81.
ben bu şarkıyı sana yazdım. en sevdiğim şarkısı. ilk dinlediğimde kadın olduğunu sanmıştım.
devamını gör...
82.
muhteşem şarkıları olan insan.
insanın, içine içine işliyor resmen.
insanın, içine içine işliyor resmen.
devamını gör...
83.
kötü ses veya şarkıcı demek haddim değil. sadece falsettolarına ayar oluyorum. seven sever, eyvallah...
devamını gör...
84.
tam 10 yıl önce bugün 15 tl ye konserine gitmiş ve hayran kalmıştım.
devamını gör...
85.
şu an istanbul'da olanlar için tam da havası olan şu şarkıya sahip insan.
"söktün, defalarca diktim o küçük ellerinle açtığın ve sızlayan bütün yaralarımı"
"söktün, defalarca diktim o küçük ellerinle açtığın ve sızlayan bütün yaralarımı"
devamını gör...
86.
12 şubat cumartesi günü ankara meb şura salonunda dinlemeye gideceğim sanatçı. bambaşka bir seviyededir
devamını gör...
87.
kül olur kalbindeki zamanla şarkısıyla dertsiz tasasız insanı bile kedere boğmayı başaran mükemmel şarkıcımız.
devamını gör...
88.
cem adrian 30 kasım 1980 * tarihinde tüccar bir babanın ve ev hanımı bir annenin 2. çocuğu olarak edirne'de dünyaya gelmiş müzisyen, söz yazarı, yapımcı ve yazardır. gerçek adı cem filiz olan sevgili cem adrian yugoslav göçmeni olan annesinin kızlık soyadı adrian'ı kullanmayı tercih eder. ayrıca edirne'li olduğu ve edirne’nin de eski adı adrianapolis olduğu için aslında güzel bir tercih bence de. bu kısım bizi ilgilendirmemekle beraber verdiği cevaptan annesinin soyadını kullanmayı tercih etmesinin babasına karşı bir duruş olduğu görülüyor.
kendisini takip edenlerin, sevenlerin bildiği üzere fazıl say'ın desteğiyle bilkent üniversitesi müzik ve sahne sanatları bölümünde “özel öğrenci” olarak eğitim alma fırsatı yakalamıştır ama uyum sağlayamadığı için devam edememiştir. ayşe arman ile yaptığı buradan röportajda daha detaylı anlattığı gibi nota bilmemektedir. yine emre yücelen ile yaptığı söyleşide buradan kendi beyanı ile 5 oktavın üzerini gördüğü ama üzerinde durmadığı, hatta "o sesleri ne yapacaksın?" diye dalga geçtiği özel bir sese sahiptir. ama onu bence daha da özel yapan şey yazdığı şarkılardır.
kendisi de şöyle açıklar bunu;
mesele, ses tellerimdeki genetik farklılık. bence harika sesler çıkarmak önemli değil. önemli olan harika sözler söylemek. ben daha fazla edebi içerikle ilgileniyorum, sesle ilgilenmiyorum. o bir tür cambazlık ve ben buna doğuştan yatkınım. ben daha çok ozan olarak var olabilmeyi istiyorum.
tıpkı daha önce hakkında tanım yazdığım emre aydın gibi cem adrian'ı dinlediğinizde de dertlenirsiniz.
bu adamlar sizi derdiniz yoksa dert sahibi yapar, derdiniz varsa onu hiç zorlanmadan bir üst seviyeye çıkartırlar.
yani aslında uzak mı durmalıyız bilmiyorum.
benim döne döne dinlediğim bir kaç şarkısı var mesela;
mark eliyahu ile birlikte söylediği kül şarkısında " aynı değil umudun rengi kayboluyor" dediğinde o umudun kaybolan rengi sisli-puslu-soğuk şekilde gözünüzde canlanır.
kül olur mu kalbimizdeki zamanla bilinmez ama inanmak isteriz yana yana aslında kalbimizdekinin değil de bizim kül olacağımıza...
aylin aslım ile beraber söyledikleri herkes gider mi? şarkısındaki sorular ve verdiği cevaplar ile ilgili ben asla yorum bile yapamam sadece buraya bırakır düşünme kısmını da bir zahmet size bırakırım.
peki ya sen?
hâlâ, bekliyor musun?
beklemek şimdi hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız.
peki ya umut?
umut şimdi hiç görmeyen birine gökkuşağını anlatmak kadar zor ve imkansız.
birsen tezer ile beraber muhteşem söyledikleri, benim en en en sevdiğim, döne döne dinlediğim, yaralarını kanırtmak isteyenlere dinlemelerini şiddetle tavsiye ettiğim * beni hatırladın mı? şarkısında daha da zor, derin sorular sorar ve akabinde ekler;
beni hatırladın mı?
yüzümdeki çizgilerimin ressamı...
hatırladın mı?
bu benzersiz eserini...
beni hatırladın mı?
kalbimdeki harabelerin mimarı...
hatırladın mı?
nasıl yıkıp döktüğünü...
her acı zamanla geçmez...
her giden mutlaka dönmez...
her aşık bir gün affetmez...
kalbi artık çarpmayınca...
her ateş küllenip sönmez...
her yara bir gün iyileşmez...
her umut yine yeşermez...
artık hiç inanmayınca...
beni hatırladın mı?
kalbimdeki parıldayan o elması...
hatırladın mı?
nasıl söküp aldığını...
beni hatırladın mı?
o rengarenk rüyalarımın hırsızı...
hatırladın mı?
bıraktığın kabusları...
insan garip bir varlık; yani biz gidip canımızı yakacak insanları kolayca buluyoruz, canımızı yakacak şarkıları 5 km'den tanıyoruz. sonra o insan ile o şarkı birleşip hayatımızın kabusu oluyor. ikisini birbirine bağlayıp (bir ömür o şarkıyı ilk zamanlar sürekli sonra ara ara dinleyerek) o insanı ve bize yaşattığı acıları yad ediyoruz. neden? gerçekten neden? deli miyiz? divane miyiz?
ama yine de benim bir iki sorum var ve tanımımı da bunlarla bitirmek istiyorum.
bir mucize olur belki ve bu sorulara yanıt alırım belli mi olur?
herkes gider mi?
söyle bana küçük adam
her şey biter mi?
çok erken değil mi?
erken değil mi?
söyle bana küçük adam
herkes gider mi?
iyi geceler sözlük. kafam çok dolu, ben de bir o kadar yorgunum ama ruhen. ve kendimi cem adrian kadar güzel ifade edemiyorum.
buraya kadar okuyan ponçik yazarlar için elbette bir sürprizim olacak. umarım huzurlu bir uyku ile güzelce dinlendiğiniz bir sabaha uyanırsınız, haftanız çok güzel geçer ve çok mutlu olursunuz... bence güzel oldu. *
kendisini takip edenlerin, sevenlerin bildiği üzere fazıl say'ın desteğiyle bilkent üniversitesi müzik ve sahne sanatları bölümünde “özel öğrenci” olarak eğitim alma fırsatı yakalamıştır ama uyum sağlayamadığı için devam edememiştir. ayşe arman ile yaptığı buradan röportajda daha detaylı anlattığı gibi nota bilmemektedir. yine emre yücelen ile yaptığı söyleşide buradan kendi beyanı ile 5 oktavın üzerini gördüğü ama üzerinde durmadığı, hatta "o sesleri ne yapacaksın?" diye dalga geçtiği özel bir sese sahiptir. ama onu bence daha da özel yapan şey yazdığı şarkılardır.
kendisi de şöyle açıklar bunu;
mesele, ses tellerimdeki genetik farklılık. bence harika sesler çıkarmak önemli değil. önemli olan harika sözler söylemek. ben daha fazla edebi içerikle ilgileniyorum, sesle ilgilenmiyorum. o bir tür cambazlık ve ben buna doğuştan yatkınım. ben daha çok ozan olarak var olabilmeyi istiyorum.
tıpkı daha önce hakkında tanım yazdığım emre aydın gibi cem adrian'ı dinlediğinizde de dertlenirsiniz.
bu adamlar sizi derdiniz yoksa dert sahibi yapar, derdiniz varsa onu hiç zorlanmadan bir üst seviyeye çıkartırlar.
yani aslında uzak mı durmalıyız bilmiyorum.
benim döne döne dinlediğim bir kaç şarkısı var mesela;
mark eliyahu ile birlikte söylediği kül şarkısında " aynı değil umudun rengi kayboluyor" dediğinde o umudun kaybolan rengi sisli-puslu-soğuk şekilde gözünüzde canlanır.
kül olur mu kalbimizdeki zamanla bilinmez ama inanmak isteriz yana yana aslında kalbimizdekinin değil de bizim kül olacağımıza...
aylin aslım ile beraber söyledikleri herkes gider mi? şarkısındaki sorular ve verdiği cevaplar ile ilgili ben asla yorum bile yapamam sadece buraya bırakır düşünme kısmını da bir zahmet size bırakırım.
peki ya sen?
hâlâ, bekliyor musun?
beklemek şimdi hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız.
peki ya umut?
umut şimdi hiç görmeyen birine gökkuşağını anlatmak kadar zor ve imkansız.
birsen tezer ile beraber muhteşem söyledikleri, benim en en en sevdiğim, döne döne dinlediğim, yaralarını kanırtmak isteyenlere dinlemelerini şiddetle tavsiye ettiğim * beni hatırladın mı? şarkısında daha da zor, derin sorular sorar ve akabinde ekler;
beni hatırladın mı?
yüzümdeki çizgilerimin ressamı...
hatırladın mı?
bu benzersiz eserini...
beni hatırladın mı?
kalbimdeki harabelerin mimarı...
hatırladın mı?
nasıl yıkıp döktüğünü...
her acı zamanla geçmez...
her giden mutlaka dönmez...
her aşık bir gün affetmez...
kalbi artık çarpmayınca...
her ateş küllenip sönmez...
her yara bir gün iyileşmez...
her umut yine yeşermez...
artık hiç inanmayınca...
beni hatırladın mı?
kalbimdeki parıldayan o elması...
hatırladın mı?
nasıl söküp aldığını...
beni hatırladın mı?
o rengarenk rüyalarımın hırsızı...
hatırladın mı?
bıraktığın kabusları...
insan garip bir varlık; yani biz gidip canımızı yakacak insanları kolayca buluyoruz, canımızı yakacak şarkıları 5 km'den tanıyoruz. sonra o insan ile o şarkı birleşip hayatımızın kabusu oluyor. ikisini birbirine bağlayıp (bir ömür o şarkıyı ilk zamanlar sürekli sonra ara ara dinleyerek) o insanı ve bize yaşattığı acıları yad ediyoruz. neden? gerçekten neden? deli miyiz? divane miyiz?
ama yine de benim bir iki sorum var ve tanımımı da bunlarla bitirmek istiyorum.
bir mucize olur belki ve bu sorulara yanıt alırım belli mi olur?
herkes gider mi?
söyle bana küçük adam
her şey biter mi?
çok erken değil mi?
erken değil mi?
söyle bana küçük adam
herkes gider mi?
iyi geceler sözlük. kafam çok dolu, ben de bir o kadar yorgunum ama ruhen. ve kendimi cem adrian kadar güzel ifade edemiyorum.
buraya kadar okuyan ponçik yazarlar için elbette bir sürprizim olacak. umarım huzurlu bir uyku ile güzelce dinlendiğiniz bir sabaha uyanırsınız, haftanız çok güzel geçer ve çok mutlu olursunuz... bence güzel oldu. *
devamını gör...
89.
kafa sesine ulaşmak yetenek ve uzun yıllar çalışmayı gerektiriyor olabilir ama benim kulağıma hitap etmiyor. kulağımı tırmalıyormuş gibi hissediyorum.
değerli sanatçıdır ama severiz.
değerli sanatçıdır ama severiz.
devamını gör...
90.
gazapizm 'in cem adrian ile kalbim çukurda şarkısını dinlediğimde öğrenmiştim. sesi falan olsun gayet güzel. kül şarkısını dinlemiştim ama pek sevmedim benim tarzım değil. ondan sonra kül baya patladı gitti.
devamını gör...
91.
mütemadiyen dinlemekten kaçtığım sanatçı. dağıtıyor insanı.
uzun süreli bir kaçıştan sonra bugün tekrar düştüm batağına.
uzun süreli bir kaçıştan sonra bugün tekrar düştüm batağına.
devamını gör...
92.
çok yetenekli bir müzisyen.ses aralığı o kadar geniş ki bariton sese inip mezzo soprano sese kadar çıkabiliyor.bunu bir de şarkı içinde yapması oldukça yetenekli olduğunu gösteriyor.tenor seste verdiği duyguyu kontralto seste de verebiliyor.summertime şarkısına yaptığı coverı izlerseniz uygulamalı şekilde görebilirsiniz.ses aralığının dışında verdiği duygu muazzam.bir şarkıyı en önemli kılan şey söyleyen kişinin verdiği duygudur,ikisini de aynı zamanda yapabilmek büyük bir başarı.dünya’da nadir bulunan seslerden biri,şarkı söylerken dinleyene ücretsiz bir şekilde solfej eğitimi veriyor.fazıl say tarafından keşfedilmiş bir ses iyi ki keşfedilmiş.
devamını gör...
93.
dün akşam serin ankara havasının eşliğinde ruhumuzu doyuran adam, her seferinde bu kadar mükemmel olmak nasıl bir meziyet.
devamını gör...
94.
devamını gör...
95.
buradan, dizilerin yapımcı, yönetmen, senarist, çaycı artık kim ayarlıyorsa yalvarıyorum, kurban olayım bu adamın şarkılarını kullanmayın. sinir oluyorum. biraz önce açtım viran şarkısını dinliyorum, bir yandan yorumları okuyorum, tam viran olmaya başlamışım, öğreniyorum ki millet şarkıyı bir dizide duymuş gelmiş. tüm modum kaçtı. ben ne güzel kendi başıma dinliyordum şarkılarını. nefret ediyorum sevdiğim şarkıların dizilerde kullanılmasından. ayağa düşürmeyin ya güzelim şarkıları.
devamını gör...
96.
popüler olmadan önce çok seviyordum
devamını gör...
97.
çok ağlak bir tarzı var. yaş ilerledikçe bayıyor.
devamını gör...
98.
devamını gör...
99.
para vererek konserine gittiğim tek sanatçı. öğrenci kredimden kalan son parayı vermiştim konser biletine. canlı performansı o kadar iyiydi ki ağzım açık bi şekilde olduğum yere çivilendiğimi hatırlıyorum. kesinlikle her kuruşuna değmişti.
devamını gör...
100.
evrende böyle biri var ve ben bu kişinin söylediği ilk elden duyabiliyorum, anlayabiliyorum; hissediyorum...
bin minnet.
beni bana ver artık peşinden sürükleme
bin minnet.
beni bana ver artık peşinden sürükleme
devamını gör...