diyanet işleri başkanlığı

ulu önder atatürk tarafından kurulan ve o zamanlar doğru dinin anlaşılması için oldukça faydalı çalışmalar yapan bir başkanlıktı.

şimdi ise başkanları milyonluk mercedes arabalara biniyorlar, milyonluk evlerde kalıyorlar ve ''bir hırka bir lokma'' felsefesini anlatarak halkı uyutuyorlar.



tanım: günümüzde, kurulma dönemindeki işlevini yitirmiş olan kuruluştur.

sadece adı olan amacı olmayan kurum.

babamın deyimiyle hıyanet işleri başkanlığıdır.

harcadıkları milyonların zıkkım olmasını dilediğim kurumdur. ateistler bile insanı dinden bu kadar soğutamazdı. 9 yaşındaki kız çocuğu evlenebiliemiş de bilmem ne (!)

9 yaşındaki çocukla ilgi yapılan asılsız haberlere cevap.

asılsız haberleri yayıp bide çocuk istismarı ile ilgili ahkam kesenler utanmadan nasıl başkalarının yüzüne bakıyor acaba?

anayasa'nın 136. maddesine göre faaliyetlerini laiklik ilkesi doğrultusunda yürüten kurumdur:

136. madde.

"genel idare içinde yer alan diyanet işleri başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir."

en sığ tanımla laiklik ilkesi dinin devlete, devletin dine karışmadığı bir alanken, işbu anayasal tanımla dinin devlet işlerinin dışında kalması sağlanmış ancak devlet ("genel idare içinde yer alan" ifadesi ile) dinin içine elini sokmuştur. (diyanet işleri başkanlığı (dib) için 2021 yılı merkezi yönetim bütçe kanun teklifi'nden ayrılan ödenek 12 milyar 977 milyon tl.'dir. buradan

islam; emevi, abbasiler'den beri islama uygun olmayan devlet işlerini halk nezdinde bir şekilde meşrulaştırma aracı olmuştur. bunun çağcıl tipik bir örneği "diyanet işleri başkanlığı din işleri yüksek kurulu, toki'nin faiz işletilen sosyal konut projelerinin caiz olduğunu" duyurmasıdır. buradan

oysa faiz ayetlerine bir güncelleme gelmemiştir.

bakara, 275: "faiz yiyenler, şeytanın aklını çeldiği kimsenin tavrından farklı tavır göstermezler. bu (şeytanca tavır) onların “alım-satım, tıpkı faizli işlem gibidir.” demeleridir. allah, alım-satımı helâl, faizli işlemi haram kılmıştır. kime sahibinden (rabbinden) bir öğüt ulaşır da faiz almayı bırakırsa, önceden aldıkları kendine kalır. onun işi allah’a aittir. kim de devam ederse, onlar cehennem ahalisidir, orada ölümsüz olarak kalacaklardır."

bakara, 278-279: "ey inanıp güvenenler, allah’tan çekinerek korunun! o’na gerçekten güveniyorsanız, kalan faiz alacaklarınızdan vazgeçin! eğer vazgeçmezseniz, allah’a yani allah’ın kitabına karşı savaşta olduğunuzu bilin."

t: "toki'nin faiz işletilen sosyal konut projelerinin caiz olduğu" hususunun dayanağı ne olduğu sorulması gereken kurumdur.

web sitesinde yayınladığı kur'an çevirilerine sık sık güncelleme yapan devlet kurumu. aslına pamuk ipliğiyle bağlı kalacak şekilde yumuşattığı mealleri, altta yer alan uzun uzadıya ve aslında laf kalabalığı olan tefsirleriyle desteklemeye çalışır.

siyasal islamın hızlandırdığı ve giderek artan sayıda dini sorgulama neticesinde alınmaya çalışan beyhude önlemlerden biridir. padişahın fermanlarına çanak olma görevini de ayrıca sürdürmektedir.

25 - gün gelecek gök, beyaz bulutlar şeklinde yarılıp dağılacak, melekler bölük bölük indirilecek.
26 - işte o gün tam hâkimiyetin rahman'a ait olduğu iyice açığa çıkacaktır. kâfirler için o gün, çok çetin bir gün olacaktır.
27 - o gün zalim, ( kafirler kasdediliyor) parmaklarını ısırır "eyvah!" der, "keşke o peygamberle birlikte yol tutsaydım!"
28 - eyvah! keşke falanı dost edinmeseydim!
29 - vallahi bana gelen öğütten (kur'ândan) beni o uzaklaştırdı. zaten şeytan, insanı (işte böyle uçuruma sürükleyip sonra da) yüzüstü, yalnız bırakır."
30 - o gün peygamber: "ya rabbî, halkım bu kur'ân'ı terkedip ondan uzaklaştılar!" der.
30. peygamber der ki: ey rabbim! kavmim bu kur'an'ı büsbütün terkettiler.  
30. ve peygamber dedi ki: yarabbi! şüphe yok benim kavmim bu kur'an'ı büsbütün terk ettiler
31 - işte böylece biz her peygamber için suçlulardan bir düşman ortaya çıkardık. ama tasalanma! senin rabbin yol gösterici ve yardımcı olarak yeter mi yeter!
31. (resûlüm!) işte biz böylece her peygamber için suçlulardan düşmanlar peydâ ettik. hidayet verici ve yardımcı olarak rabbin yeter.
31. ve işte biz böyle her bir peygamber için günahkârlardan bir düşman kılmışızdır. ve sana bir yol gösterici ve yardım edici olarak rabbin kifayet eder.

bu ayetler kuranda furkan suresindendir.
kıyametten ; kafirlerle ilgili ; bazı pasajları resmeder.
30 uncu ayet ise ; hz muhammedin ; ümmetinden olan; kafirlerin durumlarıyla ilgili ; allaha verdiği bilgidir. hz muhammed ümmetinin niçin cehennemlik olduğunun sebebidir. sebep ise kuranı terketmeleridir.
31 inci ayette ise allah ; her peygambere ; kendi ümmetinden gelen ; düşmanlar peydah ettik ; deniliyor. yani ; muhammed ümmetinden ; kuranı terkedenler ; suçlu, düşman diye nitelendiriliyor.

şimdi iyi algılayın.
bu ayetler ; hz muhammedin sağlığındaki sahabelerden bahsetmiyor. bu ayetler ; kıyamet gününde ; hesap gününde ; kuranı terkettikleri için kafir durumuna düşen muhammed ümmetinden bahsediyor. bu sahne hesap gününden bahsediyor.

şimdi gelelim asıl konuya...
bu ülkede halkın ; sağlam ve doğru inanca ve ahlaka sahip olmasını sağlayacak kurum kimdir.
halkı ; allahın huzurunda ; hesap gününde ; kafir olmaktan koruyacak kurum kimdir.
elbette diyanet işleridir.
fakat bu diyanet işleri ne yapıyor.
halkın ; şeyhlere, şıhlara, tarikat şeyhlerine, hadis ve fetva yazarlarına tapmasına göz yumuyor.
diyanette bu gerçeği bilen, gören ilim sahibi alimler yokmu. kuranı ve allahı bilen kişiler yokmu.
elbette var.
fakat susuyorlar. gerçeği konuşmuyorlar. halkın kafir olmasına aldırmıyorlar.
halkın kurandan uzaklaşmasına göz yumuyorlar.
nasıl büyük bir günah ve vebal altına girdiklerini umursamıyorlar.
ben böyle büyük bir vebalin altına giremem.
ben allahın karşısına ; büyük kafirlerden olarak çıkamam.
ben kurandan başka ; allahın hükmünden başka ; insanları yanıltıp cehennemlik edecek bir lakırdıyla insanların karşısına çıkmam.
fakat diyanette bu cesaret var.
not: büyük kafirler ve küçük kafirlerin öbür dünyadaki halleri yazımı bekleyin. kuranda bu konu tafsilatlı olarak işleniyor.

en seksi başkanlık.

solcu / seküler kesim ve radikal dinci kesim gibi birbirine taban tabana zıt iki unsur için de güvenilirliği düşük olan bir kurumdur. seküler kesim gerici bulur, radikal dinci kesim ılımlı. kim seviyor ve güveniyor derseniz ben malum partinin seçmenleri diyebilirim. sonuçta diyanet işleri başkanlığı hükûmetin bir organı gibi çalışıyor.

ülkede en çok bütçenin ayrıldığı bölüm...

insanları dinden soğutmak için elinden gelen her şeyi yapan bir kurumdur. bide sürekli dikkatimi çeken şey şehitleri anarken atatürk'ün ismini hiç ağızlarına bile almıyorlar buda kimin uşağı olduklarını gösteriyor.

halkı sürekli kutuplaştırıcı açıklamalarda bulunan kurum. insanları dine teşvik etmek yerine tam tersi dinden soğutmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

benden giden her vergi haram olsun.

ülkeye gram yararı olmayıp yılda 15-20 milyar tl'yi vakıflara peşkeş çekiyorlar.

sünni islamı hükümet lehine yorumlama ve zorla yayma kurumu.

emevi dininin mihmandarı, üçlü çete olan ebu süfyan, muaviye ve yezit'in övücüsü, sultanın sofrasına oturup ensesi kat kat olmuş din bezirganlarının başkanlığı. cinayet işleri, din cinayet işlerinden sorumlu olan bu yapı uyumsuz geçimsiz ve mistik kaos ihtiva eder.

çağ dışı bir oluşum. taliban'ın modernize olmuş hali lakin en az onlar kadar karanlık içinde.

rte, akp'den sonra üçüncü büyük nefretim olan lağım çukuru.

söyledikleri zerre umrumda olmayan kurum.

ülkede hiçbir fiili çalışması olmadan bu denli fazla (milyarlardan söz ediyorum) maddi yatırım alan ülkenin laiklik tanımıyla oynayan ilginç kurum. nasıl olur da başkanı elini kolunu sallayarak ülkemizin yegane kurucusu atatürk'e dinsiz ve vatan haini yakıştırması yapabilir , anlayamıyorum???

akp yandaşı faruk aksoy a göre ciddiye alınmaması gereken müessese.