çok yakın dostunu kaybetmek
başlık "ihtiyar wertherin ağrıları" tarafından 13.09.2021 12:44 tarihinde açılmıştır.
1.
... üç kez sonsuzluğa uğurladım, üst üste, redle... şimdi fark ettim ki, gittiler, tutamadım, geri dönmeyecekler, mutlular mı artık bilemem ama ben mutsuzum, dedirten korkunç durum... ben sanırdım ki hayatta en büyük acım, 'sizin hiç babanız öldü mü, kör oldum sandım'dizesi olacak, kardeşleri de varmış meğer, terazisi yok acının, benzeşiyor işte...
devamını gör...
2.
nasibini alıyor herkes bir şekilde bu acının.
ben daha hiçbir dostumu, sevdiğim o sevgililerimi, oturup yediğim içtiğim, gülüp ağlaştıklarımı kaybetmedim. sevgilerimiz menfaatsiz ve sonsuz biliyorum. biriyle 10 senemiz dolmuş, diğeriyle yan yana oturmağa başlamışız tâ ortaokul birinci sınıftan.
canım ciğerim en iyi arkadaşım.
bir gün gelirse böyle bir an, sonrasındaki beni düşünemiyorum.
* * *
bugün nasılsa, beyoğlu'nda gördüm seni
yakınlara dönüştürerek, sanki uzakları
yalnız sana özgü ve ölçüleri kısaltan yürüyüşünle
gene kendi halinde ama, kocaman rüzgarlar gibi
kocaman ve sadece sana yarışan...
iç serinlikli izler bırakıp,
işte, işte öyle gelip geçtin.
bugün bütün saatler, eski takvimleri çalıyordu.
hemen anımsadım sonradan, ne zamandan beri geçmiyordun.
ve artık geçmeyecektin bu sokaklardan...
*
ben daha hiçbir dostumu, sevdiğim o sevgililerimi, oturup yediğim içtiğim, gülüp ağlaştıklarımı kaybetmedim. sevgilerimiz menfaatsiz ve sonsuz biliyorum. biriyle 10 senemiz dolmuş, diğeriyle yan yana oturmağa başlamışız tâ ortaokul birinci sınıftan.
canım ciğerim en iyi arkadaşım.
bir gün gelirse böyle bir an, sonrasındaki beni düşünemiyorum.
* * *
bugün nasılsa, beyoğlu'nda gördüm seni
yakınlara dönüştürerek, sanki uzakları
yalnız sana özgü ve ölçüleri kısaltan yürüyüşünle
gene kendi halinde ama, kocaman rüzgarlar gibi
kocaman ve sadece sana yarışan...
iç serinlikli izler bırakıp,
işte, işte öyle gelip geçtin.
bugün bütün saatler, eski takvimleri çalıyordu.
hemen anımsadım sonradan, ne zamandan beri geçmiyordun.
ve artık geçmeyecektin bu sokaklardan...
*
devamını gör...
3.
tanımlayabilecek olan gelsin yardım etsin bana.
devamını gör...
4.
görmeyeli yıllar oldu iki gözümün çiçeği,her zorluğu çektide benimle ferahlığa erdiğimde yanımda olamadı. makarnasını, şen kahkahasını, kahvesini öyle özledim ki..
devamını gör...
5.
allah yaşatmasın. düşünmesi bile kötü. nefesim kesilir sanırım.
devamını gör...
6.
hayatı sorgulatır ciddi anlamda insana. o bile gittiyse, benim de gitmemem için hiçbir sebep yok dedirtir. madem öyle ne anlamı var bu kadar sıkmanın, bir kere geliyoruz dünyaya diye düşündürür ve yaktırır bir yandan acısı içindeyken tüm gemileri
devamını gör...
7.
her gece yatmadan kendim ve sevdiklerim için dua ederim. değil başıma gelmesi, aklıma gelmesi gözlerimin dolmasına sebep oluyor. dost, seçilmiş kardeştir. bana kan bağım olan insanlardan çok daha yakın oldular. çok acıdır çok! düşünemiyorum. kaybedenlere sabır diliyorum.
devamını gör...
8.
küçükken kirada oturduğumuz evde samet diye bir arkadaşım vardı, üst katta.annem ile üst kata çıkınca hep uzun uzun otururdum,annem ile onun annesi çok iyi sohbet falan ederlerdi.arada ben tek başıma da çıkardım. kardeşide vardı küçük. bizi rahat bırakmazdı kerata. (adı arda idi kardeşinin) .playstation falan oynardık, dün gibi hatırlıyorum playstation da kunfu panda ile ilgili bir oyun vardı onu oynardık beraber.beraber nesquik yerdik kasede (çikolatalı mısır gevreği var ya top olan o) .hala her nesquik yediğimde o aklıma gelir hüzünlenirim :( . beraber kuran kursuna gitmişliğimizde vardır. (hatta ölmeden önce bundan 3 sene önce falan en son kuran kursunda görüşmüştük. arada ekmek almaya çıkınca görüyordum.isin kisasi dedesi ile trafik kazasında öldü. allah rahmet eylesin.su anda bile hüzünlendim yazarken gözlerim doldu.yastık savaşı bile yapardik. ahhh be hayat ne çabuk geçiyor...mekanın cennet olsun kardeşim.lisede dişcide ölduğunu öğrendim. hüngür hüngür ağladım.(toplum içinde konuşmayı bile sevmeyen ben ağladı kocaman adam)
devamını gör...
9.
hiç unutmuyorum ilkokul 3. sınıftayım. hani böyle cincon kızlar olur ya bunlarla takılamam dersin o yaşta bile olsan. o grubun içerisindeydi o da ama bir an olsun benimle bağını koparmamıştı. hatta sıra arkadaşım olmak istemişti. gel zaman git zaman samimi bir dostluk kurmuştuk tabiri caizse o zamanlar. ama nasıl güzel bir kız tarif dahi edebilmek imkansız. bir süre sonra okula çok sık annesi ile ablası gelmeye başlamıştı, bir gün de kalp ritim cihazı ile beden eğitimi dersimize katılmıştı. o zaman da sınıf öğretmenimiz olayı çok derinlemesine anlatmadan üstünden geçmişti sorunun. üstünden tabii uzun zaman geçince bizde onunla bu duruma alışmaya başladık. cihazlar, doktor kontrolleri falan. bir gün dişim çok ağrıyor diye yanıma geldi. bizim okulda da ankesörlü kartlı telefonlar olurdu bileniniz vardır belki. defalarca oradan annesini aradık, ablasını aradık açan olmadı. en sonunda da sınıfa çıkalım belki bir çözüm buluruz dedik. merdivenlerden çıkarken yoruldum dedi oturdu. kafamı çevirmemle de bayılması bir oldu. çocuk aklımla o an çok korktum hemen yukarı çıkıp birilerine haber vermek istedim ama ben derdimi anlatana kadar çoktan onu gördüler. bir süre hastanede kaldı, sonra eve çıktı durumu daha da kötüleşmişti. ve sonra da vefat etti. benim ailem bile gidip ailesini ziyaret etmişken, ben hastanedeyken bile gidip yüzüne bakamadım. o an yanında kalmadım kaçar gibi bir görüntüye sahiptim diye bu hafızamda hep böyle kaldı. suçlu değildim belki ama yıllarca aklımda hep 'ulan keşke' olarak kaldı. saf ve güzel arkadaşlığı ilk onunla tatmıştım. çok memnun ve mutluydum. inşallah mekanı cennet olur meleğimin...
devamını gör...
10.
onla yeniden dost olmayı bırak, artık düşman bile olamayacak olmak... lise 2'deyken kaybettim çok yakın bir arkadaşımı. trafik kazası.biz her gün konuşurduk onunla, her anımı, her hissimi, hayatımda olup biten her saçmalığı anlattığım nadir kişilerdendi. hayatımızda her şeyi beraber yaşamış, her olayı aynı anda farklı yollardan tecrübe etmiştik. bu duruma da sık sık şaşırırdık hatta. bir tek ölümü beraber yaşayamadık, çok sorguladım neden benim de onunla beraber gitmediğimi. öyle bağlıydım ona.
hayatının birçok anına tanıklık ettiğim insanın yaşamının son anlarında ne hissettiğini hiçbir zaman bilemeyeceğim. korktu mu çok, üşüdü mü? üzüldü mü, pişmanlığı, keşkesi var mıydı? çok acıdı mı canı? bunları düşünmek canımı o kadar çok yakıyor ki. yaşadığım her anda bir suçluluk duyuyorum içten içe, ona bunları yaşatamadığım, elimden hiçbir şey gelmediği için. en basitinden üniversite sınavı stresini, kazanma sevincini beraber yaşayamadığımız için çok paramparça oluyorum ya. bunun mevzusunu konuşurduk hep. yani anlayacağınız hayatımda yaşadığım her şeyi hep bir parçam eksik yaşıyorum. biriktiriyorum onları bir yerde elimden geldiğince, bir şekilde ulaştıracağıma inanıyorum bu hisleri ona günün birinde. yıllarca konusunu kimseye açmadım, açıldığında da hep sessiz kaldım. burada da anlatılamıyorum şu an. ama bu süreç, yas süreci, mevsimlerin döngüsü gibi. onunla yaşamayı öğreniyorsunuz sadece. bazen en mutlu anımda, bazen hiçbir şey yokken vuruyor. ona söylemek istediğim çok şey var, ama bu bile bir bencillik. umarım onun içinde hayatına dair söylemek istediği çok şey kalmamıştır.
hayatının birçok anına tanıklık ettiğim insanın yaşamının son anlarında ne hissettiğini hiçbir zaman bilemeyeceğim. korktu mu çok, üşüdü mü? üzüldü mü, pişmanlığı, keşkesi var mıydı? çok acıdı mı canı? bunları düşünmek canımı o kadar çok yakıyor ki. yaşadığım her anda bir suçluluk duyuyorum içten içe, ona bunları yaşatamadığım, elimden hiçbir şey gelmediği için. en basitinden üniversite sınavı stresini, kazanma sevincini beraber yaşayamadığımız için çok paramparça oluyorum ya. bunun mevzusunu konuşurduk hep. yani anlayacağınız hayatımda yaşadığım her şeyi hep bir parçam eksik yaşıyorum. biriktiriyorum onları bir yerde elimden geldiğince, bir şekilde ulaştıracağıma inanıyorum bu hisleri ona günün birinde. yıllarca konusunu kimseye açmadım, açıldığında da hep sessiz kaldım. burada da anlatılamıyorum şu an. ama bu süreç, yas süreci, mevsimlerin döngüsü gibi. onunla yaşamayı öğreniyorsunuz sadece. bazen en mutlu anımda, bazen hiçbir şey yokken vuruyor. ona söylemek istediğim çok şey var, ama bu bile bir bencillik. umarım onun içinde hayatına dair söylemek istediği çok şey kalmamıştır.
devamını gör...
11.
ya hayatından gider ya da hayattan.
ilki başıma çok geldi ki hepimizin gelir . çünkü bir süre sonra duramıyorlar kuduruyorlar. ya da belki sıkılıyorlardır. sadece ilişkide mi sıkılır insanlar. gerçekten sevmediği insanlara seviyor rolü yapmaktan da sıkılırlar.
ikincisi dostum gibi gördüğüm kuzenimdi. hoş dost denemez ağabeydi de.
askere gitti bekledik gelir diye.
güzel insanların anısı kalıyor. benim gidenlerimin içinde sadece o kaldı.
çok anlatmayı sevmiyorum ağabeyimi aslında. kirletmek istemiyorum duygu sömürüsü diyeceklerin bakışları altında.
çok iyi insandı be. böyle saf denecek kadar iyiydi. düşünsenize kendince yaptığı en iyi şaka, arkama seksen model diye kağıt yapıştırıp bütün gün gezdirmekti.
sonra gider fedon'un kasetini alırdı. hala çok dinleyemem.
ay öf. içim daraldı. anlatasım varmış.
ilki başıma çok geldi ki hepimizin gelir . çünkü bir süre sonra duramıyorlar kuduruyorlar. ya da belki sıkılıyorlardır. sadece ilişkide mi sıkılır insanlar. gerçekten sevmediği insanlara seviyor rolü yapmaktan da sıkılırlar.
ikincisi dostum gibi gördüğüm kuzenimdi. hoş dost denemez ağabeydi de.
askere gitti bekledik gelir diye.
güzel insanların anısı kalıyor. benim gidenlerimin içinde sadece o kaldı.
çok anlatmayı sevmiyorum ağabeyimi aslında. kirletmek istemiyorum duygu sömürüsü diyeceklerin bakışları altında.
çok iyi insandı be. böyle saf denecek kadar iyiydi. düşünsenize kendince yaptığı en iyi şaka, arkama seksen model diye kağıt yapıştırıp bütün gün gezdirmekti.
sonra gider fedon'un kasetini alırdı. hala çok dinleyemem.
ay öf. içim daraldı. anlatasım varmış.
devamını gör...
12.
depremde yasadigim acıdır. çocukluk dostumu kaybettim. en azından 10 senemiz vardır birlikte. yanlış hatırlamıyorsam 2. sınıftayken tanıştık. binalarımız yan yanaydı. benden de 2 yaş küçüktü. sokakta top koştururken tanıştık. ben çok iyi kaleciydim, o da bir o kadar iyi oyuncu. cok fazla anılarımız oldu. bikac örnek versem 50 paragraf asagiya ineriz. zaman geçti büyüdük, ben futbolu bitirdim, hayata odaklandım. o futbolu hiç bırakmadı. amatör takımlarda oynadı, en son bal liginde bir takıma transfer oldu. sürekli beni futbola yeniden başlatmaya çalışırdı. yeteneğime ihanet ettigimi söylerdi. sürekli "bana futbolu sen öğrettin abi" derdi. halisaha maçları ayarlardi sırf ben de geleyim diye. benimle birlikte oynamak onu dünyanın en mutlu insanı yapıyordu bence. depremde enkazın altında can verdi. kolon devrilmiş üzerine. anında ölmüş. depremin 1. ve 2. günü arabada kaldık. o binanın önündeydik. gecenin karanlığında uzun uzun baktım o binaya. benden 5 10 metre ötede cesedi vardı. bunu bilmenin ve hissetmenin verdiği acıyı hiçbir türlü tarif edemem. bugünlerde karar aldım. amatör bir takimda maçlara başlayıp kendimi geliştirmek istiyorum. bunu o hayattayken yapsaydım ne kadar mutmu olurdu... hayatta olsaydı, göremeyeceğini bilse bile bunu yapmamı isterdi. biraz toparlanayim, spora da, futbola da geri döneceğim. sokaklarda maçlar yaparken o tsubasa ben de wakabayashi olurdum. o küçük wakabayashi büyüdü ve yeniden sahalara dönüyor dostum. biraz paslanmış ama olsun. senin tabirinle "1 ay düzenli antrenmanla" kendime gelirim. her kurtarışım sana armağan olsun dostum. huzur içinde, nurlar içinde uyu. cennette görüşmek üzere *
devamını gör...