devlet hükümet ayrımı

türkiye cumhuriyeti halkının hükümeti devlet olarak görmesi beni deli ediyor. halbuki 5.sınıfta sosyal dersinde öğretiyorlar. devlet halkın özgürlüğünü, ekonomisini, mutluluğunu gözeten soyut bir yapıdır. hükümet ise cumhuriyet veya demokrasi ile yönetilen ülkelerde halk tarafında 5 yılda bir seçilen yöneticilerdir.
bıktım artık ikisini aynı kefeye koyanlardan zaten başımızdaki soyguncuların 20 yıldır ülkeyi soyabilmesinin sebebi de bu ayrımı yapamayanlar. artık gerçekten sinirime dokunmaya başladı. bir gün başıma büyük bir bela alacağım gibime geliyor.
elimde bir megafon ile meydanda haykıracağım "devlet ve hükümet aynı şey değildir hükümete oy vermezseniz türkiye cumhuriyeti yıkılmayacak!" diye.

başkanlık sistemi sağ olsun öyle bir ayrım kalmadı.

20 yıldır bu ülkeyi yöneten bir iktidar artık devlet olarak anılır. atamaları o yaptı, sistemi o kurdu, herşeyi kendileri yaptılar dolayısı ile kimi suclayacaguz mahmutu mu?

öyle bi ayrım yok şu anda. devletle hükümet özellikle son 12-13 yıldır tamamen aynı şey.

güçler bölüşüldü. bahçeli iç işleri ve her türlü derin iş , rte din işleri suriye fln . biraz bahçeli kazıklamış gibi bunları ama *

iktidar senden ise böyle bir ayrım yoktur. ancak karşı taraf iktidar olduğunda insanlar bu ayrımı fark eder.

devlet ve hükümet ayrımı gerçekten?

eyvah, mı'yı bitişik yazdım. kendimi kınım kınım kınıyorum.

devlet yönetilen, hükümet yönetendir.
devlet kalıcıdır, hükümet geçici.
atatürk liderdir, diğerleriyse gazoz kapağı.

devlet, hükümet kimi yargılıyorsa odur.

hükümet, bu yargılamalara alkış tutanlardır.

bu ikisinin kasten çorba edildiği dönemden bir örnek ergenekon davasıdır. yargılanan devletimizdi. birden çok terör örgütüyle siyasi amaçlarını tevhid eden dönemin hükümeti ise yargılayandı. ibda-c, hizbullah, pkk ve fetö gibi. yargılananlar hakkındaki itham neydi? şaka gibi, terör suçu.

birey-toplum-devlet üçlemesinde toplumu devletin önüne koyan bu zihniyet, gelen tepkiler hukukunu icat etti. sosyal medya linçleriyle, basın üzerinden itibar suikastlarıyla; devletin mahkemesini cumhuriyetin savcısını yönlendirdiler. bugün bu toplumlar yığını hakkında ağzını açan birey, devlete karşı bir suç olan terörle itham ediliyor. oysa dile getirilen şey çoğunlukla devlet gibi devlet talebi. toplum vesayetinde olmayan devlet. "halkın bir kesimi" vurgulu işler yapmayan gerçek bir devlet.

hulasa datlum, hükümetler terör suçunu pekala işleyebilirken devlet için bu işlenemez bir suçtur. çünkü hem sanık hem müşteki olunamaz.

devlet belli bir alanda belli bir nüfusun vatandaşlık bağıyla bağlandığı bir aygıttır, hükümet ise bu aygıtı yönetmekle yükümlü aygıt içinde ki yapılardan biridir

hükümet > devlet. aslinda denklem bu kadar basit ama sizler hep tersine inandiginizdan celiskilere dusuyorsunuz.

bilmem öyle mi kank ?