deniz seki

sesi ve kendisi güzel bir pop müzik sanatçısı. 1970 doğumlu. aynı zamanda besteci.
son dönemdeki imaj değişikliği sonrasında bambaşka biri olup çıkmış.

kişi kınadığını yaşamadan ölmez mi desek, kimse sınanmadığı günahın masumu değildir mi bilemediğim torbacılıktan hüküm giymiş popçu.

üniversite kantininde dinlediğim ahmet şarkısını söyleyen kadın.
sene bilmem kaç.

ajda pekkan'dan sonraki kuşağın ajda pekkan'ı.

uyuşturucu müptelası milf

ölçü birimi gibi çağrışan ünlü ismi. örnek; gökçeada buradan elli deniz seki uzaklıktadır.

(bkz: herkesin vardır azmaktan utandığı biri)

diye başlarım seninle ilgili konuşmaya. ablacım sen ne yapıyorsun ya ? ne güzel mayalı hamur gibi bir kadındın* gerek var mıydı bu estetiğe. bütün kadınlar birbirine benziyor zaten sen de gittin onlara benzedin. kadın hata yapma makinesi *mk. gittin zurnacıya* vardın, gördün ebenin *m*nı. adam pudra şekerini zurnasıyla çekiyor. bu çok belliydi. o yollara girmeyecektin ablacım. sonra yaparsın boncuktan kuşu mapus damlarında.

türkiye'de çekilmiş en absürt kliplerden birine imza atmıştır. dedim ya kadın hata üretim merkezi gibi. seks satmaya çalışmışlar, ortaya bu çıkmış. yani evet hot diyebileceğim anlar var ama çok absürt bir içeriği var klipin. şimdi elimizde ne var bakalım..

bu klip.



tuvalette rimeli aka aka ağlayan bir adet deniz seki var. klipin yarısı pimapenli tuvalette geçiyor zaten. sırayla geçip içerde dans ediyorlar.*

bir adet bacaklarını açıp vajinasını okşayan deniz seki var yine.

dans eden kadınların üzerine rakı dökme sahnesi var. bu kimin aklına geldiyse aklını s***yim birader kusura bakma ama. anasonlu içki dökülür mü lan kadının üstüne. kokar o lan. mundar etmişsin. tebrik ederim.

dansçı kadınlara sürekli olarak etek altı çekim yapan bir adet kameran var.

yine aynı kameraman deniz ablanın memelerine sürekli olarak düşmeye çalışıyor.

1:56'da başlayan bir iki saniyelik bir sahne var. akıllara zarar. lan siz erotiği çok yanlış anlamışsınız. bu iğrenç *mk.


ya türkiye'nin biz şuan siyasal islam versiyonunu yaşıyoruz. çok kötü ama seküler zamanı da çok çirkin. ülküde estetik bakışta ciddi problem var. neyin güzel olduğuna bir türlü karar veremiyoruz. bu klipi deniz seki'ye ilk izlettiklerinde ne tepki verdi acaba. 'tamam çok güzel oldu basalım televizyonlara' falan mı dedi. inanılmaz. yüzüne müptezelsin işte desek kızar. müptezelsin ablacım sen. buna nasıl onay verebilirsin ya ahdahdahah. seksi kadınları nasıl kötü çekebiliriz dersi gibi klip. inanılmaz.

benim için bu şarkı ve klip demektir... çok güzel şarkıları olabilir ama bu şarkı ile hafızama kazınmıştır.

twitter yok, instagram yok, netpilix yok yok oğlu yok ama insanlık vardı...

azerbaycan'da sahneye çıkmadan hemen önce kulisten yaptığı paylaşım çok konuşuldu.



kendi bile tanımakta zorluk çekmiş kendisini, bu görüntüyü gördüğünde.
azerbaycan'da her türlü gideri var böyle abartılı girişimlerin de, türkiye'de pek yeltenmesin bence.
fena gömerler, affetmezler.
sahne performansının önüne geçer, kendisi de üzülür.

pudra şekeri ticaretine hakim sanatçılardan birisi hatta ilk sırada bile diyebiliriz

bir zamanlar geçmek bilmeyen seren serengil depresyonu diye bir şey vardı.
sonra kadın estetik oldu, magazinci oldu kurtuldu.

sonra deniz seki depresyonuyla tanıştık o da çok uzun sürdü...
şimdi o da kendinr bir takım özenler gösterip bakımlar yaptırıyor. umarım o da atlatmıştır.

neticede kimsenin mutsuz olmasını istemiyorum. deniz seki çocukluğumuzdur. iyi olsun. gerisi önemli değil. istediği estetiği yaptırabilir. kendi bilir.

ya bu kadının içine seren serengil kaçmış, ya da içinde ki sereni dışarı çıkarmış
yuh yani.

ilk şarkısı ahmet'di sanırım.
daha ilkokuldaydım klibini izleyip dururdum, çok ilgimi çekmişti.
sonrasında "dile kolay"adında bir şarkısını hatırlıyorum.
yaz aylarında her yerde duyuyordum.
bizim lisedeki matematik öğretmenizimin okul arkadaşı imiş.
sanıyorum o okul çamlıca kız lisesiydi. ya da çamlıca'da bulunan bir okul.
(tam hatırlamıyorum.) (teyit ettim doğruymuş.)
çok delidolu, enerjisi yüksek biriymiş.
müzik dersi de çok iyiymiş zira.
öyle bahsederdi bazen hocamız.
ben de küçükken dış güzellik olarak da, ses olarak da kendisini çok beğenirdim.
ki gençliğinde çok doğal bir güzelliği vardı bence.
sonrasında hapis süreci oldu. yıpratıcı dönemler yaşadı. haliyle yaşanılanların bedensel izleri kaldı kadında.
eski halinden çok farklı bir görüntüsü oldu.
şimdi de estetikleri ile ya da filtreler mi demeliyim bu konularla gündemde.
olmadığı biri gibi gözükme çabası ile zaten her ünlü kadın ya da fenomen gündemde.
ama buraya bunları eleştirmek için gelmedim.
koca koca tanınmış, kendini aşmış (misal ajda pekkan) insanlar bile filtreler kullanıp ya da sürekli estetik yaptırıp güzel ve genç gözükme çabası içindeyse altında yatan başka nedenler ve psikolojik bir baskı vardır.
ama şunu demek isterim:
deniz seki bence her yaşında güzel bir kadındı. estetiksiz yaşlı hali şu an gündeme düşen filtreli o android gibi gözüken haline bin basar.
belki saçma gelecek, belki inanmayacaksınız ama o kırışıklıklar, yaş almanın sonucu yüze oturan olgun o sima kadınlarda güzel duruyor bence.
genç ve prüzsüz gözükmek değil de yaşının güzeli olmak diye de bir şey var.

hapis süreci işlediği suç her neyse de o konuda çok bilgi sahibi değilim. sadece bir ceza hukukçusundan duyduğum bir şey var:" birçok kişi bu suçu işledi. ama o kadına ceza fazlası ile verildi"
yani adaletsiz bir sistemin içindeyiz.
ama orantısız bir ceza var mı yok mu o konuya çok hakim olmadığımdan bilemiyorum o kısımlara giremeyeceğim.
sadece duyduğum bir şeyi yazmak istedim.
tabi zamanında bayhan' a söylediği bazı laflar da var. karma mı ne diyorlar işte tam ona çıkıyor.
ne zaman o olayı hatırlasam "hiç kimse sınanmadığı günahın masumu saymasın kendini." sözü aklıma gelir.

deniz sekilikten çıkmış şarkıcı. martin luther kinge benzemiş ne alaka bilmiyorum

hani derler ya “insanın kendine ettiğini bir köy toplansa edemezmiş.” deniz seki'yi anlatıyor bu söz. ne zamanki evli olan hüsnü şenlendirici ile aşk yaşamaya başladı. hüsnü'nün eşi nasıl ah ettiyse kadının iki yakası hala bir araya gelemedi.
o bir yana, deniz seki hem iyi bir söz yazarı, hem de iyi bir şarkıcıyken ve de bence kendine has bir güzelliği varken çok daha zirvede olması gerekirken kendine hiç acımadı. yaptığı yanlış seçimler, kötü alışkanlıkları hayatını hep daha da zorlaştırdı.
sosyal medyadaki dayatılan güzellik anlayışına, estetik çılgınlığına kendi de düşmüş. "elini korkak alıştırma" demiş. şu yastık dudak modası bir an önce bitsin! bir ara yanık ten, mahmut abi kalınlığında kaş, bugs bunny dişleri modaydı. her kamera ünlüsü yaptırıyordu. iğrenç duruyordu. şimdi de bu yastık dudaklar moda. şu meşhur kediciklere benziyorlar.

1970 doğumlu türk sanatçı/ besteci.
bütün şarkılarını kendisi yazan ve besteleyen bir sanatçıdır.

sırf hapse düştü diye sanatını görmezden gelmek acımasızcadır.
türk pop müziğine kazandırdığı şarkıların güzelliği tartışılamaz.

güzel eserleri var olmakla birlikte sesini pek kaliteli bulmuyorum.

çok dar bir ses aralığı var. dışına çıktığı anda tiz oluyor.

seren serengil'le aynı estetik cerraha gitmiş şarkıcı. elimizdeki seren serengil ve benzerlerinden 100 tane olmuş oluyor. harca harca bitmez.

burnu iyi koku alan,kendini heba etmiş yetenekli söz yazarı, besteci ve şarkıcı.

geçenlerde tv'de magazin haberlerinde denk geldiğim şarkıcı.
kadın ne hale gelmiş be. aşırı kilo almış. sanki kafasını arı kovanına sokmuş da arıların saldırısına uğramış gibi.
hayatı film oluyormuş, ne hayat yaşadın ki filmini çekecekler.