asılarak idam edilmeyi anlatan bir metafor. sanki darağacının ipi, bütün asılmışların duluymuş gibi...
devamını gör...
dul kavramının kullanıldığı bir vakitte olduğumuzu düşünmüyorum. herkesin hür iradesi var. ne bu böyle isteyen istediğine karışırımcılar.
devamını gör...
"dul" ne kadar itici bir kelime. "dulla evlenmek" ondan da itici bir tabir. boşanmış, eşi ölmüş her ne olursa olsun bekar bir insandır o ve bekar bir insanla evlenmek her daim normaldir. evlenmek normal midir o tartışılır ama bu tabirdeki kişiyle evlenmek çok normaldir. algılar...
devamını gör...
herhangi bir insanla evlenmek ile aynı şeydir. günümüzde üzerine tartışılması hatta bunun için üşenmeyip başlık açılması bile saçma olan bir durumdur.
devamını gör...
çok ama çok normal bir durumdur. bir dul ile evlenmek ile yeni evlenmek arasından hiçbir fark yoktur. kişinin dul olması onu farklı yapmıyor. tabi dul ifadesi bazı güruhlar için sadece fanteziden ibaret olduğundan, çokta şaşırtmıyor. günümüzde hâlâ bu ifadenin kullanılması itici ve mide bulandırıcıdır.
devamını gör...
halbuki meşru olan evliliği tercih etmeyip evlenip boşanmak yerine, gayrimeşru ilişkilerle hayatını geçirse evleneceği zaman toplum nezdinde "bekar ile evlenmek" başlığına konu olacaktı.
devamını gör...
insanların boşanıp başka insanlarla evlenmesi ya da eşini kaybettiği için başka bir insanı hayatına almaya hazır olması neden günümüzde hala bir problem akıl alır gibi değil. bir insanın dul olması toplumca "işe yaramaz, kullanılıp atılmış" gibi çirkin karşılanır ki bu en yanlış düşünce şeklidir. taraflar evlilikte anlaşamayıp ayrılabilir, vefat gibi durumlar olabilir böyle şeyleri artık geride bırakmalıyız, insanlık olarak.
devamını gör...
hz. muhammed ilk evliliğini henüz 25 yaşında iken 40 yaşında ve "dul" olan hz. hatice ile yapmıştır. eğer ki o yaşta hz. ayşe ile evlenmiş olsa gereksinimi olan korunma, rehberlik, hoşgörü, sabır gibi kavramlara belki de ulaşamayacaktı. buna rağmen bizim gibi çoğunluğunu müslümanların oluşturduğu ülkelerde "dul" olmak kadın icin olumsuz bir ifade yaratıyor. erkegin dul olması ise daha kabul edilebilir hatta "yaşı geçmiş kız kuruları (!!!) " için biçilmiş kaftan olarak görünüyor.
yıllar yıllar önce abim dul bir kadın ile evlenmek istiyor diye dünyayı başımıza yıkan ailem, abim (daha sonra evlendiği eşinden) bosandiktan sonra "acaba onunla evlense daha mı mutlu olurdu?" diye düşünmeye başlamıştı. günümüzde eskiye oranla gunu yasayip geçmişi sorgulamayan çiftler ve düğünden sonra birbirini hiç görmeyen dünürler sayesinde artık dul ile evlenmek bir sorun haline gelmeyebiliyor.
devamını gör...
şimdi bu konuda şöyle bir yorum yapma gereği hissettim kendimce. günümüz dünyası özellikle 20. yy'dan sonra inanılmaz bir özgürleşme trendine girdi. bu tabi ki çok önemli ve güzel bir şeydir. kişisel özgürlükler ve kimin hayatını nasıl yaşayacağı kendi seçimidir ve bu konuda baskılama yapmak hem dinen hem de demokratik teamüller gereği yasaktır. olmaması da lazımdır. kadının yada erkeğin dul olması gibi işlerle ilgilenileceğine ne kadar uyuşup birlikte yaşayabileceğinin gerçekliği üzerine kafa yorup ilgilenmek daha sağlıklıdır, şimdi bu işin teorideki bir yönü...

şimdi gelelim bu işin pratikteki diğer yönüne..arkadaşlar, kişisel özgürlükler ve demokratik teamüller falan güzel hoş şeyler olsa da bunun sınırı nasıl çizilecek? yada denge nasıl sağlanacak? bir örnekle anlatayım ki gerçek bir örnek kabaca anlatacam..bir kadın ile bir adam evlenmiş genç yaşta, daha sonra bu genç adam iş nedeniyle ülkeden gidiyor. bir süre sonra gittiği yerden bir kadınla tanışıp sevgili oluyor. daha sonra bulunduğu ülkenin türk konsolosluğuna başvurarak boşanma işlemleri başlatıyor, her neyse bir şekilde güç kaza bela boşanma gerçekleşiyor.. eleman hayatını gittiği ülkede kurup yolunu buluyor. evlilikle oturum izni de alarak sınırsız çalışma hakkına sahip sürecin kapısını aralıyor..boşandığı eşi ise bir süre bekleyip değişik işlerde çalıştıktan sonra 1 çocuğuyla beraber yeni bir evlilik için hazırlıklar yapıyor..ortada çocuk olduğu için bir sürü problemler çıkıyor.. tam bu arada eski karısının evleneceği haberini alan koca geri ülkeye dönüp ki orada işleri geri bozulup ülkeye dönmüş oluyor, ve oradaki eşinden de boşanmış ( şimdi süre uzun ama detay vermeyeyim, siz anlayı işte) tak diye ortaya çıkıyor...çocuğunu da kullanıp duygusala oynayıp eski boşadığı eşini geri nikahına alıp ülkenin sahil kasabasına taşınıyorlar, yurtdışında çalıştığı iş üzerinden dil de bilince orada hayatını geri kuruyor ve bu arada da eşini de aldatıp duruyor..hikaye epey uzun ama bu hikayede yazık olan, o dul kadınla evlenme hazırlığında olan ikinci erkek eşe...ayıplayıp kınayanlarını mı ararsın yoksa sevginin gücü, kadın geri kocasına dönmüş diyeni mi...

şimdi bu bir örnek..peki, nolacak o evlilik hazırlığındaki ikinci kişiye? kadın erkek farketmez..bizim gibi ülkelerde yeterli bir bilinç düzeyi yok. insanlar kimi seveceğine, kiminle birlikte olabileceğine bile karar verme yetisinden yoksun..herkesi kastetmiyorum ama ekseriyeti böyle bizim halkın...işte tiktok videolarından tutundan sosyal medyada yazılı yorum yapılan tüm mecralardaki zeka seviyesine bir bakın..bu cehaletin üzerine, bir de baskılanmış gelenek ve görenekler ile çeşitli ahlaksal problemleri de ekleyin..tüm bunları da çağdaşlık ve özgürlük diye yutturmaya çalışan çığırtkanlıklara bakın...bu ülkede yıllardır evlilik programları ile ailenin kökü kurutulup yozlaştırıldı...tv'lerde ki hanımefendi, evlilik için taliplerini bekleyen sözde kadınların, programlar kapandıktan sonra nasıl da escortluk yaptıklarını görmedik mi? çeşitli sabah ve ikindi kuşaklarında aile kavramının nasıl da bir mevhum olduğuna defalarca şahit olmadık mı izlediğimiz haberlerde? o iğrenç aile ilişkilerine ve çeşitli sapkınlıklara...üstelik o çarpıklıklara herhangi bir yorum yaptığın anda bir kesim hemen sanki seni kadın düşmanı bir vahşiymişsin gibi linç etme girişimleri nolacak?...

öyle kadın tipler görüyorum ki belli yani, kolunda jilet izleri olan, illegal işlerle uğraşan ve saçma sapan adamlarla yaptıkları evliliklerle hayatlarını mahveden kadınları...şimdi böyle kadınlarla nasıl evleneceksin? hatadır yapmış, kadınlar özgürdür diyip geçecek misin gerçekten? peki, sırf çocuk doğurabilmek için o anlık ani kararla evlenip çocuğu doğurduktan bir süre sonra hormanları dizginlenince boşanan ve çeşitli problemlere de sahip olan bir kadınla nasıl evleneceksin? üstelik bu çocuğun resmiyetten babası da var( resmiyetten olmasa bile oçocuğun bir babası var)..sürekli bu çocuğun hayatında olacak..bir şekilde olacak yani...hadi diyelim sen belirli bir seviyedesin ama o çocuğun babası seninle aynı seviyede mi? herkes ekrankardaki o çağdaş ünlü insan kültüründe mi? halka mal olmuş, şöhretli insanlar ve bilinçli kişilerde problem olmuyor ama altlara doğru indikçe her türlü sıkıntı doğmuyor mu? ki, o beyaz türk denilen, ünlü-şöhretli diye tabir edilen tayfada bile ne problemleri çıkıyor, haberlerde görüyoruz...

ülkemiz her konuda olduğu gibi bu konuda da batı dünyasından oldukça geride..geleneksel öğretilerimiz ve dinimiz islam nedeniyle ve bu konulardaki ilginç ve art niyetli sapkınlıklar sonucunda bizim ülkemizde en az 3-4 kuşak daha beklemek lazım belki de 5 kuşak...bu konu sadece tek yönlü basitçe üzerine yorum yapılabilecek bir konu değil..

eğer her yönlü yazsaydım buradan istanbul sözleşmesine bile girip size 30 sayfalık yazı çıkarırdım...seviyeli, saygın ve bilinçli kadın erkek ilişkileri zaten hem islamda hem diğer dinlerde hem de modern dünyada desteklenir..lakin, bunun için, seviyeye, bilgiye kültüre ve saygınlığa sahip olmak gerekir...hem kadın hem de erkek sahip olacak bu değerlere..evlenmen yada evlenmemen de mesele değil..peki, bu mümkün mü? bu sadece batı avrupa ve batı kültürlerinde çoğunlukla geçerli, bizlerde ise oldukça sıkıntı ve zor durumlara sebep olmaktan başka bir işe yaramaz..

siz eğer 120 volt ile çalışabilen ve bagladesh, vietnam gibi fakir asya ülkelerine göre tasarlanmış bir makineyi getirir de türkiye de bir prize takarsanız, o makine 220 voltta cereyanı aldığı an devreleri boom'layıp yanar...umarım anlatabildim..
devamını gör...
gülün adı, dulun tadı.
(bkz: hiç bilenle bilmeyen bir olur mu ?)
devamını gör...
medeni kanun bile evlenip ayrılmış insanı bekar kabul ediyor. dul diyerek kast edilenin başka bir şey olduğu aklıma gelmedi değil.
devamını gör...
daha önce başkası ile evlenmiş ancak herhangi sebepten evliliği son bulmuş kişi ile evlenmektir.

eğer evlenen sen, ben değilsem, seni beni ilgilendirmez.
devamını gör...
evlenen insan sıkıntı etmiyorsa, çevreye *** yemek düşer.
devamını gör...
kömür kalpli adamlar ve kadınlardan
öğrendim ağzımı doldura doldura dul demeyi
bir duldaymış meğer kendini bilen insan
duldayı bir sözlüğe ektim
kelimeler canlanıyordu
iyilik gibi
devamını gör...
birinin evlenip boşanmış olması neden "dul" gibi bir etiket taşımasını gerektiriyor...
devamını gör...
#607646
şu tanımım altına imzamı atıyorum.
yaşamını yalnız geçirmek istemeyen her dul kadının karşısına (bkz: hz. muhammet) gibi düzgün bir insan çıksın inşallah.
devamını gör...
(bkz: normal)
devamını gör...
"dul" diye bir cinsiyet yoktur kadın ve erkek vardır! öküz...
devamını gör...
hiçbir sakıncası yoktur, eğer çocukları varsa ve onları besleyip büyütüp topluma kazandırırsanız bu iyilikleriniz de zayi olmayacaktır.
devamını gör...
sanki yaratıkla evlenmek gibi bir başlık olmuş .
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"dulla evlenmek" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim