engelli biriyle evlenmemek
başlık "zamansız kelebek" tarafından 13.04.2021 23:51 tarihinde açılmıştır.
1.
yalnızlık sapasağlamsan tercihtir.
engelliysen, mecburiyet. demiş ekşi sözlükten bir yazar.
daha doğmadan bedeniyle cezalandırılmak ne zor olmalı. tanrı nerde? bunu neden yapıyor?
engelliysen, mecburiyet. demiş ekşi sözlükten bir yazar.
daha doğmadan bedeniyle cezalandırılmak ne zor olmalı. tanrı nerde? bunu neden yapıyor?
devamını gör...
2.
engelli olmak için illa uzuv kaybı yada doğuştan fiziksel sorunlara sahip olmak gerekmiyor. zihinsel, ruhsal ve kronik rahatsızlıklar nedeniyle engelli statüsünde olan insanlar var. benim de hem ameliyatlar hem de kronik rahatsızlıklar nedeniyle engelli raporum var. ilişkilerim de bir dönem bu yüzden sıkıntı yaşadım. insanlar sanki ölene kadar sağlıklı yaşayacağını düşünüyor.
devamını gör...
3.
çok fazla aşık değilsen sevgin fazla değilse evlenemez kimse. engelli insanlar sorumluluk ister çünkü onların engeli için daha fazla hassasiyet sahibi olmak gerekir ve bunu göze alan bir insan engeli olan partnerine çok bağlıdır tahminen.
devamını gör...
4.
öncelikle aileden başlayan sosyal baskının bir yansıması.
ayrımcılığın daniskası.
kırmanın zor olduğu bir davranış.
ayrımcılığın daniskası.
kırmanın zor olduğu bir davranış.
devamını gör...
5.
arkadaşlarımın ebeveynleri var. birinin hem annesinin hem babasının işitme yetisi farklı, diğerinin ise babasının işitme yetisi farklı. insanlar sevdiği zaman seviyor. yeteneklerin farklı olması bu kişilerin sevmesine ve sevilmesine engel değil. doğru insanı bulmak herkes için zor. eminim bu ilişkiler pek çok farklı zorluğu beraberinde getiriyordur ancak bu yalnızlığa mahkum bir hayat sürmeleri gerektiği anlamına gelmiyor.
pek çok engelli derneğinin kendi klüpleri, sosyalleşme aktiviteleri var. yurtdışındaki kadar fazla olmamakla birlikte bunlar türkiye'de de mevcut.arkadaşlarımın aileleri bu aktivitelerde tanışmışlar. içinde bulunduğum için zorlukları, ihtimallerin ne olduğu hakkında yazamam ancak bu konuda yazarken ben olmam, olamam ya da bu insanların birlikte olma şansı yok tarzında yorumlarda bulunmanın hassasiyetle bağdaşmayacağı görüşündeyim. yazılarınızı okuyan kişinin umutlarının yıkılmasına, kendini yalnızlığa mahkum hissetmesine neden olabilir. bazı konularda söyleyecek iyi bir şeyiniz yoksa yorum yapmamak çok daha olgun bir davranıştır.
edit - ekleme: bu arada üniversitede kızlar arasında son derece popüler olan arkadaşımı hatırladım. yetenekleri farklıydı ama kadın mıknatısıydı. yine gazetecilik yapan görme engelli bir iş arkadaşımız evlenerek mutlu bir yuva kurmuştu. ben sadece iki dakika düşünmekle 4 tane çifti hatırladığıma göre yetenekleri farklı olan kişilerin doğru insanları bir yerlerde onları bekliyor olmalı.
pek çok engelli derneğinin kendi klüpleri, sosyalleşme aktiviteleri var. yurtdışındaki kadar fazla olmamakla birlikte bunlar türkiye'de de mevcut.arkadaşlarımın aileleri bu aktivitelerde tanışmışlar. içinde bulunduğum için zorlukları, ihtimallerin ne olduğu hakkında yazamam ancak bu konuda yazarken ben olmam, olamam ya da bu insanların birlikte olma şansı yok tarzında yorumlarda bulunmanın hassasiyetle bağdaşmayacağı görüşündeyim. yazılarınızı okuyan kişinin umutlarının yıkılmasına, kendini yalnızlığa mahkum hissetmesine neden olabilir. bazı konularda söyleyecek iyi bir şeyiniz yoksa yorum yapmamak çok daha olgun bir davranıştır.
edit - ekleme: bu arada üniversitede kızlar arasında son derece popüler olan arkadaşımı hatırladım. yetenekleri farklıydı ama kadın mıknatısıydı. yine gazetecilik yapan görme engelli bir iş arkadaşımız evlenerek mutlu bir yuva kurmuştu. ben sadece iki dakika düşünmekle 4 tane çifti hatırladığıma göre yetenekleri farklı olan kişilerin doğru insanları bir yerlerde onları bekliyor olmalı.
devamını gör...
6.
engelli birisiyle evlenmenin sorumlulukları ve zorlukları göz önünde bulundurulursa muhtemelen garipsenmeyecek olandır.
engelli bir birey olsaydım ve benim hatam olmayan bi durumdan ötürü sevgiden, işte diğer bireylerin yaşadıklarından vs. mahrum kalsaydım çok üzülürdüm. empati yapabiliyorum fakat düşününce kesinkes engelli birisiyle evlenirim diyemiyorum. hayatın ne getireceği hiç belli değil tabi ki ama evlenmek istemeyen şahsı da yargılayamayız. sevdikten sonra engel mengel tırı vırı da gelebilir tabi.
engelli bir birey olsaydım ve benim hatam olmayan bi durumdan ötürü sevgiden, işte diğer bireylerin yaşadıklarından vs. mahrum kalsaydım çok üzülürdüm. empati yapabiliyorum fakat düşününce kesinkes engelli birisiyle evlenirim diyemiyorum. hayatın ne getireceği hiç belli değil tabi ki ama evlenmek istemeyen şahsı da yargılayamayız. sevdikten sonra engel mengel tırı vırı da gelebilir tabi.
devamını gör...
7.
çocukluğumda aksini düşündüğüm eylemidir.
adı burcu'ydu. annesi oturduğumuz sitenin çocuk parkına getirir salıncakta sallardı. zihinsel engelliydi ve çok farklı bir enerjisi vardı. burcu ve annesiyle karşılaştığımda sokakta top oynuyorsam eğer soluklanma bahanesine durup onu seyrederdim. evdeysem, kimi zaman camdan sarkıp kimi zaman da gizliden gizliye perdenin kenarından onu izlerdim.
çok güzeldi, zihinsel engelini kavrayacak yaştaydım ama sallanırken savrulan saçları, öylesine saf kahkahaları ve inci gibi parlayan dişleriyle büyüsüne kapılıp giderdim. adını öğrendiğim gibi zamanla oturduğu apartmanı bile buldum. tesadüfen de olsa ona sitenin sınırları dışında denk gelmek beni çok sevindirmişti. çünkü her hafta annemle çıktığım pazartesi pazarının kurulduğu cadde üzerinde oturuyorlardı.
annesinin elinden tutup bizim parka sallanmaya geldiğinde, çok sefer deli divane olduğum topun peşinde koşmayı bıraktığımı hatırlıyorum. çünkü onun salıncakta sallanırken mutluluğunu görmek beni herşeyden alıkoyuyordu. balkondan annem seslense ve sevdiğim yemeği pişirdiğini söyleyip beni eve girmem için ikna etmeye çalışsa bile dönüp bakmazdım. güzel yüzlü burcu ve en büyük eğlencesi olan salıncakta sallanmasını izleyip onun mutluluğuna ortak olmak, herkesten gizlediğim tutkum haline gelmişti.
o zamanlar aklım evlilik mevzularına çok etmese de onunla bir hayat kurduğumu hayal ederdim. hayalimde hep mutluydu, gülüyordu ve ben de onun güzel yüzünü görüp huzurla doluyordum. çocuk aklımla bile acaba onu hayatım boyunca böyle güldürebilir miyim diye düşündüğüm, kendimce hayallere daldığım çok olurdu.
aradan çok uzun zaman geçti. aynı muhitte oturmama rağmen çocukluğuma dair unutmadığım bir karakter olan burcu'yu yıllar sonra tekrar gördüm. o ana kadar hiçbir şekilde karşıma çıkmamıştı. onu gördüğüm zaman bir koşu yanına gidip sarılmak istedim ama onun için yabancının tekiydim, hatta yanındaki annesi için de. içimden geldiği gibi ona asla sarılamayacağımı bilmek canımı çok yakmıştı.
askere gitmeden önce, birliğime katılmama 15, 20 gün varken zaman geçsin diye oturduğumuz yere yakın bir kafede garsonluk yaptım. burcu ve annesini en son orada gördüm. sanki onları ilk defa görüyorumuşcasına karşıladım, siparişlerini aldım ve servislerini açtım. annesi pizza istedi. ben de pizzayı çok severim.
belki de 15 yıl geçmişti anne ve kızı ilk gördüğüm günden beri. zaman onu değiştirmişti sanki. çocukluğumda göründüğünden daha durgun, belki biraz daha tedirgin ve huzursuz gibiydi. ya ben? ben de çocukluğumdaki gibi hayat dolu görünüyor muydum acaba dışarıdan? birazdan çok severek yiyeceği pizzasını ona götürürken hissiz gibi olduğumu hatırlıyorum. buz gibi.
ah be burcu. seni son gördüğümde ne hissedeceğimi bilemesem de bir zamanlar seni çok sevdiğimi söylemek isterdim. çocuk aklı mı derler yoksa çocuk kalbi mi bilmem. salıncakta sallanırkenki mutluluğunu her zaman olmasa da hep hatırlayacağım. bir sonraki yaşamda beraber sallanacağımızdan o kadar eminim ki. hem de en güneşli günlerde yine bizim sitenin parkında. umarım hayat senin için hep mutlu olduğun şekilde, annen için de biraz daha kolay geçmiştir.
adı burcu'ydu. annesi oturduğumuz sitenin çocuk parkına getirir salıncakta sallardı. zihinsel engelliydi ve çok farklı bir enerjisi vardı. burcu ve annesiyle karşılaştığımda sokakta top oynuyorsam eğer soluklanma bahanesine durup onu seyrederdim. evdeysem, kimi zaman camdan sarkıp kimi zaman da gizliden gizliye perdenin kenarından onu izlerdim.
çok güzeldi, zihinsel engelini kavrayacak yaştaydım ama sallanırken savrulan saçları, öylesine saf kahkahaları ve inci gibi parlayan dişleriyle büyüsüne kapılıp giderdim. adını öğrendiğim gibi zamanla oturduğu apartmanı bile buldum. tesadüfen de olsa ona sitenin sınırları dışında denk gelmek beni çok sevindirmişti. çünkü her hafta annemle çıktığım pazartesi pazarının kurulduğu cadde üzerinde oturuyorlardı.
annesinin elinden tutup bizim parka sallanmaya geldiğinde, çok sefer deli divane olduğum topun peşinde koşmayı bıraktığımı hatırlıyorum. çünkü onun salıncakta sallanırken mutluluğunu görmek beni herşeyden alıkoyuyordu. balkondan annem seslense ve sevdiğim yemeği pişirdiğini söyleyip beni eve girmem için ikna etmeye çalışsa bile dönüp bakmazdım. güzel yüzlü burcu ve en büyük eğlencesi olan salıncakta sallanmasını izleyip onun mutluluğuna ortak olmak, herkesten gizlediğim tutkum haline gelmişti.
o zamanlar aklım evlilik mevzularına çok etmese de onunla bir hayat kurduğumu hayal ederdim. hayalimde hep mutluydu, gülüyordu ve ben de onun güzel yüzünü görüp huzurla doluyordum. çocuk aklımla bile acaba onu hayatım boyunca böyle güldürebilir miyim diye düşündüğüm, kendimce hayallere daldığım çok olurdu.
aradan çok uzun zaman geçti. aynı muhitte oturmama rağmen çocukluğuma dair unutmadığım bir karakter olan burcu'yu yıllar sonra tekrar gördüm. o ana kadar hiçbir şekilde karşıma çıkmamıştı. onu gördüğüm zaman bir koşu yanına gidip sarılmak istedim ama onun için yabancının tekiydim, hatta yanındaki annesi için de. içimden geldiği gibi ona asla sarılamayacağımı bilmek canımı çok yakmıştı.
askere gitmeden önce, birliğime katılmama 15, 20 gün varken zaman geçsin diye oturduğumuz yere yakın bir kafede garsonluk yaptım. burcu ve annesini en son orada gördüm. sanki onları ilk defa görüyorumuşcasına karşıladım, siparişlerini aldım ve servislerini açtım. annesi pizza istedi. ben de pizzayı çok severim.
belki de 15 yıl geçmişti anne ve kızı ilk gördüğüm günden beri. zaman onu değiştirmişti sanki. çocukluğumda göründüğünden daha durgun, belki biraz daha tedirgin ve huzursuz gibiydi. ya ben? ben de çocukluğumdaki gibi hayat dolu görünüyor muydum acaba dışarıdan? birazdan çok severek yiyeceği pizzasını ona götürürken hissiz gibi olduğumu hatırlıyorum. buz gibi.
ah be burcu. seni son gördüğümde ne hissedeceğimi bilemesem de bir zamanlar seni çok sevdiğimi söylemek isterdim. çocuk aklı mı derler yoksa çocuk kalbi mi bilmem. salıncakta sallanırkenki mutluluğunu her zaman olmasa da hep hatırlayacağım. bir sonraki yaşamda beraber sallanacağımızdan o kadar eminim ki. hem de en güneşli günlerde yine bizim sitenin parkında. umarım hayat senin için hep mutlu olduğun şekilde, annen için de biraz daha kolay geçmiştir.
devamını gör...
8.
ben ençok seni götürdüm giderken
aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları
yardan düşmüştüm yaralarım yardan armağandı
kutsal kitabımdı ziyan edilmiş sevgililer atlası
ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi
benim sevmeye engel evcil acılarım vardı
devamını gör...
9.
önemli olan aşık olmak.
iki kişi birbirini sevdikten sonra arada ne tür bir engel olduğunun önemi yok.
iki kişi birbirini sevdikten sonra arada ne tür bir engel olduğunun önemi yok.
devamını gör...
10.
aslında bunun garantisi yok çünkü evlendikten sonra da eşiniz engelli olabilir. gerçi öyle olduğunu bilerek evlenmek başka.
devamını gör...
11.
hepimiz birer engelli adayıyız halimiz sonumuz ne olur bilinmez kimseyi küçük görmemeli ve önlerindeki engelleri yıkmalarına yardım etmeliyiz sevgi engel tanımaz.
devamını gör...
12.
direkt ''tabi ki evlenirim, önemli olan aşk'' diyen kişileri samimiyetsiz buluyorum. bu tür sorulara kesin cevap vermemek lazım; önce başına gelmesi gerekir, sonra istesen de istemesen de bir durum değerlendirmesi yaparsın, yaşamında çekeceğin derdi tasayı düşünürsün, değip değmeyeceğinin analizini yaparsın ve sonuçta evlenirsin ya da evlenmezsin.
devamını gör...
13.
işin doğrusunu konuşmam lazım. öyle romantizmi bulaştırmayalım.
12 sene evli kaldığım sürece eşime hep iyi davrandım. her zaman onu mutlu etmeye gayret ettim. nitekim elimden geldiğince maddi manevi içinde bir şey kalmasın diye çabaladım.
ama engelli olduğumda, çalışmayı bırakıp emekli olduğumda beni terk etmek için gözünü bile kırpmadı.
12 sene evli kaldığım sürece eşime hep iyi davrandım. her zaman onu mutlu etmeye gayret ettim. nitekim elimden geldiğince maddi manevi içinde bir şey kalmasın diye çabaladım.
ama engelli olduğumda, çalışmayı bırakıp emekli olduğumda beni terk etmek için gözünü bile kırpmadı.
devamını gör...
14.
geçirdiğim trafik kazasından sonra %10 oranında kısmen hafif sayılabilecek kalıcı engeli bulunan biri olarak, kendimi başlarda sık sık sorgularken bulduğum konu. mesela bu duruma neden olduğu mahkeme kararıyla sabit olan sabıkalı hanımefendi, geçenlerde düğün fotoğraflarını paylaşmış facebook hesabında. böyle gülücükler saçıyor sanki pırıl pırıl bir hayat yaşamış da mutluluğu herkesten çok hak ediyormuşçasına...ama elbette ben yaşantımdaki her yolunda gitmeyen şeyi buna yoracak kadar içgörüden mahrum değilim neyse ki. başka başka yönlerim var. başka başka bireysel farklılıklarım. içinde sonsuz ihtimalleri barındıran bu yaşam, engelim olmasaydı da öyle süper adil değildi ki. engelli olmazdan önce yaşadığım üzüntüleri, talihsizlikleri, uğradığım nice haksızlığı düşününce konunun engelimle alakası olmadığını net olarak görebiliyorum.
engelli bireylere göre bu hayattaki bir başka avantajınızı bulduğunuzu sanmaktaysanız yanılıyorsunuz dostlar. tavsiyem şudur ki yapıp ettikleriniz dışında bir şeye yormayın kişiler arası ilişkilerdeki saadetinizi yahut mutsuzluğunuzu. çünkü bir saniyesi diğer saniyesini tutmayan bir ihtimaller denizinde yüzüyoruz hepimiz. hepimizi evlere hapseden şu virüs, yaşamımızı tepetaklak edeli ne geçti ki aradan şunun şurasında. tüm uzuvları ve fonksiyonları yerindeyken milyarlarca kişinin üstelik. dedim ya ihtimaller denizi bu yaşam ve kişiler arası ilişkilerde belirleyici olan da yapıp ettiklerimizdir her zaman olmasa da çoğunlukla.
ek: hepinizin bildiği bir erkek var; çok zengin bir arabesk şarkıcısı. altmış yaşının üzerinde ve uğradığı saldırıdan sonra malulen emekli oldu falan. yirmili yaşlarda bir sevgilisi var onun. bunu sırf paraya bağlayanlar olsa da sonuç değişmez. o genç kadın, o şarkıcıyı tercih etti neticede; nice delikanlının flinta gibi çakı gibi sapasağlam vücuduna.
yine uzun yıllardır tanıdığım bir hanım arkadaşım var. yaşamını doğduğu günden itibaren sol koluyla devam ettiren. tıp fakültesini bitirdi. branşında çok başarılı bir psikiyatr oldu birçok ruhsal/mental engelli bireye bilgisiyle faydalı oluyor şimdilerde. evli ve iki çocuğu var.
engelli bireylere göre bu hayattaki bir başka avantajınızı bulduğunuzu sanmaktaysanız yanılıyorsunuz dostlar. tavsiyem şudur ki yapıp ettikleriniz dışında bir şeye yormayın kişiler arası ilişkilerdeki saadetinizi yahut mutsuzluğunuzu. çünkü bir saniyesi diğer saniyesini tutmayan bir ihtimaller denizinde yüzüyoruz hepimiz. hepimizi evlere hapseden şu virüs, yaşamımızı tepetaklak edeli ne geçti ki aradan şunun şurasında. tüm uzuvları ve fonksiyonları yerindeyken milyarlarca kişinin üstelik. dedim ya ihtimaller denizi bu yaşam ve kişiler arası ilişkilerde belirleyici olan da yapıp ettiklerimizdir her zaman olmasa da çoğunlukla.
ek: hepinizin bildiği bir erkek var; çok zengin bir arabesk şarkıcısı. altmış yaşının üzerinde ve uğradığı saldırıdan sonra malulen emekli oldu falan. yirmili yaşlarda bir sevgilisi var onun. bunu sırf paraya bağlayanlar olsa da sonuç değişmez. o genç kadın, o şarkıcıyı tercih etti neticede; nice delikanlının flinta gibi çakı gibi sapasağlam vücuduna.
yine uzun yıllardır tanıdığım bir hanım arkadaşım var. yaşamını doğduğu günden itibaren sol koluyla devam ettiren. tıp fakültesini bitirdi. branşında çok başarılı bir psikiyatr oldu birçok ruhsal/mental engelli bireye bilgisiyle faydalı oluyor şimdilerde. evli ve iki çocuğu var.
devamını gör...
15.
evet engelli biriyle evlenmek zor olabilir. hem fiziksel hem de ruhsal açıdan bir sürü zorluğa göğüs germek gerekecektir. ama hicbir insanin sağlıkli kalmak gibi bir garantisi zaten yok. tamamen sevgiyle alakalı bir durum,toplum baskısı falan tiriviri birine aşık olduysanız geri kalan hicbir seyi gözünüz görmez zaten. ha engelli birine aşık olmak da mesele diyen varsa da aşkın ne olduğunu bilmiyor demektir. bırakın engeli,insanlar kalbi kapkara, zalim insanlara bile aşık oluyor. çünkü aşk,insan eliyle yapilacak ya da tercih edilecebilecek bir sey degil. eğer sanslıysanız gelip sizi buluyor ve kaçışı yok. o yüzden engelli biriyle evlenmem diyen insan henüz aşk tokatını yememiş insandir.
devamını gör...
16.
kalbi engelli olmasın. gerisi bir şekilde çözülür, sevdikten sonra bir sorun teşkil etmez. seven insan için. bakın burası önemli, seven insan için.
devamını gör...
17.
kimse kimseyi kandırmasın. engelli insanlar da zaten kendi dengi, yani bir başka engelli adayı ile evleniyor. çok hafif bir engeli varsa diğer adaylarla da evlenebilir. ama orta ve ağıra yakın bir engeli varsa kesinlikle yüzü çok güzel olmalıdır. yüzü çok güzel olursa, bakın özellikle de "çok" ibaresini ekliyorum, evet, yüzü çok güzel olursa ancak diğer uzuvlarını bastırabilir. ya da mali durumu yine çok iyi olursa karşı taraf da eh baya bir düşünecektir ve olumlu bir karar alacaktır. kardeşim, o yüzden kimse kimseyi kandırmasın. yol aşktı, meşkti filan, sen istesen bile nefsin en büyük engel. asla engelli bir bireyi kabul etmez ve karşıdaki de bunu bilir zaten. o da sana pek yaklaşmaz çünkü olumsuz olacağını bilir. o yüzden yine dediğim gibi yüzü çok güzelse çoğu erkek veya kadın yüzde 90 olumlu bir tepki verir. ne yazık ki dünyanın kaderi bu. ınsan daima en güzelini, olmazsa bir alt güzelini ister. evet,anlıyorum sizi, duygu, vefa, filan ama malesef 8 milyar insanın 7 milyar 990 milyonu böyle. saygılar.
devamını gör...
18.
belki de engelli birey sizinle evlenmek istemeyebilir yani benim durumum da böyle gerçekleşti. artık nasıl bir gudubetsem.
devamını gör...
19.
engelli demek sadece bir uzvu olmayan, kısmî felç geçirdiğinden bir tarafı tutmayan kişiler geliyor ama engelli raporu için bunlara gerek yok. epilepsi hastaları da engelli bireyler olarak geçiyor ve yüzde 40 a kadar rapor alabiliyor diye biliyorum. bazı nörolojik rahatsızlıklar inanın farkedilmiyor bile.
kısaca engel durumu da verilecek kararı etkilemektedir. size samimiyetsiz gelse de ben engelli biriyle evlenme konusunda herhangi bir beis görmüyorum. evlenirim de boşanırım da. benim için normal bireylerden farkları yoktur bu noktada.
kısaca engel durumu da verilecek kararı etkilemektedir. size samimiyetsiz gelse de ben engelli biriyle evlenme konusunda herhangi bir beis görmüyorum. evlenirim de boşanırım da. benim için normal bireylerden farkları yoktur bu noktada.
devamını gör...
20.
yaşayan herkes; potansiyel bir engelli ve mahkûm adayı. yarının bize neler getireceğini bilmiyoruz. insanlara yaklaşım konusunda, bunu unutmamak gerek.
devamını gör...