bugün gereksiz ne öğrendin sorunsalı

slovence boşnakçayla aynıymış, dolayısıyla hırvatça ve sırpçayla da aynı.

(bkz: öğrenilen hiçbir şey gereksiz değildir)

adımı öğrendim.

navigasyonda yolların üzerine tıklayınca ona göre rota belirlemesi. teknoloji uçmuş haberim yok. düz insanım ben, çok rota gereksiz.

dubaide yaşayan bir ateşenin evinin 1+1 olduğunu

b vitamininin 1 değil, 2 değil, 3 değil taaaa 9lara kadar uzandığını öğrendik.* gece gündüz bilgi biriktiriyoruz ya rabbel alemin, çok şükür.

kadınlar gözbebekleri büyüsün diye güzelavrat otu damlatırlarmış gözlerine 1700lü yıllarda.
e bu ben de var ve erkekler bunu çok söyledi bana ne kadar büyük gözbebeklerin diye.
çekici buluyorlarsa neden sürekli çok tuhaf bir şeymiş gibi soruyorlar bilemiyorum.
bu arada tofana'ya selam olsun yine dayılarımız dedikodu çıkartıp kadını öldürtmüşler
bizim de aqua tofana'ya ihtiyacımız var ya.
sokak roportajlarındaki amcalara teyzelere falan içirmelik.

kadınlar gözbebekleri büyüsün diye güzelavrat otu damlatırlarmış gözlerine 1700lü yıllarda.

üstteki tanım sayesinde az önce bunu. oysaki başka bir şey yazacaktım.

ne kadar gereksizdir bilemem ama chivas viski ilk üretildiği zamanlarda oldukça ucuzmuş ama satışlar düşükmüş. üretici hiçbir şey değiştirmeden fiyatları arttırmış ve satışlar artmış. bugün chivas aslında biraz marketing başarısı. her ne kadar viski gurmeleri övse de.

yukarı doğru işenmiyormuş.

gereksizliğin ne olduğunu bilmenin gerekli olduğunu :/

allaha şükür karakolun önünden geçmişliğimiz yok ama cezaevinde hangi suçtan yatarsan yat devlet seni günlük olarak yemek parası borçlandırıyormuş yav. hiç bilmiyordum he. şu an konu hakkında ne düşünüyorum bilmiyorum.

belki adam gariban saçma sapan bir şeyden 3-5 ay yatacak, zaten hayat vurmuş bir de çıkınca devlete yemek borcu birikmiş olacak.

günlük 10 lira mı 15 lira mı ne öyle bir şeymiş.

neyse yarın bir gün birinin memik uçlarını sıktım diye erotik şimtetten 17 yıl ceza alırsam bu bilgi lazım olur.

kira vakti gelince ev sahibinden kaçmanın bir yolu bulunmuyormuş...
ben kaçabileceğime inanıyordum.
gitti yine sipalilerim lanet olsun..

mağaradan çıkınca her daim sola dönen yarasaların neden sağa değil de sola döndüğünü öğrendim derken bu bilginin yanlış bir bilgi oldugunu.

yaşadığımı öğrendim.

herkes kendini birşey sanıyor.

trafikte öndeki taksici 2 arabanın arasından çok seri bir şekilde geçti ben de geçerim sandım ama gecilmiyormus.

su aygırlarının ter bezleri yoktur. ve yetişkin şu aygırları tamamen şu dolu bir havuza atladıklarında 3500 litre su taşırabiliirler.

dilan ve engin polat'ın tutuklanma haberlerini.

günlerdir tüm magazin ve haber gündemlerini dilan ve engin polat oluşturuyor. bu kadın kocasının foyasını kendi görgüsüzlüğü ile ortaya çıkarmadan önce de attığı storylerle böylesine paranın normal yollarla kazanılmadığını bağırıyordu. yani hepimiz zaten suçlu olduklarını biliyorduk. şimdi ise, sanki bu çok süpriz bir şeymiş gibi dakika dakika sorguda yaşadıklarının - ne ifade verdiklerinin dahi bilgisi dışarıya sızdırılıyor. neredeyse saat başı güncellenen haberlerine denk geliyorum her yerde.

bu kadından ve işgüzar kocasından kaçmanın bir yolu yok. kadın her türlü konuşulmanın yolunu buluyor bu ülkede. her yerde o ve eşi var. günlerdir bıktım bunları izlemekten ve görmekten. yok ayılıyor- bayılıyor- yok ağlıyor- cığlık atıyor- yemek yemiyor. bunlar nedir ? neden bunlar zırt pırt medyaya servis ediliyor?

basitçe: hukuksuz yollarla kazandıkları bir para var ve yargılanıyorlar bu kadar. artık cezaları netleşse de, bitse bu savsata. yıldım bunlardan ve ailelerinden.