bir insanla ilişkiyi kesmek için yeterli sebepler

ihanet
zor gününde yanında olmaması

başkasına yaptığı kötülüğü gelip bana anlatması.

bunu yapan aynı kötülüğü bana da yapar.

ıbık zıbık büssürü gerekçesi olabilir ama özünde artık saygı duymuyor oluşum yer alır.

iletişim kurmak istememek.

günümüzde muhtemel bencillik seviyesi artışına paralel herkes iletişimin kendi kısmını bir lütuf olarak sunuyor. dolayısıyla kişisel olarak değişebilecek ufak tefek bir sürü şey sebep olarak öne sürülebilir gayet. bence önemli olan var olan iletişimi kesmenin dahi usturubuna uyabilme becerisine sahip olmak bu kısımda.

yalan dolan, saygısızlık gibi şeyleri söylemek zorunda hissetmek bile insanın özsaygısına hakaret en başta, o kadar da değil.

ilişkiyi kesmemek için makul her türlü çabayı göstermiş olmak.

insan kazanmak çok zor arkadaşlar. küçük sorunları büyütüp, şahsileştirip, kişiselleştirip ilişkilerinizi bitirmeyin.

size düzenli olarak haksızlık eden, zarar veren insanlara önce bu sorunlardan bahsedin. zaman tanıyın. hala ısrarla bunlara devam ediyorsa iletişimi kesersiniz.

not: her ne sebeple iletişimi sonlandırıyorsanız bunu karşı tarafa anlatın. hem kendi bütünlüğünüz korunur, hem de karşınızdakine son bir iyilik yapmış olursunuz.

sizi görmezden gelmesi yeterli bir sebeptir.

enerjimi çeken insanlarda zorlanıyorum. zaten hepimiz hayata tutunma çabasında savruluyoruz. ben savrulurken sen paçamdan asılıp dengemi bozarsan ben duvara toslarım ve paçada senin elinde kalır. ne yapacağını bilemezsin onunla.

içten pazarlıklı olması.

sürekli para sorması ve en sonunda para istemesi...

değersiz hissettirmesi,
size palavralar atması,
saygısız olması,
aldatması,
sözünü tutmaması,

sıcak. evet.

karakteristik açıdan kusurlu olması. çok geniş bir çerçeve olduğunu biliyorum ama sizin için daha detaylı açacağım. arkadaşlıkta- ilişkilerde muhattabınız sürekli iyi niyetinizi kullanma odaklıysa, kaçarak uzaklaşmanız gerekir çünkü ideal bir bağ kimsenin diğerini. " soyması - kullanması " üzerine kurulmaz.

1) karşınızdaki bireyin narsist olması bence en büyük ilk problemdir. sadece kendisini düşünen ve kendisine aşık bir insanda tolere, sevgi ve çevresine önem verme durumunun baskın şekilde gelişebileceğine inanmıyorum çünkü odağı sadece kendisi olduğu için koşullar gerektirdiği sürece herkese her şeyi yapabilir gibi geliyor. bence hayat bu tarz riskleri alıp, hayal kırıklığına uğramak için çok kısa. neden hayat dengenizle oynayasınız ki? evinizde piton beslemekle aynı kapıya çıkıyor. düzenli beslesenizde, sizi yemek isteyip istemediğinden asla emin olamazsınız çünkü o bir piton. doğası bu.
narsist insanlarında doğası çok bellidir. bu yüzden bir narsiste hayatınızı açmanız, bir pitonu evinize beslemek için almanızla bence aynı şey.

2) sürekli maddi anlamda her şeyi size yıkan bir birey. partner ya da dost fark etmez sürekli her şeyi ağırlıkla siz karşılıyorsanız bu bir sinyaldir. gittiğiniz mekanlarda, katıldığınız aktivitelerde hep ücret ödeyen taraf sizseniz uzaklaşın. kimsenin banka hesabı değilsiniz. kendiniz için çalışıyorsunuz, başkasının keyfi giderlerini karşılamak için değil. herkesin eli- ayağı tutuyor. herkes çalışıp, kendi ihtiyaçlarını karşılayabilir. karşılayamıyorsa ya da para harcamak istemiyorsa, hiç bir yere çıkmayacak.


3) sürekli sizden borç isteyen insan. alınan borçlar istisnasız geri ödense dahi, birinin sürekli sizden borç istemesi bence çok rahatsız edicidir. herkes ayağını yorganına göre uzatabilir. herkes ödeyebileceğinden daha fazla harcama yapmamayı gayet başarabilecek seviyede. böyle insanlara borç vermediğiniz zamanda kötü bellenebiliyorsunuz. sanki sizin kendinize ait bir hayatınız ve harcamalarınız yokmuş gibi. olmasa dahi, vermek istemiyor olabilirsiniz? belki birikim yapıyorsunuz? who cares?
yine uzaklaşın. kazandığınız paranın hesabını sadece siz verirsiniz. dış kapının mandalı insanlar bunları sorgulayamaz.


4) arkanızdan konuşan, içten pazarlıklı, haset, herkese sırlarınızı ifşa edenler, sadakatsiz insan tiplemeleri

türkiye'de her iki cinsiyettede sık karşılaşılacak insan tipidir. siz dost/ sevgili sayarsınız, bir bakarsınız tanıdığınız insan aslında tamamen hayali bir profil çıkar. bildiğiniz dümdüz catfish. gerçekteki karakteri gösterdiği kişiden çok daha kötü ve sinsi çıkar. genelde ne olduklarını size zarar verdiklerinde öğrenirsiniz ya da şanslıysanız zararı veremeden yakalarsınız ama bunlar karakterlerinin bozuk olduğu gerçeğini değiştirmez. bakın yakaladığınız noktada değil, bir şeyleri sezdiğiniz ve şüphelendiğiniz noktada bırakın. ben sezgilere inanırım. içinize bir şüphe düşüyorsa, bir şey sizi şüphelendiriyorsa ve kötü hissettiriyorsa mutlaka olumsuzluk vardır.
delile gerek yok, uzaklaşın.

yobaz bir mal olması.

motorsikletimi istemesi yeterli.

yanındayken "benim burada ne işim var?" diye düşünmeme sebep olması.

pis olması. içi, dışı,kalbi,zihniyeti pis insansa keserim ilişkimi.

aslında gerçek kişiliğini gizlemiş olduğunu fark ettiğiniz andır.

siyah çizgi olarak adlandırdığım şeylerin dışına çıkması.
o çizgide görgü var, edep var, ahlak var, insanlık var.
bir hayvana sebepsiz kötülük etmesiyle bile silebilirim,
sebepsiz yere bir insanı kırmasıyla,
bitkilere zarar vermesiyle,
yabancı olarak adlandırdığı insanlarda insanlığını bozmasıyla,
çocuklara kaba, kötü ve şiddetle yaklaşırsa,
kendini zeki sandiracak aptalca hareketleri olursa,
düşünce şekli kendinden çok öteye gidemiyorsa vs.
bu tarz olayların yapılması beni sinir eder, o insanın basitliğini ve gelişmemiş biri olduğunu ortaya koyar. o yüzden silerim. ve bunda hiç tereddüt etmem. benim yakınım yakınım olup o tarz hareketlerde bulunamazsın. bulunuyorsan da yakınımda olamazsın. bu kadar açık ve net..

bir kaç hatasına bakar ama belli de olmaz keyfime göre yine kesmemeyi tercih edebilirim.

beni salak yerine koyması (inanılmaz sinirlendirir bu beni her anlamda), tek zaman geçirme aktivitesi insanlar ve hayatları hakkında konuşması, çıkarları her şeyden ön plana koyması, boza sevmemesi, arkanızdan atıp tutan insanlarla samimi olması (sizin de arkanızdan atıp tutuyordur), kaba bir insan olması, köfte sevmemesi vb.