41.
benim canımı acıtan sizin semtinize bile uğramasın hiç.
devamını gör...
42.
çoğu zaman sevdiğim yalnızlığımın yeri geldiği zaman yüzüme çok sert bir tokat vurması
devamını gör...
43.
kabullenmek . her şey ben iyi olduğum için iyiymiş ben elimi ayağımı çekersem bomboşmuş . ben çabalamazsam kimse çabalamazmış. savaş benim savaşımmış tek başıma savaşmışım benden başka savaşan yokmuş. savaş bitmiş kaybeden de benmişim kazanan da.. gecenin üçünde eşiğinde beklediğim kapının açılmadığını görünce kabullendim.
devamını gör...
44.
kazık yemek daha doğru olacak benimki. çocuğuna kan verip hayatını kurtardığım, kocası terk ettikten sonra işe alıp hayatını sürdürmesine yardım ettiğim bir kadın çalışanımın, elden aldığı yaklaşık beş bin dolar kadar tazminatını (işten kendisi ayrılmak zorunda kaldı. işsizlik maaşı alsın diye ben çıkardım. hiçbir zorum olmadığı halde tüm kıdem tazminatını ödedim) almadığı gerekçesiyle beni mahkemeye vermesi bana çok dokundu. ha yanına bıraktım mı? bırakmadım. ikinci kez ödedim. ama yanına da bırakmadım.
devamını gör...
45.
onun umrunda değilim.
devamını gör...
46.
en yakınım dediğim o güzel kardeşimle şimdi iki yabancı olduk, beni hiç bu kadar yalnız bırakmamıştı... hep bi gün bunun olmasından korktuğum için mi böyle oldu yoksa bu kaçınılmaz bir son muydu ya da böyle devam edecek mi belki pişman olup düzeltmeye çalışır mı... hep aklıma gelse de hep inkar ettiğim ihtimali şu an yaşıyo olmak gerçekten ebeveynlerimden vazgeçmekten daha çok acıttı galiba canımı...
devamını gör...
47.
çok sevdiğin kitabın bitmesi
devamını gör...
48.
ya da şey.. ölen birine ait kalan video ve fotoğraflar, yani anılar..
devamını gör...
49.
seni kendinden korumak isterken sana kendini kaybettirmesi.
devamını gör...
50.
sana kendini kaybettirirken seni kendinden koruması..
devamını gör...
51.
şu alıntı.
devamını gör...
52.
fiziksel olarak söyleyeyim: epidural anestezi.
yani belden aşağısını uyuşturmak.
belden yapılan o iğne.. anlatmaya kelimelerim yetmiyor.
aha böyle:
yani belden aşağısını uyuşturmak.
belden yapılan o iğne.. anlatmaya kelimelerim yetmiyor.
aha böyle:
devamını gör...
53.
aynı kapının önünde ya da aynı masanın başında hep birlikte bir haber, bir telefon çalışı beklemem gereken insanların yanımda olmayışı. teoride ortak kabul edilen sorunların/dertlerin ortak olmayışı. aynı duyguları paylaşamıyor, aynı beklentileri taşımıyor olmak. bu yüzden "ne olursa olsun küs kalamayacağınız insanlar" listesinden "ömür boyu kırgın kalacağınız insanlar" listesine sert bir geçiş yapmış iki kişi..
devamını gör...
54.
bağımlılıklarım.
devamını gör...
55.
senelerimi geçirdiğim kadının , benimle hiçbirşey yaşamamış gibi ve başkalarıyla, hayatında hiç mutlu olmamış gibi mutlu olması
devamını gör...
56.
parmağımı kesmiştim bir kere. çok kere kestim ama bu başkaydı. orada parmağım olduğunu düşünemeden, hızla buzlu bir şeyi ortadan bölmeye çalışırken kesmiştim. baya parmağımdan kopan et parçasını alıp çöpe atmalı falan. acısı nasıl tarif edilir bilemiyorum. canımdan et koptu işte, dahası yok.
devamını gör...
57.
anlasilamamak
devamını gör...
58.
akpartinin bir daha kazanması.
devamını gör...
59.
gidememek...
ve herkesin gidemediğimi bilmesi.
ve herkesin gidemediğimi bilmesi.
devamını gör...
60.
yok sayılmak. yani fiziken de ruhen de oradasın ama karşındaki kişi seni görerek ruhunu yok sayıyor.
devamını gör...