elma yüzünden cennetten kovulmak

bu konuyla ilgili hep aklıma takılan nokta, bu olaydan sonra elma nasıl haram olmadı insanlığa? yani şu an elma suyu içmek yasadışı bir şey olabilirdi bence. :).

mesele elma değil. mesele racona uymamak. şeytan neden kovuldu racona uymadı. insan da şeytanın gazına gelip bir duruş göstereyim dedi o da racona aykırı davrandı ve cennetten kovuldu.

bu dünyada da gelenekten ayrılan huzurlu olamaz diyor alt metni de. yani meraklı değil sadık olmak gerek.

değişimi isteyen meraklı olan insanın işi değil sadık olmak. sadık olmayan yalnız ölür. yalnız ölecek cesareti olmayan da seve seve racona uyacak söz dinleyecek efendi gibi oturacak denileni yapacak.

tipik erkek gaza gelmesi
havva: beni seviyor musun adem?
adem: hı? hee
havva: benim için şu elmayı koparır mısın biliyorum yasak ama beni seviyorsan koparırsın
adem: (yüzünde gaza geldiği belli bir gülümseme) elmayı koparır ve olaylar gelişir. ah ve adem abi hep senin yüzündendir anlamsız ve zamansız gaza gelişlerimiz. cennete oturup şarap içmek varken bak mevzu nerelere geldi

bi elma yedik konu nerelere geldi

"apple'ın simgesi boşuna mı ısırık alınmış bir adet elma?" demiş.. dimi ya

alan turing'de kimmiş.!
elma; kadim medeniyetlerde bilimi temsil edermiş.. bize ne!

hatta; jobs o kadar lümpen ki, mistik tanımı imgeleştirip şirket logosu yaparak tanrıya meydan okumuş.

baklava çalan çocukların senelerce hapse mahkum olduğu yerde; cennetten elma çalmaya az bile yapılan uygulamadır.

ulen masumlar dizisinde bi tepsi baklava çaldılar diye çocukların hayatı kaydı, sen koskoca cenentten çala çala elma mı açlıyon. bari waffle, püskevit neyim yürüt.

hristiyan inancında böyle olabilir ama islam'da böyle değildir. zaten hz. adem dünyaya gönderilmek için yaratılmıştır. elma olayı sadece bir vesiledir ve hristiyanlıktaki gibi kadın bu yüzden kirli bulunmaz.

net olarak olarak adem'in kendi hatasıdır.

adam seni test etmek için bir tane ağaç koymuş, "bundan yemeyeceksin" demiş, o kadar. ortamda da başka bir kural yok.

zaten cennettesin. istediğini yiyorsun. her şey var yani. istesen gidip bedavaya 1,5 tereyağlı iskender yersin. ama yok. o tek yasak olan ağaçtan elma ye. aferin sana anuna koyayım.

sadece kendini değil hepimizi yaktın.

o konuda ben de çok dargınım. ne işimiz var lan bizim burada?

(bkz: ham meyvayı kopardılar dalından)

daha olgunlaşmamıştı. az ilerde ballanmış ve biraz da dalında sallanmış armut vardı, onu koparmak yerine gidip olmamış elmayı kopartınca, olanlar oldu.

elma metaforu bence iradeden başka bir şey değil.

elmayı yemesi kader miydi yoksa iradesiyle mi yedi?
işte bu tartışılır.

allah irade vermiş, o an şeytanın kandırmasıyla dolayısıyla nefse yenik düşülmesiyle bunlar yaşanmış, her şey imtihan.

kovduğu kişiyi sonra peygamber yapmış....

keşke o, elma değil de kaju olsaydı. düz elma yani. ne bileyim çilek, mor üzüm olsaydı ya.
yeme demiş yaradan. niye yiyorsun,sanki havva'nın her dediğini yaptın da o gün de o elmayı yiyeceğin tuttu ,ah be adem baba.

"ilk günah elmanın yenilişi değildi.. otoritenin sorgulanması da değildi.. tanrı'ya kendi fikrini savunma şansı vermemekti. yılanın sözlerini esas gerçek olarak kabul etmekti.

esas günah, tanrı'ya gidip 'hey, neler oluyor? bize yalan söylediğini söyledi.' denilmemesiydi. tanrı'nın yalan söylediğini varsaymaktı."

(bkz: six feet under)'dan alıntı.

işin özü elma değil de simgesi elma olabilir. özünde başkaca bir yasaklanmış durum söz konusu olabilir diye düşünüyorum.
zeppelinsiteleri8.com/

zihnimi sonuna kadar zorluyorum işin içinden çıkamıyorum.
neydi? önce mevcut durum analizi.

ilk olarak sen üst olarak yani yaratıcı tanımıyla, yarattığına bir komut veriyorsun. diyorsun ki bunu yapma! yarattığın yapıyor ve sen onu cezalandırıyorsun.
bilemiyorum… olay yaratmak şu bu değil ama anlatıda gariplik var. üzerine çok düşündüm. ki genelde çok düşünmem, az yeterli gelir. anlatı ya eksik ya da yanlış.

kendimden alt olanına şimdiye kadar hiç kızmadım. ben eksik öğrettim veya önemini vurgulamadım diye düşündüm. sonuçta üst olan benim. ki burada olay hiyerarşik durum veya zeka.

kaldı ki burada olay yaratıcılık gibi inanılmaz güç seviyesi. bilemiyorum… çok zor sabitlemek…

bana göre sonsuzluk vaadiyle kandırılan iki insanın tanrılaşma arzusunun tezahürüdür. çünkü sonsuz olan sadece yaratıcıdır. bu konuda simyacıların felsefe taşını bilirsiniz, panacea, reenkarnasyon olayı, gençlik iksirleri, yaşlanmayı geciktirecek ilaçlar, klonlanma işte efendime söyleyeyim kapsüllerle birkaç yüzyıl sonraya uyanma falan işte genel olarak ölümsüzlük arayışı ve buna yatırım. insanın içinde ölümsüzlüğe olan şiddetli bir arzunun karşılığıdır bu sembol. belki o meyvenin yenmesi sonsuzluk kavramını ortadan kaldıran bir şeydi. yılan metaforu bilirsiniz kötü tasvir edilir ama tıp ve ilacın, panzehirin sembolüdür günümüzde. ısırılmış elma da genelde ihanet ile özdeşleştirilir. ama sonuçta tadı oldukça lezzetli ve baş döndürücüdür. insanın tanrılaşma arzusu hasebiyle kovulması gibi bir şey diyebiliriz, seni yaratan yaratıcına ihanet etmen gibi, bence tabii. sembolik dil bu tür metaforları açıklamada oldukça etkileyici olabiliyor, üzerine düşünmek zevkli.

ayvayida biz yedik. ben elma falan yemedim beni niye karıştırıyoruz anlamadım.