birine geç kalmak

böyle bir durum sahiden vardır. geç kaldığını uzun geceler kalbi sızlayarak, beyin hücreleri infilak ederek anlar insan. eğer nedamet* diye bir şey olmasaydı, biz bu ifadeyi tutup onun yerine kullanırdık. yahut başka bir deyişle birine geç kalmak nedametin vücut bulmuş halidir. o gün şunu deseydim, öteki gün şunu yapsaydım, evvelsi gün açılacaktım işte gibi binlerce keşke demektir aynı zamanda bu mesele.

bu durumun herkes için benzer olandan farklı bir anlamı da var benim için. benim aptallığımın karşılığı olan durumdur bu. evet birine geç kalmaktan daha kötü bir şey var bu hayatta: iki kişiye geç kalmak. insan kısacık ömrüne bunu iki defa sığdırıyorsa onu bir sığır olarak tanımlayabiliriz. *

kim söylemiş olursa olsun o afili cümleyi, birine geç kaldıysanız eğer bir diğeri için acele edin lütfen. ikinciden sonra hayata biraz aptal hissederek devam edebilirsiniz. *

"bazı insanlara geç kalırsınız. sizden önce uğrayan bütün güzellikleri yok etmiştir. siz yanlış zamanda yanlış yerde olan o talihsizsinizdir."*

bazen gerçekten bazı insanlara geç kalırız. bizden önce gelenler onu çok kırmıştır biz de o kırıklıklarına rağmen onunla olmaya çalışırız. bazen başarırız bazen başaramayız. belki daha önce gelsek her şey daha iyi olabilirdi belki o kişi o kadar kırılmazdı. ama ben yine de şuna inanırım: ne olursa olsun eğer insanın içinde o güzellik varsa yok edilmiş gibi görünmesine rağmen içinde gizlidir. aslında yok edilmemiştir sadece gizlenmiştir.

bazen de birine kendi isteğimizle geç kalırız. erteleriz geç kaldığımızı hiç düşünmeyiz. ama bunu çok acı anlarız. küseriz mesela boş yere, aman boş ver nasılsa hala hayatta deriz ama belki de ölüm çok yakındadır. bize küs giderler belki de bilemeyiz. o zaman da o kişiye geç kalmış oluruz. tek o kişiye değil hem onun hayatına hem de kendi hayatımıza geç kalmış oluruz.

demem o ki hayat kısa. geç kalmaya gelmiyor. her zaman sizin elinizde olmuyor belki geç kalmak. ama ertelediğiniz bir şeyler varsa geç kalmayın o insana. gidin ve söyleyin. sonrasında pişman olmaktan ve o kişiye geç kalmaktan çok daha iyidir en azından buna eminim.

aslında kimse kimse için geç değildir. o zamana kadar ne yaşandıysa, o insanları birbirine yaklaştırmak içindir. ve geç denilen o zaman, tam da onların zamanıdır aslında.
ne tesadüfe rastlar, ne de geç kalır insan. tabii kendi istemedikçe.

pişmanlıktır. ve hayat pişmanlık duygusuna fazla yer açtırmayacak kadar kısadır. aradığınız the one'ı bulduğunuz an bir başlangıçtır ve başlamaya geç kalınamaz.

gelmeyeceğini anlayan insana, açık tuttuğu kapının yerine duvarlar ördürmektir. geri dönüşü olmaz. kapı açılır da, birinin hayal kırıklığıyla ördüğü duvar yıkılmaz

şu şarkıyı getirdi aklıma, nedense beni her yaşımda çok etkilemiş bir şarkı:alev alev
"birbirimize birkaç aşk kadar geç kalmış olmasaydık..."
buradan

kimseye geç kaldığımı düşünmüyorum kendimden başka.

insan en çok kendine geç kalır.

sonra bir daha acele etmezsin.

birine değil ama kendime geç kalmaktan çok korkuyorum.

babamsa ağzıma sıçar..

hayatın en acı şeyi

hayatta olabilecek en kötü durumlardan birisidir.

orada öylece duruyordur ama aradaki saydam bir panel ona gitmenizi engeller.

hep geç kalmaları konuşuruz da erken davranmayı kimse anmaz.

bildiğin on sene geç kalmışım, başkası kapmış.gerçi hâlâ imkanım olabilir ama o istemez herhalde *

birsen tezer ile hüsnü arkanın bir parçası vardı. şöyle diyor:
sen bana geç geldin, ben sana erken
tutuşsun gün, yansın geceler, vaktimiz varken.
eski sevgilimle çok dinlerdik bunu..
gerçekten bana çok geç kalmıştı ve sanırım o yüzden de bitti.

ben kendime bile geç kaldım, sana hayli hayli geç kaldım ben.

tanım : birisinin hayatına gir(e)memektir.

yaşamında, şunları da yaşayabileceksin:-
1 birisini, ona söyleyecek birşey bulamadığın için, aramak…
2) birisini, onu artık göremeyeceğini söylemek için, beklemek…
3) birisini, onu görmemeye dayanamadığın için, terketmek…)

(bkz: oruç aruoba)

yaşama geç kalmak kadar insanın yüreğini acıtır.

ah bekarken yakalasaydımın tercümesi