link

bu herife hep neden yahu diyesim geliyor.
ahah yine çok komiğim.

oldu, sen iran' ı bombala sonra sıkıya gelince oynamayacağım de.

netanyahu: "bir yıpratma savaşına sürüklenmeyeceğiz."

ırkçı çıfıd terör örgütü devletinin yöneticisi. çtö irgun terör örgütünün legalize olmuş hali likud partisi tarafından yönetilir ve çtö'nün devlet politikası apartheid'i en iyi uygulayan başkanıdır.
gerçek adı benjamin mileikowsky olan polonyalı bir çıfıdtır. savaş suçlusudur. idam cezasının olduğu bir ülke tarafından ele geçirilirse idam edilecektir.
şu anda abd adlı terör devleti tarafından korunan şeytanyahu adlı çıfıd, iktidardan indiği gün kendi ülkesi tarafından da yolsuzluk suçundan yargılanacaktır.

2025 yılında, donald trump abd başkanı seçildikten sonra abd başkanlık makamı olan beyaz saray'a üçüncü kez konuk olmuştur.



tüm abd tarihinde, bir yılda beyaz saray'da resmi şekilde üç kez ağırlanan 4. lider oluyor böylece. hem de trump'ın koltuğa oturmasından bu yana daha altı ay geçmemişken.

kendisinden önce beyaz saray'da bir yılda 3 kez ağırlanan liderler kimler mi? cevap: hepsi de netanyahu. eheheh

netanyahu, abd kongresinde 4 kere konuşma yapan tek yabancı ülke lideri.* aynı zamanda beyaz saray'da bir yılda üç ve üzeri sefer ağırlanan ve bunu dört kez gerçekleştiren tek yabancı lider. aynı zamanda israel kurulduktan sonra başbakan olan liderler arasında sabra olan ilk kişi.

respect.

"donald trump watches the unofficial king of the middle east in washington dc." link

erdoğan'ı falan geçtim ama londra'da birilerinin bu tabloya ve yaşananlara sinirlendiğine eminim.

artık vakti dolmuştur. ölmesi gerekir.

adamı rüyamda gördüm. sinirden ellerimi yumruk yapıyordum.

hikayesi tanıdık.

2000 öncesi türkiye'ye iç siyaset olarak israili çok benzetirim. hatta bu benzerlik sadece teknik değil, ruhsal ve tarihsel düzeyde de dikkat çekici. adım adım açalım:

1. parlamenter sistem + koalisyon krizleri

2000 öncesi türkiye: sürekli değişen hükümetler, koalisyon kaosları (örneğin 1990'lar: dyp-anap-refah), liderlik bunalımları, zayıf yürütme ama güçlü “devlet geleneği”.

bugünkü israil: 2019'dan beri 5 seçim yapıldı, kalıcı hükümet kurulamıyor, netanyahu sürekli “gidiyor gibi yapıp kalıyor”, koalisyonlar çok kırılgan.

benzerlik: sistem yasal olarak parlamenter ama pratikte yönetilemez hâle geliyor. bu da "güçlü adam" özlemini doğuruyor.

2. devlet içindeki güç odakları ve çatışmalar

türkiye (1980-2000): ordu, mgk, yök, yargı gibi kurumsal yapılar hükümetten bağımsız, hatta ona karşı konumlanmıştı. başbakanlar "ordu ne der?" diye hareket ederdi.

israil: yüksek mahkeme, savcılık, güvenlik bürokrasisi (shin bet, mossad) hükümete rağmen bağımsız kararlar alabiliyor. netanyahu bu "devlet içindeki devlet"le savaştığını "aşkenaz seçkinleri" düşman ilan ediyor

benzerlik: güç odakları arasındaki kriz, rejimi kilitliyor. bu da sistemi değiştirme talebini gündeme getiriyor.

3. medya, yargı ve aydınlara baskı

türkiye 90’larda: medya üzerindeki baskılar artmıştı ama tamamen ele geçirilmemişti. hürriyet bile bazen devleti, bazen hükümeti eleştirirdi. yargı çoğu zaman iktidarı denetlerdi.

israil bugün: gazeteciler ve akademisyenler baskı altında ama sistem tamamen çökmedi. yargı hâlâ direniyor. basın hâlâ özgür alanlar barındırıyor.

benzerlik: kısmen özgür bir sistem var ama sürekli kuşatma altında. netanyahu sürekli "medya oligarşisi" yüzünden yakınıyor

4. toplum ikiye bölünmüş

türkiye 2000 öncesi: seküler-muhafazakâr, türk-kürt, alevi-sünni ayrımları keskinleşmişti.

israil bugün: halaha mı laiklik mi? çatışması, yahudi-arap ayrımı, aşkenaz-sefarad gerilimi, milliyetçi-liberal uçurumları derinleşiyor.

benzerlik: toplum kimlik temelinde yarılmış durumda ve siyasî liderler bu bölünmeyi kullanıyor.

5. “rejim mi değişecek?” sorusunun gölgesi

türkiye 2000 öncesinde parlamenter sistemdeydi, sistemin “millete karşı kurulduğunu” söylenerek 2017’de başkanlık sistemini getirildi. önce askeri vesayet sonra judokrasi sonra sivil vesayet en son derin devlet söylemleriyle süreç ilerletildi

israil’de netanyahu, “yargı vesayeti” söylemiyle ve "solcu bürokratlar " ve "aşkenaz elitleri" gibi söylemler ile parlamenter sistemi zayıflatıp yürütmeyi güçlendirmeye çalışıyor.

benzerlik: ikisinde de mevcut rejim “halkın iradesine karşı” diye hedef gösterildi ve alternatif bir rejim vaadiyle meşruiyet üretiliyor.

sonuç olarak israil şu anda türkiye’nin 1990’larındaki haline çok benziyor: kriz içinde bir sistem, istikrar vaat eden ama otoriterleşmeye meyilli bir lider, bağımsız kurumlarla siyasi iktidar arasında kıran kırana savaş ve tüm bunların ortasında rejimin rotasını belirleyecek büyük toplumsal çatışmalar var. netanyahu'nun kuduz köpek gibi bir yandan iran'a saldırması öte yandan gazze şeridindeki eylemleri de siyasi bir strateji 2023 öncesi netanyahu'nun kamuoyu desteği eriyordu. yolsuzluk davası, toplumsal bölünme, yargı krizleri onu zorluyordu. ama savaş dönemlerinde dramatik bir şekilde oy oranı artıyor kısacası "savaşçı lider mitiyle iç meşruiyet üretme".

son ayrılıkla beraber hükümetinin knesset'teki temsilci/vekil sayısı 61'e düştü. sınır yani. toplam 120 temsilci var zaten.

aşırı sağın çeşitli partilerinden destek bulmak ve mevcut koalisyonundaki aşırı sağcıları memnun etmek dışında bir seçeneği yok. aslında var tabi, normal şekilde seçimlere gitmek ve sonuçlara saygı göstermek. (partisi ve kendisi açık ara önde ama koalisyon kurması çok zor) *

dinci ve ırkçı aşırı sağ türkiye'de nasıl merkez sağı istediği gibi manipüle edip istediğini yaptırıyorsa israel'de de benzeri yaşanıyor.

ayrıca ilginçtir ki, netanyahu, her şeye rağmen gazze'deki sivilleri, batılı sözde insancıl manyaklardan çok daha fazla savunacak şekilde, yerli-milli radikal ruh hastalarına karşı koruyor. netanyahu'nun mevcut politikası şu anda gazze'deki askerleri korumaktan ziyade gazzeli sivilleri gözetmeyi ön plana alıyor. ordu da aşırı sağcılar da bundan epey rahatsız.

şeytanın sağ kolu. mahşerde yahudilerin silkelemesi bitmeyecek ki sıra müslümanlara gele.

insanlığın, doğanın, hayvanların, inaklerin düşmanı baş kafir.

netenyahu değil satanyahu diyeceksiniz. polonyalı bir çıfıttır. slav kökenlidir. hitleri bile kıskandıracak bir huur çocuğudur. onu savunanlar da onun gibidir.

ekibiyle, gazze'yi ilhak etmeye hazırlanıyor.

orul orul bir o......u ç.......u.
hani nasıl anlatsam bilmiyorum gerçekten. fakat diyebilirim ki cümle alem o......u bir araya gelse bunun gibisini bir daha çıkartamaz.
var sözlükte bi tane köpeği.

b.i.p'i gerçekleştirmek için parçalanmış ve köleleştirilmiş islam coğrafyasının içinde cirit atan 15 milyon musevi yahudinin başı olan şeytanı. arkasında haçlı ordusu var.

çaresiz coğrafya sıranın kendine gelmesini bekliyor.

netanyahu:

“düşmanlarımızı yeneceğimiz bir savaşın içindeyiz.

iran eksenini yok etmeliyiz ve bu bizim elimizde.”

netanyahu'dan bunları demesini isteyen aslında pentagon'dur.