eski sevgiliyi özlemek

eskidiği hâlde özleyeceğim tek şey giyilmez duruma geldiğinden atmak zorunda kaldığım ayakkabılarım oluyor. kendini eskitmeyi "beceren" birine üzüleceğim zamana yazık.

genel olarak eskiye ait anıları özleriz. mesela onu değil de onunla geçirdiğimiz zamanlardaki heyecanı, mutluluğu, huzuru özleriz. ya da hissettiğimiz o duyguları özleriz. insan sevmeyi de sever ve sevmeyi de özler. bu yüzden bazen takıntılı olduğunuz şey kişinin kendisi değil, o günlerde yaşadığınız şeylerdir. güzel anılarınız olmuştur ve güzel hissettirmiştir. mutsuz olduğunuz bir anda bu geçmişe yönelik özleminiz daha da artar. başka birini sevemiyorsanız bu özlem daha da artar. bunu fark ettiğinizde "kişiyi" zihninizden özgür bırakabilir hale gelebiliyorsunuz. o kişi için ağlamıyorsunuz çünkü bunu fark edince çok şey değişiyor ve önünüze bakabiliyorsunuz.

bir de kişinin kendisini özlemeniz vardır ve dersiniz ki "neden böyle oldu" onun kişiliğini seversiniz ve keşke hayatımda kalsaydı dersiniz. belki bir arkadaş gibi. bazen arkadaş kalsaydık da hiç o yola girmeseydik en azından onun kişiliğinde birini hiç kaybetmezdim fikri bile oluşur aklınızda. geri dönüşü olmayan bir şeydir ve güzel anlaştığın bir insanı kaybetmişsindir.

üzülmeyin hiçbiri acınacak halde olduğunuzu göstermez. yeter ki gidip o kişiye bunu belli etmeyin...

bir de ikisi birden vardır. hem onu hem o zamanları özlersiniz. işte bu en kötüsüdür. aşamamışsınızdır henüz.

ben biriyle güzel vakit geçirmeme rağmen onu özlemiyorum mesela. anılar da zamanla silinip gidiyor çünkü yerine daha güzel anılar geliyor.
başıma ikincisi de geldi. biriyle iletişimi kötü yolla kesmiş olmama rağmen zekasına, bilgisine, konuşmasına, kişiliğine hayrandım. bunu çok daha zor aştım. gözümde iğrenç şeyler yapmış olmasına rağmen keşke arkadaş olsaydık da hiç kaybetmeseydim dedim. kişiden kişiye göre değişir aşma aşamalarınız. ama özlemek çok doğaldır, takıntılı olduğunuzu ya da unutamadığınız göstermez. eski, güzel bir şeyi özlemişsiniz, çok mu?

toksisite barındırır. bitmez bunun derdi. her sene konuşmaya falan çalışılır sonra daha bok olur her şey. fazla romantikleştirmeye gerek yok bazı şeyleri arkadaşlar biten bitmiştir.

herhangi bir sebepten kötü bi şekilde ayrıldıysanız anlamsız ve duygularını yormaktan başka bisey değildir. iyi şekilde ayrılık olmaz illaki bi sorun vardır ki eski olmuştur .
lâkin ölüm ayırdıysa ; geri gelmeyeceğini bilmek, bir daha dokunamamak, bir daha görmemek her defasında acıtır canını. *
özlemek o zaman esas anlamına bürünür. ışte o zaman eski değil eskimeyen olur.

özlenilen şey eski sevgili değil anılar,
ama şu zamanda kimsenin kimseyi özlediğine de inanmıyorum elde edememişliğin verdiği kuyruk acısına özlemek diyorlar. her halükarda s.edip geçmelik duygular.

özlenilen şey eski sevgili değil iri ve diri memeler ama şu zamanda kimseyi iri ve diri memeleri için sevmeyin çünkü eninde sonunda gidiyorlar.

sevdiğim şarkıcılardan sevimo'nun dediği gibi "aşk kısa unutmak uzun sürüyor"

bir fotoğraf, bir şarkı, bir anı, bir acıdır.

özlemek fiili anlam kazanır ve kavuşmak fiili anlamını kaybeder.

ozlem değildir o özlem olsa duramazsin.(bkz: swh)

hepsini değil tabi.
birini...
bazen...

yapılmaması gereken hatalar part1.

o gün uzun süredir sevgili olduğumuz ve olaylı bir şekilde ayrıldığım eski sevgilimin adını unuttuğumu farkettim. 2 saat oturdum bunu düşündüm. hayır iki ismini de unutmazsın yani. yakın arkadaşlarıma sordum onlar saniyesinde hatırladılar. hatta "hadi yeme bizi whis, o kadar olaydan sonra mümkün mü bu? " dediler. johnny depp-amber heard davası gibiydik. benim eyşan amber'im de oydu.

bu evreye gelmek basit. serdar ortaç'ın kumar masasına gittiği aracın içinde "sana bir önerim olacak; hayatından mikropları at" sözünü yazdıktan sonra serdar abimle karşılıklı bardaklarımızı tokuşturmuş sonra ise beni arabadan atmıştı. hey gidi günler hey. bak abim nasıl unuttu ama chloe'yi. ben zaten malum. değil özlemek adamın adını bile unutmuşum.

herkesi özleyin ama eski sevgilinizi/sevgililerinizi asla. değmezler anacığıım değmezler. yenilerine yer açın. gel bakiim sen şöyle.

burnunuzdaki direkleri sızlatır. eğer ki seviyorsanız hâlâ.
ve size her şey, onu hatırlatır.. kaçarı yoktur.

sevgiliyi değilde alışkanlıkları özlersin.

eski bir duyguyu özlemek gibidir. anlık olarak gelir ve gider önemli olan geldiği anda verdiğiniz tepkidir.

aslında sevilmeyi özlemektir. sevgiliyi değil.

bu duygu tam özlemek değil bence, bu duyguyu ifade etmek için yeni bir kelime türetmeliyiz. işin kötüsü bende tam tarif edemiyorum.

hayatımın 20 senesi yeni sevgilide eski sevgiliyi ozleyerek gecti.
en cok bana soracaksınız. ihih.

yapmıyorum artık boyle seyler. bugun yanımda kim varsa en cok onu dusluyor, onu ozluyor ve ona hakkını teslim ediyorum. bugun ellerimden yalnızca o tutuyor ve bunun bir anlamı olmalı degil mi?:)

gonul isterdi ki size bir hap vereyim benim bugun geldigim yere siz de gelin.
ama oyle bir hapıp yok.
sadece zamanım var..
zamanla siz de anlayacaksınız..