fenerbahçe taraftarı

hasbelkader bir maçı kazanıp da hala rüyasından oh my god fener fener diye sıçrayanların korkulu rüyası olan taraftardır.

bu arada gerçekten de hasbelkader kazanılmış bir maç oldu.. ceza sahasını bırak 18 in içinde bile liverpool geldiğinde 5 kez kör döğüşü gibi top onun kıçına bunun başına çarparak dışarı çıkmış.

tebrik konusuna gelince de. ben barışçıl bir kişiyim. fener yenince tebrik edeceğini bildiklerimi tebrik ederim. ama fenerle yatıp fenerle kalkan geselilerin neyini tebrik edeyim adamların amacı başka.

milli maçta oynayan oyuncular üzerinden bile algı çabaları içerisindeler. herif kendi kalesine vurup kaleciyi kontrpiyede bırakıyor, sırf kaleci galatasaraylı diye onu suçluyorlar. gidin malum sözlüğe bakın, gündemde ikinci sırada uğurcan var. girilen entrylerin hepsi ekseriyetle bu tayfa taraftarı, hepsi kaleciyi suçluyor. bir de algı yapıyorlar sanki uğurcan ilk kez milli kaleye galatasaray'a geldikten sonra geçmiş gibi. laf söyledikleri uğurcan şampiyonlar ligi'nde haftanın kalecisi seçilen adam. kim oynasın istiyorlar acaba ederson mu yoksa üstüne gelen topu yiyen irfancan mı.

milli takımda galatasaray lobisi diyip duruyorlar. kendi yakınlarındaki yedek oğuz oynuyor, galatasaray'da ilk 11 oynayan yunus ve barış yedek.

kerem bugün aldığı her topu ezdi ama kerem'e laf söylemezler. barış veya yunus olsa demedikleri kalmazdı. her maç barış oynuyor can nasıl oynamıyor yazıyorlardı, şu kerem 80 dk sahada kaldı can nasıl oynamaz demiyorlar.

bu bugünün mevzusu değil. her branşta bunu yapıyorlar ne zamandır. ilkin aydın, barış, yunus, bize geldikten sonra uğurcan, apokerim ve daha niceleri. saldırmadıkları adam yok. bunlar yüzünden milli takımda duygu yaşanmıyor. kendileri sporcu yollamadıkları branşta bile aynılarını yaptılar.

milli takımı sevmeyen mesut'u seçse mesut olamazdı iyi oldu diye savunup sonradan mesut türk'tür diye savunmaya çalışan, stat adı kobani olan camia milliyetçilik taslıyor. çelişkiler çelişkiler.

bu sezonu da kapatmış olan taraftar grubudur. bu sezon takımları lige erkenden havlu atmıştır ve takımlarının şampiyonluk ihtimali kalmamıştır.

yallah baskete

galatasaray taraftarı, fenerbahçe aleyhindeki tezahüratını "sadece fenerbahçe maçında" yapar.

fenerbahçe taraftarı ise çoğu maçta, hele ki de avrupa maçlarının neredeyse tamamında galatasaray aleyine tezahürat yapmaktadır. aynı beşiktaşlılar gibi.

bu bir eziklik psikolojisidir. bu durum galatasaray kompleksini ve takıntısını gözler önüne sermektedir. bu, karşı tarafın kendinden büyük ve güçlü olduğunu kabul etmektir.

20 senedir gidemedikleri şampiyonlar ligi arenasındaki bodo maçımız üzerinden algı yapma haftası gelmiş olan taraftar grubu. galatasaray bodo maçı için balon patlayacak, gerçekler ortaya çıkacak falan diye başlamışlar gene sosyal medyada.
şimdi biz bodo'ya yenilirsek biz demedik mi moduna girecekler, kazanırsak at tarafı bodo yendiniz diye bodo küçümsenecek.
liverpool üzerinden fantaziler kurdular, galatasaray maçı kazanınca şimdi liverpool küçümseyip bu sene yenmeyeni dövüyorlar zaten diyorlar. liverpool o maça gelene kadar sadece 1 kez yenilmişti, önceki maçta atletico'yu yenmişti demiyorlar. o atletico akabinde real'i 5'ledi. ama sorsan atletico'da kötüdür, küçük takımdır.
adım gibi eminim biz atletico maçını kazanırsak bu seferde çöp liverpool bile yenmişti diyecekler.

galatasaray balı diyip kuraya şanslı diyeni var lan. atletico, liverpool, city, ajax, monaco çekmişsin, yanlarında bayern her sene bundesliga'yı domine ederken onlara 5 bile çekebilen frankfurt var ama adam gelip bu takımları küçümsüyor. kendi takımının kurasında zor der, rakipler brann, ferencvaros, plzen falan. hayır onlara yenildikleri zaman da nedense gerçekler ortaya çıkmıyor, fenerin gerçek seviyesi, bu ligde nasıl hep kafaya oynadığı falan görünmüyor nedense. bı biz yenilince ligin kalitesi konuşuluyor, bu ligde nasıl bu kadar puan topladığımız konuşuluyor. lan sen de aynı ligdesin ya, aynı sezonda sadece 3-5 puan az topluyorsun ama neticede sen de o kadar puan toplamış oluyorsun ya. onlardan hiç bahsetmiyorlar nedense.

üç gram beyinleri vardı zaten, liverpool maçıyla o da gitti. sahte yıldızları bile gerçek zannediyorlar, şizofrene bağladılar iyice. yazık la kimin şeyiyse.

ne diyeceğimi bilmiyorum artık. yüzsüzlüğün bu kadarı.

çok aceleci ve dengesizler maalesef, bir maç överler, diğer maç gömerler öyle de enteresan haldeler.

bugün oynanan beşiktaş maçını “abi kırmızıya kadar iyi değildik” şeklinde değerlendirmedikleri sürece üzülecek taraftar grubudur.

tamam tedesco kazandı ama editlere boğmak için henüz erken.

ben saha kenarında duruşunu ve açıklamalarını çok seviyorum. takımına odaklanmış futbola odaklanmış bir teknik direktör görüntüsü veriyor.

ayrıca ismail yükseği oynatan her hocayı mantıklı bulurum tedesco onlardan biri. fredi yedek bırakmak taliscayı yedek bırakmak irfanı ve cenki kadro dışı bırakmak her hocanın yapacağı şeyler değil. helal olsun.

8jk taraftarı tiner çekiyorsa bunlar da lsd çekiyor. bu kafanın başka açıklaması olamaz.

şaşkın ve tedirgin olduklarını tahmin ediyorum.

“ulan bari bu sefer uçuyoruz, esiyoruz diye gaza gelip hüsrana uğramayalım” tarzı bir mütedillik var gibi.

tedesco cortlarsa o eski kaosun geri gelmesi kaçınılmaz gibi ama bir süre daha iyi giderse şu tavrı ne kadar sürdürebilecekler, çok merak ediyorum. hadi bakalım…

bu arkadaşın mabadı sağlam yanmış, acil destek lütfen...



------------------------------------------------------------------

normalde bu başlığa yazmayacaktım ama baktım ki hüngür hüngür ağlıyorlar.

abi resmen yanmışlar ya. mabadınıza yoğurt sürün geçer.

victor osimhen ile ağlayan kuşlar serisi:

galatasaray'ın dışarıdaki başarılarına karşı hazımsızlar.

sözlükte var birkaç hazımsız, ajaks galibiyetiyle ağlamaya başladılar.

ama mantığa göre mesela bugün trabzonspor oynasaydı o da 3 tane atardı dimi? :) şaka şaka.. tebrikler...

mevzuyu genellemiyorum, maalesef her taraftar grubunda bu tarz dingiller mevcut ve maalesef her şl maçından sonra keyifle twitter'da gezerken bunlara rastlıyorum. işin kötü yanı engelliyorum engelliyorum bitmiyorlar

frankfurt mağlubiyetinden sonra "avrupa'da yapı olmayınca gerçekler ortaya çıktı" diyenler
liverpool galibiyetinden sonra "bahis şikesi var" diyenler
bodo galibiyetinden sonra "köy takımı diyenler"
ajax galibiyetinden sonra da "tarihin en kötü ajax'ı, avrupa'da sıfır çekiyor adamlar zaten" diyenler ne istiyorsunuz ulan?

biz de illa "siz de tarihin en kötü benfica'sına elendiniz, onlar da sıfır çekiyor, ayrıca sizi eleyen adama bilmem kaç milyon para bayıldınız, sonra elenen td'nizde gitti o takımın td'si mi oldu?" diyelim. kardeşlerim futbolu beyninizle takip edin nefretinizle değil.

o malum sözlükteki kesimine bakın, daha 3. dakikada torreira'nın ayağına basılıp kart çıkan pozisyon var ya, heh işte onun için bile nasıl ağlıyorlar kart çıktı diye. umarım ayağı kırılır yazıları dolu. orda hesabım hiç olmadı yoksa hepsiyle tek tek uğraşırdım. nasıl da yanıyor œvlatları. kıskançlıktan kuduruyorlar.

4 aylık oğlum üniversiteye giden bir fenerliden daha çok şampiyonlar ligi müziği dinleyip, galibiyeti tattı. yanmaya devam etsin arkaları.

bodo, ajax konferans takımı yazmışlar. avrupa ligi de değil konferans. kendini üste koyacak haspam. o bodo geçen sene avrupa ligi'nde yarı final oynadı, hani senin hayalini kurduğun turnuvada. sen ne oynadın. konferansta çeyrek final hesapları yaptın kamil. istisnaları hariç genelinin futbol aklı bu kadar işte.

hitlerin gaz odaları gibi yerlere yerleştirip vereceksin gazı, ardından sabun yapıp dağıtacan askere ortasını delip masturbasyon yapsınlar.

hepsi olmasa da belli kısmı hasımsızdır, çok saçma bir söylem olan "tarihin en kötü liverpool'u" söylemini dillerine doladılar kıskançlıkla, liverpool dün real madrid'e pozisyon göstermedi neredeyse. bodø/glimt avrupa'nın sürpriz çıkış yapan ve son yılların en güçlü takımlarından, avrupa'da köklü bir tecrübeleri yok yalnızca "köy takımı" dediler, ajax'ı yendik yine bahaneler üretiyorlar.
elendiğimiz young boys sıfır çekti diye kafa ütülüyorlardı, elendikleri benfica'ya gelen saplıyor geçen saplıyor sesleri çıkmıyor. avrupa'daki birkaç yıllık kötü gidişat üzerinden ligde kayırıldığımıza dair kıskançlık ve hasetle uydurmalara inanıyorlardı. arkadaşlar galatasaray bir avrupa takımıdır, kötü dönemleri mutlaka olur ama avrupa'da galatasaray'ın adı bile yeter, en güçlüleri bile temkinli oynamaya zorlar adı. biliyorum yıllarca süren başarısızlık süreci insan zihnini bahaneler üretmeye itiyor, ben her şeye rağmen yarın fenerbahçe ve samsunspor'a uefa avrupa ligi ve konferans maçlarında başarılar diliyorum ve destekliyorum. rekabeti düşmanlıkla eşdeğer gören insanlara ise akıl fikir diliyorum. futbol bu, her şey olabilir bunu kabullenmelerini öneriyorum.

özellikle ali şen sonrası her başkan tarafından gitgide arttırılan bir kutuplaşmanın, son olarak ali koç döneminde akıllara zarar söylemleri, neredeyse ruh ve sinir hastalıklarına konu olacak tavırları, ve bir öyle bir böyle açıklamaları ile iyice zıvanadan çıkmış büyük bir grubu barındıran kitledir.

derbi günü 5-6 yaşlarındaki çocuklarına, yoğurtçu parkında "....pu çocuğu" kelimesi geçen tezahürat öğretip bununla gururlananın ebeveyn bozmalarını bile gördüm. o yüzden, dünyanın neresinde olursa olsun rakip takımın teknik direktörüne saldırı sayılacak hareketi normalleştirmeye çalışmaları, kimler olduğu bir türlü netleşmeyen yapı söylemleri, ota boka çöp demeleri filan şaşırtmıyor.

tribün liderlerini incelerseniz bağlantıları bir garip. hatta kura ile jhon duran transferinde çağrılacak isimlere bakarsanız garabeti daha beter görürsünüz. kongre günü ali koç'un oğlunun da hangi gruplarla irtibat halinde olduğuna bakmakta fayda var. tabii en son birkaç sene hapis cezası alan isimden bahsetmiyorum bile.

babamla şükrü saraçoğlu stadında alex izlemeye gittiğim günlerden, derbi günü 5 dk yürüme mesafesindeki kadıköy'e gitmemeyi tercih ettiğim günlere gelmişim. beni tek üzen bu.

bir fenerbahçe taraftarı olarak şunu söyleyebilirim ki " türkiye'de doğru düzgün bir tane taraftar yok."

sürekli olarak birbirine laf atan, hakaret eden, hesapta bağlı oldukları futbol takımı sebebiyle birbirlerini aşağılayan garip eğitimsiz bir insan sürüsü var bu memlekette.

spor ve sporun tüm dalları eğlence için yaratıldılar. dolayısıyla, futbol da eğlence içindir. futbol'da kutuplaşma olmaz. herkesin zevki ve gönül verdiği takım ayrıdır ama bu yüzden kimse kimseye küfür edemez, aşağılayamaz, şiddet uygulayamaz ve sosyal medyada zorbalayamaz. tuttuğunuz takımdan bana ne ? benim tuttuğum takımdan size ne? fenerbahçe yenilmiş- galatasaray kazanmış bunların kişisel olarak hayatlarımıza bir etkisi var mı? yok. alt tarafı bir eğlence. toplumu bir açıdan manipüle edip, oyalayabilmek adına yaratılmış alakasız aktivitelerin insanların beyinlerine böylesine hükmedebilmesine inanamıyorum.

yineliyorum "spor amaçsız bir oyundur. halka oyalanması adına servis edilmiş, bir rutini olan müsabakalar eşliğinde, ilgi dağıtma amacıyla kullanılan bir maşadır. gerçek hayatımızla bir alakası ve ilgisi yoktur. oradaki her şey kurmaca ve düzmecedir. alınan skorlar- kazanılan kupalar her şey sistemin kendi ürünüdür."

bunu bile idrak edememiş ve edemeyen avanaklar sürüsü ile yaşıyoruz. tekrar ve tekrar ediyorum çünkü bizim ülkemizde kimse 1 kere söylediğinizde, hiç bir şeyi algılayamıyor. futbol amaçsız bir oyundur. toplumlar stress atsın, eğlensin diye oluşturulmuş, saçma bir aktivitedir. sporun( her branşıyla) toplumların stress atabileceği bir oyuncak olabilmesi için farklı takımlar kurdular, bu takımları birbirleriyle skorlar dahilinde yarışacakları bir puanlama sistemine oturttular ve bir sürü cahil cühela ortaya atılmış bu garip aktivitenin kölesi oldu.

şurada bile kaç kişi kutuplaşmanın en çirkin farklı versiyonlarıyla yorum yapmış.

gerçekten bu kadar mı cahiliz? bir futbol takımının bile işlevini tam kavrayamayacak kadar niteliksiz nasıl olabiliyoruz?