ekler

karagöz'ün, oyun sonunda, kendisine neden bana vuruyorsun diye itiraz eden hacivat'a "ekler kenetler yine vururum" cümlesinde geçen tatlıdır. kenetler'i yemek daha nasip olmadı.

ben çok seviyorum çay ve kahvenin yanında iyi gidiyor.

üzerine gerçekten kaliteli bir çikolata sosu döken varsa bilen konum atsın, çok övülen yerlerden de yedim ama alayı tırt. içindeki kremanın hatırı var yoksa mevcut şartlarda yüzüne bakmam.

istanbul fatih/çapada salih özkan isimli butik bir pastanede en iyilerinden birini yiyebileceğiniz tatlı.
gerek sosu, gerek kendisiyle bir numara.

fazlasıyla emek istemesi ve fiyatının da çok yükseltilememesi sebebiyle genelde çok iyi mekanlarda bile tırt olabiliyor bu tatlı.

şu an aş eriyorum...lannnnnnnnnnnnn

dünyanın en lezzetli aynı zamanda en ölümcül tatlısıdır.

nedenlerini ele alalım;

1) asla doyduğunuz hissini size vermez dolayısıyla çok rahatlıkla 1- 1.5 kg paketi bir oturuşta kahve veya çayla tüketebilirsiniz. yok canım! demeyin, tatlı ama bilhassa ekler gibi hafif hamurlu tatlılar insanın doyma hissini donduruyor. yesenizde, kusacak boyuta gelene kadar gerçekten duramıyorsunuz.

2) içerisindeki trans yağ ve katkı maddeleri ciddiye alınacak seviyelerde fazladır özellikle pastaneler ve benzeri seri üretim halinde çalışan yerlerden bu ürünü almamaya özen gösterin. bir günde belki kutu kutu ekler çıkaran bir işletme, kâr yapabilmek için kullandığı malzemenin kalitesinden düşecek tabi ki! bu noktada işte bazıları dozunu kaçırıp, maksimal kâr için çok zararlı bileşenler kullanabiliyor. maliyeti az oldukça, sağlıklı sıkalası dibe iniyor çünkü. malzemelerini alıp, evde yapmanız daha sağlıklı. tabi pastanelerdeki gibi olmaz ama en azından ne yediğinizi bilirsiniz.

3) şeker.. trans yağ / katkı maddesi dediğiniz noktada seriyi " muazzam üçleme" haline getiren bir olgu daha var.. tabi ki şeker!
her tatlı gibi, ekler pastalarda müthiş şeker bileşeni içerir. kolestrolünüz ve genel şeker oranınız için dümdüz tehdittir kendisi.

4) ortamın hijyeni.. büyük işletmelerin ve seri üretim yapan mahalle pastanelerinin mutfak kısmının nedense hijyenik olduğu kanısında değilim. ürünleri hazırlayan kişi ne kadar sağlık ve hijyen kurallarını uyguluyor emin olmak lazım... mutfagın hijyeni, tezgahın, aletlerin dezenfektesi ne sıklıkla yapılıyor? bu önemli.. şekerli her gıda hele yazın deli bakteri üretir. tezgahların ve zeminin gün sonu klorakla ( çamaşır suyu) temizlenmesi lazım. ayrıca pastaneler ve fırınlar çok haşerat çeker. tatlının yapıldığı mutfak ekstra.. dolayısıyla mekanın her açıdan fanus gibi izole tutulması lazım ki gerçekten temiz besinler yiyelim.

evde yapamıyorsanız ve dışarıdan alacaksınız, butik çalışan şirketleri deneyin. son 2-3 yıldır çok moda oldu, özel pasta- kurabiye vb tatlıların siparişini alan ve yollayan çok bireysel şahıs şirketi var. instagramda fazlasıyla mevcut böyle işletmeler. en azından temizler.

ekler imamoğlu

frambuazlısını çokça sevdiğim bir pasta türü. hani çokça sevdim diye abartı görünmesin, tek seferde bir yahut iki tane yiyebilirim, o da şimdi kaç çeşit boyutu oluyor eklerin bilmiyorum fakat benim bahsettiğim küçük boyutlusu. ondan bir ya da iki dilim.

genelde meyveli olanlarını seviyorum. kahvenin yanında ise çikolatalısı iyi giden tatlı.